Aladağlar Milli Parkı
Niğde'nin Dağları
Niğde’miz; ulusal ve uluslararası boyutta tanınan ve sık ziyaret edilen Aladağlar, Bolkar Dağları, Hasan Dağı, Melendiz Dağı, Göllüdağ ve Pozantı Dağı gibi farklı dağ ekosistemlerine sahip önemli bir ilimizdir. Bu dağlarımız turistik, sportif ve bilimsel açıdan oldukça zengin kaynak değerlerine sahiptirler ve yörenin sosyo-ekonomik hayatında da vazgeçilmez bir yer edinmişlerdir. Niğde dağlarının yöre insanına sunduğu doğal kaynak değerleri elbette ki tükenmez ve bozulmaz değildir. Bu kaynakları, koruma-kullanma dengelerine kavuşturacak planlamalar yapılarak sürdürülebilir kullanım ve kalkınma sürecine sokmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bu husus başarıldığı zaman, en büyük kazanım Niğde insanının olacaktır. Potansiyel kaynak değerlerinin kontrollü ve rasyonel kullanımı sağlanabildiği taktirde Niğde dağları, doğa sporları ve turizmi yanında diğer bir çok eko-turizm faaliyetleri açısından da ülkemizin en önde gelen yöresi olacaktır. Aşağıda Niğde'nin dağları hakkında özet tanıtım bilgileri verilmiştir.
NİĞDE’NİN GENEL JEOMORFOLOJİK GÖRÜNÜMÜ
Niğde’nin genel jeomorfolojik görünümüne bakıldığında yüksek dağlık alanlar ile ovalık sahaların iç içe ve yan yana bulunduğu görülür. Niğde, yer şekilleri açısından özellikle dağlık alanları ile daha çok tanınır. İl topraklarının kuzey kesimi volkanik dağlar, merkezi, güney ve doğu kesimleri ise orojenik-tektonik sıradağlar ile çevrelenmiştir. Kuzey sektördeki volkanik dağlar batıdan doğuya doğru; Büyük Hasan Dağı (3268 m.), Küçük Hasan Dağı (2844 m.), Keçiboyduran Dağı (2727 m.), Melendiz Dağı (2963 m.), ve Göllüdağ (2172 m.) şeklinde sıralanır. Orojenik-tektonik dağlara gelince; güneydeki Niğde-İçel sınırında Bolkar Dağları (Medetsiz-3524 m.), güneydoğu ve doğudaki Niğde-Adana-Kayseri sınırında ise Aladağlar (Demirkazık-3756 m.) aynı zamanda ülkemizin de en önemli sıradağları arasında yer almaktadır. Niğde toprakları içinde bulunan diğer önemli dağlık kütle ise merkezi kesimdeki Pozantı Dağı (2703 m.)’dır. İl Merkezi’nin kurulduğu Niğde Depresyonu ile doğudaki Çamardı-Ecemiş Depresyonu arasında yükselen Pozantı Dağı, Niğde şehir merkezine bakan İtulumaz Zirvesi (2167 m.) ile daha çok tanınmaktadır.
NİĞDE'NİN DAĞLARI
ALADAĞLAR :
Aladağlar; Orta Toros Sıradağları’nın kuzeydoğu uzantılarını oluşturmakta ve sıradağ silsilesinin en yüksek doruklarını (Demirkazık Zirvesi – 3756 m.) kapsamaktadır. Ortalama 3500 m. yüksekliğinde, KKD-GGB uzanımlı tipik bir sıradağ görünümü sunan Aladağlar, başlıca 4 yükselti grubundan oluşmaktadır. Kuzey kesimde Demirkazık grubu (3756 m.), orta kesimde Yedigöller grubu (Kızılkaya doruğu – 3725 m.), güney kesimde Kaldı grubu (3688 m.) ve güneydoğuda ise Torasan grubu (Vayvay dağı – 3565 m.) bulunmaktadır. Bu yükselti gruplarını kuzeyde Develi Ovası, kuzeydoğuda Zamantı Irmağı Vadisi, batıda Çamardı-Ecemiş Depresyonu, güneybatıda Kamışlı Boğazı, güneydoğuda ise Aladağ Çöküntü Havzası çevrelemektedir. Kuzeydeki Develi Ovası düzlüklerinden yükselmeye başlayan Aladağlar’ın güneybatıdaki Kamışlı Boğazı’na kadar olan uzunluğu yaklaşık 80 km.’yi bulmaktadır. En geniş bölümü ise batıdaki Ecemiş Çayı ile doğudaki Zamantı Irmağı arasında yaklaşık 30 km. civarındadır.
