Alveoller
Alveoller polihedral veya hegzagonal şekillidir ve tek duvara sahiptir. Bu duvar,
solunum bronşiolleri, duktus alveolaris, atrium veya alveolar keselere açılarak
havanın akışına izin verir. Yan yana bütün alveoller açıldığında yaklaşık 150 m
2
genişliğinde gaz değişim alanı oluştururlar. Alveoller sıkıca paketlenmişlerdir ve her
bir alveolün duvarı tam değildir. Bunun yerine komşu alveoller birbirlerinden
interalveolar septum ile ayrılmışlardır. Herbir alveol yassı, oldukça ince bir epitelle
döşelidir. Bu epitel içerisinde iki farklı tip hücre bulunur. Bir interalveolar septum
alveol içerisindeki hava basıncına dirençli olmalıdır ve hava basıncı solunumun
değişik fazlarında farklılıklar gösterir. Septumun destek fonksiyonu retiküler ve elastik
lif ağı tarafından sağlanmaktadır. Septum içerisinde oldukça zengin kapiller damar
pleksusları yerleşmiştir. Bundan dolayı bir interalveolar septum her iki yüzeyde ince
bir alveolar epitelle örtülüdür ve bu epitel hücreleri de bir bazal lamina üzerine
oturmuşlardır. İnteralveolar septumun orta kısmında da zengin kapiller ağ içeren bağ
dokusu yerleşmiştir. Alveolar epitel içerisinde iki esas tip hücre bulunur.
1- Tip I Alveolar Hücreler: Yassılaşmış yüzey epitel hücreleri ya da tip I
Pnömosit adını da alan bu hücreler alveolar yüzeyde en yaygın bulunan hücre tipidir.
Yaklaşık hücrelerin %90’ını oluştururlar. Fakat 0.2 mm.den daha az bir kalınlığa
sahiptirler. Işık mikroskobik seviyede çekirdekleri ayırt edilebilir, fakat sitoplazmaları
çok ince olduğu için net olarak izlenemez. Elektron mikroskopta bu hücrelerin apikal
ve bazal yüzeylerinde mikropinositotik veziküllerin bulunduğu ve hücrelerin
birbirlerine sıkı bağlantılarla bağlandıkları görülmektedir.
2- Tip II Alveolar Hücreler: Büyük alveolar hücreler, septal hücreler ya da tip
II pnömositler olarak da isimlendirilen salgı hücreleridir, tek veya küçük gruplar
halinde yassı hücrelerin aralarında yerleşmişlerdir. Hücreler kübik tiptedirler genellikle
alveolar duvarın köşelerinde veya açı oluşturduğu bölgelerinde yerleşmişlerdir. Işık
mikroskopta sferikal şekilli veziküler çekirdekleri ve vakuollü sitoplazmaları ile ayırt
edilirler. Elektron mikroskobik seviyede bu hücrelerin tipik salgı hücreleri
görünümünde olduğu, sitoplazmalarında granüler endoplazmik retikülüm, bir Golgi
kompleksi, mitokondriyonlar, apikal sitoplazmalarında salgı granülleri ile apikal
yüzeylerinde birkaç mikrovillus içerdikleri gözlenmektedir. Salgı granülleri 0.2-1
mikron çapında olup özlerinde birbirlerine paralel membran lamelleri şeklinde olan
lamellar bir yapı gösterirler. Bu lameller yapılar fosfolipidleri (Dipalmitoilfosfatidilkolin),
nötral lipidler ve sürfaktant proteinlerini (SP-A, SP-B, SP-C, SP-D) içerirler. Ekzositoz
ile salgılanan bu granüller, alveolar yüzey üzerinde surfaktant olarak adlandırılan
yüzey aktif ajanı oluştururlar. Surfaktant miyelin formunda alveolar boşluklar içerisine
salınır. Daha sonra monomoleküler film halinde alveol yüzeyine yayılır. Tip II hücreler
aynı zamanda mitoz bölünme gösterilebilirler ve alveolar epitel hücrelerine
farklanırlar. Bu hücreler alveolar yaralanmalarda alveolar epiteli tamir etme
yeteneğine de sahiptirler. Bunlara ilaveten alveolar epitel içerisinde birkaç fırçamsı
hücreler de gözlenebilmektedir.
İnterstisyum ve İnteralveolar Septum
Komşu iki alveolü döşeyen pulmoner epiteller arasında interstisyum (Zona
diffuza) bulunurken, epitel ile interstisyumun tamamı interalveolar septumu oluşturur. 15
İnterstisyum her iki tarafta bazal lamina tarafından sınırlanmıştır. Bazal laminanın
üzerinde alveolar epitel bulunmaktadır. İnterstisyumda amorf temel madde, hücreler
ve lifler bulunmaktadır. Hücre tipleri, mast hücreleri, makrofajlar, lenfositler,
fibroblastlar veya septal hücrelerdir. Çoğunluğu septal hücreler oluştururlar. Bu
hücreler akciğer bağ dokusunun oluşumunu, onarımını ve devamlılığını sağlarlar.
Düzensiz şekilli olan bu hücreler interstisyumdaki elastik ve retiküler lifler arasında
yerleşirler.
İnteralveolar septumun büyük bir kısmını kaplayan kapillerler endotel hücreleri
ile döşelidir ve birkaç perisit tarafından desteklenmiştir. Kapillerler bazal lamina ile
sınırlanmıştır. Kapillerleri döşeyen endotelyal hücreler koyu yassılaşmış çekirdekler
içeririler ve dar sitoplazmaları ile yüzey epitel hücrelerine (Tip I) benzerlik gösterirler.
Yüzey epitelinden, kapiller lümenindeki kan hücreleri (eritrositler, granülositler,
lenfositler ve monositler) ile olan ilişkileri nedeniyle ayırt edilirler. Kan hücrelerinin
çoğu göç ederek interstisyumda kapillerlerin dışında yerleşebilirler veya epiteli
geçerek alveolar boşluğu dahil olabilirler.
Histoloji
-
Endosülfan ve okratoksin-A’nın birlikte sıçanlarda toksisitesi: histopatolojik değişiklikleri
-
Histoloji Pdf Ders Notları
-
DEKALSİFİYE EDİLMEMİŞ KESİTLERİN HAZIRLANIŞI
-
DEKALSİFİKASYONU TEST ETMEK
-
KELATLAMA AJANLARI
-
ELEKTROLİTİK DEKALSİFİKASYON
-
ASİT DEKALSİFİKASYON SIVILARI
-
Histopatoloji nedir ?
-
KEMİK DOKUSU VE DEKALSİFİKASYON
-
MSS’DE DEJENERE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
MARKSCHE’DEN BOYASI (Spielmayer, Benda)
-
MSS‘DE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
KARIŞIK OLAN TEKNİK
-
BİELSCHOWSKY TEKNİĞİ
-
GÜMÜŞ ÇÖKTÜRME YÖNTEMLERİ