BİYOELEKTRİK - Canlı Sisteminin Elektrikle Olan Birlikteliği
Canlı sistemlerinin birbirleriyle koordine bir şekilde kusursuz çalışabilmesi için elektrik enerjisine ihtiyaç vardır.Aslında canlı vücudunu dev bir fabrikaya benzetebiliriz.Dev bir fabrikada tüm kontrol elektrik sistemleri ve ileri düzeyde elektrik enerjisine ihtiyaç duyan makinelerden oluşur.İşte bu makinelerin çalışabilmesi ve aralarında geniş bir koordinasyon sağlayabilecek bir ağın olabilmesi de bu sisteme yeterli elektrik enerjisinin teminatıyla ve mükemmel bir elektriksel koordinasyonla olabilir.Canlı vücudu ise dev bir fabrikadan çok daha kompleks bir yapıya sahiptir.Bunun için vücudumuzda tıpkı bir fabrika gibi elektrik enerjisini kullanmakta ve bu şekilde hiçbir hataya meydan vermeksizin koordinasyonlu bir şekilde çalışabilmekte ve hayatını sürdürebilmektedir.Bu elektrik enerjisini de bir takım elektro-kimyasal işlemlerle meydana çıkarmaktadır.
Canlı bir sitemde neredeyse tüm işlemler elektrikseldir.Canlının en küçük yapı taşı olan küçük bir hücrenin bölünmesinden kaslarımızın hareketine kalbin atışına duyu organlarımızın dış dünyadaki uyarıları alması ve sinir sistemin de bu uyarıların işlenmesine ve cevabının verilip gerek kaslarda gerekse bezler üstünde işlemlerin olmasına kadar bir çok işlem elektro-kimyasal enerjiye ihtiyaç duyar.Biyoloji Biliminde de canlı vücudunun bu mükemmel sistemi yeni bir dalın meydana çıkmasına sebep olmuştur:Biyoelektrik.Biyoelektrik dalında uzmanlaşan ve bu alanda araştırmalar yapan Biyologlar ve Sinirbiyologları da canlıların bu elektriksel sistemlerini daha detayıyla görmeye ve sinir sistemini keşfetmeye çalışmaktadırlar.Bu şekilde ileride canlıların sinir sistemleri daha iyi bir şekilde anlaşılabilmesi ve böylece felç, multiplskleroz gibi hastalıların daha iyi anlaşılması ve kesin tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Vücudumuz dev bir sinir ağına sahiptir.Sinir olarak ifade edilen biyoelektronik bu ağlar vücudumuzun her bir noktasına ulaşmıştır.Her bir organdan gelen elekro-kimyasal uyarılarla sinir sistemimizin ilgili bölümleri uyarılır ve uyaranlara karşı gerekli cevap verilerek vücudun koordinasyonu ve bu şekilde homeostasi sağlanmış olur.Bu sinir ağını oluşturan hücrelere baktığımızda Nöronlarla karşılaşırız.Nöronlar çok mükemmel bir dizayna sahiptir.Dendrit olarak ifade edilen kısa ve akson diye adlandırılan uzun lifler ve hücre gövdesinden oluşur.Dendritler impulsları(uyarı) almaya ve hücre gövdesine iletmeye akson ise hücre gövdesinden alarak bir diğer nörona göndermeyle ve taşımayla görevlidir.Akson uzun bir liftir.Bazı aksonların üzerlerinde ranvier boğumlara rastlanır bu boğumlar elektriksel sinyallerin daha hızlı iletilmesini sağlar.Aksonları kaplayan miyelin kılıf da akson gövdesini korumakla ve diğer nöronlardan yalıtmayla görevlidir.Tıpkı bir kablonun üzerindeki plastik kaplama gibi düşünülebilir.MS (Multipl skleroz)Hastalığı da bu yalıtımı sağlayan koruyucu kılıfın zarar gördüğü bir hastalık çeşididir.Sinir sistemlerinin ilettiği elektriksel sinyaller tam olarak yalıtılmadığı için bu hastalarda duyu azalması,kısa süreli hafıza sorunları,denge bozukluğu,hissizlik,konuşma bozukluğu gibi belirtiler meydana çıkar.Sinir ağı bir çok kola ayrıldığı için bazen sinirler arasında bir kopukluk oluşur.Buradan bilgi akışının devam edebilmesi gerekmektedir.Bunun için bu boşlukla karşılaşıldığında elektriksel sinyaller hemen kimyasal sinyallere dönüştürülür ve nörotransmitter olarak adlandırılan bu kimyasal sinyalleri taşıyan kimyasal moleküller sinaps denilen bu boşluklara dökülür.Karşı taraftaki sinir uçlarının kimyasal sinyallerle uyarılması neticesinde karşı taraftaki sinir uçları bu sinyali alır ve tekrar elektro-kimyasal işlemler neticesinde aynı nitelikteki elektriksel sinyale dönüştürerek impulsların gerekli organa götürülmesi sağlanır.Tüm bu olanlar vücudumuzdaki sinir ağında yaşananların aslında kısa bir özeti bile sayılamaz.Tek bir hücrenin de elektriksel güce ihtiyacı vardır.Bunun sağlandığı birim ise Mitokondri organeledir.Mitokondri bu şekilde enerji üreterek hem hücresel boyuttaki işlemler için gerekli olan enerjiyi hem de sistemlerin çalışabilmesi için gereken enerji ihtiyacını karşılar.Mitokondri enerji yi besinlerden kimyasal olarak alıp hücrelerin kullanabileceği ATP(Adenozintrifosfat) molekülüne dönüştürür.Bu şekilde hücre için gerekli enerjiyi üretmiş olur.
İşte görüldüğü gibi aslında vücudumuzdaki tüm sistemlerin çalışabilmesi için elektrik enerjisine ihtiyaç vardır.Bu enerji de son derece güzel işleyen bir sistem sayesinde durmaksızın üretilebilmekte ve sistemlerin koordineli olarak kusursuz çalışabilmeleri için en uygun şekilde görev yapmaktadır.
Biy.Murat KÖSEDAĞ
Genel Biyoloji
-
Protista Alemi ve Genel Özellikleri
-
Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar
-
Ses Nedir ? Ses Nasıl Oluşur?
-
Kültürü Yapılan Fitoplankton Türleri Nelerdir?
-
Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü Nedir?
-
Ribozom ve Protein Sentezi
-
Mikrotübüller ve İplikçikler
-
Hücre Zarları
-
Lipid Çift-Katmanın Keşfi
-
Biyoreaktör
-
Telomerler ve İnsan Telomerinin Kristalik Yapısı
-
Hücre Biyolojisinin Tarihsel Gelişimi
-
Hücre biyolojisi nedir ?
-
Biyolojik Çeşitlilik Nedir ?
-
Sinir Sistemi Yapısında Bulunan Hücre Tipleri ve Özellikleri Nelerdir?