Aladağlar; batıdaki Niğde İli, kuzeydeki Kayseri İli ve güneydeki Adana İli arasında, bu üç ilin idari sınırlarının kesiştiği bir konumda bulunmaktadır. Aladağlar’ın yakın çevresindeki en önemli yerleşmeler; batı kesimdeki Niğde İli Çamardı İlçe Merkezi, kuzey kesimdeki Kayseri
İli Yahyalı İlçe Merkezi, güneybatı kesimdeki Adana İli Pozantı İlçe Merkezi ve güneydoğu kesimdeki Adana İli Aladağ İlçe Merkezi’dir. Yaklaşık 1024 km2’lik bir alanı kaplayan Aladağlar’ın önemli bir bölümü Niğde İli sınırları içerisinde kalmaktadır. Dağlık alana yaklaşmak için en kolay ve en çok kullanılan ulaşım yolu da Niğde İl Merkezi’nden Çamardı İlçesi’ne giden yoldur. Aladağlar’ın, Niğde ve Kayseri bölümlerini de içine alan tamamı, Akdeniz Bölgesi’nin Adana Bölümü’nde bulunmaktadır. Kuzeyde Kayseri İli’ne bağlı Yahyalı İlçe Merkezi ile batıda Niğde İli’ne bağlı Çamardı İlçe Merkezi’ni, Aladağlar’ın etekleri boyunca birleştiren doğal sınır, Akdeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi arasındaki bölge sınırının bir parçasıdır.
Türkiye’de dağ denince akla Toroslar gelmekte, Toroslar’ın en çok tanınan bölümünü ise Aladağlar oluşturmaktadır. Aladağlar’da; Türk dağcılarının “O bizim tapınağımızdır” diye tanımladıkları Demirkazık (3756 m.) Doruğu’na, 3500 metre civarında 15’e yakın zirve eşlik etmektedir. Yılın her mevsimi eğitim ve tırmanış amaçlı gelen dağcıların eksik olmadığı Aladağlar, ülkemize gelen yabancı doğa sporcularının da mutlaka uğradığı, dünyaca üne sahip dağlarımızın başında gelmektedir. Ancak, ulusal ve uluslararası boyutta sportif ve turistik kullanımın giderek denetimsiz biçimde yoğunlaşması, Aladağlar ekosistemi üzerinde antropojen baskıları da arttırmaktadır. Ayrıca, doğal afet riskleri ve alanları belirlenip, haritalanmamış olduğu için Aladağlar’da ölümlü dağ kazaları da artış göstermektedir. Bunun yanı sıra; Niğde, Kayseri ve Adana illerinden Aladağlar’a çıkarak geleneksel yaylacılık faaliyetlerini sürdüren önemli bir yaylacı nüfusu bulunmaktadır. Yaylacılar, Aladağlar’ın alpin çayırlarında aşırı hayvan otlatması yaparak endemik dağ çiçeklerinin neslini tehlikeye sokmaktadırlar. Yine uzun yıllar boyunca yapılan aşırı ve kaçak avcılık nedeniyle yaban hayatı üzerinde de önemli bir tahribat gerçekleşmiştir. Ayrıca, Aladağlar’ın bazı derin vadileri içinde varlığını koruyabilmiş orman kalıntıları bulunmakta, ancak özellikle Emli Vadisi’nde olduğu gibi, endemik Toros Göknarları yaygın ökse otu tehdidiyle kurumakta, böylece son orman kalıntıları da doğal yolla ortadan kalkmaktadır.
