Kekliklerin doğaya salınması.
Yaban sahalarımızın karakter kuşlarından bir tanesi hiç kuşkusuz kekliklerdir.
Tipik olarak göze çarpmayan kahverengi-gri tüyleri ve eşsiz güzellikteki kur sesleri ile yaban hayatının en önemli bir üyelerinden bir tanesi kekliklerdir. Ancak doğada koruma sahalarının dışında keklik görmek neredeyse imkânsız bir hale gelmiştir. Yırtıcı kuşlar veya tilki gibi avcıların olumsuz etkilerinin yanında modern tarım teknikleri, kimyasal ilaçler ve gübreler, aşırı ve bilinçsiz avcılık, anız yakma işlemleri keklik popülasyonlarının düşmesine sebep olmuştur.
Bu bağlamda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yaban sahalarında keklik popülasyonunu artırmak için çiftliklerde üretilen kekliklerin doğaya salma işlemlerini gerçekleştirirler.
Ancak her yıl yapılan bu salma işlemlerinde beklenen başarı maalesef sağlanmamaktadır. Kekliğin biyolojisi, habitat istekleri, bırakılacak sahanın ekolojik özellikleri, sahaya adaptasyon yetenekleri araştırılmadan yapılan yerleştirme işlemlerinden kaynaklanan sorunlardan dolayı istenilen başarı yakalanamamaktadır. Doğaya salınan keklikler kış gelmeden başta yırtıcılar olmak üzere birçok tehlikeye maruz kalarak telef olmaktadır. Bu durumun önüne geçemeyiz.
İlk uçurmada kekliklerin % 40’nın telef olduğunu düşünecek olursak kekliklerin kafeslerinden çıkartılarak uçurmak yerine, sahaya bir tarafı açık voleyeler koyup bu voleye içerisinde en az 2 hafta yöreye adaptasyonları sağlanmalıdır.
Ayrıca yapılan araştırmalarda vahşi keklikler ile çiftliklerde yetiştirilen kekliklerin anatomisi ve fizyolojileri arasında farklılıklar belirlenmiştir. Finli bilim adamları Putaala ve Hissa (1995) çiftlik keklikleri vahşi kekliklere nazaran daha ağırdır ve daha büyük bir göğüs kafesine sahip oldukları bilinmektedir. Ancak buna karşılık, kalpler ve karaciğerlerin yabani kekliklerden daha hafif olduklarını tespit etmişlerdir. Bu anatomik farklılıklar, yabani kekliklerin göğüs kaslarında daha yüksek bir glikojen konsantrasyonuna ve sitokrom C oksidaz aktivitesine sahip olmaları gerçeğiyle birleştiğinde nispeten daha iyi dayanıklılıklarını kanıtlamıştır. Bu durum avcılardan kaçmak için yabani keklikleri daha avantajlı kılmaktadır.
Araştırmalar kekliklerin sindirim kanalında anatomik farklılıklar olduğunu, yabani kekliklerin daha uzun ince bir bağırsak ve çekum ve nispeten daha ağır bir taşlığa sahip olduklarını gösterdi. Bu, yabani kuşların gıdayı daha verimli bir şekilde sindirmelerine ve daha yüksek bir besin verimi elde etmelerine olanak sağladığını ortaya koymaktadır.
Ayrıca yabani keklikler bol miktarda “doğal gıda” bulunmamasından dolayı sürekli bir “koşullu eğitime” sahiptir. Düşmanlardan kaçınmanın yetersizliği, doğal olarak ortaya çıkan gıda kaynaklarının kullanımında verim düşüklüğü ve hastalığa daha yüksek duyarlılık nedeni ile çoğu kez doğaya keklik salma işlemleri başarısız olmuştur.
Doğaya yerleştirme işlemlerinde, çiftliklerde yabani keklik anaçlarının kullanılmasının yanında, yetiştirme kalitesi ve hazırlık tekniklerinin kalitesine bağlı olarak, başarı sağlanabilir.
Ayhan Küyük
Zooloji Haberleri
-
Komodo Dişleri, Theropod Dinozorların Dişleriyle Çok Benziyor
-
Biyologlar yeni kaplan böceği türünü ortaya çıkarıyor: Eunota houstoniana
-
Bilim insanları yeni bir geko türünü ortaya çıkardı
-
CT taramalarında ortaya çıkan tuhaf yılan benzeri solucanların sırları
-
Dev kaplumbağalar yok edildikten 600 yıl sonra Madagaskar'a geri döndü
-
Hindistan kaplanları iklim ve insan baskısı arttıkça yükseklere tırmanıyor
-
Kitlesel Yok Oluşlardan Kurtulan Memeliler, ‘Genel Yiyici’ Değildi
-
Avrupa’da Bilinen Son Timsah 4,5 Milyon Yıl Önce Yaşamıştı
-
Ağaç kesimi ve iklim değişikliği dağ kuşlarını tehdit ediyor
-
Biyologlar, istilacı, etobur kurbağaların artık Georgia'da ürediğini söylüyor
-
Myanmar'da yeni bir çukur engereği türü keşfedildi.
-
Çin'de yeni bir iguana türü keşfedildi
-
Dev Dinozor Leşleri, Yırtıcılar İçin Önemli Bir Besin Kaynağıydı
-
Yarasalar 50 Milyon Yıl Önce de Ekolokasyon Kullanıyordu
-
Anadolu parsı aylar sonra yeniden görüntülendi