Balıkların Anatomik Yapısı
VÜCUT : Balıklarda vücut, esas itibariyle üç farklı bölgeden meydana gelmiştir.
Baş : Burun ucundan solungaç kapaklarının (operkulum) arka kenarına kadar olan vücûdun ön (anteriör) kısmına verilen isimdir.
Gövde : Solungaç kapaklarının arka kenarı ile anal açıklık (anüs) arasında kalan ve içerisinde vücut boşluğunun bulunduğu vücudun orta bölgesine verilen addır.
Kuyruk : Anal açıklıktan vücudun sonuna kadar uzanan arka (posteriör) bölgeye verilen isimdir. Bu bölge çoğu zaman kuyruk sapı ve kuyruk yüzgeci olmak üzere iki ayrı bölüm halinde incelenebilir. Bu durumda, anal açıklıktan kuyruk yüzgeci ışınlarının başlangıcına kadar olan kısım kuyruk sapı; bundan sonraki kısım ise, kuyruk yüzgeci olarak isimlendirilir (Şekil 1).
AĞIZ : Başın ön ucunda yer alan ve iki çene tarafından çevrelenmiş bulunan açıklığa denir. Ağızın konumu, türlere göre farklı durumlarda olabilir.
a) Terminal veya uç durumlu : Genellikle balıkların çoğunda bu ağız tipi yaygın olup, böyle durumlarda alt ve üst çeneler eşit uzunlukta bulunurlar (örneğin, Leuciscus, Rutilus, Rhodeus,Tınca, Cyprinus v.b. de olduğu gibî).
b) Üst durumlu veya yukarıya yönelik : Bu türlerde ağız belirgin bir şekilde yukarıya doğru yönelik olur. Bu durumda daima alt çene (mandibul) üst çeneden biraz daha uzun olup, öne doğru bir çıkıntı meydana getirmiştir (Örneğin, üambusia, Chalcalburnus, Aphanius v.b. de olduğu gibi).
c) Alt durumlu veya aşağıya yönelik : Bazı balık türlerinde de ağız başın altında olup, üst çene tarafından örtülmüştür. Böyle hallerde üst çene daima alt çeneden uzundur ve öne doğru bir çıkıntı meydana getirmiştir (Örneğin, Chondrostoma, Vimba, Gana, Acipenser v.b. de olduğu gibi)
BURUN : Başın ön ucu gözler arasında kalan bölgeye denir. Bunun görünüşü çeşitli türlerde çok değişik şekiller arzetmektedir.Bazen sivri (Lucioperca, Aspius) bazen yuvarlak (Silurus, Gana], bazen ördek gagası şeklinde (Esox), bazen hortum şeklinde uzamış (Syngnathus) , bazen aşağıya doğru kıvrık ( Mastacembelus) şekiller gösterebilir.
Şekil 1.2. Tatlısu balıklarında burun tipleri : A- Sivri (Aspius aspius) ; B- Yuvarlak (Silurus glanis) ; C- Ördek gagası şeklinde (Esox lucius) D- Hortum şeklinde (Syngnat-hus) ; E— Etimsi uzantı şeklinde (Mastacembelus simack}.
GÖZLER: Daima baş bölgesinde bulunan bir çift görme organıdır. Şekil, renk, büyüklük ve konumları türlere göre çok değişik olabilir. Genel olarak başın iki yanında bulunmakla beraber, bazen tek tarafta (Pleu-ronectes) veya başın iyice tepesine doğru yerleşmiş (Cottus gobio) de olabilirler.
Göz Kapakları: Genellikle balıklarda göz kapakları teşekkül etmemiş olmakla beraber, bazı formlarda (Örneğin, Clupeid ve Mugilid lerde) gözlerin etrafı az çok yağımsı bir maddeden oluşmuş ve göz kapağım andıran bir zarla çevrelenmiştir.
