Hipopotasemi Nedir
Hipopotasemi (hipokalemi), plazma potasyum düzeyinin 3.5 mmol/L’nin altına düşmesi olarak tanımlanır.
Kronik hipopotasemi toplam vücut potasyumunda azalmayı yansıtırken, akut hipopotasemi vücut potasyumunda azalma ile paralellik göstermeyebilir. Hipopotasemi, muhtemelen en sık görülen elektrolit bozukluğudur. Sınır olarak 3.5 mmol/L düzeyi alındığında, hastanede yatan hastaların yaklaşık % 20’sinde saptanır. Genellikle hafif olmakla beraber, olguların % 25’inde potasyum düzeyinin 3.0 mmol/L’nin altına düştüğü ciddi hipopotasemi gelişebilir. Hipopotasemi, kardiyovasküler olumsuz etkileri nedeniyle hastane mortalitesini yaklaşık 10 kat arttırabilir.
Etyoloji
Hipopotasemi hücre içine potasyum kayması, net alımın azalması veya net potasyum kaybının artması sonucu gelişebilir.
A) Hücre içine potasyum kayması
Potasyumun hücre içine kayması, toplam vücut potasyumunda değişiklik olmaksızın plazma potasyum düzeyinde geçici bir azalmaya yol açabilir. Azalmanın derecesi sıklıkla 1 mmol/L’den azdır, ancak potasyum kaybına bağlı hipopotasemiyi ağırlaştırabilir. Metabolik alkaloz hem renal potasyum kaybına, hem de hücre içine potasyum kaymasına neden olarak hipopotasemiye yol açar. Ekzojen insülin uygulaması iatrojenik hipopotaseminin sık görülen nedenidir, özellikle diyabetik ketoasidozun insülinle tedavisi sırasında ölümcül hipopotasemi gelişebilir. Strese bağlı olarak aşırı endojen katekolamin salgılanması veya b2-adrenerjik agonistlerin uygulanması hem direkt alarak hücre içine potasyum girişini, hem de pankreastan insülin sekresyonunu arttırır. Anabolik durumlar, hücre içine potasyum kayması sonucu hipopotasemiye yol açabilir. Bu durum, vitamin B12 veya GM-CSF ile tedavi edilen pernisiyöz anemili veya nötropenili hastalarda görüldüğü gibi, hızlı hücre çoğalmasından sonra da ortaya çıkabilir. Hücre içine potasyum kaymasına yol açan diğer nedenler arasında baryum intoksikasyonu, hipokalemik veya tirotoksik peryodik paralizi sayılabilir.
B) Total vücut potasyum eksikliği
- Alım azlığı: Ciddi potasyum eksikliği durumunda böbrekler potasyum atılımını 5 mmol/L’nin altına düşürebildiğinden, tek başına alım azlığı seyrek görülen bir hipopotasemi nedenidir. Ancak, potasyumdan fakir diyetle beslenen kişilerde renal potasyum atılımı yavaş bir şekilde azaldığından, dengenin sağlanmasından önceki 7-14 günlük sürede orta düzeyde hipopotasemi gelişebilir. Öte yandan, alım azlığı kayba bağlı hipopotasemiyi ağırlaştırabilir.
- Potasyum kaybı: Böbreklerden ve böbrek dışı yollardan potasyum kayıpları en sık görülen hipopotasemi nedenleridir.
a) Renal kayıplar: Kronik hipopotasemi olgularının çoğundan renal potasyum kaybı sorumludur. Distal nefrondan uygunsuz potasyum sekresyon artışının hipopotasemiye neden olabilmesi için aldosteron sekresyonunun ve distal nefrona sodyum ve su sunumunun artması olmak üzere iki faktör gereklidir. En sık neden diüretik kullanımıdır. Loop ve tiazid türü diüretikler sırasıyla Henle kulpu ve distal tübüllerde sodyum geri emilimini engelleyerek distale sodyum sunumunu arttırırlar ve hipovolemi sonucu aldosteron sekresyonunu uyarırlar. Daha düşük natriüretik etkinliklerine rağmen, tiazidler loop diüretiklerden daha sık hipopotasemiye yol açar. Hipopotasemiye yol açabilen diğer ilaçlar arasında amfoterisin B, sisplatin, ifosfamid, gentamisin ve bazı penisilin deriveleri sayılabilir. Diyabetik ketoasidoz örneğinde olduğu gibi, ozmotik diürez de renal potasyum kaybını arttırabilir.
Nedeni ne olursa olsun, mineralokortikoid fazlalığına sıklıkla hipopotasemi eşlik eder. Primer hiperaldosteronizm ile renovasküler ve malign hipertansiyona veya renin salgılayan tümörlere eşlik eden hiperreninemi ve sekonder hiperaldosteronizm hipopotasemi nedeni olabilir. Konjenital adrenal hiperplazide, aldosteron dışı mineralokortikoidlerin artmış yapımına bağlı olarak distal nefrondan potasyum sekresyonu artabilir. 11b-hidroksisteroid dehidrogenaz enzim eksikliğine veya meyan kökü, tütün çiğnenmesi veya karbenoksolon ile enzimin baskılanmasına bağlı belirgin mineralokortikoid fazlalığı sendromu hipopotasemi ile seyreder. Cushing sendromunun klinik tablosu içinde hipopotasemi bulunabilir.
