Ateş Karıncaları (Oecophylla sp.)
Fotoğraf: Prof Dr. Ahmet Karataş
Tanım
Kırmızı Ateş Karıncası (RIFA) bakırımsı kahverengi bir kafaya ve daha koyu, kırmızımsı kahverengi bir vücuda sahiptir. Ortalama bir işçi karınca 2-6 mm uzunluğa erişebilir. Güçlü alt çenelerinde 4-5 diş bulunur. 2 parçalı pediselleri ayırt edici özelliğe sahiptir. Vücudunda sayısız dik tüy bulunur.
Güney Amerika kökenli kırmızı ateş karıncaları artık Queensland, Avustralya'da da görülmekte ve çevre açısından tehdit oluşturmaktadır.
Yuvalarını genellikle yer altına yaparlar ve etrafında bir toprak yığını oluştururlar. Çayırlarda ya da çim alanlarda görülebilen toprak yığınlarının üzerinde belirgin bir açıklık bulunmaz. Kırmızı ateş karıncaları genellikle yanlışlıkla toprak yığınına basıldığı zaman keşfedilir. Böyle bir durumda karıncalar saldırıda bulunur.
Davranışlar
Kırmızı ateş karıncaları genellikle büyük koloniler oluştururlar. Küçük olmalarına karşın son derece agresiflerdir ve tüm karıncalar arasında en saldırgan türlerden biri olarak görülürler. Saldırı tehdidi karşısında kurbanlarına koordine bir şekilde saldırırlar.
Kolonilerde bir ya da birden fazla kraliçe bulunabilir. Kraliçeler çok hızlı bir şekilde ürerler. Genellikle organik maddeyle beslenmekle birlikte tatlı ürünler ve protein açısından zengin diğer ürünleri bulmak için evleri istila ederler.
Riskler
En acı verici ve korkutucu saldırılarını tehdit altındayken düzenleyen kırmızı ateş karıncalarının iğneleri beyaz püstül oluşmasına neden olur. Karıncalar ısırmazlar, acı ve püstülün oluşmasına neden olan iğnelerindeki zehirdir.
Saldırı altındayken koloninin diğer üyelerini senkronize bir saldırı düzenlemeye çağıran feromonlar salgılarlar. Çok sayıda karınca tarafından düzenlenen saldırı son derece acı vericidir. Bazı kurbanlar alerjik reaksiyon gösterebilir.
Toprak yığınları da sorun yaratabilir. Bitki köklerinin gelişimini ve bitki oluşumunu olumsuz etkileyerek rekoltenin düşmesine ve çimlerin düzensiz büyümesine neden olabilirler.
Son derece saldırgan olan, küçük kırmızı bir karınca cinsidir. Büyük koloniler halinde yaşarlar. Döllenmiş bir tek kraliçe, 240 000 işçilik bir koloni oluşturabilir. Sürüngenleri, yada küçük hayvanları, zehirli iğneleriyle sokarak öldürebilirler. İnsanlarda ise, alerjik şoklara neden olabilirler. Güney Amerika da ortaya çıkan bir istilada, güçlü çene yapılarıyla; elektrik kablolarını parçalayıp, kesintilere sebep oldukları ve açtıkları tünellerle yol ve asfaltlarda çökmelere yol açtıkları bilinir. Ekin tarlalarında, büyük zararlar, verebilirler.
Ateş karıncalarının zararlarını engelleyebilmek için, bir çok yöntem deneyen uzmanlar; yedikleri sineklere mikrop vererek, yuva içinde hastalık oluşturmaya çalışmışlar, ancakkarıncaların, mikroptan etkilenmediği görülmüştür. Yapılan incelemelerde, bukarıncaların boğazlarında, mikropların girişini engelleyici, bir yapı, tespit edilmiştir.
Ateş karıncalarının diğer bir savunma yöntemi, zehir keselerinde ürettikleri anti-mikrobik bir sıvıyı, yuva çevresine ve larvaların üzerine püskürterek, yuvayı dezenfekte etmeleridir.
