Biyolog'luk Mesleğinin temel sorunları
2009 yılında büyük özverilerle kurulan ve bugüne getirilen derneğimiz, Mesleğin Acil Sorunlarını Şöyle Tanımlamaktadır;
1) Örgütlenme ve birlikte hareket etmenin olmayışı,
2) Yasal zemine oturmuş, kurumsal bir meslek örgütünün olmayışı,
3) Çok fazla biyoloji mezununun olması ve ülkemizdeki biyoloji eğitiminin belirli bir kalite ve standarda tabi olmaması,
4) Meslektaşların giderek artan işsizliği ve çalışanların önemli bir bölümünün ise kalıcı bir işe sahip olmamaları,
5) Kamuoyunda “biyolog” tanımının ve algısının henüz bir karşılık bulamamış olması.
Biyoloji Eğitiminin Temel Sorunları;
1) Kontenjanların ülke ihtiyaçlarının çok üzerinde olması,
2) Yeterli akademik personel ve teknik alt yapısı oluşturulmadan yeni biyoloji bölümlerinin açılması,
3) Ülke genelinde eğitimin belirli bir kalite ve standarda tabi olmaması,
4) Eğitim sürecinde mesleki deontoloji ile meslektaş ve örgütlenme bilincinin yeterince verilmeyişi,
5) Öğrencilere, uygulamaya ve hayatlarını kazanabilecekleri alanlara dönük yönlendirici faaliyetlerin olmayışı.
Neticede;
1) Henüz 22’li yaşlarda işsizlikle karşılaşan, umutsuz ve kendini çaresiz hisseden bir biyolog profili,
2) Ülkenin hemen bütün kurumlarında yönetici kadroları da dahil olmak üzere görev yapmasına rağmen yıllardır örgütlenememiş bir camia profili,
3) Uygulama alanına giren tüm mesleklerin ve hatta bazen siyasi kararların hedefi haline gelen, yok sayılan, her geçen gün hakları ve yetkileri diğer meslekler tarafından biraz daha gasp edilen bir meslek profili ortaya çıkmaktadır.
Mevcut Durumda Camiamızın Büyük Bir Bölümünü
1) İş bulmaktan umudunu kesen biyologlar,
2) Geçici işlerde çalışan biyologlar,
3) Eksik istihdam edilen biyolog kadroları,
4) Mevsimlik işlerde çalışan biyologlar
oluşturmaktadır.
Bunun yanı sıra iş arayan gençlere özel sektör bazı zorunluluklar getirmektedir.
1) Bir yabancı dil bilen gençlere iki yabancı dil bilme zorunluluğu,
2) Bilgisayar programı kullanabilen gençlere başka bir programı kullanabilme zorunluluğu,
3) ‘’Elit Bir Üniversite‘’ diploması istenme,
4) Laboratuvar tecrübesi zorunluluğu,
5) Ekstra eğitim sertifikası zorunluluğu,
bu zorunlulukları çoğaltmak mümkün.
Biyologların Sektörel İstihdam Durumu
A-) Kamu;
1) Sağlık (Sağlık Bakanlığı ve Üniversite Hastaneleri ile Halk Sağlığı Kurumları),
2) Çevre (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı),
3) Tarım (Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı ve bağlı kurum-kuruluşlar),
4) Eğitim; ( Milli Eğitim Bakanlığı),
5) Diğer; (Adli Tıp Kurumu, Denizcilik Müsteşarlığı, DSİ, Karayolları G.M., Gümrükler, TSK’ya bağlı kuruluşlar vs.).
B-) Özel sektör;
1) Sağlık (Özel Hastane ve laboratuarlar),
2) İlaç ve Medikal Sektörü (Çok azı üretim olmakla birlikte büyük bir çoğunluğu satış-pazarlamada çalışmakta),
3) Tarım (Birçok İmalat Tesisinde Sorumlu Müdürlük Yapabilmekteydiler ancak şuan çok sınırlı),
4) Çevre (ÇED, çevre danışmanlık, doğa koruma da proje bazlı çalışma ve çevre laboratuarları),
5) Eğitim (Dershanelerde çalışan öğretmenler),
6) Diğer (Kalite belgelendirme, danışmanlık, eğitim vs. gibi serbest çalışanlar).
Mesleki Kazanım Açısından Sektörel Analiz
Sağlık : Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden çıkan bazı yönetmelikler hariç, çok ciddi hak ve yetki kayıpları söz konusu. Örneğin; TUS.
