Türkiye'deki İstilacı Balık Türleri
Fotoğraf görsel Pseudorasbora parva (Temminck ve Schlegel,1846)
Ülkemiz zoocoğrafik konumu nedeniyle 213 tatlı su balığı türüne sahip olan, zengin bir biyoçeşitlilik gösteren bir ülkedir. Ülkemiz sularında son yıllarda yapılan çalışmalarda da bazı istilacı balık türlerinin varlığına rastlanılmıştır. Bu türlerin nasıl ülkemize geldiği, sahip oldukları özellikler, ekonomik ve ekolojik önemleri, yerel türlere etkileri yapılan çalışmalarda araştırılmıştır. İstilacı balık türlerinin ülkemize giriş ve yayılış şekilleri zaman ve yer bakımından net değildir. Mevcut kayıtlar ancak 50–60 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Bu kayıtlar sonrasında ise, yeterli takip ve araştırma yapılmamıştır. Bazı türlerin ülkemize ait yerel balıklar olmadığı, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın başında sularımıza girdiği tahmin edilmekle birlikte, sağladıkları uyum ile yerel tür olarak kabul edilmektedir.
Yurtdışı veri kayıtları, örneğin DIAS ( Aşılanan akuatik türler ) ve yerel kayıtlar çelişmektedir (Türkiye İstilacı İçsu Balıkları Fihristi - İstanbul Akvaryum Kulübü Forumları).
İstilacı türlerin kendi doğal habitatlarını değiştirip yeni habitatlara göç etmeleriyle Türkiye’nin yerel faunasında çeşitli değişiklikler gözlenmiştir.
Ülkemizde görülen yabancı türler ve taşınan yerel türlerin büyük bir bölümü resmi kurumlar eliyle yapılmıştır. Besin olarak tüketilmek üzere yapılan ticari kültür balıkçılığı nedeniyle, üretim kafeslerinde meydana gelen kazalar ve kaçışlar istilacı türlerin yaşam alanlarını değiştirmelerine sebep olmaktadır. Üçüncü faktör ise bilinçsiz insanların türleri bir alandan başka bir alana taşımasıdır. İstilacı türler yerel türlerin yok olmasından, sosyoekonomik zararlarına kadar çok geniş bir yelpazede etkilerini gösterir. Ülkemiz sularında görülen istilacı türlerden aşağıda bahsedilmektedir. Örneğin; Carassius gibelio (Bloch, 1782) denilen Sazangiller (Cyprinidae) ailesine ait bir tür olan gümüşi havuz balığının normal dağılım alanı Kore, Kuzeydoğu Çin, Rusya (Zou ve ark., 2000) gibi Asya ülkeleri 80 olmasına rağmen bu türe Türkiye’de ilk olarak 1988 yılında Gala Gölü’nde rastlanılmıştır (Baran ve Ongan, 1988). Bu türün kısa sürede hızlı bir yayılma göstermiş olduğu, önce bütün Trakya bölgesini istila ettiği, daha sonra da Türkiye’nin, en doğudaki yerlerini de içine alacak şekilde, birçok bölgesinde görüldüğü bildirilmiştir. Gümüşi havuz balığı istilacı bir balık türüdür ve doğal balık toplulukları için zararlı bir balık türü olarak bilinir.
Bu balık, durgun, yavaş akışlı sularda kolaylıkla baskın balık türü olabilir ve bütün ekosistemdeki nütrient akışını değiştirebilir. Gümüşi havuz balığı ayrıca diğer bazı doğal balık türleri (örneğin kızılkanat, Scardinius erythrophthalmus (Linnaeus, 1758) ve eğrez Vimba vimba (Linnaeus, 1758)) için kuvvetli bir rekabetçi olabilir (Özuluğ ve ark., 2005).
