Evrimin Ana Hatları
Evrim konusu evrim derslerinde ayrıntılı olarak incelenecektir. Burada önemli olan evrim-sınıflandırma ilişkileridir. Evrimin hangi konuları sistematik için mutlaka gereklidir. Önemli olan bunları ayıklamaktır.
Günümüzde gördüğümüz tüm organizmaların historik geçmişi incelendiğinde ve gidilebildiği kadar eskiye gidildiğinde giderek en basit organizmalara yaklaşıldığı görülmektedir Evrim süreci olarak bilinen bu kavram kısaca “yaşam formlarının basitten gelişmişe dönüşümü” olarak betimlenebilir Ya da yükseğe gelişme de denilebilir.
Evrim hem genetik hem de biyolojik nedenleri bünyesinde barındırır. Genetik olanlar türün varyasyonu ile ilgilidir. Aynı türün bireyleri arasında benzerlikler olduğu gibi, bunları birbirinden ayıran değişiklikler de görülmektedir. Bu değişikliklerin bazıları sadece o birey için geçerlidir. Onun ölümü ile de önemi kalmaz Bu tip değişikliklere modifikasyon denir. Oysa bazı değişiklikler dölden döle devam eder Bu tip kalıtsal olan değişikliklere de varyasyon denir. Böyle bir değişiklik için kalıtsal yapının değişmesi gerekir. Bu da ya kromozomun yapısında ve sayısında meydana gelen değişikliklerle, -ki buna mutasyon denir-, ya da genlerin yemden kombinasyonu ile (rekombinasyon), ya da crossing-over, konjugasyon, transdüksiyon ve transformasyon gibi olaylarla olur. Evrimin ham maddesi olan seleksiyon populasyon içinde kendine en uygun varyantların dışında kalanların ayıklanmasını yapar. Darwin bunu doğal seçme ile açıklamıştır. Ona göre populasyonların ayakta kalması, varolmak için savaşım ile olasıdır. Bunun da yolu en iyi uyum yapmaktan geçer. Buradan hemen şu sonucu çıkarmamak gerekir. Yaşam savaşını kazanan güçlüdür sözcüğü ile kuvvetli eş anlamlı değildir. Güç kuşkusuz üstün olmak için gereklidir, ama her zaman her yerde değil. Kendisi için çok önemli bir düşmanın (avcının) yaklaştığını algılayabilmek ve ona göre önlemini alabilmek, avcı ile karşı karşıya kalarak onunla savaşmaktan daha önemli bir güçtür Bunun gibi çevreye iyi uyum yapmış olmak ta aynı anlama gelir.
Dünyada aktüel canlıların hiçbirinin bir işe yaramadığı, bu ne için var diyebilecek bir durum yoktur. Her canlı doğa tarafından seçilmiştir ve orada hem kendisi, hem de diğer canlılar için vardır, bugün önemi bilinmese bile bir gün o da anlaşılacaktır. Bunun için pis diye örneğin bir karasinek populasyonunu bile ortadan kaldırmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Nesli korunacak canlılarda güzel çirkin aranmamalıdır. Çünkü hepsi doğanın çocuklarıdır ve hiçbir ebeveyn çocuklarında sevgi ayırımı yapmaz.
Evrim basamakları, kalıtsal variyabilite ile doğal seçilimin karşılıklı etkileşiminin sonunda ortaya çıkar. Ancak bu süreç hiçbir şekilde lineer (doğrusal) olarak devam etmez. Uygun varyantların çıkması durumunda gerekli bir düzenleme yapılır ve ondan sonra süreç kaldığı yerden belki de başka bir yöne kayarak devam eder. Yönlendirilmiş seçme dediğimiz bu olayda özel bir çevreye sürekli olarak uyum yapılması söz konusudur. Bu olay da çoğu kez çevre koşullarında ya da çevrenin değiştirilmesinde önemli bir değişikliğin ortaya çıkması ile gerçekleşir Kurak olmayan bir çevre kuraklaşırsa, burada az su kullanan canlıların yaşama devam edebilecekleri gerçeği ortadadır. Bazı canlılarda böylesi beklenmeyen durum değişikliklerine karşı, önceden kalıtsal olarak yetenekler vardır. Ancak böyle koşullar ortaya çıkmadığı sürece, bu özelliğin kullanılmasına da gerek kalmaz. Bundan şu sonucu çıkarmak gerek:
Yönlendirilmiş doğal seçmeye orthogenez denir. Buna en güzel örnek atın evriminde görülür. Atın vücudu küçük ve yere 3 parmakla basarken, evrim vücudun büyümesi, parmak sayısının da azalması (tek, 3. ncü parmak) şeklinde yönlendirilmiştir. Örnekleri çoğaltmak olasıdır.
