Narın Faydaları ve Ülke Ekonomisine Katkıları Nelerdir ?
Nar, kınagiller (Lythraceae) familyasından bir bitkidir. Boyu yaklaşık olarak 5-7 metre civarındadır, ağaç gövdesi grimsi kahverengi, çatlaklı bir gövde yapısına sahiptir.
Yaprak kısmı saplı, 3-8 cm uzunluk ve 1-5 cm genişlikte, uzunca yumurtamsı bir şekilde, dalgalı, bakır kırmızısı, zamanla parlak yeşile dönen yapraklar sonbaharda sarararak dökülür, Nar ağacının dallarının uç kısımlarına yakın yerlerde, mayıs-ağustos aylarında, 4-7 parçalı borumsu-çansı, etli çanakyaprağı bunun ortasındaki 5-20 taç yaprağı da koyu kırmızı, basit ya da katmerli, göz alıcı, güzel çiçekler açan; 5-12 cm çapında, büyük ve iri bir portakal büyüklüğünde, hafif altıgen ya da basık-küremsi şekilli, başlangıçta yeşil olana ve olgunlaştıkça kırmızımsı-sarı renge dönen, ince derimsi kabuklu, ucu taçlı, üzümsü meyvelerinin içindeki bölmelerde pembe, sulu, yarı saydam, dış yüzeyleri yenebilir etli, bin dolayında tohum tanesi bulunan, 200 yılı aşkın bir ömüre sahip çalımsı bir ağaçtır.
Nar ağacı Haziran-Temmuz aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, iki ile beş metre boylarında ağaççıklardır. Gövdeleri gayri muntazamdır. Yapraklar karşılıklı, parlak renkli, ince-uzun şekilli, kısa saplı ve kırmızı kenarlıdır. Çiçekler kısmen sapsız, tek tek ve birkaçı bir arada bulunur. Çanak yaprakları kırmızı renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre şeklinde ve portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kısmı, etli ve bol usareli olan tohumlarıdır. Bir nar meyvesinde 600 civarında tohum bulunur. Tohumların renkleri beyazdan koyu kırmızıya doğru değişik renk tonlarına sahiptir.
Narlarda yumuşak çekirdeklilik, tohum kabuğunun (testa) derece derece daha az odunlaşması ya da çok az odunlaşması (sertleşmesi) ile oluşmaktadır. Halk arasında bu tip narlara genellikle çekirdeksiz nar denilmektedir. Ancak bu narlarda tam oluşmuş, gerçek tohumlar yine mevcuttur.
Meyvesi için olduğu kadar, göz alıcı, güzel çiçekleriden dolayı, park ve bahçelerde süs bitkisi, evlerde bonzai olarak da yetiştirilir.
Bitkinin tohumları meyve olarak yenildiği gibi, gövde-kök ve dal kabukları ile meyve kabuğu da tıbbi olarak kullanılır. Kök ve gövde kabuğu tanen, nişasta ve alkaloidlerden pelletierin taşır.
Akdeniz havzasında birkaç bin yıldır ekilmekte olan narın ilk olarak İran’da ortaya çıktığı düşünülmektedir. Afganistan ve Pakistan’dan Himalayalar’a kadar geniş bir alanda yayılış göstermektedir. Gürcistan, Ermenistan ve Karadeniz’in doğu kıyılarında yabani nar bahçeleri mevcuttur. Ermenistan, Azerbaycan, Türkiye, İran ve Hindistan nar yetiştiriciliği yapılan ülkeler arasındadır. Ayrıca, tarih öncesi zamanlardan beri Akdeniz ülkeleri ve Kafkaslar’da nar yetiştiriciliği yapılmaktadır. Latince ismi Punica granatumun kabaca Fenike elması anlamına gelmesi, Fenikelilerin yemişi Akdeniz havzasında taşımış olduklarını akla getirmektedir. Nar, kurak iklimlerde de yetişebildiğinden, Güneydoğu Asya’da, Malezya’da, tropikal Afrika’da da yetiştirilir. İpekyolu ve deniz tüccarları aracılığıyla Güney Çin’e ve Güneydoğu Asya’ya ulaşan nar, bu bölgelerde de yetiştirilmektedir. 18. yüzyılda İspanyollar tarafından Latin Amerika ve Kaliforniya’ya da getirilen nar, 2000'li yıllardan itibaren Kaliforniya ve Arizona’da ticari bir ürün olarak değer kazanmıştır.
