Akarsulardaki Kirlilik
a. Sakarya Nehri
Toplam boyu 820 km ve drenaj havzası 58.200 km2 olan Sakarya Nehrini kirleten önemli kaynaklar arasında Porsuk Çayı, Ankara Çayı, Sapanca Gölünün fazla sularının Sakarya Nehrine ulaştıran ve Adapazarı'nın kullanılmış sularını alan Çark Suyu ve Adapazarı civarındaki diğer sanayi kuruluşları sayılabilir. Nehir üzerinde 6 istasyonda yapılan ölçümler farklılıkar göstermektedir.
Porsuk Çay'ının Sakarya Nehrine karıştığı yerde, Kavuncu Köprüsü civarındaki 1 nolu istasyon ölçümleri belirgin bir kirlilik belirtisi göstermektedir. İçme suyu bakımından sert, alkalidir. Karbondioksit değeri de limit değer olan 6 ppm in üzerinde olup (15.3 ppm) tatlı su balıklarına zehir etkisi yapmaktadır. Amonyak ve buharlaştırma kalıntısı, bulanıklık, içme suyu limit değerlerinin çok üzerindedir. Sulama durumunda da iyi bir drenajın sağlanması gereklidir.
Karacaahmet mevkiindeki 2 nolu istasyonda ortalama BOİ5 değerinin 3.5 a yükselmesi içme suyu bakımından organik kirliliğin başladığını göstermektedir. Sertlik, amonyak, nitrit, buharlaştırma kalıntısı gibi parametreler içme suyu kriterlerinin çok üzerinde olup, suda çözünmüş CO2 düzeyi de balıklar için zararlı düzeydedir.
Botbaşı mevkiindeki 3 ve 4 nolu istasyon ölçümlerine göre ortalama BOİ5 değeri bakımından organik kirlilik söz konusu değildir. Serbest karbon dioksit düzeyi yüksek, amonyak, nitrit, bulanıklık ve su sertliğinde ise içme suyu limitlerinin üzerinde değerler saptanmaktadır.
Adapazarı'nın kentsel ve endüstri atık sularını Sakarya'ya boşaltan Çark Suyunun organik kirliliği çok yüksek düzeydedir. Oksijen düzeyi zaman zaman 0 değerine yaklaşmaktadır. BOİ5 değeri de 23-96 ppm arasında değişmektedir.
Doğançay üzerindeki 6 nolu istasyon ölçümleri nispeten daha temiz değerler taşımaktadır. Ancak toplam nitrat konsantrasyonu, içme suyu bakımından maksimum değer olan 45 ppm e yakındır. Bu arada koli sayımı zaman zaman 1000 koliform/100 ml sınırını aşmaktadır.
b. Porsuk Çayı
Ortalama debisi 10 m3 /s, 488 km uzunluğunda olan Porsuk Çayı Sakarya'nın en uzun koludur. Bu çaya Eskişehir ve Kütahya'nın kentsel ve bazı sanayi kuruluşlarının endüstriyel atık suları karışmaktadır. Konu ile ilgili çalışmaları DSİ teşkilatı 1974-77 yılları arasında 9 istasyonda yapmış olduğu ölçümler ile yürütmüştür.
Kütahya azot fabrikası atık suları BOİ5 bakımından atık sularda istenen 30 ppm limit değerinin üzerinde bulunmaktadır. Kütahya azot fabrikası atıksularının özellikle amonyak ve nitrit yönünden arıtılması zorunludur. Zira ortalama kirletme etkileri açısından Su Ürünleri Tüzüğün’de öngörülen sınır değerler amonyakta 155, nitratta ise 7 kat aşılmaktadır.
Eskişehir Sümerbank Tekstil Fabrikası sularında ise pH, BOİ5 , askı maddeleri ve siyanür değerlerinin ortalamaları da limit değerleri aşmaktadır. Ayrıca oksijen % doygunluğu çok azalmakta ve BOİ değerleri artmaktadır.
c. Nilüfer Çayı
Uludağ'ın güney yamaçlarından çıkan küçük akarsuların birleşmesiyle oluşan bu çay 1970 km2 lik bir drenaj alanına sahiptir. Bu çayı kirleten nedenler, yöredeki endüstri atık suları ve Bursa kent atık sularının içeren kanalizasyon sistemidir. Çay'dan Bursa Ovasındaki tarım alanlarının sulanmasında yararlanılmaktadır. Kirlenme özellikle kent atık sularının bir kısmını taşıyan Gökdere’ye bağlanabilir. İçme suyu bakımından toplam demir, mangan, amonyak, nitrit ve bulanıklık limitleri aşmaktadır. Tofaş tesislerinin atık sularının Nilüfer Çayına karıştığı mevkideki istasyonda yapılan ölçümlere göre çözünmüş oksijen % 35-60 arasında bulunmaktadır. Bu değerler söz konusu atık suların kirlilik yükünün çok fazla olduğunu göstermektedir. Diğer bütün istasyonlarda yapılan ölçümlerde de çözünmüş oksijen (ÇO) , bulanıklık, klorür, amonyak, nitrit, Fe, Mn değerlerinin çeşitli mevkilerde limit değerleri aştığını, fena kirlenmiş su sınıfına dahil edilebileceğini göstermektedir.
d. Simav Çayı
Üzerinde bir baraj ve iki adet regülatörün yeraldığı Simav Çayı 1964.8 x106m3 su/yıl potansiyelindedir. Kirletici unsurlar Bigadiç Boraks Maden İşletmeleridir.
Bor bilindiği gibi hem gerekli, hem de üst dozları toksik etkiye sahip bir iz elementtir. Gerekli ve aşırı dozu arasındaki sınır oldukça dar olup duyarlılık bitki türüne göre değişim göstermektedir. Bu değer duyarlı bitkilerde 1 ppm, yarı duyarlı bitkilerde 2 ppm, dayanıklı türlerde ise 4 ppm dir. Dört istasyonda yapılan bor analizlerine göre, işletmelere yakın olan istasyonlarda yapılan ölçümler de saptanan ortalama ve maksimum değerler dayanıklı bitkiler için bile toksik limitin üzerindedir.
e. Ankara Çayı
Toplam havzası 3153 km2 olan Ankara Çayının debisi 1.70-3.44 m3/s değerleri arasında değişmektedir. Ankara nüfusunun ortalama % 90’ının evsel atık suları Ankara Çayına verilmektedir.
Ekoloji
-
Ekosistem hizmetleri
-
Biyoremediasyon Nedir ? Biyoremediasyon Teknikleri Nelerdir ?
-
Enerji Bağımsızlığı Nedir ?
-
İklim Araştırmaları
-
Sera Etkisi - Atmosferdeki karbondioksitin sera gazı etkisindeki yeri nedir?
-
CO2 Salımları
-
İklim Bilimi - İklimi Nasıl Değiştiriyoruz
-
Ağır Metallerin Sağlık Üzerine Etkileri
-
Küresel Isınmanın Sonuçları
-
Asit Yağmurlarının Çevre Üzerine Etkileri
-
Tür Çeşitliliğinin Korunması
-
Biyolojik Mücadele Kavramı
-
Atık Suların Kullanım Alanları
-
Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır? Kaynak: Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır?
-
Canlı Türlerinin Yok Olmasının Doğal Dengeye Etkisi