Küre Dağları Milli Parkı Sempozyumu Tamamlandı.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Ankara’da gerçekleştirilen ''Biyolojik Çeşitliliğin Korunmasında Orman Eko Sistemlerin Önemi: Küre Dağları Milli Parkı Sempozyumu''na iştirak etti.
Prof. Dr. Veysel Eroğlu burada yaptığı konuşmada, ormanların küresel iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli unsurlar olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin ormanların çoğaltılması ve korunmasını çok önemsediğini dile getirdi.
Türkiye'de odun servetinin geçen süre zarfında büyük artış gösterdiğine işaret eden Prof. Dr. Eroğlu, dünyada birçok ülkede orman alanlarında azalma yaşanırken Türkiye'nin bu konuda da önemli ilerleme kaydettiğini vurguladı.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Türkiye'nin 40 milli park, 181 tabiat parkı, 30 tabiatı koruma alanı, 80 yaban hayatı geliştirme sahasının da aralarında bulunduğu pek çok tabii alana sahip olduğunu, buraların korunması için geçen yıl ilgili birimlerde teşkilat değişikliğine gidildiğini belirtti.
Ağaçlandırmada Dünyada Üçüncüyüz
Türkiye'nin ağaçlandırmada Çin ve Hindistan'dan sonra dünyada üçüncü sırada olduğunu belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 1 Ocak 2008 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla başlatılan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Milli Seferberliği'nin başarılı olamayacağı yönünde eleştirildiğini hatırlatarak “Seferberlik kapsamımda 2 milyon 300 bin hektarlık bir alan ağaçlandırılacak. Şu müjdeyi vermek istiyorum: 12.12.2012'de saat 12'yi 12 geçe bu programı tamamlayacağız. 2 milyon 300 bin yerine 2 milyon 400 bin hektarla hedeflerimizi aşmış olacağız'' diye konuştu.
Ormanların bütün dünyanın ortak malı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Eroğlu, Türkiye'nin bu kapsamda Afrika ülkelerinde 1 milyon kişiye su yardımı yaptığını, ağaçlandırma konusunda da benzer yardımlar da bulunduğunu söyledi.
Küre Dağları Milli Parkı'na yönelik projeye 3 milyon liralık bütçe ayrıldığını belirten Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu bölgede 15 bin fidan dikildiğini bildirdi. Bölgede ev pansiyonculuğunun gelişmesine destek vereceklerini de ifade eden Prof. Dr. Veysel Eroğlu, dünyada bu alanda gerçekleştirilen en iyi 9 proje arasında yer aldığını vurguladı.
Prof. Dr. Eroğlu, ''Bu projeler artan bir hızla devam edecek. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu örnek bir proje. Diğer ülkelere örnek olarak yansıtacağız. Diğer ülkelerde de ülkemizin diğer yerlerinde de yapacağız bu örnek projeden'' diye konuştu.
Dünyanın En İyi 9 Uygulama Örneğinden Biri
BM Türkiye Mukim Koordinatörü ve UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Shahid Najam ise konuşmasında, 50 yıldır devam eden Türkiye-UNDP işbirliğinde önemli çalışmalara imza atıldığını söyledi.
Türkiye'nin ormancılık sektöründeki birikmiş uzmanlığı ile TİKA tarafından ormancılık konusuna atfedilen yüksek önceliğin, UNDP ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelere ilişkin işbirliği yapmasına imkan sağladığını ifade eden Najam, sözlerini şöyle sürdürdü:
''UNDP ve Türkiye arasında Mart 2011'de imzalanan Ortaklık Çerçeve Anlaşması, bu işbirliğinin gerçeğe dönüştürülmesi için sürdürülebilir ormancılık ve step ekosistemleri üzerinde çalışmak için olanak sağlıyor. Ayrıca Küre Dağları Milli Parkı Projesi, BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı sırasında dünyanın en iyi 9 uygulama örneğinden biri olarak yer aldı. Sonuç olarak, doğanın korunmasına yönelik çalışmalar ile sürdürülebilir ormancılık faaliyetleri ve sürüdürülebilir insani kalkınma faaliyetleri arasında sinerji yaratmanın, insanlığı açlığın, yoksulluğun ve gıda güvensizliğinin pençesinden kurtarmak ve gelecek nesillere adil, kapsayıcı ve hakkaniyetli dünya bırakmak için şart olduğuna inanıyoruz.''
