BİYOLOJİK HARP MADDELERİNDEKİ GELİŞMELERi (Bölüm 1)
BİYOLOJİK HARP MADDELERİNDEKİ GELİŞMELER
VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ (AŞILAMA)
Dr. EROL DEMİR
Biyolojik Harp Tarihine Kısa Bir Bakış
Biyolojik Harp Maddelerinin (BHM) en ilkel primitif kullanımı MÖ. 7nci yüzyıla kadar dayanır. Asurlular bu yüzyılda düşmanın su kaynaklarını zehirlemek için Rye ergot (çavdar mahmuzu) kullanmışlardır. MÖ. 6. Yüzyılda ise müshil bitkisini ve zehirli hayvanların biyolojik harp amacıyla kullanıldığını görmekteyiz. 1346 Yılında Tatar Ordusu Kaffa (Kırım) kale şehrini uzun süre kuşatmış,kaleyi alamayınca vebalı insan cesetlerini mancınıklarla kaleye atarak, kale de çıkan veba salgını sonucu şehri teslim almışlardır. 171O Yılında Rusların vebalı cesetleri savaşlarda taktik amaçla kullandığını, yine 1754-63 yıllarında İngiliz piyadelerinin Fransız ve Hindistan savaşlarında çiçek hastalığını (bulaştırılmış battaniyelerle) biyolojik harp amacıyla kullandığını kayıtlardan öğrenmekteyiz.
1nci Dünya harbi sırasında Amerika'dan Fransa'ya nakledilen sığır ve atlara Alman gizli servisince ruam hastalığı bulaştırıldığı, 1937-1945 yılları arasında Japonya'nın 731nci birliği General Shiro Ishi komutasında veba ve tifo başta olmak üzere bir çok BHM'si üretip stokladığı ve kullandığı bilinmektedir. Bu denemelerde en az 10 binden fazla kişinin öldüğü bildirilmiştir.
1945-1969 Yılları arasında ABD başta olmak üzere bir çok ülke BHM araştırma geliştirme faaliyetlerine devam etmiştir. 1959-1969 Yılları BHM'lerinin araştırmaları açısından altın yıllar olarak kabul edilmektedir. 25 KASlM 1969'da ABD Başkanı Nixon tek taraflı olarak tüm biyolojik araştırmaların bağışıklık kazandırma, keşif ve güvenlik gibi savunmaya yönelik konularla sınırlı kalması bildirimini yayınladı. Bu bildirimde unutulan Toksin üretimi ise 14 ŞUBAT 1970 yılında yasaklandı. 1972 Yılında Bakteriyolojik (Biyolojik) harp maddeleri ve Toksinlerin harp maddesi olarak üretilmesi geliştirilmesi ve stoklanmasının yasaklanması ve bunların imhası konvansiyonu (BTWC) yapıldı. 22 OCAK 1975'de ABD Başkanı Ford Biyolojik ve Toksin silahların (BHM'lerinin) üretilmesi, geliştirilmesi ve stoklanmasını yasaklayan konvansiyonu imzaladı. Bu konvansiyon 26 MART 1975 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu antlaşmalara rağmen 1979 baharında Rusya'da (Sverdlosk'ta) aerosol Anthrax toksini kaçağından bir çok kişinin öldüğü bilinmektedir.
1991 Körfez savaşı sonrası BM Güvenlik Konseyi Yönergesi 687 sayılı karar çerçevesinde kontrol altına alınan Irak, daha önce inkar ettiği biyolojik silah programlarını, askeri savunma amaçlı araştırmalar çerçevesinde yaptığını kabul etti.
Biyolojik Harp Maddelerinin Günümüzdeki Durumu
2000'li Yıllarda moleküler biyoteknolojinin çok hızlı gelişmesi ve elde edilen sonuçlar patojen (hastalık yapıcı) mikroorganizmaların ve toksinlerin Biyolojik harp amacıyla kullanılmasını mümkün kılacaktır. Buna paralel olarak gen mühendisliği ve DNA teknolojileri sayesinde potansiyel BHM'lerinden daha öldürücü silahların elde edilmesi mümkün olacaktır. İnsanoğlu genom projeleri (insanın genetik haritasının tespiti) çalışmaları devam etmektedir. Bu çalışmalar sonucunda toplumların (ırkların) çeşitli spesifik bilgilerine ulaşılacak, dolayısıyla bunun sonucuna göre de gen mühendisliği biyomoleküler bilim adamlarınca ırklara has biyolojik harp maddesi üretimi gerçekleşebilecektir. Biyolojik harp maddelerinin potansiyel etkinliği günümüzde daha iyi anlaşılmış olup bazı analizcilerce biyolojik harp maddelerinin, nükleer silahlarla karşılaştırılabilir olduğu belirtilmiştir. Biyolojik harp konusuyla ilgili NATO el kitabına göre bakteri, riketsia, virüs ve toksinler gibi biyolojik harp maddelerini ihtiva eden : 39 adet potansiyel BHM'si bildirilmiştir. BHM'sinin aerosol kullanımı, zehirlilik derecesi (patojenitesi) ve miktarı, oluşacak ölüm ve saf dışı ediciliğini doğrudan etkilemektedir. 100 Km2 Iik bir bölgeyi kaplamak ve %50 öldürücülük elde etmek için Ricir adlı toksinden 8 ton gerekirken, aynı öldürücülük sadece 1 kg'lık Anthrax toksini ile elde edilebilmektedir. Dünya sağlık örgütü (WHO)'nce bazı BHM'lerinin rüzgar altı tehlike mesafeleri incelemiş, sonuç olarak da Anthrax ve Tulareminin en büyük rüzgar altı tehlike mesafesini oluşturduklarının yanı sıra öldürücülüklerinin de en fazla olduğu görülmüştür. Bir BHM'si taarruzu normal bir hastalık salgını olarak algılanabilir dolayısıyla misilleme politikası çok zordur. BHM'lerine karşı hassasiyeti azaltma önlemleri, üzerine düşünülmesi gereken bir stratejik değerdir.