Çevresel tahribatın etkilerini hissettirmeye başladığı Aladağlar’da, T.C. Orman Bakanlığı’nca koruma çalışmaları başlatılmış ve ilk olarak 1991 yılında Kayseri bölümünde kalan “Hacer Ormanı Tabiat Parkı”, ardından 1995 yılında hemen bütün Aladağlar’ı kapsayan “Aladağlar Milli Parkı” Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilmiştir. Günümüzde, “Aladağlar Milli Parkı”nda planlanmış koruma uygulamalarına henüz geçilememiş olup, bunun için öncelikle Milli Parklar Kanunu kapsamında hazırlanması gereken “Uzun Vadeli Gelişme Planları”nın bitmesi beklenmektedir.
Aladağlar’ın sahip olduğu turizm potansiyelinin de koruma-kullanma dengeleri oluşturulmak kaydıyla değerlendirilmesi kaçınılmazdır. Nitekim bu amaçla T.C. Turizm Bakanlığı, “Birinci Derecede Öncelikli Yüksek Dağlık Alanlar” kapsamında, 6 dağlık bölgeden biri olarak Toros Aladağlar’ı da değerlendirmeye almıştır.
“Milli Park” ve “Turizm Bölgesi” çalışmalarının yanında; Aladağlar’ın sahip olduğu doğal kaynaklar için politik-stratejik ve arazi kullanım ilkeleri ile bunların uygulama tekniklerini kapsayan “Dağ Alanları Yönetimi (DAY) ve Planlaması” çalışmalarının da yapılması gerekmektedir. Değişik amaçlı kullanım planlamalarını kaçınılmaz çevresel öncelikler etrafında bütünleştirecek, doğaya uyumlu sürdürülebilir kullanım uygulamalarının yürütüleceği ortak bir yönetim sisteminin kurulması, DAY ve Planlaması çalışmalarının başlıca katkılarından biri olacaktır.
Aladağlar’ın doğa sporları ve turizmi açısından en yoğun kullanılan ve en zengin doğal kaynak değerlerine sahip bölümü Niğde İli sınırları içerisinde kalmaktadır. Ayrıca Niğde İl Merkezi, Aladağlar’a ulaşmak isteyenlerce giriş kapısı olarak kullanılmaktadır. Bu nedenlerle; Aladağlar’ı öncelikle sahiplenmesi gereken il Niğde’dir. T.C. Niğde Valiliği, Niğde Üniversitesi, Niğde’li özel teşebbüs, yerel medya ve yöre halkı, dağlarına sahip çıkmalıdır.
BOLKAR DAĞLARI :
Bolkar dağları; Orta Toroslar’ın kuzeydoğu uzantısının güney sırasını oluşturmakta ve Aladağlar’dan sonra sıradağların en yüksek doruklarını (Medetsiz-3524 m) kapsamaktadır. Ortalama 3400 m. yüksekliğinde, KD-GB uzanımlı tipik bir sıradağ görünümü sunan Bolkar Dağları sistemin kuzeye uzanan parçası Aladağlar’dan Seyhan Nehri kolu Pozantı Çayı ile ayrılmaktadır. Başlıca 3 yükselti grubundan oluşmaktadır. Güneyde Yıldız Dağı (3134 m), orta kesimde Aydos Dağı (3430 m) ve doğuda Pozantı - Gavur Dağları (3114 m) bulunmaktadır. Yıldız Dağı güney-güneybatısında Karagüney Dağları (2474 m) ise Bolkar Dağları’nın güneybatıya alçalan ve ortalama yükseltisi 2000 metreyi bulan yüksek plato kesimini oluşturur.
Güneyde yer alan İçel ile kuzeyde yer alan Karaman, Konya ve Niğde il sınırları Bolkar dağları su bölümü çizgisini takip etmektedir. Batıda Ayrancı (Karaman) kuzeyde Halkapınar (Ereğli) ve Ulukışla (Niğde), doğuda Pozantı (Adana) ve güneyde Çamlıyayla (İçel) en yakın yerleşim birimleridir. Bolkar Dağları’nın en yüksek kesimi (Medetsiz zirvesi-3524 m) ve en çok tanınan Göller Yöresi Niğde il sınırları içerisinde kalmaktadır. Dağlık alana giden en kolay ulaşım yolu da Niğde-Ulukışla-Darboğaz üzerinden sağlanmaktadır. Bolkar Dağları aynı zamanda Akdeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi arasındaki bölge sınırının bir parçası üzerinde bulunmaktadır.
