Genetik Çalışmalar ve Etik Kurallar
Teknoloji iki taraflı keskin bir kılıç gibidir. Dolayısıyla sorumlulukla ele alınması gerekir.
Genetik mühendisliği, canlıların kalıtsal özelliklerinin değiştirilerek, onlara yeni işlevler kazandırılmasına yönelik araştırmalar yapan bir bilim alanıdır. Bu uygulamalarla uğraşan bilim insanlarına "genetik mühendisi" denir. Genetik mühendisleri, genlerin yalıtılması, çoğaltılması, farklı canlıların genlerinin birleştirilmesi ya da genlerin bir canlıdan başka bir canlıya aktarılması gibi çalışmalarla uğraşır.
DNA moleküllerini keserek benzer veya farklı organizmalardan gelen parçaları birleştirerek rekombinant DNA'nın yaratılmasını içerir. Bu makale, bu gibi durumlarda izlenmesi gereken bazı genetik mühendislik etiği hakkında bilgiler içermektedir.
Genetiğin Tarihsel Gelişimine Bakaçak Olursak;
• 1955 46 İnsan kromozomu
• 1956 DNA polimeraz bulundu (Arthur Kornberg)
• 1958 DNA‟nın semikonservatif replikasyonu
• 1959 Kromozom anomalileri tanımlandı
• 1961 m-RNA bilgiyi taşıyor• 1966 Genetik kod
• 1968 İlk restriksiyon anemi• 1972 İlk rekombinant DNA molekülü
• 1977 DNA dizilenmesi yöntemleri (Sanger ve Maxam-Gilbert)
• 1976 İlk gen mühendisliği şirketi
• 1977 İntronların keşfi• 1978 β-globin gen yapısı
• Rekombinant DNA ile somatostatin üretimi
• 1981-82 İlk transgenik fare• Gen bankası dataları oluşturuldu.
• 1983 İlk genetik hastalık haritalandı (Huntington hastalığı)
• 1985 Polimeraz zincir reaksiyonu (Saiki, Mullis)
•1986 Pozisyonel klonlama
• 1987 YAC‟ların keşfi
• 1989 Yeni genetik marker olarak mikrosatalitler
• 1990 İnsan genom projesi başladı.
• ELSI oluşturuldu, Etik, Legal, Sosyal program
• 1991 Gen fragmanlar expressed sequence tag (EST)• Kistik fibroz geninin klonlanması
• 1992 İnsan genomunun 2‟nci nesil haritası
• 1994 İlk genetik olarak değiştirilmiş besin domates
• 1994 İnsan genomunun fiziksel haritasının yapılması.
• Microbial genome project
• 1995 İş yerlerinde genetik ayrımcılığın yasaklanması
• 1996 Fare genetik haritası
• 1997 E.coli genomu dizilendi
• Mycobacterium tuberculosis dizilendi
• Single nucleotide polymorphism
• 1999 22.kromozom dizilenmesi tamamlandı
• 2000 Genomik bilgiye serbest ulaşım (Clinton, Blair)
• Dizi sonuçları açıklandı
• 2003 İnsan ve fare çalışmaları bitirildi.
Genetik çalışmalar hastalıkların tanısında ve tedavisine, yeni besin kaynaklarının oluşturulmasında, nesli tükenmekte olan canlı veya hayvanların üretilmesinden çok daha fazla bir yelpazeye hizmet veren bir potansiyele sahiptir. Özellikle tıp, tarım - hayvancılık, gıda, kimya, enerji ve çevre endüstrisi gen teknolojisinden yoğun şekilde yararlanmaktadır. Ancak genetik manipülasyonlarla birlikte bir takım soru ve sorunlar da beraberinde tartışılmaya başlanmıştır. Bu bağlamda, yeni bilimsel ve teknik ilerlemelerin insanlığın yararına olacağına dair yaygın olan değer yargısının yerini, günümüzde insanları tedirgin edici ve şüpheci yaklaşımlara sürükleyen düşünceler yer almaktadır.
Gen Teknolojisinin İnsanlığa Sağladığı Katkılar Nelerdir ?
