Çernobil Sağlık Raporu
Zaman herşeyi iyileştirir, değil mi? Çernobil adı Batı Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya’da milyonlarca insanın hayatını mahveden utanç verici kazaya dönüşeli 28 yıl oldu. 28 yıldan sonra bile binlerce insan için kâbus hâlâ korkutucu.
Greenpeace, bütün dünyada yıllarca nükleer enerjiye karşı savaştı, savaşmaya devam edecek çünkü insanlığın ve dünyamızın böylesine büyük riskleri almaya zorlanmasını kabul etmiyoruz. Nükleer enerjinin yayılmasını önlemek için tek çözüm varolan nükleer santrallerin kapatılması ve yeni nükleer santral planlarının iptal edilmesidir.
Bizim iklim değişikliğiyle mücadele edebilecek bir enerji sistemine ihtiyacımız var. Bu da yenilenebilir enerjileri, enerji verimliliğini ve merkeziyetçi olmayan bir enerji anlayışını benimsememizdir. Gayet açık ki, nükleer enerji şu anda bile bütün dünyada yenilenebilir enerjilere oranla daha az enerji üretiyor ve bundan sonraki yıllarda da payı giderek azalacak.
Nükleer sanayinin bizi inandırmaya çalıştığının aksine, seragazı salımında kayda değer bir azalma olması için yapılması önerilen nükleer santraller trilyonlarca dolara malolacak, onbinlerce tonluk yüksek düzeyli radyasyon üretecek, nükleer silah hammaddesi üretimi yüzünden silahlanma riskini artıracak ve her on yılda bir Çernobil ölçeğinde bir kaza ile sonuçlanacak. Ayrıca barışçıl bir gelecek ve iklim mücadelesinde gerçek çözümleri desteklemek için gerekli olan kaynakları da gasp edecek.
Nükleer çağ, Temmuz 1945’de ABD’nin New Mexico’da ilk atom bombasını denemesiyle başladı. Birkaç yıl sonra 1953’de Başkan Eisenhower’ın Barış için Atom Programını açıklamasıyla o yıllarda dünyayı kontrolsüz bir atomik iyimserlik dalgası sardı.
Fakat nükleerle ilgili hiçbir konunun “barışçıl” olmadığını iyi biliyoruz. Eisonhower’ın konuşmasının ardından yarım yüzyıl sonra, gezegenimiz nereye saklanacağı bilinemeyen korkunç bir nükleer atık mirasıyla ve Çernobil gibi insanlık tarihinin en büyük endüstriyel kazasıyla başbaşa bırakıldı. Bu kazanın korkunç bedelini en çok radyasyonun etkilerinden habersiz bırakılan yüzbünlerce yoksul insan ödedi, halen ödüyor.
Nükleer enerjinin riskleri, atomu parçalama işleminin doğasından kaynaklanır, hiçbir zaman tam olarak kontrol altına alınamaz ve felaketsel sonuçları uzun sürelidir.
Lösemi/kan kanseri Ukrayna’daki “tasfiye memurları”nda, Beyaz Rusya’daki yetişkinlerde ve en çok kirliliğin görüldüğü Rusya ve Ukrayna bölgelerinde özellikle çocuklarda büyük oranda yüksekti.
Diğer örnekler şunlardır:
- 1990 ve 2000 arası Beyaz Rusya’da tüm kanser vakalarında 40% bir artış saptanmıştır. Bunlardan, yüksek oranda kirliliğin görüldüğü Gomel bölgesinde daha yüksek (52%) bir artış görülürken, daha az kirliliğin yaşandığı Brest (33%) ve Mogilev (32%)’da daha az bir artış görülmüşür.
- Rusya’da ise kanser hastalığı bütün ülkeyle karşılaştırıldığında, yüksek oranda kirlenmiş Kaluga and Bryansk bölgelerinde daha yüksektir. Örneğin, Bryansk bölgesinin yüksek oranda kirlenmiş alanlarında, hastalığın görülmesi bölgenin daha az kirletilmiş yerlerinden 2.7 katı kadar daha fazla.
