Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 1376 içerik listeleniyor

  • ARTERLER

    Arterler, kanı kalpten kapiller yatağa taşıyan efferent damarlardır. 1-Elastik (İletici-Büyük) Arterler: Aort ve büyük dallarını kapsar. Elastinden dolayı taze yapılarda sarı renkte izlenirler. Çapları 7 mm’den fazla ancak çaplarına göre duvarları incedir. Arterlerde en gelişmiş tabaka tunika mediadır. Kanın kalpten uzaklaştırılmasını ve kalp atımı sonucu basınç dalgalanmalarını yumuşatır. Sistolde elastik lamina gerilir ve basınç değişimini...

    https://www.biyologlar.com/arterler
  • GAMETLERİN OLUŞUMU

    Hayvanların büyük çoğunluğunda erkek ve dişi birey ayrı ayrı olduğundan, dişiden dişi gamet, erkekden de erkek gamet oluşturulur. Omurgalılarda gametler, üreme organlarındaki diploid eşey ana hücrelerinin mayozla bölünmesinden meydana gelir. Eşey organlarına gonad denir. Bütün canlıların gametleri ister mayozla oluşsun, ister mitozla oluşsun mutlaka haploid kromozomludur. a. Sperm Oluşumu: Spermler, erkek gametler olup, erkek üreme organlarındaki (testisler)...

    https://www.biyologlar.com/gametlerin-olusumu
  • Balıkların Anatomik Yapısı

    Balıkların Anatomik Yapısı

    VÜCUT : Balıklarda vücut, esas itibariyle üç farklı bölgeden meydana gelmiştir. Baş : Burun ucundan solungaç kapaklarının (operkulum) arka kenarına kadar olan vücûdun ön (anteriör) kısmına verilen isimdir. Gövde : Solungaç kapaklarının arka kenarı ile anal açıklık (anüs) arasında kalan ve içerisinde vücut boşluğunun bulunduğu vücudun orta bölgesine verilen addır. Kuyruk : Anal açıklıktan vücudun sonuna kadar uzanan arka (posteriör) bölgeye verilen...

    https://www.biyologlar.com/baliklarin-anatomik-yapisi
  • KAPİLLERLERİN HİSTOFİZYOLOJİSİ

    Kapiller endotel hücreleri, küçük porlar (9-11 nm çapında) ve büyük porlar (50-70 nm) olmak üzere 2 farklı por sistemi içerebilirler. Daha küçük porların endotel hücre bağlantılarının kesintileri olduğuna inanılır. Büyük porlar ise pencere ve taşıyıcı veziküller olarak bilinir. Oksijen, karbondioksit ve glukoz hücre zarından diffüze olabilir veya hücre zarından taşınabilir ardından sitoplazmada diffuze olur ve sonuçta adluminal hücre zarından...

    https://www.biyologlar.com/kapillerlerin-histofizyolojisi
  • Bulaşıcı Hastalıkların Tarihçesi

    Bulaşıcı hastalıklar tıp alanında insan vücudu dışındaki canlılarla uğraşılan tek alandır. Hastalıklara neden olan başka bir canlının varlığıdır ve bu canlı bazen tek hücreli bir canlı olmasına ve insan vücudu dışında yaşayamayacak kadar zayıf olmasına rağmen dağ gibi insanları deyim yerinde ise devirebilmektedir (HIV/AIDS). Bazen bugünkü tanımlaması "gerçek anlamda canlı olmayan, sadece bir protein parçacığı olan" etkenler de hastalığa ve...

    https://www.biyologlar.com/bulasici-hastaliklarin-tarihcesi
  • Sıtma Vektör Ekolojisi ve İlişkili Faktörler