Ayrıca sektörde giderek daralma yaşanmakta ve bulunan işlerinde sürdürülebilirliği ve kalitesi düşük
olmaktadır.
İlaç ve Medikal: Meslektaşların birçoğu, yeni mezun olduklarında, ilaç ve medikal alanda satış ve
pazarlama işi yapmaktadırlar. Başlangıçta dolgun maaş ve iyi olanaklar sunulan sektör, kısa bir süre sonra meslektaşları yüzüstü bırakmaktadır.
Dolayısı ile başlangıçta sunulan iyi koşullara aldanan meslektaşlar daha sonra hayal kırıklığı
yaşamaktadırlar.
Tarım ve Gıda: Gıda işletmelerinde sorumlu müdürlük yapılabilmekteydi, ancak Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’ndaki hak ve yetki gaspları ile bu alan oldukça daralmış ve bu alandaki neredeyse tüm yetkiler veteriner ve ziraat mühendislerinin eline geçmiştir. Sektör ciddi şekilde daralmıştır.
Çevre: Zaman zaman problemler olmakla birlikte kazanımlarımızın arttığı (Ör; çevre görevliliği),
meslektaşların uzun vadeli ve belirli bir standardı olan bir iş sahibi olabildikleri tek sektör diyebiliriz.
Sektörde mesleğin ve meslektaşların durumu böyle olmasına rağmen;
2011 yılı Biyoloji Bölümleri için YÖK kontenjanı 8034 olarak gerçekleşmiştir.
Son yıllarda yeni kurulan Biyoloji bölümleriyle beraber mezun sayılarında da ciddi artışlar olduğu
bilinmektedir.
Bazı İstatistiki Veriler
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nda çalışan Biyolog sayısı 1500-2000 arasındadır.
Diğer kamu kurumları ve üniversite hastanelerindeki çalışan Biyolog sayısının da 1000-1500 civarında olduğu tahmin edilmektedir (Bu sayıya Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmelik yapan meslektaşlar dahil değildir).
Milli Eğitim Bakanlığı hariç, kamuda istihdam edilebilmiş Biyolog sayısı yaklaşık 3500 civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Biyologlar kamuda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunda belirtildiği üzere Sağlık Hizmeti Sınıfında 3600 ek gösterge ve Biyolog unvan’ı ile çalışabilmektedirler.
Yeni bir düzenleme yapılmadığı sürece, Biyoloji ve benzeri bölümlerden mezun olup kamuda çalışacak olanlar ancak ve ancak Biyolog kadrosunda istihdam edileceklerdir.
Sağlıkta Detaylı Değerlendirme
Sağlık Bakanlığı’nın 2 Kasım 2011 tarihinde yayınlanan 623 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
teşkilat yapısı değiştirilmiştir. Bu Kanun Hükmünde Kararname’ de mevcut ek listede Türkiye genelinde Sağlık Bakanlığı’nda istihdam edilecek Biyolog sayısı 2235 olarak belirlenmiştir.
2011 yılı Nisan ayında 6225 sayılı Kanunun 9. Maddesinde 1219 sayılı ‘’Tababet ve Şuabatı
San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’’a 13. Madde eklenerek sağlık meslekleri tanımlanmıştır. Ancak 657 Sayılı Kanunda Sağlık Hizmetleri Sınıfında yer alan Biyolog tanımı yukarıda bahsi geçen ek kanun maddesinde yer alamamıştır.
Sağlık Bakanlığı ‘’Sağlık Alanında Çalışan Diğer Meslekler Grubunun’’ tanımlanacağı bir yönetmelik çalışmasına devam etmektedir ve edinilen bilgilere göre Biyolog tanımı bahsi geçen yönetmelikte yapılacaktır.
Bu yönetmelik henüz yayınlanmamıştır ancak kısa zaman da yayınlanacağı bildirilmiştir. Ancak bu
yönetmeliğe göre Biyologlar sadece AR-GE merkezlerinde çalışabilecektir.
Dolayısıyla büyük oranda hem kamu hem de özel sektörde sağlık alanında ve genellikle hastane
laboratuarlarında çalışan ve çalışacak meslektaşlarımız için istihdam sorunu yaratacaktır.
Yönetmeliğe son şeklini 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ de yapılandırılmış olan Sağlık
Meslekleri Kurulu verecektir. Yönetmelik çıkmadan bu kurulla temasa geçilerek çalışma alanlarının
daraltılmasının önüne geçilmesi için derneğimiz gerekli girişimlerde bulunacaktır.
