Hipernatremi Nedir? Sebepleri nelerdir ?
Hipernatremi, plazma sodyum düzeyinin 145 mmol/L’nin üzerinde olmasıdır ve her zaman bir hiperozmolalite durumunu temsil eder.
Hastanede yatan hastaların yaklaşık % 0.5-2’sinde görülür. Özellikle akut hipernatremi önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir.
Etyoloji
Hipernatremi esas olarak bir su dengesi bozukluğudur. Net su kaybı, hipertonik sodyum kazancı veya su alım yetersizliğine bağlı olarak gelişebilir. Hipernatremiye normal fizyolojik yanıt susama hissi nedeniyle su alımının uyarılması ve artmış vazopressin salınımına yanıt olarak maksimal olarak konsantre idrar ile su atılımının azaltılmasıdır. Susama hissini uyaran ozmolalite eşiği vazopressin salınımını uyaran eşikten 10 mOsm/kg H2O daha yüksek olduğundan, hiperozmolar durumda öncelikle renal konsantrasyon mekanizması devreye girer. Susama hissi ise renal konsantrasyon bozukluğu veya yetersizliği durumunda vücudu hipernatremiden korur. Bu nedenle, hipernatremi sıklıkla sıvı alım bozukluğunun eşlik ettiği hipotonik sıvı kaybı durumunda ortaya çıkar.
A) Hipovolemik hipernatremi
Hem su, hem de sodyum kaybı söz konusudur, ancak su kaybı sodyum kaybından daha fazladır. Aşırı terleme, yanık, diyare ve gastrointestinal fistüller gibi ekstrarenal kayıplar veya loop diüretikler, nonoligürik akut böbrek hasarı, akut böbrek hasarının poliürik dönemi, üriner obstrüksiyonun giderilmesi ve glukoz, mannitol veya üreye bağlı ozmotik diürez gibi hipotonik renal kayıplar neden olabilir.
B) Hipervolemik hipernatremi
Sodyum artışı daha fazla olmak üzere hem toplam vücut sodyumu, hem de vücut suyu artmıştır. Nadir görülen bir durumdur. Aşırı oral tuz alımı, hipertonik NaCl veya NaHCO3 infüzyonu veya uygunsuz bileşimde total parenteral nütrisyon sorumlu olabilir.
C) Normovolemik hiponatremi
Net su kaybı söz konusudur ve toplam vücut sodyumu değişmediğinden hastalar klinik olarak övolemik görülürler.
a) İzole hipodipsi: Primer hipodipsi terimi, vazopressin salınım kapasitesi ve hormona renal yanıtı normal ve susama hissi azalmış olan övolemik hipernatremili olguları tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu hastaların çoğunda granülomatoz hastalık, vasküler bozukluk ve tümör gibi nedenlerle susama hissini düzenleyen hipotalamik ozmoreseptörlerin hasarı söz konusudur. Ayrıca, psikiyatrik bozukluklar veya yaşlılık gibi nedenlerle az sıvı alınması da sorumlu olabilir.
b) Diabetes insipitus: Vazopressin sekresyonundaki bozukluğa (hipotalamik) veya renal tübülüsler düzeyinde vazopressin etkisine dirence (nefrojenik) bağlı olarak gelişebilir. Hipotalamik diabetes insipitusun en sık nedeni travma, operasyon, granülomatoz hastalık, tümör, vasküler hastalık, cerrahi girişim sonucu gelişebilen nörohipofiz hasarıdır. Birçok olguda idyopatik olarak da ortaya çıkabilir. Nadir de olsa, kalıtsal formları da bildirilmiştir. Hipotalamik diabetes insipitusun başlıca belirtileri poliüri ve polidipsidir. Günlük idrar volümü 3-15 litre arasında değişebilir. Susama hissinde veya suya ulaşmada sorun olmadıkça, anlamlı hipernatremi görülmez.
Nefrojenik diabetes insipitus ise herediter veya edinsel olarak gelişebilir. Edinsel nedenler arasında lityum, amfoterisin, demeklosiklin, gliburid ve foskarnet gibi ilaçlar, hiperkalsemi, hipopotasemi, çeşitli kronik tübülointerstisyel hastalıklar ve orak hücreli anemi sayılabilir.
Belirtiler
Hipernatreminin semptomları büyük oranda nörolojiktir ve hücre dışına ozmotik sıvı kayması sonucu beyin hücrelerindeki büzüşmeye bağlı gelişir. Bulantı, kusma, huzursuzluk, kas güçsüzlüğü, fasikülasyonlar, konfüzyon, somnolans, konvülziyon, fokal nörolojik defisitler ve koma görülebilir. Aynı zamanda, susuzluk hissi ve hipernatreminin nedenine bağlı olarak hipo veya hipervolemi bulguları da eşlik edebilir. Klinik bulguların şiddeti hipernatreminin derecesi ve gelişim hızı ile ilişkilidir. Akut olarak gelişen 160 mmol/L’nin üzerindeki düzeyler sıklıkla semptomatiktir. Kronik hipernatremide ise hücre içine elektrolitler ve organik ozmolitlerin göçünün hücre volümünü arttırması nedeniyle semptomlar genellikle hafiftir.
Ayırıcı Tanı
Anamnez ve fizik muayene hipernatreminin altta yatan nedeni konusunda önemli ipuçları sağlar. Anamnezde kullanılan ilaçlara ait bilgi alınmalı, fizik muayenede ise mental durum, nörolojik bulgular ve ekstrasellüler volüm durumu mutlaka değerlendirilmelidir. İdrarda sodyum atılımı ve idrar ozmolalitesi etyolojik neden konusunda önemli bilgi verir. Hipernatremili hastada ayırıcı tanı yaklaşımı Şekil 2’de özetlenmiştir. Diabetes insipitusun ayırıcı tanısı susuzluk testine veya vazopressin uygulamasına idrar ozmolalite yanıtının değerlendirilmesi ve plazma vazopressin düzeyinin ölçülmesi ile yapılır. Ancak, vazopressin düzeyi ölçümü yanıltıcı olabilir.
Kaynak:
http://nefroloji.medicine.ankara.edu.tr/ Dr. Kenan Ateş
Sağlık Haberleri
-
Sivri sineklerin neden olduğu bazı hastalıklar
-
Dang humması nedir? Nasıl bulaşır ?
-
Uyku apnesi nedir?
-
Narkolepsi Nedir?
-
Çiçek Aşısının Keşfi: Tarihte Bir Dönüm Noktası ve Küresel Sağlık Başarısı
-
Çocukluk Döneminin Meydana Getirdiği Sık Görülen Hastalıklar ve Önleyici Sağlık Tedbirleri
-
Salgınların İzinde: Tarihin Dönüm Noktaları ve İnsanlığın Mücadelesi
-
"Kızamık Aşısının Keşfi: Hastalığın Kontrolünde Bir Dönüm Noktası"
-
Siyah Ve Yeşil Çay İçmenin Sağlığımıza Faydaları
-
Beyin ölümü ne anlama geliyor? Bilim, yaşamın sonunu nasıl tanımlıyor?
-
Virüsler hücreler arası iletişimi bozarak bağışıklık sistemini atlatıyor
-
Bağırsak bakterilerinin kilo almayla ilişkisi var mı?
-
Maymun çiçeği virüsü
-
Akciğer Kanseri
-
Kleefstra sendromu del(9q34)