Gen teknolojisinin tıp alanındaki uygulamaları öncelikle genetik tanı ile başlamıştır. Gen probları geliştirilerek DNA düzeyinde çalışılan ilk gen hemoglobin genidir. Bunu takiben talasemi, faktör IX eksikliği (hemofili B), faktör VIII eksikliği (hemofili A) ve antitrombin II eksikliğinin rutin genetik antenatal tanısı için problar geliştirilmiştir.
Gen teknolojisi ile kalıtsal fetal hastalıkların tanısında da yeni boyutlar açılmıştır. Gen dizilerinde genetik hastalıklara neden olan mutasyonlar, günümüzde erişilen bilgi birikimi sayesinde prenatal ve presemptomatik dönemde tespit edilebilmektedir.
Bazı antijenler, antibiyotikler, hormonlar, nöropeptidler ve aşıların üretimi bakterilerde klonlama yöntemi ile yapılmaktadır. İnsan genlerinin hepsi bakterilerde aynı etkinlikte klonlanamadığından, önce farelerle başlayan gen transferi çalışmaları, koyun ve sığır gibi daha büyük hayvanlarda sürdürülmüştür.
• Antibiyotikler, hormonlar gibi kimyasal maddelerin üretiminde kullanılmak üzere bazı bitkilerin genetik yapısı değiştirilmektedir.
• Alkolizm, madde bağımlılığı, suça yatkınlık gibi sorunların, insanın genetik yapısının değiştirilmesi ortadan kaldırılmaya çalışılması.
• DNA parmak izinin çıkartılmasını ve kullanılmasını sağlamak.
• Genetik kopyalama (klonlama) yapılmasını sağlamak.
• Gen tedavisi uygulamasının yapılmasını sağlamak.
• Endüstri ve tarımda, bitki ve hayvan ıslahının (iyileştirilmesinin) sağlanması.
• Yapay döllenme yapılması.
• Vücut dışında döllenme (tüp bebek) yapılması.
• İnsan zekâsının geliştirilmesi ve daha zeki nesillerin yetiştirilmesi.
• Yeni ekolojik enerji kaynaklarının elde edilmesi.
• Çevre kirliliğine yol açan maddelerin belirlenmesi ve yok edilmesi (ekoloji ile ilgili).
• Kimyasal ve biyolojik silahlar ve savaşlara karşı konulması.
• Canlı vücudu için gerekli olan protein, vitamin ve hormonların ucuz, kolay ve fazla miktarda üretilmesi.
• İnsanın genetik şifresinin çözümlenmesi.
• Birçok ülke seralarda tozlaşma görevini bombus adı verilen arılara yaptırıyor. Bombus özellikle sebzecilikte yüksek verim elde etmek amacıyla hormon kullanan üreticilere bir çıkış, hatta kurtarıcı oldu. Arının taşıdığı çiçek tozları etrafa yayılarak, seradaki domates ve çiçeklerdeki verimi artırdı.
• Birçok tıbbî bitki ve hayvanın üretimi, antibiyotik, aşı, interferon, çeşitli pestisitlerin üretimleri, insandaki zararlı genlerin ayıklanması işi gibi alanlarda gen teknolojisinden yararlanılmaktadır.
• Tıpta uygulanan aşılama yönteminde vücuda virüs verilerek vücudun virüsü tanıması ve ona karşı antikor üretmesi sağlanır. Oysa gen teknolojisinin sağladığı olanaklarla vücuda virüs verilmeden de antikor üretmek mümkün olmuştur. Böylece vücut virüsün yan etkilerinden korunabilmektedir.
• Tıpta; pıhtılaşma bozuklukları, lösemi gibi hastalıkların teşhis ve tedavisinde enzimlerden yararlanılmaktadır. Bu enzimlerin elde edilmesi biyoteknoloji sayesinde olmuştur.
• Biyoteknolojinin katkıları arasında insülini de sayabiliriz. İnsülin insanlarda şeker metabolizmasını düzenleyen bir hormon olup pankreas hücreleri tarafından üretilir, dolaşıma katılır. Eksikliğinde ise şeker (diyabet) hastalığı ortaya çıkar. Bugün bakteri DNA’sı yardımıyla insülin hormonu bol miktarda ve ucuza üretilebilmektedir.