Klasik distal (tip I) renal tübüler asidozda artmış renal potasyum kaybına bağlı hipopotasemi görülür. Hipomagnezemi, hipopotasemik hastalarda sık görülen bir bulgudur. Herhangi bir nedene bağlı hipomagnezemi potasyum kaybını arttırabileceği gibi, bazen ortak etyolojik neden (diüretikler, sisplatin, primer hiperaldosteronizm) her iki bozukluğa birden yol açabilir. Renal tübüllerde kalıtımsal bozukluklara bağlı olarak gelişen Bartter, Gitelman ve Liddle sendromları nadir görülen hipopotasemi nedenleridir.
b) Böbrek dışı kayıplar: Şiddetli kusma ve nazogastrik aspirasyon hipopotasemiye yol açabilir. Ancak, gastrik sıvıdaki potasyum konsantrasyonu oldukça düşük olduğundan, bu durumlardaki hipopotasemi esas olarak renal potasyum kaybının artmasına bağlıdır. Gastrik içeriğin kaybı hipovolemiye ve metabolik alkaloza yol açar. Hipovolemi aldosteron salınımını uyarır ve distal tübüllerden potasyum sekresyonu artar. Ek olarak, bikarbonatüri potasyum kaybına yol açan elektrokimyasal gradienti arttırır. Metabolik alkaloza bağlı hücre içine potasyum kayması hipopotasemiyi daha da ağırlaştırabilir. Gastrointestinal sistemin alt segmentlerinde potasyum konsantrasyonu 80 mmol/L’yi aşabilir. Bu nedenle, aşırı diyare, villöz adenom, vipoma ve laksatif alışkanlığı hipopotasemiye neden olabilir. Hipovolemiye yol açacak şiddette aşırı terleme de, deri ve böbrekten potasyum kaybını arttırabilir.
Belirtiler
Potasyum eksikliğinin belirtileri oldukça değişkendir ve esas olarak hipopotaseminin derecesine ve gelişim hızına bağlıdır. Plazma potasyum düzeyi 3 mmol/L’nin altına düşmedikçe, hipopotasemi nadiren semptomatiktir. Halsizlik, miyalji ve kas güçsüzlüğü en sık görülen yakınmalardır. Daha şiddetli hipopotasemi ilerleyici güçsüzlüğe, hipoventilasyona ve sonunda komplet paraliziye yol açabilir. Düz kas fonksiyonları da hipopotasemiden etkilenebilir ve paralitik ileus gelişebilir. Belirgin potasyum eksikliğine, rabdomiyoliz de eşlik edebilir. Hipopotaseminin en ciddi sonuçlarından birisi artmış aritmi riskidir. Hipopotasemiye ait EKG değişiklikleri plazma potasyum düzeyi ile iyi bir korelasyon göstermez. Erken değişiklikler T dalgasında yassılaşma ve negatifleşmedir, takiben U dalgası ortaya çıkar, ST segmenti deprese olur ve QT intervali uzar. Bu değişiklikler plazma potasyumu 2.7 mmol/L’nin altına indiğinde en belirgindir. Şiddetli potasyum eksikliğinde PR intervali uzar, voltaj azalır, QRS kompleksi genişler ve ventriküler aritmi riski artar. Hipopotasemi, hafif olsa bile, dijital toksisitesine eğilimi ve intraoperatif aritmi riskini arttırır. Hipopotasemiye, altta yatan etyoloji ile ilişkili olarak, özellikle metabolik alkaloz olmak üzere sıklıkla asit-baz bozuklukları eşlik eder. Ek olarak, potasyum eksikliği proksimal tübüler HCO3 geri emilimini, renal amonyak oluşumunu ve distal H+ sekresyonunu arttırır. Tüm bunlar, metabolik alkoloz gelişimine katkıda bulunur. Potasyum eksikliği nefrojenik diyabetes insipitusa da yol açabilir.
Ayırıcı Tanı
Şekil 3’de hipopotasemiye tanısal yaklaşım algoritmi görülmektedir. Olguların çoğunda, dikkatli bir anamnez etyolojinin belirlenmesini sağlar. Hücre içine potasyum kayması ve alım eksikliğinin dışlanmasından sonra, idrar potasyum konsantrasyonu, kan basıncı, plazma renin aktivitesi ve aldosteron düzeyi, arteriyel kan gazı analizi ve idrar klorür konsantrasyonu altta yatan nedenin belirlenmesini sağlar.
Kaynak : http://nefroloji.medicine.ankara.edu.tr/ Dr. Kenan Ateş
Sağlık Haberleri
-
Sivri sineklerin neden olduğu bazı hastalıklar
-
Dang humması nedir? Nasıl bulaşır ?
-
Uyku apnesi nedir?
-
Narkolepsi Nedir?
-
Çiçek Aşısının Keşfi: Tarihte Bir Dönüm Noktası ve Küresel Sağlık Başarısı
-
Çocukluk Döneminin Meydana Getirdiği Sık Görülen Hastalıklar ve Önleyici Sağlık Tedbirleri
-
Salgınların İzinde: Tarihin Dönüm Noktaları ve İnsanlığın Mücadelesi
-
"Kızamık Aşısının Keşfi: Hastalığın Kontrolünde Bir Dönüm Noktası"
-
Siyah Ve Yeşil Çay İçmenin Sağlığımıza Faydaları
-
Beyin ölümü ne anlama geliyor? Bilim, yaşamın sonunu nasıl tanımlıyor?
-
Virüsler hücreler arası iletişimi bozarak bağışıklık sistemini atlatıyor
-
Bağırsak bakterilerinin kilo almayla ilişkisi var mı?
-
Maymun çiçeği virüsü
-
Akciğer Kanseri
-
Kleefstra sendromu del(9q34)