HÜCRELERARASI BAĞLANTILAR
Epitel hücreleri birbirlerine sıkıca yapışmıştır, ayırmak için oldukça büyük bir mekanik güç gerekir. Hücrelerarası yapışma özelliği, çekme kuvvetine ve basınca maruz kalan epitelyal dokularda (deri) belirgindir. Yapışma; kısmen plazma membranının membran proteinlerinden olan glikoproteinlerin bağlayıcı özelliğinden (cell adhesion molecules) ve az miktardaki hücrelerarası proteoglikanlarla sağlanır. Bazı glikoproteinler, ortamda Ca++ bulunmadığında yapışkanlıklarını yitirirler.
Epitel hücrelerinin mekanik etkenlerle dağılıp ayrılmaları basınç ve çekmelere karşı dirençli olmalarını sağlayan 2 faktör vardır.
1. Hücre yapışma molekülleri
2. Bağlantı kompleksleri
Bağlantı Kompleksleri:
• Hücreler arası bağlantılar hücreleri bir arada tutup yapıştırarak aralarından sıvıların ve çeşitli maddelerin geçişini engeller. Böylece mekanik bir engel oluşturur.
• Epitel hücrelerindeki çeşitli tipte hücreler arası bağlantılar hücrenin yan yüzünde yukarıdan aşağıya
belirli bir sıra içinde yer alırlar.
• Hücreler arasında genellikle 150-200 Ao genişliğinde bir aralık vardır. Bağlantı komplekslerinden birinin oluşması ile bu aralık daralır yada tamamen ortadan kalkar. Üç tip mekanik bağlantı kompleksi vardır.
Bu yapışmaya ek olarak, epitel hücrelerinin lateral membranları arasında bağlantı yapıları vardır. Bu bağlantılar yalnızca yapışma bölgeleri olarak görev yapmakla kalmaz, aynı zamanda hücrelerarası aralıktan (paraselüler) materyal akışını önler ve komşu hücreler arasındaki iletişim mekanizmasını oluşturur. Bağlantılar, hücrenin tepesinden tabanına doğru belirli bir düzen içinde bulunurlar.
Zonula okludens (sıkı bağlantı):
Kutuplaşma gösteren örtü ve salgı epiteli hücrelerinin yan yüzlerinin, üst yüzeye yakın en üst bölümlerinde bulunur. Zonula okludenslerde karşılıklı gelen ünit zarların dış yaprakları birbirine bir çok noktadan kaynaşmıştır. Bu kaynaşma ile normal hücreler arası aralık bütünüyle ortadan kalkmıştır.
En üstte, komşu hücrelerin unıt membranlarının dış yapraklarının kaynaşması ile oluşur ve 5 tabakalı bir görünüm oluşur. Fonksiyonu epitel hücreleri arasında (paraselüler yol ) apikalden bazale ya da bazalden apikale madde geçişini engelleyecek şekilde oldukca sıkı bir tutunma meydana getirmektir.
*Sıvı alışverişinin çok olduğu proksimal tübülde 1 veya yok
*İdrar geçişinin engellendiği mesane epitelinde ise çok sayıdadır.
Zonula adherens (Ara bağlantı ):
• Sıkı bağlantı (zonula okludens)'ların altında yer alırlar. Hücreleri kuşaklar şeklinde sararak birbirine yapıştırırlar.
• Bu tür bağlantıda ünit zarların dış katları birbiriyle kaynaşmaz. Daralan hücreler arası aralık mukopolisakkarit materyali ile dolarak yoğunca görünür. Hücreler arası yapışmayı sağlayan en önemli faktörlerden birisi budur. Karşılıklı gelen hücre zarlarının iç yüzeyleri kalınlaşır. Bu bölüme komşu karşılıklı sitoplazmalar içinde ince filamanlar gözlenebilir.
Bu bağlantı hücreyi çepeçevre sarar ve bu yapının komşu hücreleri birbirlerine bağladığı düşünülmektedir. Bu bağlantıda, aktin içeren çok sayıda mikrofilamanın, bağlantı bölgesi membranlarının sitoplazmik yüzeyinde bulunan yoğun plakların içine girer. Plaklar miyozin, tropomiyozin, a - aktinin ve vinkülin içerirler. Mikrofilamanlar, apikal sitoplazmada bulunan çeşitli tip filamanlardan oluşan terminal ağ’ dan uzanmaktadır. Terminal ağ, sitoplazmik organallerin bulunmadığı bu bölgede hücrenin tepesine belirli bir direnç sağlar. Zonula okludens ve zonula adherens terminal bar olarak bilinen yapıyı oluşturur. İnce barsakta, ışık mikroskobu ile eozinofilik bir bant olarak izlenir.
