Çankırı Müzesi - Doğa Tarihi Sergi Salonu
Anadolunun göbeğinde Çankırıda doğa tarihi müzesi...Giriş, zemin katta müze severlerin beğenisine sunuluş eşsiz güzellikte arkeolojik eserler ve doğa tarihi fosilleri ziyaretçilerini bekliyor.
Müzenin zemin katında yer alan Arkeoloji bölümünde Kalkolitik ve Tunç Çağı ile Hitit, Hellenistik, Roma ve Doğu Roma Dönemlerini kapsayan eserler kronolojik bir düzende eser guruplarına göre ayrı salonlarda sergilenmektedir. Ayrıca Doğu Roma Dönemi ile 18. ve 19. yüzyıllara tarihlendirilen Hristiyanlığa ait liturjik eserler bu bölümde sergilenmektedir.
Halkın yaşam tarzını ve yörenin sosyokültürel özelliklerini yansıtan etnografik eserler Müzenin 1. Katında tanıtılmaktadır. Çankırı ve çevresinin yakın tarihine ışık tutacak Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemine sanayi öncesi el emeği ile ortaya çıkmış olan ve insanın doğumundan ölümüne kadar gereksinim duyacağı etnografik eşyalar; “Geleneksel Mutfak ve Mutfak Eşyaları”, “Türk İslam Eserleri”, “Dokumacılık”, “Geleneksel Giyim-Kuşam” , “Yaran Kültürü”, “Mevlevilik” , “Silahlar”, “Tıp Şifa”, “Aydınlatma”, “Ağırlık Ölçüm Aletleri” ve “İstiklal Yolu” başlıkları altında derlenen farklı temalar bu bölümde sergilenmektedir.
Arkeoloji ve doğa tarihi bölümü ise müzenin yine zemin katında halkın beğenisine ve gözlemlerine sunulmuştur.
İlk olarak 1997 yılında Ankara Üniversitesi ve Müze Müdürlüğümüzce ortaklaşa yapılan kurtarma kazılarıyla muhtelif hayvanlara ait fosiller gün ışığına çıkartılmıştır. 2001 yılından itibaren Bakanlar Kurulu Kararlı Kazılara dönüştürülen çalışmalar, Çorakyerler adı verilen lokalitede, Prof. Dr. Ayla SEVİM EROL Başkanlığında yapılmaktadır. Çorakyerler Omurgalı Fosil Yatağı, Çankırı'nın Yapraklı yolu üzerinde, şehir merkezine yaklaşık 5 km mesafede Fatih Mahallesi'nde bulunmaktadır. Son derece önemli fosil bulgularına rastlanılan Çorakyerler Lokalitesi, magnetostratigrafik çalışmalar ve küçük ve büyük omurgalı faunal karşılaştırmalar sonucu 8 ile 8,5 milyon yılları arasına, Geç Miyosen Dönem'e tarihlendirilmektedir.
Sağlam bulgu vermesi ve faunal çeşitlilik açısından hem ülkemizde hemde dünya paleontoloji alanında önemli yer edinmiş lokalitelerinden biridir. Buradan elde edilen fosiller canlılık tarihi, göç yolları ve fauna çeşitliliği açısından yörenin paleocoğrafyasının aydınlatılmasına büyük katkı sağlamaktadır.
Ele geçen buluntular Bovidae (Boynuzlugiller), Girafffidae (Zürafagiller), Suidae (Domuzgiller), Rhinocerotidae (Gergedangiller), Equidae (Atgiller), Proboscidea (Hortumlular), Carnivora (Et Yiyiciler), Primat Takımı (Kuyruksuz Maymunlar), Rodentia (Kemirgenler) ve Gastropod (Salyangozlar) ailelerine mensuptur.
Sergide bulunan Kılıç Dişli Kaplan Fosili (Carnivora) Anadolu’ya özgü bir tür olarak Türkiye’deki tek örnektir. Yapılan çalışmalar neticesinde üç bine yakın fosil buluntu Müzemizde koruma altına alınmış olup bunlardan 80 adeti sergilenmektedir.
Doğa Tarihi sergi salonunda fosil türlerinin teşhiri, dijital ve maket canlandırmaları ve geniş tanıtım/bilgi panolarından oluşmaktadır.
