Kanser Çalışmaları
Kanser Çalışmaları İlaçları ve Hastaları Birbirlerine Daha Sıkı Bağlayıp Ayrılmaz Bir Çift Haline Getiriyor
Yaygın akciğer kanserinin yapılan ilk büyük ve kapsamlı genetik çalışmasında bu kanserler içinde anılan tümörlerden hemen yarısının mutasyonları olduğu ve bu kanser türlerinin halen üretimde olan ya da kolaylıkla geliştirilebilecek bazı yeni ilaçlarla tedavi edilebileceği belirlendi.
Bu kansere (skuamöz hücreli) maruz kalan onbinlerce Amerikan vatandaşı için elde edilen sonuçlar ümit veriyor. Zira araştırmacıların söylemlerine bakıldığında, her bir hasta için “terzi işi” olarak hazırlanabilecek ve o kanser tipine özgü ilaçlarla yapılabilecek tedaviler artık mümkün.
Boston Dana Farber Kanser Enstitüsü Uzmanlarından Dr. Matthew Meyerson; “Yaptığımız çalışmalarda bulduklarımız, skuamöz hücreli akciğer kanserine bakışı değiştirebilecek boyutta. İnanıyorum ki bu durum hastalara da ümit veriyor” ifadesini kullandı.
Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından desteklenen Kanser Genom Atlası projesinin bir parçası olan bu çalışmada, kanserdeki genetik anormallikler araştırılmakta.
Bu iş sadece geçtiğimiz birkaç yıl içersinde, DNA sıralamasında gelişen muazzam ilerlemeler sonucu ve araştırmacıların 21,000 genin her birine tek tek bakmalarının yerine, bir hücredeki bütün DNA'yı tarayabilmeleriyle mümkün oldu. Sonuç, kanserin, genetik bir hastalık olarak yeni bir açıdan anlaşılması oldu. Bu durumda kanser artık meme, prostat ya da akciğer dokusunun özel bir hastalığı gibi değil, bunun yerine bir kanser hücresini çoğalmaya yönelten DNA değişiklikleriyle tanımlanmaya başlandı.
Ayrıca kanserin kalıtsal görüntüsüyle uyumlu olarak, skuamöz hücreli kanser çalışmasında, sorumlu tek bir mutasyon saptanması yerine, farklı hastalarda farklı mutasyonlar gözlendi.
Sonuç olarak, ilaçları test etmenin alışılagelmiş yolu olan “kanserin özel bir tipiyle muzdarip olan herkese verilmesi” yöntemi artık bir anlam ifade etmemekte. Bundan dolayı araştırmacılar, skuamöz hücreli kanser için her bir hastada oluşan majör genetik anormalliğe uyum sağlayıp, ona saldırma yetisi olan ve gelecekteki kanser araştırmalarının bir habercisi olacak bir ilaç programını test etmeyi planlamaktalar.
Her yıl yaklaşık 50.000 ABD vatandaşı skuamöz hücreli akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmekte. Bu sayı, bütün ülkede meme kanseri, kolon kanseri veya prostat kanserinden ölen kişilerinkinden daha fazladır. Skuamöz hücreli kanser hastalarının %90’nından fazlası halen sigara içmekte ya da bir dönem sigara içmiş kişilerdir.
Yeni yapılan çalışmada 178 skuamöz hücreli kanser hastasının tümör hücreleri normal hücreleri ile kıyaslandı. Tümörlerin %60’ından daha fazlasında, yeni nesil kanser ilaçlarına karşı özellikle duyarlı olan enzimlerin üretildiği genlerde değişiklik mevcuttur. Bu ilaçlardan birçoğu artık hazır ve birçoğu da başka kanser merkezlerinde test aşamasında.
Yale Kanser Merkezi Doktorlarından Dr. Roy S. Herbst, “ Bu enzimler hücre çoğalması anlamında açma-kapama fonksiyonu görüyorlar. Mutasyon olduğunda, düğme açık pozisyonda sürekli takılı kalıyor. Bir düzine ilaç şirketinde artık bu mutasyonları bloke edebilecek ilaçlar var.” şeklinde konuştu.
Bu çalışmada analiz edilen skuamöz hücreli kanserlerde bu enzimlere ait genlerde sıklıkla mutasyonlar saptanmış olsa da, henüz aşılamayan bir zorluk da, bu gen ve mutasyonların farklı hastalarda farklı farklı olmasıdır. NashvilleVanderbilt-Ingram Kanser merkezinden Dr. William Pao, “Maalesef Kanser Genom Atlas'ından öğrendiğimiz kadarı ile her bireyin kanseri çok çok farklı olabilmekte, bu da bizleri bu alanda, “kişiselleştirilmiş” tıbba doğru yöneltiyor.” diye konuştu.