- Ukrayna’nın Zhytomir bölgesinin kirlenmiş alanlarında, yetişkinlerde kanser 1986-1994 arasında 1.34% ten 3.91%’e, yani üç katına çıkmıştır.
Tiroid Kanseri
Tiroid kanseri üç ülkede de radyoaktif iyotların Çernobil faciasıyla yayılmasıyla beraber, beklenildiği gibi önemli ölçüde artmıştır. Örneğin, 1988-1998 arasında Rusya’nın yüksek oranda kirletilmiş Bryansk bölgesinde vakalar iki katına çıkmıştır ve 2004’te rakamlar üç katını bulmuştur. Ayrıca yaklaşık 60, 000 vakanın daha Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rus Federasyonu’nda görüldüğü tahmin edilmektedir.
Olay sırasında, özellikle 0 ile 4 yaş arasında olan çocuklar bu kanser türüne karşı savunmasız kalmıştır. Kazadan önce, tiroid kanserinin çocuklarda ve gençlerde meydana gelme oranı ortalama 100 000’de 0.09’du. 1990 sonrasında, meydana gelmesinin sıklığı her 100 000 de 0.57- 0.63 oldu. Tiroid kanserinin çocuklarda ve gençlerde meydana gelmesinin uç noktasının 2001-2006 yıllarında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Çernobil’den sonra meydana gelen tiroid bezi kanserinin olağan dışı bir şekilde şiddetli olduğu gözleniyor. Erken ve hızlı ilerlemesi ve ikinci tümörlerin lenf bezlerinde ve akciğerlerde oluşması hastalığın gelişimini daha da kötüleştiriyor ve bu da sık sık çoklu cerrahi müdahalelere başvurulmasını gerektiriyor.
Lösemi
Akut löseminin Beyaz Rusya’daki “tasfiye memurlarında” yüksek oranlar görüldüğü ilk defa 1990-91’de gözlemlenmişti. 1992’den itibaren, löseminin tüm yetişkin Beyaz Rus nüfusunda önemli oranlarda artış kaydettiği ortaya çıkmıştır. Ukrayna’da kötü huylu kan kanserinin görülme sıklığı, facia öncesine kıyasla Zhytomyr ve Kiev gibi yüksek kirliliğe mağdur kalmış alanlarda artmış olduğu, hem ilk dört sene boyunca hem de faciadan sonraki altı yıl boyunca gözlemlenmiştir.
Çernobil sonrası Tula bölgesinde yaşayan özellikle 10-14 yaş arasındaki çocuklarda lösemi vakaları Rusya’daki ortalama oranlarını önemli ölçüde aşmıştır. Lipetsk’te 1989’dan 1995’e lösemi vakaları 4.5 katına çıkmıştır. Bazı veriler ana rahminde radyasyona maruz kalmış çocukların lösemi riski taşıdığını öne sürüyor.
Tiroid kanseri ve löseminin yanısıra solunum yolları, mide, akciğer, meme, rektum, kolon, kemik iliği ve lenf sistemi kanserlerinde de artış gözlemlenmiştir.
Diğer hastalıklar
Doğrudan sebep-sonuç ilişkisi çıkarmak zor ve uluslarası etkisi olan Çernobil gibi önemli bir olayda eldeki veriler nispeten yetersiz olsa da, mevcut raporlar gösteriyor ki, sadece kanserle ilişikli gözlenen değişimlere dayanarak, bu nüfuslardaki hastalık oranı ve ölüm oranlarını saymak bakmak, insan sağlığının aslında ne derece ekilendiğini hafife almak oluyor.
Solunum Sistemi
İnsanların solunum sisteminin Çernobil kazası sonucu yayılan radyoaktif maddelere maruz kalması iki yoldan gerçekleşmiştir. Radyoaktif yayılmanın erken evrelerinde değişik formlarda ve boyutlardaki katı ve sıvı püskürtüler yani “sıcak parçacıklar” gaz formundaki radyonüklitlerle beraber olunca solunum yolları önemli derecede etkilendi. Aynı şekilde, harici ışın saçılması solunum sisteminin etkilenmesinde neden olan önemli yollardan biri olarak kabul gördü.
