Lazarus refleksi nedir?

Lazarus belirtisi ya da Lazarus refleksi beyin ölümü gerçekleşmiş hastalarda meydana gelen reflekslerdir, bu refleks sarılır gibi kollarını kaldırıp çapraz şekilde bağlama şeklinde görülür.

Lazarus refleksi, beyin ölümü gerçekleşmiş veya ölüm sonrası medulla spinalis (omurilik) fonksiyonlarının hala çalıştığı kişilerde gözlemlenen bir refleks hareketidir. Bu refleks, omuriliğin bir uyarana yanıt olarak hala işlev gösterebilmesinden kaynaklanır ve beynin kontrolünde değildir. Adını İncil'de ölümden dirilen Lazarus'tan almıştır.

Lazarus belirtisi diz kapağı refleksi gibi, refleks yayı'nın aracılık ettiği reflekslere bir örnektir, sinirsel iletim beyine uğramadan omurga aracılığıyla gerçekleşir. Bunun bir sonucu olarak beyin ölümü gerçekleşmiş ancak diğer organları yaşam destek ünitesine bağlı hastalarda hareket mümkün kılınır, beyin aktivitesi testleri yapabilmek için istemsiz hareketler kompleksinin önüne geçilir. Bu ve buna benzer hareketlerin farkında olmak beyin ölümünün gerçekleşmesi ve bu konuda yanlış teşhislerin önüne geçmede daha doğru kararlar verileceği, nörolojistler tarafından öne sürülmüştür

Refleks genellikle hastanın kollarının hafif titreme hareketleri öncesinde ya da kollar ve gövde üzerindeki görünümü öncesinde meydana gelir. Önce dirsekler sternum üzerinde kaldırılır ve sonra kollar esnemeye başlar. Genellikle boyun ve çeneye dokunma ya da kolları çapraz şekilde bağlama tarzında olur. Bu eylemlerle beraber kısa nefes vermeler de gözlemlenebilir.

Lazarus Refleksinin Özellikleri
1. Hareketin Tanımı:
Bu refleks genellikle kolların omuzdan yukarı kaldırılması ve ardından göğüs üzerine katlanması şeklinde gözlemlenir.
Bazen başka hareketler de olabilir, örneğin bacakların hafifçe kıpırdaması ya da gövde kaslarının kasılması.
2. Mekanizma:
Beyin ölümünden sonra bile omurilik, bir süre boyunca dış uyarılara refleksif yanıt verebilir.
Lazarus refleksi, omurilikteki motor sinir yollarının hala aktif olduğunu gösterir.
Genellikle ventilatörle bağlı hastalarda, örneğin mekanik ventilatörün yarattığı bir hava akımıyla tetiklenebilir.
3. Klinik Önemi:
Lazarus refleksi, beyin ölümü tanısı sırasında sağlık çalışanları tarafından yanlış yorumlanmamalıdır. Beyin ölümü, beynin tüm işlevlerinin geri dönüşsüz kaybıdır ve Lazarus refleksi bu durumu değiştirmez.
Aileler için ürkütücü veya kafa karıştırıcı olabilir. Sağlık çalışanlarının bu durumu açıklamaları önemlidir.
4.Lazarus refleksini Tetikleyici Faktörler:
Lazarus refleksi genellikle omurilik seviyesindeki spinal sinirleri etkileyen dış uyaranlarla tetiklenir. Bu uyaranlar şunlar olabilir:
Cilt üzerindeki fiziksel bir dokunuş.
Solunum cihazının hava basıncı.
Elektrotlarla yapılan elektriksel uyarılar.
Beyin Ölümü ve Lazarus Refleksi Ayrımı
Beyin Ölümü: Kişinin beyin sapı dahil tüm beyin fonksiyonlarının tamamen ve geri döndürülemez şekilde kaybolması durumudur. Bu klinik tablo, yaşamın sonu olarak kabul edilir.
Lazarus Refleksi: Omuriliğin, beynin işlevsel olmadığında bile bağımsız çalışabildiğini gösterir. Beyin ölümü tanısını etkilemez, çünkü bu refleks yalnızca omurilikten kaynaklanır.
Psikolojik ve Etik Etkiler
Aile Üzerindeki Etki: Lazarus refleksinin bir ölen kişide görülmesi, ailenin ölümle yüzleşmesini zorlaştırabilir. Bu nedenle sağlık çalışanlarının durumu açıklıkla ifade etmesi çok önemlidir.
Tıbbi Ekibin Eğitimi: Lazarus refleksi tıp eğitimi sırasında özellikle beyin ölümü protokolleri kapsamında ele alınır. Yanlış yorumlama ihtimali ciddi sonuçlara yol açabilir.
Lazarus refleksi, nörolojik olarak ilginç bir fenomen olmasının yanı sıra, beyin ölümünü anlamak ve tanımlamak açısından önemlidir. Omuriliğin bir süre daha işlevsel kalabileceğini gösteren bu refleks, hayatın sona ermesiyle ilgili yanlış anlamalara yol açmaması için dikkatlice değerlendirilmelidir.

#lazarus # ölüm # ölüm katılığı # nöroloji # tıp