Aktif taşıma ve Osmoz
Aktif taşıma
Hücreler canlı organizmalardır. Canlılıklarını sürdürebilmek için çeşitli maddelere ihtiyaç duyarlar. Bu maddeleri çevrelerinden alıp kullanırlar. Kullanım sırasında oluşan atık maddeleri de hücreden dışarıya atarlar. Tüm hücrelerde hücreyi çepeçevre saran Akışkan-Mozaik Zar yapısındaki hücre duvarı bulunur. Bu zar canlı bir yapı olduğu için seçici geçirgendir ve ancak belirli maddelerin geçişine izin verir. Küçük moleküller hücre zarındaki porlardan geçerken enerji harcanmaz. Çünkü moleküller kendiliğinden geçer. Ancak büyük moleküllerin hücreye alınması ve atılması sırasında ATP enerjisi harcanır.
Eğer moleküllerin hücreye alınması sırasında enerji harcanmıyorsa buna Pasif taşıma, enerji harcanıyor ve kofullar kullanılıyorsa Aktif Taşıma adını alır.
Aktif taşıma, az yoğun ortamdan çok yoğun ortama, büyük moleküllerin geçişi sırasında enerji harcanması olayına verilen isimdir. Hücre zarının üzerindeki porlardan geçemeyecek büyüklükteki moleküller enzimler yardımıyla alınır.
Aktif Taşıma 2 çeşittir.
• Büyük moleküllerin hücre içine alınmasını sağlayan Endositoz
• Hücre içerisindeki büyük moleküllerin atılmasını sağlayan Ekzositoz
Endositoz
Endositoz, hücre zarından difüzyonla veya aktif taşımayla geçemeyecek büyüklükteki moleküllerin hücre içine alınış yöntemidir. Madde hücreye alınırken aktif taşımada olduğu gibi enerji harcanır. İki çeşit endositozdan bahsetmek mümkündür:
1.Fagositoz: Katı moleküllerin alınması.Bu olay sırasında alıncak molekül hücre zarına temas ettiğinde ilk olarak yalancı ayaklarla (pseudopodia) etrafı sarılır.
2.Pinositoz: Sıvı veya sıvıda çözülmüş moleküllerin alınması. Sıvı maddeler yalancı ayaklarla sarılamadığı için bu yöntemle hücre içine alınmaz. Bunun yerine hücre zarında minik cepler oluşturularak alınır. Hormonların hücre içine alınmasında da bu yöntem büyük ölçüde kullanılır.
Bitki hücrelerinde çeperin hareketi engellemesi sonucu endositoz yapılamaz.
Fagositoz
Fagositoz sözlük manasıyla ¨Hücre yemesi¨demektir. (Eski Yunanca Phago- yemek (fiil), sito hücre demektir.) Hayvansal hücrelerin, katı besin maddelerini, vezikül oluşturacak biçimde, sitoplazmalarına almaları. Fagositoz hayvansal hücrelerin kendilerine gerekli maddeleri almalarında en önemli yollardan birisidir.
Örneğin, alkol kullanan birisi alkolü almadan önce biraz zeytin yağı içerse daha geç sarhoş olur çünkü zeytinyağı büyük moleküllü olduğu için ve zeytinyağını önce aldığımız için hücreye ilk ulaşan zeytinyağıdır bunun sonucundada onun hücreden geçmesi zor olduğundan alkolde geçemez ve kişi daha geç sarhoş olur.
1-Büyük parçacıkların (besinlerin veya yok edilecek olan yabancı maddelerin), yalancı ayaklar yardımıyla hücre içerisine alınması.
2-Bir maddenin hücre içine alınması işlemidir. Sırasıyla;hücreye tutunma, hücre içine alınma, fagozom oluşumu ve sindirim kademelerinden oluşur.
3-Hücre zarından geçemeyen büyük katı moleküllerin yalancı ayaklarla hücre içine alınmasıdır.