Total olarak ele aldığımızda evrim süreci, yönlendirilmiş seçim güçlerince kontrol edilir ama evrim süreci seçimi yönlendirmez. Bu, sonunda çevreye adaptasyonu getirir Bunun anlamı, canlının ekolojik faktörlerin tümüne uyumudur Oysa bu koşullar sürekli değildir Gece-gündüz, mevsimler arasındaki farklar, aynı ortamda yaşayan diğer canlılar ve diğer etkenler bu değişime neden olurlar. Biyotop dediğimiz bu yaşam alanını paylaşan canlılar oradaki aynı koşullara öylesine adapte olurlar ki aralarında uyumsal benzerlikler ortaya çıkar. Bu benzerlikler öylesine fazlalaşır ki sanki iki farklı tür akrabaymış gibi görünür ve doğal sınıflandırmada sorun yaratır (konvergensi hatırlayınız). Morfolojik açıdan ele aldığımızda gelişmişliği, hücrenin tek hücreli halinden çok hücreliliğe geçişinde meydana gelen değişiklikler ve bunun sonucu hücrenin ve kısımlarının entegrasyonunun sürekli bir şekilde artması şeklinde yorumlayabiliriz. Organizma ne kadar daha fazla komplike olursa, onu meydana getiren parçaların onunla bütünleşmesi de o denli daha fazla olur. O halde sınıflandırma yaparken gelişmişliğin ölçütü olarak organizmayı meydana getiren parçaların onunla bütünleşmesini baz alabiliriz. Biyolojik açıdan gelişmişlik tüm organizmanın total yeteneklerinin yükselmesi olarak kabul edilir Bu da organizmanın sinir sisteminin, duyu organlarının hareket organlarının metabolizmasının vb. birçok sisteminin giderek gelişmesi anlamını verir. Bunun için yapı elementlerinin yapısal değişiklik geçirmesi gerekir. Bu da onlara yeni yetenekler kazandırır.
Eklembacaklıların baş oluşumunu buna güzel bir örnek olarak verebiliriz. Bunlarda baş önceleri basit ve birbirine benzer, ancak daha sonra gelen gövdeninkilerden farklı olan segmentlerden oluşmuştur (Bu konuya daha sonra değinilecektir). Bu segmentlerin en öndekilerinin bir fonksiyon ünitesi olarak birleşmesi, her hangi bir yetenek artışına ya da üstünlüğüne neden olmaz. Bunun için her birinin ayrı ayrı segment olarak ele alınması, bu olay ne kadar fazla olursa bu da o eklembacaklının daha çok gelişmiş olmasına bağlanabilir
Bir hayvan türünün filogenezini ele aldığımızda, dünya üzerinde görülmeye başladığından bu güne kadar geçirdiği evrimin hızının, başka türlere benzemediği görülür. Bu nedenle her hayvan türünün evrim hızı farklıdır. Çoğu hayvan dünyaya gelmiş ve bu gün için yok olmuştur. Ancak bazılarının çok eskilerden beri dünyada var oldukları görülmektedir. Örneğin akrep ve toprak solucanı silur devrinden beri (yaklaşık 400 milyon yıl) varlıklarını sürdürmektedirler. Bunun anlamı bu hayvanlarda evrim hızı yavaştır.
Çeşitli kaynaklar farklı farklı rakamlar vermekle birlikte kainatın oluşumunun 10 milyar yıl olduğu çok taraftar bulmaktadır. Güneş sistemi, ay ve diğer planetler için biçilen yaş 4,6 milyar yıl. İlk prokaryotların dünyada 3,2 milyar yıldan beri görülmeye başladığı kabul edilir. Eukaryotların ortaya çıkması için oldukça uzun bir zaman geçmiştir ve ilk eukaryotlara da 1,7 milyar yıl öncesinden beri rastlanılmaktadır. ilk çok hücreli algler 800-700 milyon yıl, ilk çok hücreli omurgasız hayvan 650-600 milyon yıldan beri dünyamızı şereflendirmişlerdir. ilk organizasyon basamağı için oldukça uzun bir süre daha geçmiştir. Tüm bunlar, evrim sürecinin basitten gelişmişe doğru olduğunu göstermektedir.
Günümüze kadar birçok hayvanın yok olduğunun biraz önce sözünü etmiştik. Bazı araştırıcılar bu gün için bilinen yaklaşık 2 milyon türe karşılık dünyadan 100 milyon hayvan türünün gelip geçtiğini savunurlar. Bu sayıyı bir milyar yıl içine bölüştürdüğümüzde bir milyon yıl için sayının çok fazla olmadığı görülür. Çeşitli jeolojik zamanlarda ortaya çıkıp yok olmuş birçok hayvan fosili bilinmesine karşın belki de daha çoğunun bilinmediği ya da fosilinin bulunamadığı ya da olmadığı fikri de azım- sanmamalıdır.
Yukarıda sözü edilen evrim hızı yavaş formlara karşı evrim hızı yüksek olan lurmların daha fazla sayıda olmaları beklenir. Bunlar günümüzde de söylendiği gibi hızlı yaşadı, çabuk öldü düşüncesine uyabilecekleri gibi belki de uzun yıllar dünyamızda konuk olarak kalabilmişlerdir.
Sistematik
-
Sivrisineklerin Sınıflandırılması
-
Türleşme nedir ? Doğal türleşme şekilleri nelerdir ?
-
Bloom Taksonomisi Nedir?
-
FİLOGENETİK SİSTEMATİK
-
FİLOGENİ
-
Taksonominin Tanımı
-
TAKSONOMİNİN ÖYKÜSÜ
-
Metazoa’ nın Yapı Planı ve Ortaya Çıkışı
-
Hayvanların Organizma Alemindeki Yeri
-
Evrimin Ana Hatları
-
Filogenez ve Sistem
-
Homoloji kavramı nedir
-
Sistematiğin Yöntemleri
-
Yüksek Kategoriler - Regnum - Diviso - Ordo
-
Sistematikte Tür Kategorisi