• Yine, cücelik tedavisinde kullanılan insan büyüme hormonu da bu yolla üretilmektedir. Büyüme hormonu, eskiden sadece kadavraların hipofiz bezinden çok büyük zorluk ve masraflarla elde ediliyordu artık biyoteknolojik yöntemlerle çok miktarda ve ucuza elde edilebilmektedir.
Biyoteknolojiye dayalı uygulamalar, insanoğluna biyolojik savaşta yararlanabileceği organizmaları elde etme olanağı sağlamıştır. Gittikçe önem kazanan “biyolojik savaş” konusunda yapılan çalışmalar ülkemizde yeterli düzeyde değildir. Oysa biyolojik savaşta kullanılabilecek bir çok organizma yurdumuzda bulunabilmektedir. Ancak biyolojik savaşta yok edilmeye çalışılan zararlı canlılarla, bunları yok etmek için kullanılan canlıların biyolojik yapılarının iyi bilinmemesi, ülkemizdeki bazı çalışmaların da başarısızlığına neden olmaktadır. Oysa, tarımda biyolojik savaş daha ucuz ve kolay olacak, çevre kirliliği de önemli ölçüde azalacaktır. Bu amaçla bazı bakteri türleri kullanılarak böceklere karşı dirençli domates, tütün, pamuk gibi bitkiler elde edilmektedir.
•Transgenik hayvan üretimindeki zorluklar ve verimliliğin devamlılığının sağlanamaması bilim adamlarını başka arayışlara yöneltmiştir. Bu çerçevede klonlama yöntemleri geliştirilmiş ve 1996’da Wilmuth ve arkadaşları tarafından ilk klon hayvan Dolly üretilmiştir. Klonlama çalışmalarına başlanılmasının sebebi, et veya süt kalitesi yüksek zirai hayvanların kopyalanarak çoğaltılması yanında; ilaç fabrikalarına dönüştürülmüş hayvanların çoğaltılabilmesidir.
• Alg, bakteri, maya küfleri büyük miktarda üretilmesinden ve bu canlı hücrelerin kurutulması sonucu oluşan biyolojik kütleye tek hücre proteini denilmektedir. Ayrıca aroma kaynağı, vitamin kaynağı ve emülgatör destekleyicisi olarak da kullanılır. Tek hücre proteininin uygulama alanı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Belki de tek hücre proteini gelecekte besin kaynağımızın önemli bir bölümünü oluşturacaktır.
• Dünyada nüfus artışının bugünkü hızıyla devam etmesi durumunda, besin kıtlığının yaşanabileceği, bilim adamlarınca kabul edilmektedir. Buna çözüm olarak bilim adamları tarımda biyoteknolojik uygulamaları önermektedir.
• Avustralyalı araştırmacılar, yonca bitkisini aminoasit sentezine yardımcı olan bir gen aktararak bitkinin protein değerini yükseltme yoluna gitmişlerdir. Böylece yem bitkisi olan yonca, proteince zenginleştirilmiştir.
• Ancak genetik manipülasyonlarla birlikte bir takım soru ve sorunlar da beraberinde tartışılmaya başlanmıştır.
• Bu bağlamda, yeni bilimsel ve teknik ilerlemelerin insanlığın yararına olacağına dair yaygın olan değer yargısının yerini, şimdilerde insanların şüpheci yaklaşımı almıştır.
Gen teknolojisi kapsamında atılan bir diğer adım resmi olarak 1990’da başlatılan “insan genom projesi” (Human Genome Project-HUGO) çerçevesinde insanda bulunan tüm DNA dizisinin harf harf çözümlenmesidir.