Türkiye'de pek çok yerde gözüken nar yoğunlukla Egeölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ekime alınmıştır. Özellikle Denizli İli Irlıganlı kasabasında çok yoğun bir şekilde yetiştirilmektedir. Ayrıca Irlıganlı’da yetişen narlar ihracat için en çok tercih edilen nardır.
Side (Antalya) Nar demektir. Ayrıca, İspanya’nın güneyindeki tarihi bir şehir olan Granada, adını nar meyvesinden almıştır.
Günümüzde özellikle Akdeniz havzasında olmak üzere, ‘liman ve tropikal iklimlerdeki çeşitli bölgelerde yetiştirilir.
Türkiye, 60 bin tonu aşan nar üretimiyle dünyada ilk sırada yer alırken, ülkemizi 40 bin tonla İran, 20 bin tonla Irak ve sırasıyla Suriye izlemektedir. Diğer nar üreticisi ülkeler İsrail, Lübnan, Mısır, Tunus, İspanya, İtalya, Hindistan ve Çin dir.
Nar suyu, Orta Doğu ülkelerinde çok tüketilen bir içecektir. 2000li yıllardan itibaren ABD'de de popüler olmuştur.
Evlerimizde narın meyve taneleri taze taze yenilirken Hatay civarında elde edilen meyve suyuyla nar ekşisi yapımlata ve salataların yanısıra çiy köflelerle birlikte sıklıkla tüketilmektedir. Narın meyve kısmı bir C vitamini (askorbik asit) ve potasyum deposu olarak kabul edilir. Bunların dışında narın bileşiminde fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, çinko, bakır, manganez gibi mineral ve oligo elementler ile A, Bi (tiamin), B2 (riboflavin), B3 (PP, niasin), B5 (pantotenik asit), B6 (pridoksin) vitaminleri, yağ, karbon-hidrat, protein, punicalagin bulunmaktadır.
Yapılan son araştırmalarda, nar meyvesiyle suyunun serbest radikal süpürücü (antioksidan), yüksek tansiyonu düşürücü, kalbi koruyucu, kalp krizi ve damar sertliği risklerini geriletici, prostat, akciğer, meme, bağırsak kanserlerinde hücre büyümesini durdurucu, kolesterolü ve şekeri düşürücü, dengeleyici, kanı güçlendirici, enerji verici, cildi ultraviyole ışınlardan koruyucu, yara iyileştirici etkilerinin olduğu ortaya konmuştur.
Serbest radikal süpürücü özellik açısından, nar suyunun, punicalagin adlı madde sayesinde, yeşil çay, kızılcık, portakal suyu ve kırmızı şaraptan 3 kat daha güçlü olduğu belirtilmektedir.
Bütün bu özelliklerden yararlanmak amacıyla, son yıllarda eczanelerde kapsül haline getirilmiş müstahzarlarda satışa sunulmuştur.