Dr. Meyerson çalışmanın aynı zamanda, önceden herhangi bir kanserde görülmemiş olan gerçek bir sürprizi de bulduğunu belirtti. Tümörlerin %3'ünde, bunların bağışıklık sisteminden korunmalarına olanak veren gen mutasyonları saptanmakta. Oysa, yakın zamanda denenen bir ilacın tesadüfen bağışıklık sistemini provoke ettiği anlaşılınca, daha önceden anti-mutant tedaviye cevap vermeyen bu grup için de bir ümit ışığı böylece doğmuş oldu.
Şimdi bu yeni durumda iş, bulguları klinik uygulamaya koymaya kaldı. Dana Farber Kanser Araştırmacı Grubu’ndan Dr. Bruce Evan Johnson şu bilgileri verdi: “İlk olarak, araştırmacılar, söz konusu mutasyonların gerçekte, tümörlerin büyümesi için elzem olup olmadığını bulmak zorundalar. Bunun için atılması gereken birkaç adım var: normal hücrelere eklenen mutant genin bunları kanserli hücreye döndürdüğünü göstermek, bu deneyi fareler üzerinde gerçekleştirip skuamöz hücreli akciğer kanseri geliştiğini göstermek ve son olarak, laboratuvarda çoğaltılmış hücrelerde bu genin işlevi durdurulduğunda -örneğin bir ilaçla-, hücrelerin öldüğünü göstermek.”
Sonra sıra hastalardaki ilaç testlerine gelecektir. Ama sadece hastaların küçük bir yüzdesinde mutasyonların her birinin mevcut olması bir sorundur. Genellikle birkaç tıbbi merkez, “skuamöz hücreli kanser” gibi kanserin özel bir tipiyle tanı alan hastaları kaydetmektedir. Ama eğer bunun yerine, skuamöz hücreli kanser hastaları gen mutasyonlarına göre alt bölümlere ayrılırsa, tek bir kurum ve hatta birkaç kurumda bile hasta sayısı ilaç testi için çok az olacaktır.
Bundan dolayı plan, daha geniş bir kurum ağı ile çalışmaktır. Büyük tıbbi merkezler, bir konsorsiyumu oluşturmak niyetinde. Burada her merkez, özel bir mutasyona ve bu mutasyona yönelik ilaca dair çalışmaları yürütebilecektir. Böylelikle, her ne kadar skuamöz hücreli kanser hastalarının sadece küçük bir yüzdesinde bu mutasyon saptansa bile, kayıtlar sayesinde tüm ülkedeki bu tarz hastalar hedeflenen ilaca dair klinik çalışmaya dahil olabileceklerdir. Hastanın birincil hekimi ilacı verebilecek, çalışmayı yürüten tıp merkezi ise ortaya çıkan verileri, ilacı imal eden firma ile partnerlik ilişkisi çerçevesinde analiz edebilecektir.
Bu tür bir sistem, akciğer kanserinin başka bir yaygın tipi olan adenokarsinom için işlemiştir. Günümüzde artık klinik çalışmaların, sadece kanserin menşe aldığı organ bazında gruplandığı hastalarla yürütüldüğü günler geride kalmakta. Modern tıp, artık genetik anormalliklerin peşinden giderek ciddi aşamalar kaydetmekte.
http://www.medical-tribune.com.tr/node/3835
Biyolojik Gelişmeler
-
Arkeologlar Korunmuş İnsan Beyinleri Bulmaya Devam Ediyor
-
Yapay Zeka istilacı Asya eşekarılarını tespit etmeye yardımcı oluyor.
-
Avustralya fosili, fotosentezin en az 1,75 milyar yıl önce evrimleştiğini öne sürüyor
-
Böcek kanatlarının solungaçlardan evrimleştiğine dair yeni kanıtlar
-
Denizyıldızının Başı Neresi? Tahmininiz Büyük İhtimalle Yanlış
-
Biyoloji bölümü seçenler ve biyolojiye ilgi duyanlar için bazı öneriler
-
Canlıların Gizemli Dünyasını Keşfetmek: Biyologların Gözüyle Doğa, Genetik ve Evrim
-
Biyolojik ve Kimyasal Silahlar Ne Zamandan Beri Var?
-
Filler Gerçekten ‘Asla Unutmaz’ mı?
-
Sibirya’da Bulunan Ayı Mumyası, Mağara Ayısı Değilmiş
-
California Bilimler Akademisi Bilim adamları 2022'de 146 yeni tür tanımladı
-
Yapay zeka hücre hareketini mikroskop altında analiz edebiliyor.
-
Ağaçlardan Önce Yeryüzünde Devasa Mantarlar Vardı
-
Biyoloji Terimleri Sözlüğü Yayımlandı
-
Avcı-Toplayıcılıktan Tarıma Geçiş Tam Olarak Nasıl Gerçekleşti?