Kamu’da Sağlık Dışı Alanlar
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde çalışan
meslektaşlarımızda farklı hak kayıplarına uğramaktadırlar.
Eşit işe eşit ücret uygulamasının olmadığı kamu alanında sağlık dışı kamu alanında çalışan meslektaşların, 657 sayılı kanundaki hizmet sınıfı (sağlık hizmetleri) farklılığı gerekçe gösterilerek, arazi tazminatları ödenmemekte ve aynı koşullarda aynı işi yaptıkları mühendislerle aralarında yaklaşık 1.000 TL’yi bulan miktarlarda maaş farkı oluşmaktadır.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ
1) Eğitim politikası yeniden gözden geçirilmeli ve kalite artırılmalıdır. Birçok üniversitede Biyoloji Bölümlerinde teknik yetersizlikler olduğu açıktır. Öğrencilerin yeterli laboratuar uygulaması yapmadan mezun oldukları bilinmektedir. Bunlara eksik akademisyen kadroları da eklendiğinde bölümlerdeki eğitimin kalitesi düşmektedir.
2) Özellikle yeni açılan üniversitelerde kontenjanlar boş kalmakta hatta hiç başvuru olmamaktadır. Kaldı ki mevcut kadro ülke ihtiyacının çok üzerindedir. Bu nedenle acilen tüm bölümlerde kontenjan kısıtlamasına gidilmeli ve metropol kentler hariç ikinci öğretimler kapatılmalı ve minimum kontenjan maksimum kalite ilkesine göre eğitim verilmelidir.
3) Üniversitelerdeki tüm akademik kadrolar derneklerle sıkı işbirliği içerisinde olmalıdır. Zira dernekler, çalışan-çalışmayan, yeni-eski mezun, kamu- özel sektör çalışanı gibi her kategoriden üyeleriyle camiayı temsil etmekte ve camianın taleplerini tek elden dile getirebilme potansiyeline sahip kuruluşlardır.
I) Akademik personelin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda üniversiteler ve dernekler birlikte hareket etmelidir.
II) Sektörel geri bildirimler için derneklerle işbirliği yapılmalı ve ülkenin ihtiyacına dönük yönlendirici eğitime önem verilmelidir.
III) Eğitim müfredatında mutlaka mesleki deontoloji işlenmeli ve öğrenciler meslek örgütlerine (derneklere) üye olmaları konusunda teşvik edilmelidir.
IV) Üniversite, sektör çalışanları ve dernekler biraraya gelerek acilen tek bir meslek tanımı yapılmalı ve oda yasası taslağı hazırlanmalıdır.
SONUÇ
Özverili çalışmaları ile eğitimimize önemli katkıları olan ve mesleki anlamda bizleri yetiştiren kıymetli hocalarımızın mezuniyet sonrasında da Biyologların meslekleri ile ilgili olarak yaşadığı sorunların aşılmasında daha fazla destek vermelerini temenni ediyor.
Fakültelerde öğrenci arkadaşlar üzerinde meslek bilincini arttıracak eğitim programlarının düzenlenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Biyologlar Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu
http://yalcindedeoglu.blogspot.com
BİYOLOJİ HABERLERİ
-
Amonyum, Dünya’da Yaşamın Ortaya Çıkmasını Sağladı
-
16 Nisan, 'Dünya Biyologlar Günü'
-
Protonların Aşamalı Değişimi, ATP Sentaz Enzimi ve Mitokondriyum
-
Biyoloji Kongre Sponsorluğu
-
Dünya'da Yaşamın Nasıl Başladığının Sırrı...
-
Kazdağları Yaban Mantarları Eğitim Festivali
-
Işığın Değişmesi İle Algler
-
Trikotilomani Nedir
-
Araştırma üniversitelerinin listesi belli oldu. İşte 10 araştırma üniversitesi
-
Bilim İnsanları Tarafından Yapılan Yeni Çalışmada “Hücre İçi Saati” Bulundu
-
UCLA biyologları yaşlanmayı yavaşlatıyor, meyve sineklerinin ömrünü uzatıyor
-
Bilim insanları betalain sentezlemeyi başarmışlar. Betalain üretmenin bize faydaları nelerdir ?
-
Beyin Tanıdık Yüzleri Nasıl Ayırt Ediyor
-
Hakkâri Sat Dağlarında İki Yeni Buzul Gölü Keşfedildi
-
Her Nöron 1000’den Fazla Mutasyon Taşıyor Olabilir