    Sıtma entomolojisini bir düzen içinde incelerken, parazitlerin bulaşımında mutlaka vektörün yaşadığı doğal ekosistemin de etkisinin olduğu gözönüne alınmalıdır. Bu sistem içinde ana faktörler, parazit, vektör ve konakçıdır. Bu faktörlerin birbirileriyle kesin ilişkileri olduğu gibi, her bir faktöre ait biyolojik ve fiziksel çevrelerinde bu ilişkilerde yeri vardır. Bu bir sistemdir ve bu sistem aşağıdaki gibi basit bir form altında gösterilebilir. Bu ana...

    https://www.biyologlar.com/sitma-vektor-ekolojisi-ve-iliskili-faktorler
  • Lipidlerin Tanımlanması

    Sudan III yapısal sınıflandırmada, diazo boyasıdır. Suda çözünmez ancak apolar organik çözücülerde ve yağlarda çözünürler. Genellikle uygulamada ,organik bir çözücü içinde kullanılırlar. Sanayi alanında, renklendirici yağlar, mumlar, gres yağları, hidrokarbonlar türevleri, cila, yağlı böcek ilaçları ve akrilik emülsiyonlarda kullanılır. SudanIII yağlar göstermek için kullanılır, Aynı zamanda trigliserid ve lipoproteinler maddeleride boyar. Bitkisel...

    https://www.biyologlar.com/lipidlerin-tanimlanmasi
  • LENFATİK VASKÜLER SİSTEM

    Lenfatik vasküler sistem, fazla ekstraselüler sıvının (lenf) interstisyal doku boşluklarından lenfatik kapillere aktarılarak tekrar dolaşıma katılmasını sağlayan damarlardan oluşur. Lenfatik damarlar merkezi sinir sistem ile orbita, iç kulak, epidermis, kıkırdak ve kemik dışındaki tüm organlarda bulunur. Kardiyovasküler sistemden farklı olarak açık bir sistemdir. Lenf dolaşım sistemi ise dokularda ucu kapalı tübüllerle (lenfatik kapiller) başlar, birleşerek...

    https://www.biyologlar.com/lenfatik-vaskuler-sistem
  • Solunum Sistemi

    Solunum sisteminin esas fonksiyonu, solunan havadan oksijeni almak ve vücut metabolizması sonucunda oluşan toksik bir ürün olan karbondioksiti atmaktır. Oksijen kuşkusuz hücre metabolizması için gereklidir ve akciğerlerden hücrelere dolaşım sistemi yolu ile taşınır, karbondioksit de tersine bir yol izleyerek hücrelerden akciğerlere taşınır. Solunum sistemi akciğerler ve dış ortam ile bağlantılı solunum yollarından oluşmuştur. Solunum sistemi iki bölüme sahiptir....

    https://www.biyologlar.com/solunum-sistemi-1
  • PARANASAL HAVA SİNUSLARI

    Paranasal hava sinusları nasal kaviteler ile bağlantı ve kafatası kemikleri içerisinde yer alan içi hava ile dolu boşluklardır. 4 adet paranasal hava sinusu görülür; 1- Maksillar sinus, 2- Frontal sinus, 3- Ethmoidal sinus, 4- Sfenoidal sinus. Bu sinusları döşeyen epitel psödostratifiye silyalı prizmatik tip olup burun boşluklarını döşeyen solunum epiteli ile devam eder. Fakat sinusoidal epitel daha incedir, goblet hücrelerini içerir ve bazal lamina zayıf gelişmiştir....

    https://www.biyologlar.com/paranasal-hava-sinuslari
  • SİNERJETİK SİSTEMDE EVRİMİN TANIMI

    Evrim, Hücre Bilincinin, Değişen Doğa Koşullarının Farkına Varıp, Kendilerini Yeniden Dizayn Etmeleri Olgusudur. Zaman, değişim ve dönüşümün göstergesi; hayat da zamanın bir dilimi olduğundan, bir insan olarak bizlerin hayatının da bu değişim-dönüşüm sisteminin (yani evrimin) bir adımı olması zaten beklenen bir durumdur. Tüm duygu, düşünce ve davranışlarımız, bu değişim ve dönüşüm sistemi çerçevesinde, enerjinin bir şekilden diğerine...