Bu projede ilk amaç, günümüzde tedavisi olmayan 3000’den fazla genetik hastalığa yatkınlığı belirlemek, ilgili genlerin yerlerini, yapılarını aydınlatarak tanı ve tedaviyi olanaklı kılmak, gereken genetik düzeltmeleri yapmaktır. Proje ile bazı kanser türleri, hemofili, multiple skleroz, kistik fibrozis gibi birçok hastalığın tanı ve tedavisi ile ilaçların geliştirilmesi mümkün olacaktır. Elde edilecek bilgiler insan sağlığı dışında, biyoarkeoloji, antropoloji, insan göçleri ve evrim süreci ile ilgili verilere ulaşmada, bunları değerlendirmede kullanılacaktır. Ayrıca tarım-hayvancılıkta verimin arttırılması, çeşitli hastalıklara, olumsuz çevre koşullarına dirençli türlerin geliştirilmesi mümkün olabilecektir. HUGO’nun sağladığı olanaklarla mikroorganizmalar daha iyi tanınacağı için hem insanda hastalık yapan özelliklerinin saptanması kolaylaşacak, hem de bu bilgiler endüstride enerji üretiminde, zehirli atıkların azaltılmasında, yenilenebilir kaynakların geliştirilmesinde kullanılacaktır. İnsanların dış görünüşlerindeki farklılıklara karşın DNA yapımızın %99,8’i ortaktır. DNA üzerindeki kişiden kişiye farklılıklar gösteren tüm bölgelerin tanımlanması, adli amaçlı kimliklendirme ve babalık davalarında kullanılabilecektir
Gen Teknolojisi Uygulamalarının Sakıncaları Nelerdir ?
Ekosistemler zarar görebilir; Genetik mühendisliği çalışmaları sonucunda zararlı bir böceğe karşı direnç kazanmış olarak üretilen bir bitkinin polenleri zararlı böceğe karşı direnç oluşturan genleri taşır. Bu genleri taşıyan polenler de yakında büyüyen yabani bitkilere ulaşabilir. Genin bu şekilde yayılımı böceklerin yabani bitkilerle beslenmesini engelleyeceğinden ekosistem içindeki besin ağını bozabilir.
Sosyal açıdan olumsuz etkileri; Çocuklarımızı ve kendimizi değiştirmek kolaylaştıkça, değişiklik geçirmemiş olanları kabul etme hoşgörüsünde de azalma görülebilir. Genetik testler yardımıyla zekâ kusurlarının, şişmanlığın, kısa boyun (ve diğer istenmeyen özelliklerin) önceden bilinmesi durumunda, toplumlar, anne ve babası tarafından kusurlarıyla doğmasına izin verilen çocukları küçük görmeye başlayacaklar.
Sağlık açısından olumsuz etkileri; Bazı hastalık genlerinin başka hastalıklara karşı vücuda direnç sağladığı biliniyor. Örneğin, orak hücre anemisi olarak bilinen bir anemi türü, sıtmaya karşı direnç oluşturuyor. Bu durumda anemiyi yok etmek için genini ortadan kaldırmak, sıtma salgınına yol açar.
Ahlaki açıdan olumsuz etkileri; İnsanlar genlerinin görevlerini öğrendikleri anda başlarına gelen tüm olumsuzlukların suçunu genlerine yükleyecekler. İnsanlarda kadercilik olayı zayıflayacak. (Genler günah keçisi görevini yüklenecek).Ekonomik açıdan olumsuz etkileri; Hayvan ve bitki üretimi geleneksel yapıdan çıkarılıp, Biyoteknoloji şirketlerinin güdümüne girdiğinde bu alanda çalışan PPL gibi şirketler büyük bir tekel oluşturup dünyada ekonomik dengesizliklere yol açabilirler.
Gen Teknolojisi Uygulamalarında Açığa Çıkan Etik Sorunlar
Genetik Ayrımcılık
• Belli toplulukların veya meslek gruplarının, belli genetik testlerden geçirilmesi ve ona göre plânlamaların yapılması ne kadar etik, ne kadar normal bir muamele sayılacak?
• Genetik kaynaklı hastalıkların önceden belirlenebilmesi ile bu hastalıklara yakalanma riskini taşıyan insanların deşifre edilmesinin sigorta şirketleri tarafından sigorta oranlarının yükseltilmesi ve/veya kişilerin işten mahrum bırakılması gibi nedenlerle yeni ayrımcılıklara neden olabileceği belirtilmektedir.