Pinositoz
Pinositoz (Eski Yunanca pino içmek, sito hücre demektir.) hayvansal hücrelerin sıvı haldeki maddeleri, vezikül oluşturarak, sitoplazmalarına almalarına verilen isim. Hücre zarının içeri doğru çökmesi ile oluşan küçük cepler, daha sonra zarın kapanması ile içi sıvı dolu pinositotik vakuollere dönüşür. Bu yolla hücre iyonları ve küçük molekülleri sıvı ile birlikte bünyesine alır.
Ekzositoz
Ekzositoz, Endositoz ile birlikte Aktif taşımayı oluşturur. Hücre içindeki büyük moleküllerin hücre dışına atılmasını sağlayan taşıma şeklidir. Hücre içindeki moleküllerin sindirlemeyen atıkları, koful içinde hücre zarına getirilip, koful zarı ve hücre zarının birleşmesi yoluyla atılır. Koful zarı, birleşim yerinden açılarak atık maddeleri dışarı atar. Enerji harcanması, kofulların kullanılması ve enzimlerin kullanılması nedeniyle aktif taşımaya dahil edilir.
Ozmoz
Ozmoz su için özel bir geçiş şeklidir. Seçici geçirgen bir zardan suyun geçmesine veya diffüzyonuna ozmoz denir. Su, hücre zarından kolayca geçerek zarın her iki yanındaki derişimini dengeler. Ancak, zardan geçemeyen maddelerin derişimi dengelenemez ve sonuçta çözeltinin birinin hacmi artarken diğerinin hacmi azalmış olur. Bir çözelti içinde ozmoz sonucunda gelişen su basıncına ozmotik basınç denir. Ozmoz ve ozmotik basınç hücrenin işlevlerini gerçekleştirebilmesi ve hayatta kalabilmesi açısından önemlidir.
Çözünmüş maddelerin yarı geçirgen zardan diffüzyonuna diyaliz denir. Örneğin, glikoz moleküllerini geçirebilen bir zarla çevrilmiş bir torba şekeri, saf su içerisine daldırırsak, glikoz molekülleri, zardan, derişimi her yerde aynı oluncaya kadar su içerisine geçmeye devam eder. Fakat zarın porları glikoz moleküllerini geçirmeyecek kadar küçükse, bu sefer su molekülleri glikoz çözeltisinin içine geçmeye başlar. Başlangıçta torba ve dış otama konan iki kılcal boru aynı düzeyi göstermelerine karşın, bir zaman sonra kese içerisine girecek su ile içteki kılcal boruda su yükselecektir. Torba içerisindeki su derişimini %95 kabul edersek (%5'lik glikoz çözeltisinde) dışta su derişimi %100'dür; dolayısıyla derişik ortamdan seyreltik ortama bir akım vardır. Bu geçişe zaten ozmoz denir. Su düzeyi o derece yükselir ki, yükselen suyun ağırlığı ile şeker torbasına girmeye çalışan su moleküllerinin basıncı dengeye gelir. Kılcal boruda yükselen suyun ağırlığına, şekerli suyun o derişimdeki "osmotik basıncı" denir. Buradan, diyaliz ve ozmozun, difüzyonun özel bir şekli olduğu anlaşılır.
Genel Biyoloji
-
Protista Alemi ve Genel Özellikleri
-
Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar
-
Ses Nedir ? Ses Nasıl Oluşur?
-
Kültürü Yapılan Fitoplankton Türleri Nelerdir?
-
Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü Nedir?
-
Ribozom ve Protein Sentezi
-
Mikrotübüller ve İplikçikler
-
Hücre Zarları
-
Lipid Çift-Katmanın Keşfi
-
Biyoreaktör
-
Telomerler ve İnsan Telomerinin Kristalik Yapısı
-
Hücre Biyolojisinin Tarihsel Gelişimi
-
Hücre biyolojisi nedir ?
-
Biyolojik Çeşitlilik Nedir ?
-
Sinir Sistemi Yapısında Bulunan Hücre Tipleri ve Özellikleri Nelerdir?