Aladağlar’dan sonra Toros Sıradağları’nın en çok tanınan bölümü Bolkar Dağları’dır. Yılın her mevsimi eğitim ve tırmanış amaçlı gelen dağcıların eksik olmadığı Bolkar dağları, ülkemize gelen yabancı doğa sporcularının da mutlaka uğradığı, dünyaca üne sahip dağlarımız arasındadır. Ancak, ulusal ve uluslararası boyutta sportif ve turistik kullanımın giderek denetimsiz biçimde yoğunlaşması, Bolkar dağları ekosistemi üzerinde antropojen baskıları da arttırmaktadır. Ayrıca, doğal afet riskleri ve Kış Turizmi açısından gerekli fonksiyonel alanların belirlenip, haritalanmamış olması önemli bir eksikliktir. Bunun yanı sıra; Niğde, Adana ve İçel illerinden Bolkarlar’a çıkarak geleneksel yaylacılık faaliyetlerini sürdüren önemli bir yaylacı nüfusu da bulunmaktadır. Yaylacılar, alpin çayırlarda ve orman üst sınırına yakın alanlarda aşırı hayvan otlatması yaparak endemik dağ çiçeklerinin neslini ve orman alanlarını tehlikeye sokmaktadırlar. Yine uzun yıllar boyunca yapılan aşırı ve kaçak avcılık nedeniyle yaban hayatı üzerinde de önemli bir azalma gerçekleşmiştir. Özellikle Göller Yöresi’ndeki buzul göllerinde bulunan endemik kurbağalar ve bu alana gelen dağ keçileri büyük tehlike altındadır.
Çevresel tahribatın etkilerini hissettirmeye başladığı Bolkarlar’da, çevre koruma planlamaları ve uygulamalarına henüz geçilememiştir. Bolkar Dağları’nın sahip olduğu turizm potansiyelinin ve ekolojik yapının da koruma-kullanma dengeleri oluşturulmak kaydıyla değerlendirilmesi kaçınılmazdır. Nitekim bu amaçla T.C. Turizm Bakanlığı, “Kış Turizm Merkezi” kapsamında Bolkar Dağları’nı da değerlendirmeye almıştır.
HASAN DAĞI :
Niğde-Aksaray il sınırı üzerinde bulunan Hasan Dağı volkanik ikizleri, oldukça tipik volkan konisi yapılarıyla, İç Anadolu Bölgesi’nin Erciyes Dağı’ndan (3917 m.) sonra en yüksek ikinci volkan dağı ünitesidir. Özellikle ana volkan konisini oluşturan Büyük Hasan Dağı (3268 m.); kuzeybatısındaki Aksaray Ovası, batısındaki Obruk Platosu ve güneyindeki Bor Ovası düzlüklerinden aniden yükselerek, kasvetli bir doğal abide görüntüsü sunmaktadır. Bu ana volkan konisinin doruğu tipik bir kraterden oluşmakta ve kraterin tabanında bir krater gölü bulunmaktadır. Ana koninin hemen güneydoğusundaki daha küçük boyutlu ve yükseltisi daha az olan ikiz koni ise Küçük Hasan Dağı (2844 m.) olarak anılmaktadır. Bu volkan konisinin de doruğu tipik bir krater halindedir. Oldukça taze ve karakteristik volkan şekilleriyle ülkemizin en genç volkan dağları arasında bulunan Hasan Dağı volkanik ünitesi, tarihi çağlardan bu yana daldığı uykusuna devam etmektedir.
Hasan Dağı’nda, günümüzde yöre halkının geleneksel yaylacılık faaliyetlerini sürdürmek için yayla mevsiminde çıktığı bir çok yayla bulunmaktadır. Bunların arasında en büyüğü ve en ünlüsü, Altunhisar İlçesi’ne bağlı Hasan Dağı Ulukışlası yaylasıdır. Küçük Hasan Dağı ile Keçiboyduran Dağı arasındaki dağ geçidi üzerinde bulunan bu yayla sahası, geniş düzlükleri ve otlakları, bol su kaynakları ile benzersiz bir doğal potansiyele sahiptir. 2000 Yılında birincisi yapılan yayla şenlikleri her yıl düzenli olarak yapılmaya devam etmektedir. Bu yayla şenlikleri, her yıl artan bir katılıma sahne olmakta ve Niğde’nin gelişen yayla turizmine öncülük etmektedir.