Genetik Yatkınlık
• Hiçbir tedavi imkanının olmadığı hastalıklar için de, genetik test yapılması ve kişinin önceden bu hastalığını bilmesi etik açıdan doğru bir yaklaşım olacak mı?
• Kalıtsal bir hastalığın genini taşıdığı belirlenen bir kişinin bunu önceden bilmesinin, kişinin yaşamını, yakın çevresiyle ilişkilerini nasıl etkileyeceği bilinememektedir. Umutsuz hastalara gen tedavisini kesin tedavi olarak sunan, bundan maddi kazanç sağlayanlar da olabilecektir.
• Kalıtsal hastalıkların genlerden silinmesi ve kopyalama işlemleri sırasında ortaya çıkabilecek genetik bozukluklar kontrolden çıkıp felaketlere neden olabilir.
Prenatal Tanı
• Fetal anomali zemininde gebeliğin sonlandırılması halen etik olarak tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
• Batı ülkelerinde anensefali gibi ölümcül durumlarda veya ciddi fizik ve zeka geriliği riski bulunan durumlarda 24 haftaya kadar gebeliği sonlandırmaya müsaade edilmekle birlikte halen ciddi kelimesi ile neler kastedildiği yasalarda tanımlanmamıştır.
Öjeni
• 1883 yılında Charles Darwin‟in kuzeni Francis Galton insan varlığının ıslahı için öjeni terimini ortaya koymuştur.• İnsanın çiftleşmesi kontrol altına alınabilirse, insanın birçok özelliğine ait kalıtım kontrol edilebilecek ve yapay bir seçilim uygulanabilecek. Pozitif öjeni üstün zeka, entelektüel başarı ve sanatsal yetenek gibi tercih edilen özelliklere sahip ebeveynleri daha geniş aileler oluşturmak Negatif öjeni düşük zeka seviyesi, geri zekalılık, alkolizm ve kanuna karşı gelme gibi tercih edilemeyen özelliklere sahip ebeveynlerin üremesinin kısıtlanması Öjeni OlgusuKalıtım materyalinin değiştirilmesi ile üstün insan yaratmaçalışmaları veya ağır işçi olarak çalıştırılan insan vemaymun arası yaratık üretme çalışmalarının olabileceğiifade edilmektedir.
Klonlama
• Klonlama gen havuzunun daralmasına yol açabilir. Böylelikle toplumlardaki genetik çeşitlilik ortadan kalkacak ve bu toplumların ortama uyum sağlamaları engellenmiş olacaktır.
• Klonlama ile çocuk sahibi olma hakkı sağlanmak isteniyor. Ancak klonlama insan psikolojisine zarar verebilir. Hangi çocuk annesinin veya babasının bir kopyası olarak dünyaya gelmek ister.
• Organ nakli problemi ortadan kaldırılmak istenirken, merkezi sinir sistemi çökertilmiş bilinçsiz klonlar, yani organ tarlaları oluşturulabilir. Yani doku ve organ vericisi olarak bir insan alt sınıfı oluşturulabilir.
Klonlamayı savunanlar hastalıkların tedavisi, organ nakli,tedavi amaçlı klonlama, çocuk sahibi olamayanlara buimkanın verilmesi gibi konularda klonlamanın tüm sorunlarıortadan kaldıracağını ifade etmektedir.Klonlamayı reddedenler klonlama etiğinin oluşturulupyasalarla uyulması zorunlu hale getirilse dahi, bir çokçalışmanın önüne geçilemeyeceğini ve ortaya çıkacakfelaketlerin engellenemeyeceğini ifade etmektedirler. Bunedenle klonlama çalışmalarının kesinlikle yasaklanmasını,uluslararası kurumlar oluşturup, bilimsel çalışmaların sıkıgözetim altında tutulmasını ve büyük yaptırımlar getirilmesigerektiğini savunuyorlar.
Kök hücre tedavisi
• Genetik hastalıkların çözümünde embriyonik kök hücrelerin kullanılmasının etik açıdan ne kadar uygun olduğu?