BIYIKLAR: Ağız etrafında bulunan ipliksi uzantılardır. Türlere göre boyları, çıkış yerleri ve sayıları çok farklı olabilir. Örneğin, Cobitid' lerde çok kısa olduğu halde Silurid'lerdc çok uzundur. Diğer taraftan yalnız üst çeneye (Gobio); yalnız alt çeneye (Acipenser); hem alt hem üst çeneye (Silurus) bağlanmış olabilirler. Sayılarına gelince bir tek (Gadus ve Lota); bir çift (Gobio); iki çift (Cyprinus); üç çift (Cobitis); dört çift (Clarias) beş çift (Misgurnus) gibi farklı sayılarda olabilmektedirler.
ÇENELER: Ağzı alttan ve üstten kapatan, göz ile preoperkulum önünde yer alan iki parçadan oluşurlar. Genellikle alt çene kemiğine mandibul, üst çene kemiğine maksil adı verilir.
DİŞLER: Balıkların çoğunlukla ağız ve bazen da boğaz bölgelerinde bulunan kemiksi yapılardır. Genel olarak üst çene kemiği üzerinde yerleşmiş olanlara Maksil dişleri, boğaz bölgesindeki 5. solungaç yayı üzerinde yerleşmiş olanlara da Farinks dişleri adı verilir. Özellikle besinlerini başka balıklardan ve diğer omurgalı su canlılarından temin eden etçil (karnivor) formlarda (Ludoperca, Esox gibi) çok iyi gelişmiş maksil dişleri vardır. Salmonid'lerde ise, damak üzerinde yerleşmiş ve adeta çengel şeklini almış kuvvetli Vomer dişleri görülür. Boğaz bölgesine yerleşmiş ve besinleri öğütme görevini üstlenmiş olan farinks dişleri ise, tatlısu formlarından olan sadece iki grupta (Cyprinidae ve Cobitidae) görülmekte olup, türlerin taksonomik ayrımında önemli bir karakter olarak dikkate alınırlar. Özellikle Cyprinidlerde sıra, sayı ve şekilleri türler arasında büyük değişiklikler göstermektedir. Örneğin, Carassius ve Tinca'da bir sıralı; Abramis ve Blicca'da iki sıralı; Cyprinus ve Barbus'da. üç sıralı olmaktadır.
Diğer taraftan, Cyprinus'da, uçları düz iken, Barbus'ta hafif kıvrık; Scardimus'da ise, hafif tırtıklı bir görünüş arzeder. Daima 5. solungaç yayı üzerinde sağlı sollu olarak yerleşmişlerdir.
5-5 veya 5-6 : Bir sıralı olup her iki tarafta da 5'er diş veya sağda 6, solda 5 diş var demektir.
2.5 -5.2 veya 2.5-4.2 : İki sıralı olup dıştaki birinci sırada 2, içteki ikinci sırada ise 5 diş var demektir. Nadiren sağ veya sol taraftaki ikinci sırada 4 diş de bulunabilir.
1.3.5-5.3.1 : Üç sıralı olup en dıştaki sırada l, orta sırada 3, iç sırada ise 5'er diş var demektir.
Genellikle bir türün sağ ve solundaki farinks diş sırasında bulunan diş sayıları sabit olmakla beraber, nadiren farklılıklar da olabilir. Örneğin, normal olarak 2.3.5-5.3.2 olması gerekirgen, 2.3.4-5.3.2 veya 2.3.5-4.3.2 gibi simetrik olmayan durumlar da görülebilir.
DUDAKLAR: Ağız etrafını çeviren ve deri kıvrıntısından ibaret olan etli yapılardır Bazen kalın ve loplu şekilde (Barbus türleri), bazen da keratinleşmiş keskin kenarlı (Chondrostoma türleri) olabilirler.
SOLUNGAÇ KAPAKLARI: (Operculum) : Solungaçların üzerini örten ve kemik parçalardan (kemikli balıklarda) yapılmış olan hareketli kapaklardır. Herbir kapak 4 ayrı kısımdan meydana gelmiştir.