Özellikle Büyük Hasan Dağı, dağcılık ve doğa sporları açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Gerek yerli ve gerekse yabancı doğa sporcuları yılın her mevsimi tırmanışlar gerçekleştirmektedir. Daha ziyade kış mevsiminde kış tırmanışlarına sahne olan Büyük Hasan Dağı’na, yaz mevsiminde su kaynaklarının yetersizliği nedeniyle daha seyrek tırmanış yapılmaktadır. Günümüzde herhangi bir planlı koruma uygulamasının olmadığı Hasan Dağı’nda, koruma-kullanma dengelerinin oluşturulup doğal potansiyelinin geliştirileceği projelere gereksinim vardır.
MELENDİZ DAĞI :
Melendiz Dağı (2963 m.); İl Merkezi’ni kuzeybatıdan çevrelemekte ve Merkez İlçe ile Çiftlik, Altunhisar, Bor ilçe sınırlarının kavuşma sahasını oluşturmaktadır. Güneydeki Niğde-Bor düzlükleri ile kuzeydeki Çiftlik (Melendiz) Ovası arasında kuş uçuşu yaklaşık 24 km.’yi bulan bir volkanik yayılışa sahiptir. Batıya doğru uzantısı olan Keçiboyduran Dağı (2727 m.) ve kuzeye doğru uzantısı olan Göllüdağ volkanik ünitesi (2172 m.) ile beraber dikkate alındığında, İç Anadolu Bölgesi’nin en geniş yayılışa sahip volkanik ünitesi olduğu söylenebilir.
Melendiz Dağı kütlesi, Akdeniz üzerinden Gülek Boğazı koridoru boyunca sokulan nemli hava kütlelerini karşılamakta ve İl Merkezi ile Altunhisar, Bor, Çiftlik İlçesi civarına orografik yağışların düşmesine sebep olmaktadır. Özellikle Çiftlik ilçesi, Melendiz Dağı yükseltileri arasında bulunması nedeniyle, bu orografik yağışlardan daha çok etkilenmekte ve çevresindeki geniş ovalık alanlara göre daha yağışlı ve serin bir mikroklimaya sahip olmaktadır.
Melendiz Dağı, çevredeki kırsal nüfusun yoğun yaylacılık faaliyetine sahne olmasıyla Niğde’nin sosyo-ekonomik hayatında önemli bir yer edinmiştir. Mayıs ayı sonuna kadar eriyen kar sularının beslediği yer üstü ve yer altı su kaynaklarının yanında, derin vadileri içinde oluşturulmuş baraj göletleri (Gebere, Murtaza, Azatlı vs.) ile de Niğde’nin doğal su deposu durumundadır. Benzersiz mera ekosistemine sahip Ketençimen ve Çiçeklibel gibi yaylaları, Ihlara Vadisi’nin bir benzeri olan Gebere Vadisi, Göllüdağ, Narlıgöl ve Bozköy krater gölleri, yine Göllüdağ krateri üzerindeki Hitit harabeleri ile oldukça zengin bir eko-turizm potansiyeline sahiptir.
Yrd. Doç. Dr. Cengiz KAYACILAR
Kaynak: erciyes.edu.tr
Ekoloji
-
Ekosistem hizmetleri
-
Biyoremediasyon Nedir ? Biyoremediasyon Teknikleri Nelerdir ?
-
Enerji Bağımsızlığı Nedir ?
-
İklim Araştırmaları
-
Sera Etkisi - Atmosferdeki karbondioksitin sera gazı etkisindeki yeri nedir?
-
CO2 Salımları
-
İklim Bilimi - İklimi Nasıl Değiştiriyoruz
-
Ağır Metallerin Sağlık Üzerine Etkileri
-
Küresel Isınmanın Sonuçları
-
Asit Yağmurlarının Çevre Üzerine Etkileri
-
Tür Çeşitliliğinin Korunması
-
Biyolojik Mücadele Kavramı
-
Atık Suların Kullanım Alanları
-
Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır? Kaynak: Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır?
-
Canlı Türlerinin Yok Olmasının Doğal Dengeye Etkisi