Dünyamızda Açan İlk Çiçeklerden Biri
Belirgin taç yaprakları olmasa da, Montsekya’nın Dünya’da beliren ilk çiçekli bitkilerden biri olduğu düşünülüyor. Görsel Telif: Oscar Sanisidro
Çiçekli bitkiler, yani bilimsel dilde “kapalı tohumlular” (İng. angiosperm), günümüzde en fazla çeşitliliğe sahip olan bitki grubu. Dünya çapında yaklaşık 300 bin türü olan bu grubun üyeleri, hemen her yerde karşımıza çıkabilliyor. Fakat onlar aynı zamanda en genç bitki familyası; gezegende sadece 130 milyon yıldır görülüyorlar.
Çiçekli bitkileri düşünürken, çoğu zaman çiçeğe odaklanırız: Aklımıza orkidelerin ve papatyaların görüntüleri gelir. Aslında kapalı tohumluları tanımlayan şey ise adlarından da anlaşılabileceği gibi tohumlarının meyve yapılarının içinde kapalı bulunmasıdır. Meyveler hem değerli tohumları korur, hem de tohumların gelişimi için gereken besini sağlar.
Fosil kayıtlarında kapalı tohumluların görülmeye başlandığı zaman, Kretas Dönemi‘nin başlarıdır. Bununla birlikte, Dinozor Çağı’nın sonlarına dek pek yaygınlaşmamışlardır. Sonrasında ise kozalaklılar ve sikadlar gibi açık tohumluları (İng. gymnosperm) tahttan indirip, baskın bitki grubu olmuşlardır.
Arkaefruktus’tan Daha Eski
Uzun yıllar boyunca bilinen en eski çiçekli bitki, Çin’deki ünlü fosil zengini Yixian Oluşumu’nda bulunan Arkaefruktus (Lat. Archaefructus sinensis, “antik meyve”) bitkisiydi. Bu otsu sucul bitki, yaklaşık 125 milyon yıl öncesine tarihlendi. Modern çiçeklerdeki taç yapraklara ve çanak yapraklara sahip olmadığı belliydi ama çiçeklerin karakteristik üreme organları olan dişi organa ve erkek organa sahipti.
2015 yılında ise epey önce bulunmuş olan bir bitki fosilinin yeniden değerlendirilmesi sonucunda, “fosili bulunan en eski çiçek” sıfatının Archaefructus’tan alınması gündeme geldi. (Bkz. İlk Çiçekli Bitkiye Dair Yeni Bulgu) Söz konusu fosil 100 yıldan fazla zaman önce İspanya’da bulunmuştu. Montsekya (Lat. Montsechia vidalii) olarak adlandırılan bu canlı, Avrupa göllerinin sığ sularında, bütünüyle suya batık durumda yaşıyordu. Fosilleri ise 130 ilâ 125 milyon yıl arasında tarihleniyordu; yani büyük olasılıkla Archaefructus’tan daha yaşlıydı.
Fosiller Ne Anlatıyor? Indiana Üniversitesi’nden paleobotanikçi David Dilcher liderliğinde çalışan ABD, Fransa ve Almanya’dan araştırmacılar, bu ufak bitkinin 1.000’den fazla fosilini analiz ettiler. Yapraklarını ve köklerini kayadan sökmek için hidroklorik asit damlalarının uygulandığı uğraştırıcı bir sürecin ardından, bitkinin koruyucu üst zarını dikkatle ağarttılar ve örneği stereomikroskop, ışık mikroskobu ve elektron mikroskobu altında incelediler. Bu ayrıntılı incelemenin sonucunda, Montsekya yeni bir kimlik kazandı: Bu küçük boyutlu ve kapalı tohumluların göze çarpan özelliklerinden yoksun bitki, bir çiçekli bitki olarak kabul edildi. Yaprakları ve nektar üreten yapıları yoktu ama Montsekya meyve veriyordu. Her bir meyvesinin içinde de tek bir minik tohum bulunuyordu.