Operculum
Preoperculum
Suboperculum
İnteroperc ulum.
Sözü edilen bu kısımların hepsi, her balığın operculumunda birarada bulunmayabilirler.
SOLUNGAÇ ZARLARI: Her iki solungaç kapağını alttan boğaz kısmına bağlayan ve solungaç ışını denilen kemik çubuklarla desteklenen yapılardır. Bunlar üst taraftan solungaç kapağına, alt taraftan da boğaz bölgesine bağlanırlar.
SOLUNGAÇ DİKENLERİ: Solungaç yaylarının çukur taraflarına (iç kısmına) yerleşmiş olan, uzunluk ve sayıları türlere göre değişen, kemik veya kıkırdaktan yapılmış iğnemsi yapılara denir. Bu dikenlerin sayısı bazı türlerin ayrımında diagnostik karakter olarak kullanılır.
SOLUNGAÇ LAMELLERİ: Solungaç yaylarının tümsek taraflarına (dış kısmına) yerleşmiş olan, üzerinde sayısız kılcal damarları taşıyan ve bu yüzden de kırmızı renkli görülen telciklerin oluşturduğu yapıdır.
İSTMUS : Boğaz bölgesinde iki solungaç kapağı arasında kalan boşluğa denir.
BOĞAZ: Başın ventralinde, pelvik yüzgeçlerle solungaçların kaidesi arasında kalan dar bölgeye denir.
BÖĞÜR: Solungaç kapaklarının arka kenarı ile kuyruk yüzgeci arasında kalan vücudun yan taraflarına verilen isimdir.
YANAL ÇİZGİ: (Ligne lateral): Balıklarda vücudun yan taraflarında bulunan ve başın gerisinden kuyruk yüzgeci başlangıcına kadar uzanan duygu organlarıdır. Genellikle su içerisindeki ses titreşimlerini algılamaktadır. Bunun için sinirsel bağlantısı bulunan bir sıra halindeki delikli pullardan yapılrnıştır. Genellikle tam olmakla beraber, bazen hiç bulunmaz veya vücudun sadece anteriöründe çok az bir kısmına kadar devam eder. Yanal çizgiyi oluşturan pulların sayısı herbir türün bütün bireyleri için sabit olduğundan tür ayrımında önemli bir taksonomik karakter olarak bilinir.
PULLAR: Genellikle kemikli balıklarda (Teleostei) vücudun üzerini örten dermal orijinli yapılardır. Vücut üzerindeki dizilişleri adeta bir damın kiremitleri gibidir. Özellikle, kemikli balıklarda enine ve boyuna uzanan pul sayıları herbir tür için farklı olduğundan türlerin ayırımında yararlanılan önemli birer karakterdirler. Balık taksonomisinde pul sayısı iki şekilde tespit edilir
Boyuna pul sayısı (Ligne lateral): Şayet söz konusu balığın yanal çizgisi mevcut ise bu çizgi üzerindeki delikli pullar sayılır. Örneğin, bir türün yanal çizgisinde 58-62 pul bulunuyorsa bu durum L. lat. = 58-62 seklinde ifade edilir. Eğer balıkta yanal çizgi bulunmuyorsa, başın gerisinden kuyruk yüzgeci başlangıcına kadar uzanan boyuna hat üzerindeki pullar sayılır. Örneğin, bu pulların sayısı 70-82 arasında bulunuyorsa, bu da Sq = 70-82 şeklinde gösterilir.
