Henle Kulpu
Henle kulpu inen ayakta proksimal tübülün düz kısmı, inen ve çıkan ayaklarda ince bölüm ve çıkan ayakta distal tübülün düz kısmından meydana gelmiştir. İnen ve çıkan ayaklar birbirlerine çok yakın olmak üzere böbrek içerisinde radyal düzenlenmişlerdir. İnsanlarda Henle kulpunda bazı farklılıklar görülmektedir. Juxtamedullar nefronların Henle kulpları uzun olup medullar papillanın apeksine kadar uzanabilir. Subkapsüler nefronların Henle kulpları daha kısadır ve kıvrımı, kalın çıkan kısım ile çok kısa olan inen ince kısımdan oluşmuştur. Bu kulplar yalnızca medullanın dış kısmına kadar uzanır. Bu şekilde düzenlenme medullar hatların oluşmasına sebep olur.
Proksimal tübülün düz kısmından Henle kulpunun inen ince kısmına geçiş birkaç hücreyi içerecek şekilde oldukça keskindir. Epitel alçak prizmatikten yassıya dönüşür, ince kısmın dış çapı 60 mikrondan 12-15 mikrona kadar değişiklik gösterir. İnce kısmın yassı epiteli sadece 1-2 mikron yüksekliktedir, dolayısıyla lümen çapı oldukça geniştir. Yassı hücrelerin çekirdekleri lümene doğru çıkıntı yapar ve ince kısmın enine kesitinde yalnızca 3-5 çekirdek görülür. Bu hücreler kapiller hücrelerini andırırlar, fakat çekirdekleri daha çok çıkıntı yapar ve endotel hücrelerindekine oranla birbirlerine daha yakındırlar. Sitoplazmaları, proksimal tübül hücrelerine oranla daha az bazofiliktir.
Elektron mikroskopide hücrelerin yalnızca birkaç kısa apikal mikrovillusa, ender olarak tek silyuma, küçük plazma membran katlantılarına ve bir kaç organele sahip oldukları izlenir. Karakteristik bir şekilde komşu hücre lateral uzantıları birbirleri ile çok sayıda kenetlenmeler gösterir (bazalden lümene doğru uzanır). İnce segmentte dört tip epitel hücresi vardır. Tip I hücreler basit yassı epitelden oluşmuştur. Kısa Henle kulplarında inen ince kısımlarında bulunur. Komşu hücreler arasında çok az veya hiç sitoplazmik katlantı bulunmaz. Hücreler arasında apikale yakın kısımlarda nisbeten yaygın zonula okludens tipi bağlantılar vardır. Tip II hücrelerde epitel biraz daha yüksektir. Uzun Henle kulplarının inen kollarında bulunur. Genellikle apikal mikrovilluslar daha fazladır fakat zonula okludensler fazla yaygın değildir. Karakteristik olarak tip II epitel hücreleri arasında çok yaygın girinti çıkıntılar vardır. Dolayısı ile ince kısmın enine kesitinde, lümen etrafında 20 veya daha fazla hücre kısımları izlenir, fakat bunların çok azı çekirdeğe sahiptir. Tip III hücreleri inen ince segmentte, medullanın iç kısımlarında bulunan daha ince hücrelerdir, tip II hücrelerine göre daha basit bir yapıya ve daha az apikal mikrovillusa sahiptir, lateral girinti çıkıntılar bulunmaz. Tip IV hücreler, uzun Henle kulplarının çıkan ince kollarının tümünde görülen mikrovillus içermeyen, bir kaç organele sahip yassı hücrelerdir.
Nefronlar arasındaki bu hücresel farklılığın önemi tam olarak bilinmemektedir. İnce segment ürini yoğunlaştırır, Henle kulpu esas olarak kan plazmasına göre daha hipertonik ürin içerir. Henle kulpunun çıkan kalın kısmında, hücre adezyonu ve sinyal geçişini düzenleyen, kalsiyum oksalat kristallerinin oluşumunu ve idrar yolu enfeksiyonlarını önleyen üromodulin (Tom-Horsfall proteini) üretilir. İnflamatuar böbrek hastalarının idrarlarında uromodulin çökeltileri tespit edilebilir.
Distal tübülde ince kısımdan, çıkan kalın kısma (distal tübülün düz kısım) olan geçiş oldukça keskindir. Hücre boyları uzayarak yassıdan, kübiğe dönüşür. Bu geçiş bölgesi uzun nefronlarda medullanın ve dış hatlarının birleşim bölgeleri arasında olmamaktadır. Kısa nefronlarda epitel değişikliği inen kısımda meydana gelir. Kalın segment (distal tübülün düz kısmı) yukarıya doğru kıvrılır. Distal tübül proksimal tübülden daha kısa ve daha incedir. Distal tübül üç bölgeden oluşur.
1- Düz kısım (pars recta): Henle kulpunun çıkan kalın kısmını oluşturur.
2- Makula densa (pars maculata).
3- Kıvrıntılı kısım (pars convulata).
Distal tübülün düz ve kıvrıntılı kısımları kübik epitelle döşeli olup, epitel hücreleri fırçamsı kenara sahip değildirler ve lümenleri proksimal tübüle göre daha geniştir. Çekirdekler hücrenin apikaline yakındırlar ve lümene doğru çıkıntı yaparlar. Epitel hücreleri düzensiz şekillidirler ve yaygın bazal katlantılara sahiptirler. Bu bazal katlantıların uzunluğu boyunca, belirgin kristalara sahip, uzun mitokondriyonlar yerleşmiştir. Aynı zamanda komşu hücrelerin apikallerine yakın kısımlarında, lateral yüzeylerde bağlantı kompleksleri içeren sitoplazmik katlantılar gözlenir. Bunlar çok fazla derin değildirler ve hücreler arasından bazı maddeler ile suyun geçişine izin verirler.
Distal tübülün düz kısmı medulladan kortekse geçer ve köken aldığı renal cisimciğin afferent ve efferent arteriolleri arasına kadar uzanarak bu bölgede makula densa’yı (dens nokta) oluşturur. Bu noktaya ulaşıldığında Henle kulpu tamamlanmış olmaktadır.
Histoloji
-
Endosülfan ve okratoksin-A’nın birlikte sıçanlarda toksisitesi: histopatolojik değişiklikleri
-
Histoloji Pdf Ders Notları
-
DEKALSİFİYE EDİLMEMİŞ KESİTLERİN HAZIRLANIŞI
-
DEKALSİFİKASYONU TEST ETMEK
-
KELATLAMA AJANLARI
-
ELEKTROLİTİK DEKALSİFİKASYON
-
ASİT DEKALSİFİKASYON SIVILARI
-
Histopatoloji nedir ?
-
KEMİK DOKUSU VE DEKALSİFİKASYON
-
MSS’DE DEJENERE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
MARKSCHE’DEN BOYASI (Spielmayer, Benda)
-
MSS‘DE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
KARIŞIK OLAN TEKNİK
-
BİELSCHOWSKY TEKNİĞİ
-
GÜMÜŞ ÇÖKTÜRME YÖNTEMLERİ