• Hastalıkların tedavisinde kullanılacak kök hücreler embriyolardan elde edilmektedir ve bir hastanın tedavisi için birçok embriyoya zarar verilecektir.
• Bu teknolojiyi kullanmanın maliyetini kimler ödeyecek? Sadece zenginler ve güçlülerin bu teknolojiden faydalanmaları etik açıdan ne kadar uygun?
• Gen tedavisi pahalı bir tedavi yöntemidir. Bu nedenle toplumun tamamının standart sağlık kalitesinin yükseltilmesi yerine, sadece bir grup insanın bu tedaviden faydalanabilme şansı doğacaktır.
• "Aynen nükleer teknolojiler gibi ya da lazer teknolojisi gibi genetik teknolojisinin de insanlığın zararına kullanılması mümkün olabilir.
Günümüzde kamuoyunun merakla izlediği ve 2003 yılı nisan ayında tamamlanan “Genom Projesi”nin getirdikleri düşünüldüğünde bilim insanlarının yapacakları çalışmalarda yöneleceği tarafı belirlemenin hiç de zor olmadığı ifade edilmektedir.
Tarihin her döneminde insanlığın yararı için ortaya konmuş buluşlar kötü amaçlar için kullanmıştır ve kullanılmaya da devam edecektir. Ancak bu gerekçe ile bilimsel çalışmaların durdurulması veya yasaklanması söz konusu olamaz. Bilimin insanlığın hizmetine sunduğu yenilikler yine bilimsel bir anlayış içinde değerlendirilip, temel etik değerlere uygunluğunun da test edilerek gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu çalışmalar toplum için bir avantaj haline dönüştürülmelidir.
Hukuki Düzenlemeler
• 1997 yılının Kasım ayında BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) düzenlediği konferansta „„Birleşmiş Gen Haritası ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi‟‟ ne göre;
• Madde 2: Genetik yapısı ne olursa olsun herkesin saygı görmeye hakkı vardır.
• Madde 4: Doğal halindeki insan genomunun ticari kar elde etmek için kullanılmaması gerekir.
• Madde 5: Bireye ancak ulusal yasalar çerçevesinde uygulanacak araştırma, tedavi ve teşhis metodunun potansiyel riskleri ve faydaları belirtildikten sonra genetik müdahale yapılabilir.
• Madde 6: Hiç kimse genetik yapısı yüzünden ayrımcılığa tabi tutulamaz. Çünkü bu durumda insan hakları, temel özgürlükler ve insan onuruna zarar verici sonuçlar ortaya çıkabilir.
• Madde 7: Araştırma amacıyla insanlardan alınan genetik veriler, başka amaçla kullanılamaz ve yasalar uyarınca bu bilgilerin gizli tutulması gerekir.
• Madde 8: Genetik müdahale sonucunda vücudunda herhangi bir hasar oluşan kişinin tazminat açma hakkı bulunması gerekmektedir.
• Madde 10: Özellikle biyoloji, genetik ve tıp dalında yürütülen araştırmalarda, insan hakları, temel özgürlükler ve insan onuruna saygı gösterilmelidir.
• Madde 11: Klonlama gibi insan onuruna aykırı üreme metodlarına izin verilmemelidir. Ülke ve uluslararası kuruluşlar gerekli önlemleri almalıdır.
Kişi ve Toplum Sağlığı Uygulamalarında Genetik
• Dünya tıp birliği ilk kez 1964 yılında Helsinki‟de, insan deneklerinin yer aldığı tıbbi araştırmalarda görev alan hekim ve diğer kişilere rehberlik edecek etik ilkeler olarak Helsinki bildirgesini yayınlamıştır.
• Daha sonra 1975- Tokyo, 1983- Venedik, 1989- Hong Kong, 1996- Somer West, 2000- Edinburg, 2002- Washington ve son olarak da 2004- Tokyo‟da yapılan genel kurullar ile sürekli olarak bildirgeyi güncelleştirmiş ve ortaya çıkan gereksinimlere göre gönüllülerin haklarını ve güvenliğini koruma altına alan yeni düzenlemeler getirmiştir.