Bu bilgilerin yanı sıra fosiller, Montsekya’nın içinde bulunduğu yaşam alanına ilişkin çeşitli ipuçları da veriyordu. Anlaşılan o ki, bu sucul bir türdü. Montsekya çiçekleri suyun üzerinde yüzmüyordu; bütünüyle suyun altında kalıyorlardı. Her bir çiçeğin tepesindeki bir açıklık, suda gezinen polenlerin döllenme için içeri süzülmesine izin veriyordu. Montsekya’nın bir diğer ilginç özelliği de kökünün olmamasıydı; sığ sularda geziniyordu. Bu özelliklerin hepsi de, günümüzde hâlâ varlığını sürdüren bir başka sucul çiçekli bitki grubunu hatırlatıyor: Tilki kuyruğu (Lat. Ceratophyllum). Akvaryum meraklılarının yakından tanıdığı bu bitkinin üye olduğu grup, görünüşe bakılırsa Montsekya’nın grubu ile birlikte, kapalı tohumluların ilk örneklerini temsil ediyorlar. Bunu Arkaefruktus’un yaşam alanı hakkında bildiklerimiz ile bir arada düşününce, çiçeklerin evriminin suda başlamış olabileceği anlaşılıyor. Bu ise çiçeklerin ortaya çıkmasına neden olan seçimsel baskılar hakkında pek çok soruyu gündeme getiriyor.
Paleobotanikçiler şimdilerde Montsechia ile Archaefructus arasında bağlantı kurmalarını sağlayacak ipuçları arıyorlar. Kapalı tohumluların evrimsel yolculuğunun daha iyi anlaşılması açısından, böyle bir bağlantının kurulması büyük önem taşıyor.
Olduğu gibi kalmış büyük bir Montsekya fosil örneği. (Foto: Bernard Gomez)
Kaynaklar:
Earth Archives, “Meet the world’s first “flower”: Montsechia vidalii“
<http://www.eartharchives.org/articles/paleobotanists-identify-what-could-be-the-mythical-first-flower>
In Defense of Plants, “Aquatic Angiosperm: A Cretaceous Origin?“
<http://www.indefenseofplants.com/blog/2015/10/29/aquatic-angiosperm-a-cretaceous-origin>
Indiana Üniversitesi, “IU paleobotanist identifies what could be the mythical ‘first flower‘” İlgili
Makale: PNAS, “Montsechia, an ancient aquatic angiosperm“
<http://www.pnas.org/content/112/35/10985>
BilimFili.com "Dünyamızda Açan İlk Çiçeklerden Biri"
Bu yazının kaynağı: https://bilimfili.com/dunyamizda-acan-ilk-ciceklerden-biri-montsekya/
Botanik Haberleri
-
Antalya'da keşfedilen yeni yabani soğan türü literatüre kazandırıldı
-
Fritillaria yalcinii sp. nova /Çermik Lalesi Türkiye florasına hayırlı olsun.
-
Araştırmacılar mısırın topraktaki arsenik toksisitesini azalttığını keşfetti
-
Sadece Bitkileri Enfekte Ettiği Sanılan Viroidler Kimdir?
-
Bilim insanları ilk kez en yaygın tropik ağaç türlerini isimlendirdi
-
Kurumaya dayanıklı bitkiler için genom veritabanı yayınlandı
-
Kahverengi Kokarca (Halyomorpha halys) İçin Kamu Spotu Hazırlandı
-
Dünyanın en kötü zararlılarından biri Kaliforniya'ya saldırıyor
-
Leopoldia buseana, Muğla ilinde yeni bir endemik bitki türü keşfedildi.
-
Filipinler'de yeni bir türü bulundu "Cryptocoryne zamboangaensis"
-
Bilim insanları mekanik hasada uygun taze domates tasarladı
-
Orkide Türleri: Renklerin ve Kokuların Dansı
-
Tropik Lezzet ve Sağlık: Ejder Meyvesi, Pitaya Bitkisinin Sırları
-
Bordo bulamacı nedir ? Nasıl uygulanır ?
-
Ülkemiz İçin Yeni Bir Tür "Adıyaman çançiçeği"