Gap junction (Nexus) Oluklu Bağlantı :
Bu bağlantı biriminin bulunduğu hücreler arası bölgede karşılıklı hücre zarları arasındaki aralık 20 Ao'a iner. Zarların dış yaprakları hiç bir noktada kaynaşmaz. İleri teknikler kullanılarak yapılan çalışmalarda konnekzon denilen protein silindirlerinin karşılıklı gelen hücre zarları arasında dik uzanıp hücrelerin sitoplazmalarını birbirlerine açan mikrokanalcıklar sistemi oluşturdukları gözlenmiştir.
• Bir hücrenin diğeriyle madde alış-verişini sağlarlar
• Hücrelerde yaygın olarak bulunan ve haberci sistemi oluşturan bazı hormonlar, siklik AMP, GMP ve iyonlar bir dokuyu oluşturan hücrelerde birinden diğerine bu oluklu bağlantı yapılarını kullanarak geçer ve hücrelerin koordineli bir düzen içinde çalışmalarını sağlarlar. Bunun en tipik örneği kalp kası hücrelerindeki düzenli kasılma ve gevşeme hareketidir.
Epitel hücrelerinin çoğunda lateral membranlar boyunca hemen her yerde ancak az sayıda bulunabilir. Embriyogenez sırasında çok sayıdadır. Olasılıkla gelişen hücrelerin düzenlenmesinden sorumludur. Komşu hücre membranları arasında 2 nm’lik bir dar aralık vardır.
Gap junction proteinleri, merkezlerinde yaklaşık 1.5 nm çapında hidrofilik bir delik içeren altıgenler yapar. Bu birim konnekson olarak tanımlanır. Komşu hücre membranlarındaki konneksonlar, 2 hücre arasında hidrofilik kanal oluşturacak şekilde aynı düzeyde yer alırlar. Molekül ağırlığı 1500’ün altındaki moleküller bu kanallardan geçebilir. Bazı hormonlar, cAMP, GMP ve iyonlar gibi bilgi iletici maddeler bilgiyi dokudaki hücreler boyunca yayar, hücrelerin bağımsız üniteler şeklinde değil de, birlikte hareket etmelerini sağlar. Kalp kasındaki gap junctionlar, kalbin düzenli olarak atmasından sorumludurlar.
Desmozom (Maküla adherens):
Disk şeklinde kompleks bir yapıdır, komşu hücrenin yüzeyinde buna özdeş bir yapı ile bağlantı kurar. Bu bağlantıda aralık, normal aralık olan 20 nm’ den daha geniştir ( 30 nm). Hücrelerarası alan da çizgi halinde yoğun materyele sahiptir. Her iki komşu hücrenin iç tarafında tutunma plağı olarak isimlendirilen ve en az 12 proteinden oluşan bir yapı bulunur. Sitokeratin türlerinin ara filaman grupları, tutunma plağı içine girer ya da keskin dönüşlerle kıvrılarak sitoplazmaya geri dönerler. Lateral membranlarda yamalar halinde dağılmıştır. Epidermiste yalnızca bu tip bağlantı bulunur. Bazen daha basit tipleri de bulunur.
Epitel hücrelerinin bağ dokusuna oturdukları alt yüzeylerinde yarım desmozomlar (hemidesmozom) yer alabilir.
Hemidesmozom:
Epitelyal hücrelerinin bazal laminaya temas ettiği yüzeyde bulunur. Epitel hücre plazmalemması üzerinde yarı desmozom şeklini alırlar. Epitel hücrelerinin alttaki bazal laminaya tutunmasını sağlar.
Hemidesmozomun Dezmozomdan farkı nelerdir?
. Diğer bir hücrenin komşu dezmozomuyla değil de ekstrasellüler matriks ile etkileşim içindedir.
. Dezmozomun aksine tonoflamanlar sitoplazma içine geriye kıvrılma yerine genellikle hücreiçi desmoplakin plak içinde sonlanırlar.
Histoloji
-
Endosülfan ve okratoksin-A’nın birlikte sıçanlarda toksisitesi: histopatolojik değişiklikleri
-
Histoloji Pdf Ders Notları
-
DEKALSİFİYE EDİLMEMİŞ KESİTLERİN HAZIRLANIŞI
-
DEKALSİFİKASYONU TEST ETMEK
-
KELATLAMA AJANLARI
-
ELEKTROLİTİK DEKALSİFİKASYON
-
ASİT DEKALSİFİKASYON SIVILARI
-
Histopatoloji nedir ?
-
KEMİK DOKUSU VE DEKALSİFİKASYON
-
MSS’DE DEJENERE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
MARKSCHE’DEN BOYASI (Spielmayer, Benda)
-
MSS‘DE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
KARIŞIK OLAN TEKNİK
-
BİELSCHOWSKY TEKNİĞİ
-
GÜMÜŞ ÇÖKTÜRME YÖNTEMLERİ