İnsan vücudunun savunma mekanizmalarından en büyük organı deridir. Deri bakteriler, riketsiyalar ve virüslere karşı seçici geçirgen bir kalkan oluşturur. Suyla ve yemekle (sabotaj şeklinde) alınan BHM'ler ve toksinler bağırsaklardaki enzim ve asitlerle nötralize edilirler. Küçük vücut sıyrıklarından giren BHM'leri ise bağışıklık sistemi hücrelerince yok edilirler. Bu savunma mekanizmasını aşmanın tek yolu vücudun en misafirperver ve kolay incinir yeri olan akciğerlerdir. Dolayısıyla BHM'lerinin aerosol kullanımı çok önem arz etmektedir. Bir BHM'sinin hedeflenen kitlesel zararlara yol açabilmesi için şu özelliklere sahip olması gerekmektedir.
(1) Biyolojik harp maddesinin yüksek öldürücülüğe sahip olması,
(2) Solunabilecek aerosol formunda olması (BHM'lerin en geniş kullanım türü aerosoldür, aerosolün kararlılığı ve yayılma kabiliyetinin en fazla olduğu partikül büyüklüğü ise 5 - 15 mikron'dur),
(3) insandan insana bulaşıcı olması,
(4) Tedavisinin ve aşısının olamaması veya zaman alması gibi özellikleri sıralanabilir.
Biyolojik Harp Maddelerinin Sınıflandırılması
Biyolojik harp maddeleri genel olarak ikiye ayrılır.
(1 ) Patojenler (Hastalık meydana getirebilen mikroorganizmalar)
(a) Bakteriler,
(b) Riketsiyalar,
(c) Klamidyalar,
(d) Virüsler.
(2) Toksinler : Kaynaklarına göre üç gurupta incelenir.
(a) Mikroorganizma kaynaklı toksinler. Mikroorganimanın özelliğine göre ikiye ayrılır ;
(I) Ezotoksinler
(II) Endotoksinler
(b) Hayvan kaynaklı toksinler
(c) Bitki kaynaklı toksinler
Potansiyel Olarak Kullanılan Biyolojik Harp Maddeleri
BHM'lerinin sayısı gün geçtikçe artmaktadır, ancak üzerinde en fazla çalışılan ve bilinen potansiyel BHM'lerini şöyle sıralayabiliriz.
(1) Bakteriler : ,
(a) Bacillus anthracis (Anthrax-Şarborı),
(b) Francisella tularensis (Tularemia),
(c) Yersinia pestis (Plague),
(ç) Vibrio cholerae (Kolera),
(d) Salmonella typhi (Tifo),
(e) Bacillus seraus,
(f) Brucella spp (Brucellosis, suis, melitensis, abortus, canis, ovis),
(g) Clostridium perfringes.
(2) Riketsiyalar :
(a) Riketsia prowezeki (Tifüs),
(b) Riketsia mooseri (Tifüs),
(c) Riketsia ricketsi (Lekeli Humma),
(ç) Coxiella burnetii (Q Humması).
(3) Chlamydialar :
(a) Chlamyclia psittaki (Psittakoz),
(b) Chlamyclia trachomatis (Trahom).