PAN Parks Sertifikası Alıyor
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Ahmet Özyanık da Küre Dağları Milli Parkı'nın orman eko sistemlerinin korunması açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.
Türkiye'nin en büyük milli parkları arasında yer alan parkın, aynı zamanda ülkenin 10 sıcak ormanı arasında yer aldığını da vurgulayan Özyanık, ''Bu milli park, Avrupa'nın seçkin milli parklarının aldığı PAN Parks sertifikasına sahip oluyor'' diye konuştu.
“Suyumuzu İsabetli, Akıllı Bir Şekilde, Tek Elden Yönetmemiz Gerekiyor “
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, sempozyum öncesinde Su Kanunu tasarısına ilişkin bir soru üzerine ise, tasarının üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve diğer tarafların görüşüne açıldığını söyledi. Çok büyük önem taşıyan su açısından Türkiye'nin zengin bir ülke olmadığını ifade eden Prof. Dr. Veysel Eroğlu , ''Suyumuzu isabetli, akıllı bir şekilde, tek elden yönetmemiz gerekiyor''dedi.
İSKİ Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde Osmanlı Devleti'nde su sicili tutulmasına ilişkin metinleri Türkçeye çevirdiğini anlatan Prof. Dr. Eroğlu, bu konunun önemine işaret ederek, tasarıda Türkiye'de su sicili tutulmasına yönelik düzenlemenin yer alacağını bildirdi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, su kaynaklarının korunması, kirletilmemesi için bütün tedbirleri aldıklarını da vurgulayarak, ''Suyu gerçekten en iyi şekilde yönetmek için Avrupa Birliği'nin normlarını da dikkate alarak güzel bir kanun tasarısı hazırladık. Güzel oldu. Taşkınlar, yer altı suları, bunların korunması, bunlarla alakalı bütün esasları ihtiva ediyor. Tabi su tahsisi yapılırken öncelik içme suyunda, sonra sulama suyu, sonra sanayi suyu. Bu şekilde bir çalışma yapacağız'' diye konuştu.
Dere Yatakları En İyi Şekilde Korunacak
Prof. Dr. Veysel Eroğlu, ''Dere yataklarına bundan sonra yerleşim olacak mı?'' şeklindeki soruya ise, ''Dere yatakları en iyi şekilde korunacak. Sayın Başbakanımızın iki defa, gerek 2006 yılında, gerekse 2011'de yayımladığı Başbakanlık Genelgesi var. Esasen dere yatakları işgal edilemez. Dere yataklarında bugün maalesef vuku bulan sel baskınları tamamen dere yataklarının işgal edilmesinden kaynaklanıyor. Çarpık yapılaşma, kentleşme, arkasından bir takım sanayi tesislerinin kurulması, molozlar dökülmesi, hafriyat toprakları, vahşi çöp depolaması, yasak kum alımları gibi olaylar var. Derelere bazı yapılar görüş alınmadan yapılıyor. Bunları tamamen kontrol edeceğiz'' cevabını verdi.
Bu bölgelere yönelik imar iznine ilişkin bir soru üzerine de Prof. Dr. Eroğlu, İmar Kanunu'nun 18. maddesine göre bir takım alanların sosyal donatılar için ayrıldığını, dere yataklarının işgal edilmesinin de 18. madde uygulamasına dahil edilmesine ilişkin görüş getirdiklerini ifade etti.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, ''Dere yataklarının etrafının açılması lazım. Zaten dere yataklarını, kapatılacak bir lağım çukuru, kanalizasyon çukuru gibi veya kanalizasyonun akacağı bir açık kanal gibi düşünmüyoruz'' dedi.