Beyaz Rusya’da 30km’lik mesafeden tahliye edilenler arasında yapılan incelemede, solunum yolları hastalıklarının iki katına çıktığı bulunmuştur.
Sindirim Sistemi
Çernobil kaynaklı radyasyona maruz kalmış kişilerde sindirim sistemi hastalıklarının daha sık görüldüğüne dair kanıtlar bulunmaktadır.1995’te yapılan bir ankete göre Beyaz Rusya’daki tahliye edilenler ve kirletilimiş bölgelerde yaşayanlarda bu tip hastalıkların tüm Beyaz Rusya’yla karşılaştırıldığında 1.8 kere daha fazla görülmüştür. 1991 ve 1996 arasında rapor edilen peptik ülser vakaları tüm Beyaz Rusya’da 10% artmıştır.
Ukrayna’da bu konuyla alakalı daha kapsamlı raporlar bulunmaktadır. Kirlenmiş bölgelerde yaşamaya devam edenlerde, sindirim sistemi hastalıkları 1988-1999 yılları arasında iki katına çıkmıştır.
Kan Damar Sistemi
Kirlenmiş bölgelerde kan sistemiyle ilgili hastalıklar 1988 -1999 arasında tahmini olarak 10 ile 15 kere artmıştır.
Hormon/Endokrin Durumu
1993’te Beyaz Rusya’nın Gomel bölgesinde yapılan anekete göre 40%’dan fazla çocukta tiroid bezlerinde büyüme olmuştur. Ukrayna’nın Vinnitsk ve Zhytomyr bölgelerinde ise tiroid bezlerinde zarar, kaza sırasında 6 ila 8 yaşları arasında olan 3 019 çocuğun 35.7% de görülmüştür.
Endokrin sistem hastalığına bağlı olarak görülen beslenme bozuklukluğuyla, metabolizma ve bağışıklık sistemi bozukluğuna, bölgeden tahliye edilen ve kirlenmiş topraklardaki nüfusta Beyaz Rusya’nın geneliyle karşılaştırıldığında iki katı fazla rastlanmştır.
Kazanın hemen sonrasına kıyasla, endokrin sistem hastalıklarının çocuklarda meydana gelmesi, Rusya’nın Çernobil dolayısıyla kirlenmiş Tula bölgesinde 2002’de beş katına çıkmıştır.
Genel Bağışıklık Tepkileri
Bağışıklığın azalması, Rusya’da Çernobil’den etkilenen yerlerde izlenildiğine göre, akyuvarlarda, T lenfositlerin faaliyetinde ve öldürücü hücrelerde ve ayrıca trombositemoni ve kansızlığın değişik formlarında etkisini göstermiştir. Çernobil faciasıyla beraber, 2002’de Tula bölgesindeki çocuklardaki bağışıklığa ilişkin ve metabolik etkilerdeki oran Çernobil öncesine göre 5 kat arttı.
Ukrayna’da en kötü değişimler ana rahminde yüksek dozda tiroid ışın saçılmasına maruz kalan çocuklarla gözlemlenmiştir. Kontrol grubunda 28.0% iken bu çocuklardan 43.5% ‘inde bağışıklık bozukluğu meydana gelmiştir.
Genetik Anormallikler ve Kromozomal Aberasyonlar
Genel ortalamayla kıyaslandığında kromozal aberasyonların sıklığı Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya’nın Çernobil’den etkilenmiş bölgelerinde farkedilir bir biçimde çok daha yüksektir. Ukrayna’da yapılan bir araştırmada Çernobil kazasının öncesinde ve sonrasında radyasyonla ilişikli kromozom değişikliklerinin sıklığında 6 kat artma saptanımıştır ve bunun aynı zamanda bu kişilerin çocuklarına da taşınmıştır. Çernobil’le alakalı olduğuna inanılan kromozomal aberasyonlar Avusturya, Almanya ve Norveç’te görülmüştür.
Kromozom mutasyonu sıklığındaki artış çoğunlukla, bir çok hastalığı da beraberinde getirir. Mesela, lenfositlerdeki kromozomal aberasyonlardaki artış, psiko-patolojik ve ikincil bağışıklığın baskılanması vakaları “tasviye memurları”nın 88%inde görülmüştür.