Ateş karıncalarının en önemli düşmanı, Solenopsis Davgeri adlı asalak bir karınca cinsidir. Bu karınca, yuvaya girmeyi başarırsa; derhal kraliçe karıncanın boğazına kenetlenir ve onun feromenini taklit eder. Asalağı, kendi kraliçeleri sanan karıncalar, onu beslemeye başlar ve kendi kraliçeleri ölür.
Kırmızı ateş karıncalarına sel felaketi hiçbir zarar veremiyor, yüzlercesi bir araya gelerek milyonlarcasını taşıyabilen bir sal oluşturuyor
ABD Bilimler Akademisi PNAS tarafından yayınlanan ‘Proceeding’ dergisinde kırmızı ateş karıncaları hakkında yapılan bir araştırmanın sonuçları yayınlandı. Araştırmada su baskınlarına karşı karıncaların bir kısmının hiçbir alet de kullanmadan biraraya gelerek kurtarma sandalları meydana getirdikleri, bu sandallarla diğer karıncaları su basmayan yerlere taşıyarak yeni yerleşim birimleri oluşturdukları tesbit edildi. Latince ‘Solenopsis invicta’ adı verilen kırmızı ateş karıncaları sık sık sellerin görüldüğü Brezilya’daki yağmur ormanlarında yaşıyor.
Başka işlerinde de sürekli bir ekip çalışmasıyla tanınan karıncalar sel felaketlerine karşı da mükemmel bir işbölümüyle yüzebilen kurtarma salları oluşturuyor. Dergide bilgi veren Atlanta’daki Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden David Hu, karıncaların çenelerini ve çengellerini birbirine içiçe takarak kurtarıcı sandallar yaptıklarını daha önce de seyrettiklerini, ancak şimdiye kadar detaylı olarak analiz etmediklerini belirtti.
Bilimciler bir deney yaparak sayıları 500’den 8 bine kadar olan grupları suya bıraktı. Karıncılar derhal topluluklar oluşturarak birkaç dakika içinde gözleme biçiminde yuvarlak öbekler meydana getirdi. Gruplardan yarısı sualtına dalarak bu şekilde öbekler oluşturup diğerlerini üzerlerinde taşıdılar. Bilimciler bu şekilde karıncaların yüzbinlerce, milyonlarca karıncanın tek birine bile bir zarar gelmeden selden kurtarılarak kuru yerlere taşıyabileceklerini bildirdi. Birbirlerine kenetlenen karıncalar ağızlarıyla hava kabarcıkları oluşturarak su altında kalan arkadaşlarının bu hava kabarcıklarından nefes almalarını sağlayor ve boğulmalarını engelliyor. Ayrıca bu hava kabarcıkları kurtarma salının da ileriye doğru hareketini sağlıyor.
Bu sayede karıncıların aylarca yolalabileceklerini, daha uzak yerlere giderek yeni yerleşim birimleri oluşturabileceklerini kaydeden bilimciler, deneme sırasında kurtarma sandalı oluşturan karıncalardan birkaçını aldıklarında hemen yerine yenilerinin gelerek sandalın hasar görmesini engellediğini bildirdi.
Böcekler
-
Baykuş Böceği
-
Coleoptera - Kınkanatlılar Takımı
-
Syrphidae familyası Diptera (Sinekler)
-
Fener böcekleri
-
Bombacı Böcek (Bombardier Beetle)
-
Piskokulu Yeşilböcek - Nezara viridula
-
Güneydoğu Asyalı ile Kuzey Amerikalı bir arada
-
Curculionidae - Hortumlu böcekler
-
Vampir kelebek - Ricania japonica
-
Arılar - Hymenoptera takımı
-
Sinirkanatlılar - Neuoroptera takımı
-
Kır çekirgeleri ve çayır çekirgeleri
-
Böceklerin isimlendirilmesi hakkında bilgi
-
Sinekler yani Diptera takımı
-
Eusthenes sp. - Kırmızı Böcek