Yüksek adaptasyon ve gizli genetik varyasyon - 1
Araştırıcılar, Limulus, Coelacanth ve diğer “yaşayan fosiller”in yaşamın tarihinin çok uzun dönemleri boyunca değişmeden kalmış gözükmelerini, yeryüzünün beş büyük kitlesel yok oluşundan en az birinden sağ çıkan formların...
Prof. Dr. Ergi Deniz Özsoy
Araştırıcılar, Limulus, Coelacanth ve diğer “yaşayan fosiller”in yaşamın tarihinin çok uzun dönemleri boyunca değişmeden kalmış gözükmelerini, yeryüzünün beş büyük kitlesel yok oluşundan en az birinden sağ çıkan formların, yüksek adaptasyon göstermeleri ve düşük ekolojik değişkenlik gösteren ortamlarda yaşayagelmeleriyle izah ediyorlar.
Geçtiğimiz ayki yazımızda, “yaşayan fosil” olarak tabir edilen Coelecanth’ın, fosil formu ile yaşayan türleri arasındaki morfolojik açıdan oldukça yakın benzerliğe rağmen, genom düzeyinde inildiğinde hem kendinden önceki ve sonraki canlılarla tarihsel olarak ilişkilendiğini hem de karasal yaşama geçişle ilgili adaptasyonlar konusunda son derece önemli bilgiler verdiğini göstermeye çalışmıştık. Coelacanth genomunu konu alan başlıca çalışmayla aynı yıl içerisinde yayınlanan bir diğer makale de, özellikle ön ve arka uzuvların karasal yaşamla değişmesi temeline odaklanmakta ve Coeleacanth’ın yavaş evrimleşen bir genoma sahip olduğunu bir kez daha vurgulayarak karasal uzuv (ayak) oluşumuma giden tarihsel yoldaki genetik değişimler hakkında net bilgiler vermektedir.1
Bir diğer “yaşayan fosil”: Limulus polyphemus
“Yaşayan fosil” ya da “filogenetik kalıntı” şeklinde tanınan bir diğer hayvan türü ise, Kuzey Amerika’nın Atlantik sahilleri boyunca yayılan at nalı yengeci, Limulus polyphemus’tur. Bu son derece arkaik görünümlü enteresan canlı, tıpkı Coelacanth gibi, 150 milyon yılı aşkın fosil formları ile arasında büyük benzerlik taşımaktadır ve diğer pek çok özelliklerinin yanı sıra, kanının tıbbi malzemelere bulaşmış gram negatif bakterileri tanımada kullanılan en duyarlı madde olmasıyla da meşhurdur.
Limulus polyphemus, evrimsel biyolojik açıdan bir zamanlar hayli tartışma yaratan ve düşük genetik çeşitliliğin taksonların evrimsel tarihi boyunca düşük yapısal ve morfolojik çeşitlilik göstermesinin sebebi olduğunu öne süren yaklaşımı da sınamak için kullanılmış model bir canlıdır da. Bu yaklaşıma göre, genlerindeki alel (aynı bir genin farklı özellik durumları yaratabilen farklı formları) sayısı çok düşük olan ve çok yüksek sıklığa sahip sadece bir ya da birkaç alel ile temsil edilen türlerin, evrimsel tarihleri boyunca gösterdikleri değişim miktarları da (hem yeni türlerin oluşması hem de aynı bir türdeki yapısal-morfolojik çeşitlenme) çok düşük olacaktır. Yeni türlerin ya da aynı tür içinde morfolojik farklılıklar gösteren formların ortaya çıkışını, etkisi büyük ve görece kısa süre içinde (aşırı durumunda, sadece bir kuşak sonrasında) ortaya çıkan mutasyonlara bağlamasıyla artık geride kalmış “mutasyonculuk” görüşüne başvuran bu yaklaşımın sınanmasında Limulus’un payı büyük olmuştur.
Robert Selander ve meslektaşları, 1970 yılında yayınladıkları bir çalışmada Limulus’un genetik çeşitlilik düzeyini ele aldılar ve o günden bu güne dek genomik düzeyde de doğrulanan çarpıcı sonuçlara ulaştılar.2 Selander ve meslektaşları, genetik çeşitliliği tahminlemede o dönemlerde yaygın biçimde kullanılan protein elektroforezini kullanarak, Limulus’ta genetik çeşitlilik gösteren önemli sayıda gen olduğunu saptadılar. Öte yandan genetik çeşitlilik göstergesi olarak popülasyon genetiğinde başvurulan iki önemli parametreye (polimorfik lokus oranı (P) ve bireysel heterozigotluk (H)) göre, bu çeşitlilik miktarının Drosophila, fare, insan gibi farklı türlerdeki düzeylere önemli ölçüde benzer olduğunu gösterdiler. Yalnızca bir avuç proteini kodlayan az sayıdaki gene odaklanmış olan bu öncü çalışmanın sonuçları, yakın tarihli genom düzeyli çalışmalarla da doğrulanmıştır.3,4
Devamını okumak için…
E-Dergi
https://bilimvegelecek.com.tr/product/bilim-ve-gelecek-e-dergi-166-sayi/
Genetik Haberleri
-
Bugün 16 Nisan Dünya Biyologlar Günü!
-
Allopatrik türleşme nedir ? Nasıl Gelişir ?
-
Maryland’teki “Kölelerin” Yaşayan 42.000 Akrabası Bulundu
-
Araştırmacılar kediler, yunuslar, kuşlar ve düzinelerce başka hayvanın genom haritasını çıkarıyor
-
Kolombiya'da nadir görülen bir kuş türünde "gynandromorphy" gözlemlendi
-
Kurumaya dayanıklı bitkiler için genom veritabanı yayınlandı
-
En son DNA barkodlama teknolojisiyle İsrail'in tatlı su balık türleri listesinin yeniden gözden geçirilmesi
-
İnsanların Daha Önce Bilinmeyen Bir Dokunma Duyusu Keşfedildi
-
Bilim İnsanları Tüm İnsan Genomunun Dizilimini Çıkardı. Ancak Henüz Bitmedi
-
İlk Defa Tazmanya Kaplanından RNA Elde Edildi
-
Neandertal DNA’nız, Sizi Acıya Karşı Daha Hassas Yapıyor Olabilir
-
Epigenetik ve Epigenetik Mekanizmalar
-
İlk taslaktan 20 yıl sonra insan Y kromozomu tamamen dizilendi.
-
Kim Bu Kimerizm? Tek Bedende İki Kişi
-
Gen terapi, genetik materyalin yeniden düzenlenmesi