• Tüm bu bildirgelerin ortak noktası şudur ki “Helsinki Bildirgesi klinik araştırmalara katılan bireylerin özgür iradeleri ile bilgilendirilmiş olur vermesi ve güvenliklerinin en önde tutulması” üzerinde durmaktadır.
• Bu bildirgelerde genetik araştırmaların etik boyutunun temel aldığı noktalar “eşitlik, adalet, dayanışma ve sorumluluk ilkeleri ve insan kalıtsal (genetik) verilerinin toplanmasında, incelenmesinde, kullanım ve saklanmasında temel oluşturacak olan insan onuruna, haklarına ve temel özgürlüklerine saygı ile hem araştırma özgürlüğünün hem gizliliğinin korunması, diğer yandan kalıtsal özellikler nedeni ile her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve yasaklanması” üzerinde durmaktadır.
Genel Prensipler Genetik araştırmalarda dört genel prensip unutulmamalıdır;
1. Katılımın gönüllülük esasına dayandığı: Katılımcılar “tabakalandırılmış olur” basamaklarından hangisini onaylıyor ise, sadece bu aşamada gönüllülük göstermiş kabul edilmelidirler.
2. Herhangi bir zamanda katılımcının araştırmadan Genetik araştırmaların etik yönü ve bir örnek üzerinden bilgilendirilmiş gönüllü olur formu çekilme ve genetik materyalini çekebilme hakkı: Daha önceden onay vermiş bile olsa katılımcılar “olur”larını geri çekebilme hakkına sahiptirler. Bu durumda kendilerinden alınmış olan örnekler araştırma için kullanılamaz.
3. Çalışma bitiminde kişisel DNA örneklerinin ortadan kaldırılabilme hakkı: Alınan genetik örneklerin başka bir çalışmada kullanılması planlanmıyor ise, ne zaman ve ne şekilde ortadan kaldırılacağı katılımcılara açıklanmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki anonim olmuş örnekler için bu durum mümkün değildir.
4. Etik kurul izni: Uluslar arası ilkeler uyarınca, etik kurul onayı olmadan genetik araştırmalar yapılmamalıdır.
Dini Faktörler Ve Genetik
İslam ve Klonlama
• Bitkilerin ve Hayvanların Kopyalanması; kalitenin yükseltilmesi ve üretkenliğin artırılması amaçlı, ekosisteme zarar vermemek, Allah‟ın evrene koyduğu doğal dengeyi ve yapıyı bozmamak ve bu doğal denge içindeki çeşitliliği daraltmamak şartıyla, genellikle bitkilerin ve hayvanların kopyalanmasının caiz olabileceği doğrultusundadır.
• İnsan Kopyalanması; Tedavi sınırlarını aşarak insanın normal üreme dışında kopyalama yoluyla üremesini sağlamaya yönelik girişimlerin bilimsel, hukukî, ahlâkî, psikolojik, sosyolojik ve dini birçok riski beraberinde getirebilecek nitelikte olduğu, bu sebeple ne getirip ne götüreceği iyice ölçülüp tartılmadan bu tür girişimlere kapı açılmaması gerektiği ifade edilmektedir.
Hıristiyanlık ve Klonlama
• İnsan klonlama teknolojisi ile ilgili resmi Roma Katolik öğretisi; “yapay yollardan insan üretilmesi, sadece doğaya değil aynı zamanda insanın kutsallığına, geleneksel aile yapısına ve evlilik birliğine de zarar verir.” şeklindedir.
• Diğer Hıristiyan gruplarda farklı argümanlara dayanarak aynı sonuca varmaktadır.
• Hıristiyan ahlakı her türlü insan klonlanmasına karşıdır.
Yahudilik ve Klonlama
• Geleneksel Yahudi bakı açısı, insan hayatını ve ona verilen saygınlığı koruma adına, insan sağlığının iyileştirilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır.