Ürogenital ve Üreme Sistemi
Ürogenital sistemine bağlı hastalıklar 1988-1999 arasında Ukrayna’da kirletilmiş bölgelerde hala yaşayan kesiminde iki katına çıkmıştır. İnflamatuvar hastalıklarda üç kat bir artış, menstrüasyon döngüsünde değişiklikler, iyi huylu yumurtalık tümörü, kadınlarda görülen ve rapor edilen vakalardır.
Diğer kirletilmiş bölgelerde de, kısırlık ve erkeklerde cinsel güçsüzlük kazadan sonra daha sıkça görülmeye başlandı. Seminifer tübüllerde yapısal değişimler ve sperm üretiminde aksaklıklar Rusya’nın Kaluga bölgesindeki erkeklerin dörtte üçünde meydana geldiği anketlerle ortaya çıkmıştır.
Kazadan 8-10 yıl sonra, aksak hamileliğin tehlikesi 30km.’lik bölgeden tahliye edilenler ve kirletilmiş topraklarda yaşayan bayanlarda sıkça görülmeye başlanmıştır. Ukrayna’da yüksek derece zarar görmüş gruplardaki hamile kadınların yarısı hamilelikleri sırasında komplikasyonlar (gebelik zehirlenmesi, kansızlık, plezenta yetmezliği) yaşamıştır, bu vakalar kontrol grubunda 10% oranında görülmüştür.
Benzer bir şekilde, plezenta gelişiminde tutukluk, radyasyon riski taşıyan kadın grubunun 35% oranında, tüm nüfusta görülenin üç katı oranında görülmüştür. Doğum sırasındaki komplikasyonlar ise radyasyon riski taşıyan kadın grubunda dörtte üç olarak görülmüştür, bu oran kontrol grubundakinin iki katından fazladır. Radyonüklitlerin kadınların plezantasında birikmesi zayıf plezanta gelişmesinde ve doğan bebeklerin ağırılığında azalma olabileceğinde işaret eder.
Etkilerin Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna ile sınırlı kalmış olması olası değildir. Batı Avrupa ve İskandinavya’da (Yunanistan; Macaristan, Polonya, İsveç, Norveç, Finlandiya ve Almanya) yapılan araştırmalar Çernobil radyasyonu ana rahmindeyken maruz kalanlarda beklenmedik düşükler, bebeklerde düşük doğum ağırlıkları ve bebeklerde erken ölümlerde etkileyici rol oynar.
Nöroloji ve Psikolojik Hastalıklar
Nispeten az seviyede bile olsa radyasyonun iyonlaşması merkezi ve çevre sinir sistemlerine zarar verebilir. Bu nedenden dolayı, Çernobil yüzünden yayılan radyonüklitleri tamamen nörolojik zararlarla ilişiklendirmek çok zor bir görevdir.
Fakat, Rusya’daki “tasfiye memurları”nda nörolojik hastalıklar 18% lik bir oranla görülen ortak ikinci hastalık durumunu teşkil ediyorlardı. Beyaz Rusya’nın radyasyon kirlenmesine uğramış bölgelerindeki yetişkinlerde nörolojik ve psikiyatrik hastalıklar normallere göre çok daha sıktır. (31.2% ye karşı 18.0%).
Akıl ve sinir sistemi rahatsızlıkları, IQ seviyesinin düşmesi gibi, her zaman radyasyon etkisi doğrudan olmasa da Beyaz Rusya’daka çocuklarda da daha sık rastlanmaya başladı.
Sonuçlar
Kazanın bir çok özelliği ve sonuçları, yayılan radyonüklidlerin miktarı hakkındaki bilinmemezlik, radyasyonun eşitsiz dağılımı,bir arada yer alan ve sırayla birbirini takip eden çok sayıdaki radyoaktif izotopların etkileri ve tıbbi gözlemlerin, teşhis koymanın, evvelden tahminlerin, ve tedavinin sınırlı olması durumun kendine has olmasına neden oluyor ve daha önceden kullanılmış metod ve standartların bu durumda kullanılmasını imkasız kılıyor.