İran ve Hint mutfağında nar, çeşitli Yemeklere malzeme olarak katılmaktadır. Domatesin İran mutfağına henüz girmediği dönemlerde, İran mutfağında nar şurubu çok yaygın olarak kullanılmıştır. Halen nar şurubunun kullanıldığı geleneksel yemekler yaşatılmaktadır. Örneğin, ana malzemesi nar şurubu ve öğütülmüş ceviz olan koyu bir sos, çeşitli kümes hayvanları pişirildiğinde üzerlerine dökülerek kullanılır, nar çorbası içili
Yabani nar zaman zaman anardana denilen bir baharat olarak da kullanılmaktadır ki anardana lafzî olarak nar taneleri anlamına (anar=nar, dana=taneler) gelmektedir. Bu baharat daha çok Hindistan ve Pakistan mutfağında yer bulmuşsa da aynı zamanda İran ve Orta Doğu mutfağında nar pekmezinin yerine de kullanılabilmektedir. Kurutulmuş çekirdekler bütün etnik marketlerden elde edilebilmektedir. Çekirdekler etten ayrılarak 10-15 günlüğüne kurumaya bırakılır ve çatni (bir tür Hindistan sosu) veya köri yapımında asidik unsur olarak kullanılırlar. Nar taneleri zaman zaman kendisi ile yapılmış yemekleri yerken dişler arasında sıkışmasını engellemek için ezilip-kıyılabilmektedir. Himalayalardaki vahşi nar tanelerinin (daru) bu baharatın en kaliteli kaynağı olduğu düşünülmektedir. DARU kelimesi ile Türkçede çeşitli taneli yemiş için (Panicum miliaceum ve Zea mays) kullanılan darı kelimesi arasındaki benzerlik dikkat çekicidir.
Yunanistan’da nar (Yunanca rodi) pek çok şekilde tüketilmektedir: Kurumuş üzüm ve kaynamış buğdaydan yapılan kremsi bir et suyu olan kollivozoumi, nar ve buğdayla yapılan legume salatası, geleneksel orta doğu kebabı, narlı patlıcan çeşnisi, avokado ve nar daldırma yunan mutfağında narın kapladığı yeri belirtmek için verilebilecek sadece birkaç örnektir. Narın aynı zamanda likörü yapılmakta ve dondurma tepesine dökülen popüler meyve pastasının da yapımında kullanılmaktadır. Zaman zamansa yoğurt ile karıştırılmakta veya reçel gibi ekmeğe sürülüp kahvaltıda tüketilmektedir.
Ülkemizde 2002 yılında 3 milyon nar ağacı ve bu nar ağaçlarından elde edilen 50-60 bin ton civarında nar üretimi vardı. Olumlu piyasalar ve devlet desteği ile 2010 yılına gelindiğinde bu sayı 13 milyon ağaç ve 315 bin ton nar üretimine ulaşmıştır. Üretim olarak bölge bazında Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, il bazında ise Antalya, Muğla, Mersin, Adana ön plana çıkmaktadır. 2010 üretiminin % 60'ı Akdeniz, % 25 Ege, % 10 Güneydoğu Anadolu bölgelerinden sağlanır. Türkiye'nin güneyi boyunca uzanan üç bölge üretimin %95'ini sağlar
Üretim iller bazında incelendiğinde; Antalya Türkiye üretiminin % 37,9 karşılamaktadır. Antalya'yı sırasıyla Muğla, Denizli, Mersin, Gaziantep, Aydın, Hatay, Adana izlemektedir.
BİYOLOJİ ÖDEV YARDIM
-
Mercanlar ve Mercan resifleri hakkında bilgi
-
Kulak Nedir? Kulağın Yapısı ve Görevleri Nelerdir?
-
Göz nedir ? Gözün görevleri nelerdir ? Canlılarda göz ve görme organı
-
Boğaz nedir ? Boğazın kısımları nelerdir ?
-
Omurga, columna vertebralis nedir ? Görevleri nelerdir ?
-
Doğal gübreler nelerdir
-
Kimyasal (yapay) gübreler nelerdir
-
Kortizol Nedir
-
Semantik Nedir ?
-
Karasal Ve Sucul Biyomların Özellikleri Nelerdir ?
-
Kaç çeşit biyom vardır
-
Bitki Ve Hayvanların Yeryüzündeki Dağılımını Etkileyen Faktörler Nelerdir?
-
Bitkisel dokular hakkında bilgi
-
Ekosistemde besin zinciri ve besin ağının önemi nedir ?
-
Genetik Algoritmalar