• Dolayısıyla klonlama teknolojindeki gelişmeler, eğer bizi insan sağlığını koruma ve iyileştirmek için imkanlar sunuyorsa, karı olunacak değil desteklenecek bir konudur. Ancak iyileştirme amaçlı klonlama ile yeniden yaratma amaçlı klonlama arasındaki büyük farklılığı gözden kaçırmamak gerekir.
• Yahudi düşünürler sadece insanın itibar ve şerefinin korunması için klonlamanın yasaklanmasının doru olmadığını savunmaktadırlar.
Sonuç
Bu alandaki en büyük etik mesele, genetik materyalin dışındaki canlıları yaratma endişesiyle ilgilidir. Canlı yaratıklar yaratmak için insan klonlaması ya da hayvan ve insan genlerini birleştirerek farklı türde bir canlı ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Canlı organizmaların yaratılması ve onların köle olarak kullanılması gibi çeşitli etik olmayan şeyler olabilir. Bu nedenle, bu teknolojik gelişmeleri kimin kullanabileceği konusunda dikkatli olunması ve önlenmesi gereken etik olmayan tehditler sözkonusudur.
Bir yandan hastalıkların ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi sözkonusu iken diğer yandan bu teknolojinin yanlış kullanım imkânlarıda odukça fazladır.
Teknolojiyi kullanmaının avantaj ve dezavantajları tabikide olacaktır. Bununla birlikte, muhtemel yanlış kullanımlar nedeniyle yararlı bir teknolojiyesırtınızı dönemezsiniz. Bu konudaki gelişmelere hayır demek, e-posta hesabınızın saldırıya uğrayabileceğinden korktuğunuz için İnternette oturum açmaktan vazgeçmek gibi bir şey olur.
Tarihin her döneminde insanlığın yararı için ortaya konmuş buluşlar kötü amaçlar için kullanmıştır ve kullanılmaya da devam edecektir. Ancak bu gerekçe ile bilimsel çalışmaların durdurulması veya yasaklanması söz konusu olamaz. Bilimin insanlığın hizmetine sunduğu yenilikler yine bilimsel bir anlayış içinde değerlendirilip, temel etik değerlere uygunluğunun da test edilerek gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu çalışmalar toplum için bir avantaj haline dönüştürülmelidir.
En basit çözüm, teknolojiyi çok dikkatli ve insanlığa faydalı yönünde kullanmaktır.
Kaynaklar;
- "Türkiye Klinikleri Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi Dergisi" 14.cilt, 1.sayısı
- Genetik Çalışmalarda Etik - Esma ÖZSOY sunumu
- http://www.turkiyeklinikleri.com/
- https://biologywise.com/genetic-engineering-ethics
Genetik Haberleri
-
Araştırmacılar kediler, yunuslar, kuşlar ve düzinelerce başka hayvanın genom haritasını çıkarıyor
-
Kolombiya'da nadir görülen bir kuş türünde "gynandromorphy" gözlemlendi
-
Kurumaya dayanıklı bitkiler için genom veritabanı yayınlandı
-
En son DNA barkodlama teknolojisiyle İsrail'in tatlı su balık türleri listesinin yeniden gözden geçirilmesi
-
İnsanların Daha Önce Bilinmeyen Bir Dokunma Duyusu Keşfedildi
-
Bilim İnsanları Tüm İnsan Genomunun Dizilimini Çıkardı. Ancak Henüz Bitmedi
-
İlk Defa Tazmanya Kaplanından RNA Elde Edildi
-
Neandertal DNA’nız, Sizi Acıya Karşı Daha Hassas Yapıyor Olabilir
-
Epigenetik ve Epigenetik Mekanizmalar
-
İlk taslaktan 20 yıl sonra insan Y kromozomu tamamen dizilendi.
-
Kim Bu Kimerizm? Tek Bedende İki Kişi
-
Gen terapi, genetik materyalin yeniden düzenlenmesi
-
mRNA Aşıları: Genetik İnovasyonunun Yeni Yüzü ve Sağlıkta Devrimi
-
Genetik Dizilimi Yapılan En Eski Modern İnsanın Yüzünü Görün
-
Neandertal ve Denisovalı Genleri Farelere Aktarıldı