Çernobil kazasının insan sağlığına etkisinin bütünsel bir değerlendirmesini yapmak imkansız bir görev olmayı sürdürüyor ve öyle ki kazadan kaynaklanan hastalık ve ölümlerin gerçek rakamları hiç bir zaman bilinmeyebilir.
Pek çok bilinmezlik varolmaya devam ediyor. Özellikle, hala kanserle ilgisi olmayan ama Çernobil’e bağlanan ölümler hakkında çok az tahminler bulunuyor. Hem de kanser gelişiminin gecikme süresi de göze alındığında yeni vakaların da kaçınılmaz bir şekilde gelecekte karşımıza çıkması sözkonusu olabiliyor (bazı durumlarda 40 yıldan sonra).
Kazaya maruz kalmış çocuklardaki sağlık problemleri ise açıkça görülebiliyor ve hayatları boyunca da görülmeye devam edecek ve büyük olasılıkla bu çocukların çocuklarında da devam edecek. Varolan verilerdeki boşluklar, bazı tutarsızlıklarla (bazı kanserlerin çok daha fazla olması gibi) birleştiğinde genel olarak insan sağlığına etkileri hakkında tek bir sağlam değerlendirilme yapılmasına olanak vermiyor ve kafalardaki bazı önemli sorunları cevapsız bırakıyor.
Fakat yine de iki önemli sonuca varılabilir:
İlk olarak, raporda da belirtilmiş verilerin de dahil olduğu çok daha geniş bir veri bütününün uluslarası camia tarafından ele alınması ve insan sağlığı üzerindeki etkisinin derecesi ve kapsamı hakkında sonuçlara varılması hayatidir. Özellikle, IAEA ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen tahminlerle, en yüksek tahminler arasında neden bu kadar tutarsızlık olduğu araştırılmalıdır.
İkinci olarak, birleşik ve uluslarası bir yaklaşımla olayların, kanser ve kanser olmayan hastalık durumlarındaki trendlerin etkilenen bölgede ve özellikle Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya’daki en çok kirlenmeye maruz kalmış kesimde incelenmemesi bütünüyle ve uzun süren sonuçlarıyla bu tip bir felaketin nasıl sonuçlanacağını anlama fırsatının kaçırılmasına neden olmuştur. Üstelik, gerekli tıbbi nezaharette, tedavide ve bakımda erken müdahele etme şansı kaçırılmıştır.
Diğer küresel felaketlerle ortak özellikler göstermekle beraber Çernobil kazası kendi şahsına münhasırdır. Biz de sadece öyle kalmasını ümit edebiliriz. Bu nesil onun başlangıcını gördü ancak sonunu görmemiz olası değil.
Kaynak:
https://www.greenpeace.org/turkey/tr/campaigns/nukleersiz-gelecek/chernobyl/cernobil-saglik-raporu/
Sağlık Haberleri
-
Sivri sineklerin neden olduğu bazı hastalıklar
-
Dang humması nedir? Nasıl bulaşır ?
-
Uyku apnesi nedir?
-
Narkolepsi Nedir?
-
Çiçek Aşısının Keşfi: Tarihte Bir Dönüm Noktası ve Küresel Sağlık Başarısı
-
Çocukluk Döneminin Meydana Getirdiği Sık Görülen Hastalıklar ve Önleyici Sağlık Tedbirleri
-
Salgınların İzinde: Tarihin Dönüm Noktaları ve İnsanlığın Mücadelesi
-
"Kızamık Aşısının Keşfi: Hastalığın Kontrolünde Bir Dönüm Noktası"
-
Siyah Ve Yeşil Çay İçmenin Sağlığımıza Faydaları
-
Beyin ölümü ne anlama geliyor? Bilim, yaşamın sonunu nasıl tanımlıyor?
-
Virüsler hücreler arası iletişimi bozarak bağışıklık sistemini atlatıyor
-
Bağırsak bakterilerinin kilo almayla ilişkisi var mı?
-
Maymun çiçeği virüsü
-
Akciğer Kanseri
-
Kleefstra sendromu del(9q34)