Genetik Danışma ve Doğum Öncesi Tanı
Genetik hastalıklar genellikle ağır fiziksel ve mental patolojilerle birlikte görülmektedir. Tedavinin genellikle sınırlı olduğu bu hastalıklardan korunmada, genetik danışma ve doğum öncesi tanı önem kazanmıştır. Genetik hastalık öyküsü olan aileler, yeni bir gebelikten önce genetik tanı merkezlerine başvurmalıdırlar.
Genetik hastalık riski taşıyan ailelerin sağlıklı çocuklara sahip olma şanslarını arttırmak amacıyla doğum öncesi tanı uygulamaları da yapılmaktadır. Böylece doğacak çocuğun genetik hastalıklı olma/olmama durumuna göre hareket edilebildiği gibi, PGD yöntemlerinin kullanılmasıyla da gebeliğe müdahale edilmesine gerek kalmadan sağlıklı bir bebeğe sahip olma imkanı sağlanabilmektedir
Prenatal Tanıda Hangi Yöntemler Kullanılır?
Noninvaziv yöntemler: Hamilelerden alınan kan örneğinden biyokimyasal tarama testleri (ikili, üçlü test) ve ultrasonografi (USG) yardımıyla fetal anomalilerin birçoğu tespit edilebilmektedir.
İnvaziv yöntemler: Amniosentez, CVS ve kordosentez ile elde edilen materyalden (fetal hücreler) genetik ve biyokimyasal analizler yapılabilmektedir.
Hangi durumlarda doğum öncesi dönemde genetik test önerilmektedir?
1.) İkili ve üçlü testte artmış risk. Hamile bayanlardan alınan kan örneklerinden yapılan testlerde yüksek risk saptanması en sık prenatal sitogenetik tanı endikasyonlarından birisidir.
2.) İleri anne yaşı. Tüm gebeliklerde kromozomal anomalili çocuk riski vardır, ancak 35 yaş üzeri gebeliklerde bu risk yaşla orantılı olarak artmaktadır.
3.) Patolojik ultrasonografi bulguları. Ultrasonografide anormal bulguların saptanması birçok genetik hastalığın belirtisi olabilmektedir. Ancak, ultrasonografide patolojik bulgu saptanamaması da fetusun %100 sağlıklı olduğunu göstermemektedir.
4.) Eşlerden birisinde dengeli kromozomal anomalisi taşıyıcılığı. Bu çiftler genellikle tekrarlayan düşükler sonrasında veya konjenital anomalili bebek sahibi olduktan sonra hekime başvurmaktadırlar. Dengeli kromozomal anomali taşıyıcıları normal dış görünüşe (fenotip) sahip olmalarına rağmen kromozomal anomalili çocuk sahibi olma riskleri artmıştır. Bu vakaların danışma almaları ve genetik tanı olanaklarından faydalanmaları önerilmektedir.
5.) Kromozom anomalili çocuk öykülü aileler. Önceki çocuklarında kromozom anomalisi olan çiftlerin sonraki gebeliklerinde tekrarlama riski anomalinin tipine göre değişen oranlarda artış göstermektedir. Ailelerin genetik uzmanı ile görüşerek sonraki hamileliklerini planlaması önerilmektedir.
6.) Tarama testlerinde kalıtsal tek gen hastalık taşıyıcılığı saptanması. Rutin yeni doğan taramaları, evlilik öncesi testler ya da yakın akrabalarda genetik hastalık araştırılması süreçlerinde taşıyıcı olduğu belirlenen çiftlere (fenil ketonüri, orak hücreli anemi, kistik fibrozis, talasemiler gibi) genetik danışma önerilmektedir.