Enine pul sayısı (Ligne transversal): Bunun için dorsal ve ventral yüzgeçlerin başlangıcı ile L. lat. veya boyuna çizgi arasındaki pullar sayılmaktadır. Enine verev şekilde uzanan bu pul sayıları da önemli diagnostik karakter olarak bilinir, ifade edilmesini örneklerle açıklamak mümkündür. Şayet bir türün dorsal yüzgeci başlangıcı ile L. lat. arasındaki enine verev pul sayısı 10-12; ventral yüzgeçlerin başlangıcı ile
Bunlardan başka, bazı hallerde (özellikle Alabalıklar için) yağ yüzgeci ile L. lat. arasındaki enine verev pul sayısı da kullanılabilir. Fakat bu yöntem pek yaygın değildir. Çift dorsal yüzgeci bulunan balıklarda enine verev pul sayıları için daima I. Dorsal'in başlangıcından geçen pul sırası esas alınır.
YÜZGEÇLER : Balıkların su içerisindeki dengelerini korumalarını ve hareketlerini sağlayan ve deri kıvrıntısından meydana gelmiş olan yapılardır. İki grupta incelenebilirler;
1) Tek Yüzgeçler : Genellikle denge ve dümen vazifesi gören bu yüzgeçler normal bir balıkta 3 tanedirler
Dorsal Yüzgeç : Vücudun sırt tarafında yer alan ve genellikle ortaya yakın konumda bulunan bu yüzgeç nadiren iyice geriye itilmiş de olabilir (Esocidae familyasında olduğu gibi). Çoğunlukla tek ise de bazen iki adet (Gobiidae, Percidae, Mugilidae, Atherinidae], bazen da üç adet (Gadidae) olabilmektedir. Ancak şekilleri, büyüklükleri ve uzunlukları çok değişken olabilir. Örneğin, Siluridae familyasında çok küçük iken, Blenniidae familyasında baştan kuyruğa kadar uzanan bir bant şeklindedir.
Anal Yüzgeç : Vücudun ventralinde ve anal açıklığın hemen gerisinde yer alır. Bazen hiç bulunmayabilir (Syngnathidae); bazen kuyruk yüzgeci ile birleşerek müşterek bir bant oluşturur (Anguillidae) ; bazen da uzun fakat ayrı bir bant şeklinde (Siluridae} olabilir.
Kuyruk Yüzgeci : Kuyruk sapının bitiminde yer alır ve bir kayığın dümeni gibi iş görür. Genellikle iki çatallı ise de bazen tek loplu da olabilir (Bîennüdae, Anguillidae, Gobiidae gibi), îki loplu olduğu zaman da (Cyprinidler'de olduğu gibi) eşit loblu (Homoserk) veya Acipenseridae'de olduğu gibi üst lop daha büyük alt lop daha küçük (heteroserk] olmaktadır. Çoğunlukla bağlantısız ise de bazen dorsal ve anal yüzgeçler ile birleşerek ortak bir bant oluşturabilir (Anguillidae}. Yukarıda sözü edilen tek yüzgeçlerden başka bir de yağ yüzgeci (Adipöz) adı verilen ve ışınları olmayan, etimsi bir yapı daha vardır. Daima vücudun sırt tarafında ve dorsal yüzgecin gerisinde bulunan bu yapı özellikle Salmonidae, Sisoridae, Bagridae ve Ariidae familyaları için karakteristiktir.
2) Çift Yüzgeçler : Bunlar diğer omurgalıların ön ve arka ekstremitelerine karşılık olarak bulunmakta olup, daha ziyade hareketi sağlarlar. Normal bir balıkta iki çeşit çift yüzgeç vardır ;
Pektoral veya Göğüs Yüzgeçleri : Bunlar genellikle operkulumların arka tarafında ve göğüs bölgesinde yer alırlar. Göğüs kemeri ile kafatasına sıkıca bağlanmış kuvvetli yüzgeçlerdir.