Ülkemiz sularındaki bir diğer istilacı tür örneği Pseudorasbora parva (Temminck ve Schlegel,1846) dır. Bu tür doğal yayılış alanı Doğu Asya olan küçük bir cyprinid türüdür (Ekmekçi ve Gülsün, 2004). Bu tür Türkiye'de ilk kez 1982 yılında Trakya bölgesinde saptanmıştır. Ancak daha sonraki yıllarda yapılan çalışmalar bahsedilen türün ülkemizin değişik bölgelerinde de bulunduğunu göstermiştir. Zararlı bir tür olarak kabul edilen bu türün hızlı bir şekilde ülkemiz tatlı su kaynaklarını istila etmesi Türkiye'nin zengin tatlı su balık faunası için bir tehdit olarak kabul edilir.
Ülkemiz sularında görülen bir diğer istilacı tür örneği de Oncorhynchus mykiss (Walbaum, 1792) dir. Türkçe adı gökkuşağı alabalığı olan bu balık türü tatlı su ve denizde yetiştiriciliği en fazla yapılan, sportif balıkçılık ve ticari balıkçılıkta, deney hayvanı olarak yaygın olarak kullanılan bir türdür. Bu tür aşılandığı kaynaklarda nesli tehlike altında olan türler ile melezler oluşturabilir. Tür, predetasyon ve rekabet nedeniyle dahil edildiği bazı kaynaklarda (Titicaca gölü) yerli küçük cesametli balıkların veya yerli alabalık türlerinin (Ohrid gölü) populasyonlarının azalması/yok olmasında sorumlu olarak gösterilmektedir (Welcomme 1988). Gökkuşağı alabalığı, dünyada istilacı ilk 100 canlı türü içinde yer almaktadır. Ancak Türkiye’de üreyebilen populasyonlar oluşmadığı için böyle bir risk söz konusu değildir.
Bir diğer örnek de Atherina boyeri (Risso 1810.)’ dir. Bu tür ülkemizde İznik, Eğirdir ve Beyşehir Gölü, Hirfanlı Baraj Gölü gibi sulara bilinçsiz olarak balıkçılar tarafından aşılanmıştır. Muhtemelen daha çok kaynakta bulunmaktadır ve gittikçe de miktarı artış göstermektedir. Beyşehir gölünde baskın hale gelmeye başlamış olup diğer türlerin balıkçılığını tehdit etmektedir (Çetinkaya, 2006).
İSTİLACI BALIK TÜRLERİ VE HAYAT STRATEJİLER Nazmi POLAT*, Melek ZENGİN*, Aysun GÜMÜŞ* Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Kurupelit, Samsun, TÜRKİYE
Hidrobiyoloji Haberleri
-
Amazon’da 16 Milyon Yıllık Devasa Bir Yunus Kafatası Bulundu
-
Artan yağışlar İngiltere'deki deniz kestanelerini tehdit ediyor
-
En son DNA barkodlama teknolojisiyle İsrail'in tatlı su balık türleri listesinin yeniden gözden geçirilmesi
-
Çin’de 250 Milyon Yıllık Zırhlı Deniz Sürüngeni Ortaya Çıkarıldı
-
Bazı fener balığı türleri tüm yaşamlarını baş aşağı yüzerek geçirebilir
-
2100 yılı için sığ kıyı ekosistemlerinin kaderini tahmin etmek
-
Sıradan ahtapotun genetiğine dair yeni bilgiler: Kromozom düzeyindeki genomun kodu çözüldü
-
Büyük Bariyer Resifi'nde yeni balık türleri bulundu
-
Midyeler, denizdeki sıcak hava dalgalarıyla başa çıkabilmek için kalp atış hızını ayarlayabiliyor.
-
Ahtapotlar ve muhteşem renk değiştirme yetenekleri
-
Aslan Balıkları: Denizlerin Görkemli ve Gizemli Avcıları
-
Deniz aslanlarının gizemli dünyaları
-
Örümcek yengeçlerini daha ayrıntılı bir şekilde tanıyalım
-
Bafa Gölünün Balerinleri
-
Derin Denizlerin İlginç Canlıları