Tablo. Prenatal tanı ile saptanabilen bazı tek gen hastalıkları
TEK GEN HASTALIĞI GÖRÜLME SIKLIĞI
Kistik Fibrozis
1/3300
Konjenital Adrenal Hiperplazi
1/10000
Alfa talasemi
değişken
Beta talasemi
değişken
Huntington hastalığı
4-7/100000
Polikistik böbrek hastalığı
1/3000
Orak hücreli anemi
1/400
Tay-sachs hastalığı
1/400000
Spinal Muskuler Atrofi (SMA)
1/24000
DMD
1/3500 erkek doğum
Hemofili A
1/8500 erkek doğum
Fragile X Sendromu
1/4000 erkek doğum
7.) X kromozomuna bağlı genetik hastalık taşıyıcılığı. Taşıyıcı gebelerde öncelikle doğrudan hedef hastalıkla ilgili prenatal tanı test olanakları değerlendirilmelidir. Ancak, bu imkanın olmadığı durumlarda linkage analizi, karyotipleme ya da FISH gibi yöntemlerin kullanıldığı (erkek cinsiyetli fetüs yüksek hastalık riski taşımaktadır) dolaylı analizler önerilebilmektedir.
8.) Multifaktöriyel hastalık öyküsü. Özellikle nöral tüp defektleri başta olmak üzere bazı multifaktöryel hastalıklar için prenatal tanı olanağı bulunmaktadır. Ailede veya ikinci dereceden akrabalarda anensefali ve spina bifida öyküsü varsa, sonraki gebeliklerde tekrarlama riski (anensefali %5, spina bifida %2) artmaktadır.
9.) Tekrarlayan gebelik kayıpları. İki veya daha çok spontan abortus (kendiliğinden düşük), ölü doğum veya anomalili bebek öyküsü olan (kötü obstetrik öykülü) ailelere genetik analizler yapılabilmektedir. Test sonuçlarına göre tedavi planlaması yapılabilmekte ya da prenatal genetik tanı/ PGD önerilebilmektedir.
10.) Maternal anksiyete varlığı. Annenin aşırı endişeli olması durumunda endikasyon şartı aranmaksızın fetal kromozom analizi istenebilmektedir.
Genetik hastalık riski taşıyan ailelerin sağlıklı çocuklara sahip olma şanslarını arttırmak amacıyla doğum öncesi tanı uygulamaları da yapılmaktadır. Böylece doğacak çocuğun genetik hastalıklı olma/olmama durumuna göre hareket edilebildiği gibi, PGD yöntemlerinin kullanılmasıyla da gebeliğe müdahale edilmesine gerek kalmadan sağlıklı bir bebeğe sahip olma imkanı sağlanabilmektedir
Prenatal Tanıda Hangi Yöntemler Kullanılır?
Noninvaziv yöntemler: Hamilelerden alınan kan örneğinden biyokimyasal tarama testleri (ikili, üçlü test) ve ultrasonografi (USG) yardımıyla fetal anomalilerin birçoğu tespit edilebilmektedir.
İnvaziv yöntemler: Amniosentez, CVS ve kordosentez ile elde edilen materyalden (fetal hücreler) genetik ve biyokimyasal analizler yapılabilmektedir.
Hangi durumlarda doğum öncesi dönemde genetik test önerilmektedir?
1.) İkili ve üçlü testte artmış risk. Hamile bayanlardan alınan kan örneklerinden yapılan testlerde yüksek risk saptanması en sık prenatal sitogenetik tanı endikasyonlarından birisidir.
2.) İleri anne yaşı. Tüm gebeliklerde kromozomal anomalili çocuk riski vardır, ancak 35 yaş üzeri gebeliklerde bu risk yaşla orantılı olarak artmaktadır.
3.) Patolojik ultrasonografi bulguları. Ultrasonografide anormal bulguların saptanması birçok genetik hastalığın belirtisi olabilmektedir. Ancak, ultrasonografide patolojik bulgu saptanamaması da fetusun %100 sağlıklı olduğunu göstermemektedir.
4.) Eşlerden birisinde dengeli kromozomal anomalisi taşıyıcılığı. Bu çiftler genellikle tekrarlayan düşükler sonrasında veya konjenital anomalili bebek sahibi olduktan sonra hekime başvurmaktadırlar. Dengeli kromozomal anomali taşıyıcıları normal dış görünüşe (fenotip) sahip olmalarına rağmen kromozomal anomalili çocuk sahibi olma riskleri artmıştır. Bu vakaların danışma almaları ve genetik tanı olanaklarından faydalanmaları önerilmektedir.