Ventral veya Pelvik Yüzgeçler : Vücudun karın bölgesinde yer alan ve bir kemerle iskelete bağlantısı bulunmayan yüzgeçlerdir. Çeşitli balık familyalarında pektorallere göre ventrallerin yeri çok değişik olabilmektedir, örneğin, ventrallerin başlangıcı pektorallerin arka tarafında olursa (Cyprimdae) abdominal tip ; pektorallerle aynı hizada olursa (Percidae, Gobiidae, Cottidae) thorasik tip ; pektorallere nazaran önde olursa (Pleuronectidae, Gadidae, Blenniidae} jugular tip, adlarını almaktadır. Bu yüzgeçler genellikle balıkların çoğunda mevcut ise de bazı, gruplarda (Anguillidae, Mastacembelidae] bulunmayabilir.
Şekil 12a . Dorsal yüzgeç tipleri : A- Ayrı ayrı dikenler şeklinde (Gasterosteus aculeatus) ; B-Birbirinden ayrı iki yüzgeç şeklinde (Afugil cephalus) ; C- Birbirlerine bitişik iki dorsal şeklinde (Pcrca fluaiatilis) ; D- Uzun bir dorsal yüzgeç seklinde ( Blennius fluviatilis) ; E- Küçük bir dorsal şeklinde (Siturus glanis) ; F- ikinci dorsal yağ yüzgeci şeklinde (Sa/mo trutta) ; G- Kaudal ve anal ile birleşmiş şekilde (Anguilla anguilla)
Şekil 13 : Anal yüzgeç tipleri : A- Uzun bir anal yüzgeç (Silurus glanis) ; B- Anal yüzgeç yok (Syngnathus abaster) ; C- Kaudal ve dorsal ile birleşmiş }ekilde (Anguilla anguilla).
YÜZGEÇ IŞINLARI (Radius) : Kemikli balıkların yüzgeçleri ışın (radius) adı verilen kemiksi çubuklarla desteklenmişlerdir.Genellikle yüzgeç ışınları iki grupta toplanabilirler.
Basit ışın veya Diken ışınlar : Bunlar daima yüzgeçlerin başlangiç kısmında (anteriörde] yer alan ve eklemli bir yapısı olmayan düz dikenler şeklindedir. Bazen çok kuvvetli olup, uçları da iyice sivrileşmiştir. Çift dorsali olan balıkların I. Dorsalleri sadece bu ışınları içerirler (Mugilidae, Atherinidae gibi).
Yumuşak ışınlar veya Dallı ışınlar : Bunlar ise daima bir yüzgecin basit ışınlarından somra gelirler ve eklemli yapıda olup, serbest uçlarında dallanma gösterirler. Bu dallanma bazen ışının hemen kaidesine yakın yerden başlamakta, bazen da sadece uç kısımda görülmektedir.
Gerek basit gerekse yumuşak yüzgeç ışınları, türlere göre farklı sayılarda oldukları için, taksonomik ayrımda önemli bir rol oynarlar.
Şekil 14 : Kuyruk yüzgeci tipleri : A- Homoserk ve derin girintili şekilde (Rutilus rubilio); B- Tek loplu ve serbest kenarı düz şekilde (Aphanius burduricus) ; G- Homoserk ve hafif girintili şekilde (Solma trutta) ; D- Tek loplu ve serbest kenarı yuvarlak şekilde (Gobius batrachocephalus) E— Heteroserk şekilde (Acipenser sturio).
Şekil 15 : Ventral yüzgeçlerin Pektoral'lere göre konumlan: A-Jugular tip (Platichtfys flesus); B- Thorasik tip (Stizostedion lucioperca) ; C- Abdominal tip (Rutilus rutilus).
Şekil 16 : Yüzgeçlerin ışın tipleri.
BALIKLARDA EŞEY İŞARETLERİ : Balıklar eşeysel olgunluk derecelerine göre iki kategoriye ayrılırlar
Immatür : Henüz eşeysel olgunluğa erişmemiş olanlar,
Matür : Eşeysel olgunluğa erişmiş olanlar.