Dere yataklarında parklar, yürüyüş alanları, taşkınlardan koruyacak yapıların inşa edileceğini anlatan Prof. Dr. Veysel Eroğlu, derelerin ıslahı konusunda birinci önceliğin estetik olduğuna işaret etti. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, dere yataklarının bulunduğu şehre estetik katacak şekilde ıslah edileceğini dile getirdi.
Kentsel Dönüşüm
Depreme karşı en hassas, sıvılaşmanın en çok olabileceği alanların dere yatakları olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu sebeple kentsel dönüşüm kapsamında dere yataklarının ele alınacağını ifade ederek şöyle konuştu:
''Kentsel dönüşüm kapsamında mutlak surette dere yatakları da ele alınacak. Zaten 2B çalışmaları kapsamında çalışmalarda yüzde 3'e kadar olan kısmı Vakıflar Genel Müdürlüğüne ayırıyoruz. Yüzde 10'a kadar olan kısmı yeni orman alanlarının teşkili için orman teşkilatına, geri kalan kısmını da tamamen kentsel dönüşüm için ayırıyoruz. Kaynak da var. Burada herkes kazanacak. Yani vatandaş da kazanacak, şehirler kazanacak, belediyeler kazanacak, devlet kazanacak. Şehirlerde muazzam bir vizyon çalışması gerçekleşecek. Bu dünyada örnek alınacak bir çalışma olacak. Tarihi bir adım atıldı. Malum olduğu üzere Sayın Başbakanımız bunu geçtiğimiz cuma günü başlattı. Dere yatakları da böylece kurtulmuş olacak.''
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, ''Biz sadece bir dere değil, o nehir havzasının tamamını dikkate alarak planlama yapıyoruz. Zaten Su Kanunu'ndaki ruh da budur. Havza esasıyla planlama yapmak her şeyi havza esasıyla düşünmeyi getiriyor. Bu gerçekten benim de yıllardan beri, üniversitede ders anlatırken hasretle, özlemle beklediğim bir husustu'' değerlendirmesinde bulundu.
Kanun tasarısının şu anda bütün tarafların görüşüne açıldığını hatırlatan Prof. Dr. Veysel Eroğlu, ilgili süreçlerin tamamlanmasıyla tasarının gelecek yıl yasalaşabileceğini söyledi.
http://www.milliparklar.gov.tr
BİYOLOJİ HABERLERİ
-
Amonyum, Dünya’da Yaşamın Ortaya Çıkmasını Sağladı
-
16 Nisan, 'Dünya Biyologlar Günü'
-
Protonların Aşamalı Değişimi, ATP Sentaz Enzimi ve Mitokondriyum
-
Biyoloji Kongre Sponsorluğu
-
Dünya'da Yaşamın Nasıl Başladığının Sırrı...
-
Kazdağları Yaban Mantarları Eğitim Festivali
-
Işığın Değişmesi İle Algler
-
Trikotilomani Nedir
-
Araştırma üniversitelerinin listesi belli oldu. İşte 10 araştırma üniversitesi
-
Bilim İnsanları Tarafından Yapılan Yeni Çalışmada “Hücre İçi Saati” Bulundu
-
UCLA biyologları yaşlanmayı yavaşlatıyor, meyve sineklerinin ömrünü uzatıyor
-
Bilim insanları betalain sentezlemeyi başarmışlar. Betalain üretmenin bize faydaları nelerdir ?
-
Beyin Tanıdık Yüzleri Nasıl Ayırt Ediyor
-
Hakkâri Sat Dağlarında İki Yeni Buzul Gölü Keşfedildi
-
Her Nöron 1000’den Fazla Mutasyon Taşıyor Olabilir