Doğa Tarihi sergi salonunda fosil türlerinin teşhiri, dijital ve maket canlandırmaları ve geniş tanıtım/bilgi panolarından oluşmaktadır. Müzemizde sergilenmekte olan Büyük Omurgalılara ait fosiller;
Geç Miyosende birkaç giraffidae cinsi bilinir. Giraffidler Afrika kökenlidirler ve Levant içinden Avrasya’ya göç etmişlerdir. Yunanistan’ın Khios Adası lokalitesinde bulunan ilk giraffid Gergiomeryx ile birkaç cins de Orta Miyosen (16-12 milyon yıl) süresince Doğu Akdeniz’e geçmiştir. Fakat bunların çoğu Orta ya da Batı Avrupa’ya göç etmemişlerdir.
Avrupa ve Doğu Akdeniz bölgesinde Geç Miyosen’i karakterize eden en büyük olaylardan biri de Equidae ailesine mensup Hipparion’ların ortaya çıkışıdır. Geç Miyosen tip fosili olarak bilinen Hipparion’lar Kuzey Amerika kökenli göçmen memeliler olarak bilinmektedir.
Günümüzde yok olma sınırına gelmiş olan gergedanlar, yaklaşık 40 milyon yıl öncesinden itibaren bu güne dek evrimleşerek çeşitlenmiş ve büyük bir coğrafyaya yayılmış başarılı bir gruptur. Gergedanlar Kuzey Yarımküre'de Orta Eosen (yaklaşık 40 milyon yıl önce) dönemde, Afrika'da ise ilk olarak Erken Miyosen'de (yaklaşık 25 milyon yıl önce) ortaya çıkmışlardır. Geç Miyosen'de bölgesel iklim değişimlerine bağlı olarak gergedanlar hızlı bir biçimde çeşitlenmişler ve çoğalmışlardır.
Çorakyerlerden lokalitesinden ele geçen et yiyici fosilleri, Mustelidae, Hyaenidae ve Felidae (Kılıç Dişli Kaplan) olmak üzere üç farklı aileyi temsil etmektedir.
Çorakyerler'de yapılan çalışmalarda ele geçen buluntulara göre, filgiller, Proboscidea takımı Choerolophodon pentelici ve Tetralophodon longirostris olmak üzere iki türle temsil edilmektedir.
Boynuzlugiller olarak isimlendirilen Bovidae'ler, çift toynaklı geviş getiren bir ailedir.Yaklaşık 140 türle temsil edilen bu aile sığır, koyun, keçi, manda, bizon, antilop ve ceylan gibi, insanların uzun zamandır av ve ev hayvanı olarak faydalandığı birçok türü içermektedir.
http://www.cankirimuzesi.gov.tr/TR,64047/doga-tarihi-bolumu.html
Paleontoloji / Antropoloji / Evrim Haberleri
-
Avustralya'da Ediacaran Nematod Benzeri Solucan Fosilleri Bulundu
-
Perulu bilim insanları 12 milyon yıllık timsah fosili keşfetti
-
Son Neandertaller
-
Evrimsel süreçte türleşme nedir?
-
Triyas Dönemine Ait Yeni Bir Deniz Sürüngeni Türü Keşfedildi
-
Trilobit Vücut Bölümlerinin Rol Değişimi
-
Antarktika'da İlk Kez Keşfedilen Kehribar
-
Paleontologlar Yeni Bir Ankylosaurid Dinozor Türü Keşfetti
-
Cro-Magnon İnsanları Kimdi? Yaşam Tarzları ve Bilinen Tüm Özellikleri
-
Kehribar oluşumu ve Kehribarın fosiller üzerine etkileri
-
Son Neandertal Kimdi?
-
Alerji, Yünlü Mamutların Yok Oluşunda Rol Oynadı
-
Sibirya’da 32.000 Yıl Önce Donmuş Yünlü Gergedan Bulundu
-
Şimdiye Kadar Keşfedilen En Küçük Penguenlerden Biri ile Tanışın
-
Bir Arada Ölmüş Yılanların 38 Milyon Yıllık Nadir Fosilleri Bulundu