İmmatür yani erginleşmemiş olanlar için, şayet farklı cinsteki bireyler arasında morfolojik bir ayrım yapılamıyorsa, yani eşeysel dimorfizm durumu görülmüyorsa gonatlarına bakılarak da erkek-dişi bireyleri ayırmak mümkün olmaz.
Matür olanlarda ise, ya gonatlarına veyahut da seksüel dimorfizm (iki şekillilik) karakterlerine bakılarak eşey ayrımı yapmak mümkün olabilmektedir. Daima erkek cinsler için > dişi cinsler için + işareti kullanılmaktadır. Şayet aynı bireyde hem erkek, hem de dişi gonatlar bir arada bulunuyorsa (hermafrodit) bunlar için de > işareti kullanılır.
+
ANADROMUS : Beslenme periyodunu denizlerde tamamlayıp, üreme zamanında yumurta bırakmak için tatlısuya dönme oIayıdır (Deniz Alası= Salma salarda olduğu gibi).
KATADROMUS : Beslenme periyodunu tatlısularda tamamlayıp, üreme zamanında yumurta bırakmak için denize dönme olayıdır (Kefal ve Yılan balıklarında olduğu gibi)
STATİONER : Hem üreme, hem de beslenme periyodunun daima aynı ortamda geçirilmesi olayıdır (devamlı tatlısu veya devamlı denizde kalan Tatlısu kefali, Sardalya, Uskumru v.b. de olduğu gibi).
TERRA TYPİCA : Herhangi bir türün veya alttürün ilk tavsifinin yapıldığı mahal veya su ortamıdır.
STANDART BOY : Burun ucu ile kuyruk yüzgecinin başlangıcı arasında kalan mesafedir.
ÇATAL BOY : Burun ucu ile kuyruk yüzgeci girintisinin en derin noktası arasında kalan mesafedir.
TOTAL BOY : Burun ucu ile kuyruk yüzgecinin en uzun lobu arasında kalan mesafedir.
GÖZ ÇAPI : Gözün merkezinden geçen en uzun kirişin boyudur.
Preorhiter mesafe : Burun uzunluğu
interorbiter mesafe : Gözler arası mesafe
PREDORSAL : Burun ucu ile 1. dorsal yüzgecin başlangıcı arasında kalan mesafedir.
POSTDORSAL : Dorsal yüzgeç kaidesinin arka kenarı ile kuyruk yüzgecinin başlangıcı arasında kalan mesafedir.
PLORİK UZANTI : Bazı balık gruplarında (Salmonidae ve Mugilidae gibi) mide ile bağırsakların birleşim bölgelerinde yer alan, sayıları türlere göre değişen ve körbağırsak olarak ifade edilen eldiven parmağı şeklindeki uzantılara verilen isimdir.
D = Dorsal yüzgeç (Sırt yüzgeci)
P = Pekrotal yüzgeç (Göğüs yüzgeci)
V = Ventral yüzgeç (Karın yüzgeci)
A = Anal yüzgeç (Anus yüzgeci)
C = Kaudal yüzgeç (Kuyruk yüzgeci)
Zooloji
-
Ataks tavuk yetiştiriciliği ve Ataks tavuk özellikleri nelerdir?
-
Omurgalılara Genel Bir Bakış
-
Memelileri diğer canlı türlerinden ayıran bazı özellikler
-
Göz dizilişlerine bakarak örümceklerde familya tespiti
-
Önositoid nedir? Önositoidler nasıl bir yapıya sahiptir ?
-
Adipohemosit nedir?
-
Sferül hücre nedir?
-
Koagülosit nedir?
-
İntegrin nedir? Görevleri nelerdir?
-
Organogenez nedir ? Hangi canlılarda görülür ?
-
Hayvanlarda boşaltım sistemi elemanları nelerdir?
-
Nöral Kristadan Gelişen Yapılar
-
Omurgasızlarda kan hücreleri
-
Deneylerde Neden Fare Kullanılır?
-
İstilacı Türlerin Yayılma Yolları Nelerdir ?