(4) Virüsler :
(a) Variola (Smallpox- Çiçek hastalığı),
(b) Ebola (Filaviridae ailesinden Ebola kanamalı ateşi),
(c) Marburg (Filaviridae ailesinden Marburg hastalığı etkeni),
(ç) influenza(Grip etkeni),
(d) Rift Valley Fever (Bunyaviridae ailesinden Valley Ateşi etkeni),
(e) Crimen-Congo Hemorrhagic Fever (Bunyaviridae, Kanamalı ateş etkeni),
(f) Argentine Hemorrhagic Fever (Junin),
(g) Bolivian Hemorrhagic Fever (Mochupa),
(ğ) Venezuelan Hemorrhagic Fever (Guanorito),
(h) Hemorrhagic Fever With Renal Sydrome (Hantaan, Seoul, Puumala),
(1) Lassa Fever(Arenaviridae ailesinden Kanamalı ateş etkeni),
(i) Venezuelan Equine Encephalitis (VEE),
(j) Eastern Equine Encephalitis (EEE),
(k) Western Equine Encephalitis (WEE),
(1) Japanese Encephalitis,
(m) Dengue, Yellow Fever, AIOS (HIV),
(n) Sandfly Fever,
(o) Chick Urıgunya (Apha).
(5) Toksinler : Kaynaklarına göre;
(a) Anthrax Bacillus anthracis
(b) Botulinul1l Clostridium botulinum
(c) Tetanoz Clostridium tetani
(ç) Difteri Toksini Kornibakteriyum difteri
(d) Enterotoksin Eşherişya coli
(e) Shigella Dizanteri Shigella spp.
(f) Stophylococcus Enterotoksin -B (SEB) stophylococcus aureus
(g) Kolera Toksini Vibrio kolera
(ğ) Anatoksin A Deniz yosunu Anasistis türleri
(h) Mikrosistin M.Sinea(Mavi yeşil su yosunu)
(l) Saksitoksin Deniz kabuğu zehiri
(i) Tetradotoksin Takifigu paessilonotus
(J) Aflatoksin Aspergillus flavus
(k) Trichothecene Mycotoksins (T-2, Trikotesin,Yellow rain)
(l) Ricin Risinus communis
(m) Akonitin Akonitum napolyus
(n) Politoksin Yumuşak deniz mercanı
(o) Batrakotoksin kurbağa zehiri
(ö) Bunganotoksin Çizgili yılan zehiri
(p) Krotoksin Çıngıraklı yılan zehiri
(r) Kobratoksin Kobra yılan zehiri
(s) Erabutoksin Deniz yılanı zehiri
Biyolojik Harp maddelerinden patojenlerin kuluçka süreleri (inkübasyon süresi) günlerle ifade edilir oysa toksinlerin inkübasyon süresi dakika ve saatlerle ölçülür. Patojen BHM'leri kısa sürede etkisini göstermesi için aerosol olarak kullanılırlar. Genelde patojen BHM'lerinin semptomları (Hastalık belirtileri) ateş, halsizlik, kilo kaybı, kusma, ishal ve solunum güçlüğü gibi belirtiler olup personeli kısa sürede görevini yapamaz hale getirir.Solunum yolu ile oluşan enfeksiyonlarda ölüm sebebi,çoğu zaman akciğer ödemidir. Patojen BHM'leri enfeksiyonlarının tedavileri güç ve pahalıdır. Bağışıklık sistemini hedef alan BHM'leri bağışıklığı oluşturan hücreleri etkilerler, bu nedenle bunlara karşı geliştirilen aşılarla yeterli koruma sağlanamamaktadır. Toksinler zehirleme özelliğine göre Nörotoksinler (Sinir zehirleri) ve Si1otoksinler (Hücre zehirleri) olarak ikiye ayrılır. Nörotoksinlerin etkileri kimyasal harp maddelerinden sinir gazlarına benzer olup, sinir gazlarından yaklaşık bin kat daha zehirlidirler. Öyle ki Anthraks ve Botulinum toksinleri çok zehirli olan vx sinir gazından daha tehlikelidirler (Botulinum toksini için LD50 UG/KG değeri 0.001 iken, bu değer vx için 15.0 dır).
Patojen ajanların arazideki kalıcılığı saatlerden günlere kadar (Spor ve kapsül formunda olanlar yıllarca kalabilir), toksinlerin kalıcılığı ise günlerden haftalara kadar değişebilir. BHM'lerinin rüzgaraltı tehlike bölgesi alanı ise rüzgaraltı istikametinde 500 Km'ye kadar çıkabilir.
Kaynak: www.biyotek.com.tr/makaleler.htm
Genel Biyoloji
-
Protista Alemi ve Genel Özellikleri
-
Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar
-
Ses Nedir ? Ses Nasıl Oluşur?
-
Kültürü Yapılan Fitoplankton Türleri Nelerdir?
-
Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü Nedir?
-
Ribozom ve Protein Sentezi
-
Mikrotübüller ve İplikçikler
-
Hücre Zarları
-
Lipid Çift-Katmanın Keşfi
-
Biyoreaktör
-
Telomerler ve İnsan Telomerinin Kristalik Yapısı
-
Hücre Biyolojisinin Tarihsel Gelişimi
-
Hücre biyolojisi nedir ?
-
Biyolojik Çeşitlilik Nedir ?
-
Sinir Sistemi Yapısında Bulunan Hücre Tipleri ve Özellikleri Nelerdir?