5.) Kromozom anomalili çocuk öykülü aileler. Önceki çocuklarında kromozom anomalisi olan çiftlerin sonraki gebeliklerinde tekrarlama riski anomalinin tipine göre değişen oranlarda artış göstermektedir. Ailelerin genetik uzmanı ile görüşerek sonraki hamileliklerini planlaması önerilmektedir.
6.) Tarama testlerinde kalıtsal tek gen hastalık taşıyıcılığı saptanması. Rutin yeni doğan taramaları, evlilik öncesi testler ya da yakın akrabalarda genetik hastalık araştırılması süreçlerinde taşıyıcı olduğu belirlenen çiftlere (fenil ketonüri, orak hücreli anemi, kistik fibrozis, talasemiler gibi) genetik danışma önerilmektedir.
Tablo. Prenatal tanı ile saptanabilen bazı tek gen hastalıkları
TEK GEN HASTALIĞI GÖRÜLME SIKLIĞI
Kistik Fibrozis
1/3300
Konjenital Adrenal Hiperplazi
1/10000
Alfa talasemi
değişken
Beta talasemi
değişken
Huntington hastalığı
4-7/100000
Polikistik böbrek hastalığı
1/3000
Orak hücreli anemi
1/400
Tay-sachs hastalığı
1/400000
Spinal Muskuler Atrofi (SMA)
1/24000
DMD
1/3500 erkek doğum
Hemofili A
1/8500 erkek doğum
Fragile X Sendromu
1/4000 erkek doğum
7.) X kromozomuna bağlı genetik hastalık taşıyıcılığı. Taşıyıcı gebelerde öncelikle doğrudan hedef hastalıkla ilgili prenatal tanı test olanakları değerlendirilmelidir. Ancak, bu imkanın olmadığı durumlarda linkage analizi, karyotipleme ya da FISH gibi yöntemlerin kullanıldığı (erkek cinsiyetli fetüs yüksek hastalık riski taşımaktadır) dolaylı analizler önerilebilmektedir.
8.) Multifaktöriyel hastalık öyküsü. Özellikle nöral tüp defektleri başta olmak üzere bazı multifaktöryel hastalıklar için prenatal tanı olanağı bulunmaktadır. Ailede veya ikinci dereceden akrabalarda anensefali ve spina bifida öyküsü varsa, sonraki gebeliklerde tekrarlama riski (anensefali %5, spina bifida %2) artmaktadır.
9.) Tekrarlayan gebelik kayıpları. İki veya daha çok spontan abortus (kendiliğinden düşük), ölü doğum veya anomalili bebek öyküsü olan (kötü obstetrik öykülü) ailelere genetik analizler yapılabilmektedir. Test sonuçlarına göre tedavi planlaması yapılabilmekte ya da prenatal genetik tanı/ PGD önerilebilmektedir.
10.) Maternal anksiyete varlığı. Annenin aşırı endişeli olması durumunda endikasyon şartı aranmaksızın fetal kromozom analizi istenebilmektedir.
Genetik
-
İnsanlarda Kaç Kromozom Vardır?
-
Sık görülen mikrodelesyon sendromları nelerdir?
-
Bilim insanları kromozomları nasıl inceler?
-
Arkea'da Kromozomlar ve DNA Replikasyonu
-
DNA Onarım Mekanizmaları Nelerdir?
-
DNA hasarına neden olan etkenler nelerdir?
-
XYY Süper Erkek Sendromu - JACOB’S, Sendromu
-
Bitki doku kültürü çalışmaları ile haploid bitkiler elde edilebilir
-
Gram pozitif bakterilerden genomik DNA izolasyon protokolü
-
E. coli bakterisinden genomik DNA izolasyon protokolü
-
DNA’nın Keşfi
-
İnsan Genom Projesi Nedir ? Amaçları Nelerdir ?
-
Genomik mikrodizilimlerle ikilenme teşhisi yöntemi
-
Gen duplikasyonu ve amplifikasyonu nedir?
-
DNA ile RNA Arasndaki Farklar ve Benzerlikler Nelerdir