PGT Metodları
Polar Body Biyopsisi: Maternal olarak kalıtılan genetik bozukluklar için birinci polar bodynin (BPB) prekonsepsiyonel genetik analiz için kullanılması Verlinsky ve arkadaşları tarafından yoğun olarak çalışılmıştır. BPB, birinci mayotik bölünme sırasında oluşur ve başarılı fertilizasyon veya normal embriyonel belişme için gerekli değildir. IVF’da yapıldığı gibi preovulatuar oositler aspire edilir. Sekonder oositin genetik durumu BPB’nin genotipi çalışılarak anlaşılır. Kromozomal crossing over söz konusu değilse, aspire edilen BPB’de mutant alel varlığında oositte normal alel olacaktır. Bu durumda oosit IVF için kullanılacak ve daha sonra transfer edilecektir.
Polar body genetik analizinin bir takım dezavantajları vardır. En önemli olanı direkt oositin genotipinin çalışılmıyor olmasıdır. Çünkü crossing over söz konusu olduğunda tanısal hata olacaktır. Crossing over honolog kromozomlar arasında DNA değişimidir ve sentromerden uzaklaşıldıkça ihtimali artar. Bu durumda, ikinci polar body veya blastomer biyopsisi gibi ileri testlere ihtiyaç vardır. Yine IVF çalışmalarında görüldüğü gibi zonanın diseke edilmesi polispermi riskini artırmaktadır, böyle bir durum polar bodynin aspire edilmesi halinde de görülebilir. Ayrıca polar cisimcik üzerinde polimeraz chain reaksiyonu (PCR) çalışması diğer tek hücre PCP çalışmalarından daha zor olabilmektedir. Polar body biyopsisi aspirasyon ve extrusion metodlarıyla yapılabilir. Sonuç olarak BPB’nin önemi, bize fertilizasyon öncesi bilgi vermesidir.
Klivaj Stage Embriyo Biyopsisi:
Embriyonun gelişimini bozmadan mikromanipülasyon yöntemi ile blastomer biyopsisi yapmak mümkündür. Elde edilen blastomerler genetik anomali ve sex tayini için kullanılmaktadır. İnsan embriyosundan blastomer biyopsisi ilk olarak 1989 yılında Londra’da Hammer-Smith Hastanesinde Handyside ve arkadaşlarınca yapılmıştır. 4 veya 8 hücreli embriyoda hücre sayısının yarısı oranında blastomer biyopsisi yapmak embriyo gelişimini etkilemektedir, fakat 8 hücreli embriyodan 3 adet blastomer alınması embriyo gelişimini bozmamaktadır.
Blastomer biyopsisi sırasında zonada delik açıldığından dolayı implantasyon oranında artış olduğu da gösterilmiştir.
Blastomer biyopsisi aspirasyon veya extrusion metodlarıyla yapılmaktadır. Bu konuda yoğun çalışmaları olan Tarin ve Handyside, optimal biyopsi metodları olarak, extrusion yönteminin varyasyonları olan displacement ve push metodlarını önermişlerdir. Ayrıca, en uygun biyopsi zamanı olarak da genetik analiz için enfazla DNA’nın elde edilebildiği, 1-3 blastomer biyopsisinin yapılabileceği 3. gün 8 hücreli embriyo safhasını önermişlerdir.
Blastosit (Trofekdoderm) Biyopsisi: Gardner ve Edwards blastosit byopsisini tavşanlarda sex tayini için ilk kullananlardır. Blastosit evresinde hücreler, embriyoyu oluşturacak iç hücre kütlesi ve plasentayı oluşturacak dış hücre kütlesi, trofektoderm olarak ikiye farklılaşırlar. Trofektoderm esas olarak plasentayı oluşturduğu ve fetusun gelişiminde rol almadığı için fetusa zarar gelmeden hücresinin bir miktarı örneklenebilir. 5-6. günlerde blastositten 10-30 trofektoderm hücre biyopsisi yapılabilir. Fakat 10 hücrenin üzerinde biyopsi alınması human chorionic gonadotropin miktarını azaltacaktır. Bu düşüş, transfer sonrasında gebeliği desteklemek için dışarıdan gonadotropin verilmesiyle desteklenebilir. Biyopsi için, iç hücre kütlesinin karşı tarafında zona pellusidaya bir delik açılır; 12-18 saat sonra bu boşluktan herniye olan hücreler stereo-dissecting mikroskop altında mikroneedle ile ayrılır. Başka biyopsi yöntemleri de vardır.
Blastosit biyopsisinin polar body veya 4-8 hücreli embriyo biyopsisine üstünlükleri:
1) Genetik tanıda kullanmak için daha çok hücre elde edilir. Bu da tanının doğrulanması için testlerin tekrarlanmasına ve güvenirliğin artmasına izin verir.
2)Biyopsi sırasında sadece extra-embriyonik hücreler alınır, böylece fetusa yönelik potansiyel risk en azdır.
3) Blastosit evresinde embriyonik gen ekspresyonu oldukça belirgindir, böylece daha önceki evrelerde uygulanmayan biyokimyasal metodlar genetik hastalıkların tanısı için kullanılabilir.
4) Kriyopreservasyon daha iyi tolere edildiğinden çiftler daha sonraki IVF siklusları için bu embriyoları kullanabilirler.
Embriyoloji
-
İndüklenmiş pluripotent kök hücreler
-
HAYVANLARDA ÜREME
-
OMURGALILARDA ÜREME SİSTEMLERİ
-
OMURGALI HAYVANLARDA ÜREME
-
OMURGASIZ HAYVANLARDA ÜREME
-
Embriyo nedir?
-
GAMETLERİN OLUŞUMU
-
Zigotun Yarıklanması
-
KAN DAMARLARININ ve DOLAŞIMIN OLUŞUMU ( anjiogenezis )
-
GELİŞME ve BÜYÜME
-
İNSANDA ÜREME SİSTEMİ
-
Fetal Fizyolojisi
-
Emriyoloji Sunumu
-
Sperm Morfolojisi
-
İNSANDA EMBRİYOLOJİK GELİŞİM