    https://www.biyologlar.com/sinerjetik-sistemde-evrimin-tanimi
  • Sularda Bulunan ve Hastalık Yapıcı Mikroorganizmalar

    Suda bulunan mikroorganizmalar, üç grupta toplanabilir. a) Suda doğal olarak bulunan canlıların mikroorganizmaları: Spirillum, Vibrio, Pseudomanas, Achromobacter, Chromobacter türleri ile Micrococcus ve Sarcina 'nın bazı türleri. Bu bakterilerin optimum üreme sıcaklığı 25 °C veya daha azdır. b) Toprakta yaşayan mikroorganizmalar; toprağın yıkanması sonucu suya karışırlar. Bunlar; Bacillus, Streptomyces ve Enterobacteriacea 'nın saprofit üyeleridir. Bunlarında...

    https://www.biyologlar.com/sularda-bulunan-ve-hastalik-yapici-mikroorganizmalar
  • Metabolik Cerrahi Nedir?

    Metabolik Cerrahi Nedir?

    Modern teknoloji ilerleme gösterdikçe, hiç şüphesiz bu durumdan en çok fayda sağlayan bilimler arasında tıp bilimi yer almaktadır. Bu nedenle de, tıp dünyasında her geçen gün yeni buluşlar ve tedavi yöntemleri ortaya çıkmaktadır. Metabolik cerrahi de, bu tür yöntemler arasında kendine yer edinmiştir. Metabolik cerrahi, metabolik sendrom durumunu oluştuğu takdirde, bu sendromun ameliyat yoluyla tedavi edilmesidir. Metabolik sendrom durumunun oluşmasına ise bazı...

    https://www.biyologlar.com/metabolik-cerrahi-nedir
  • Alveoller

    Alveoller polihedral veya hegzagonal şekillidir ve tek duvara sahiptir. Bu duvar, solunum bronşiolleri, duktus alveolaris, atrium veya alveolar keselere açılarak havanın akışına izin verir. Yan yana bütün alveoller açıldığında yaklaşık 150 m 2 genişliğinde gaz değişim alanı oluştururlar. Alveoller sıkıca paketlenmişlerdir ve her bir alveolün duvarı tam değildir. Bunun yerine komşu alveoller birbirlerinden interalveolar septum ile ayrılmışlardır. Herbir alveol...

    https://www.biyologlar.com/alveoller
  • Evrim gerçekse neden teori deniyor?

    Bilimsel kuram, yapılan gözlemleri açıklayan ve sınanabilir tahminlerde bulunmayı sağlayan, çok sağlam desteklere dayalı birbiriyle bağlantılı açıklamaların bir yapısıdır. Bilimsel kuramlar gözlemlenebilir verilerin uyduğu tutarlı yapıları tanımlarlar. "Kuramın" bilimsel tanımı, günlük konuşma diline ait anlamından farklıdır. Günlük konuşma dilinde "kuram", olgulara dayalı olması gerekmeyen veya sınanabilir tahminlerde bulunmayan bir varsayım, bir...

    https://www.biyologlar.com/evrim-gercekse-neden-teori-deniyor
  • Evrim bir kuram mı, olgu mu, yoksa bir yasa mıdır?

    Evrimin bir kuram1 mı yoksa bir olgu mu olduğu biyolojik literatürde sıkça rastlanan zor bir sorudur. Bunun nedeni "evrim" deyiminin iki ayrı anlamda kullanılabilmesidir. Birinci kullanım, "evrim olgusu", canlıların popülasyonlarında zamanla görülen ve olmuş olduğu belirgin "gözlemlenebilir" değişiklikler şeklinde yorumlanır. İkinci kullanım, "evrim kuramı", bu değişikliklerin hangi nedenlerle olageldiğinin günümüzdeki bilimsel açıklaması olan "çağdaş...

    https://www.biyologlar.com/evrim-bir-kuram-mi-olgu-mu-yoksa-bir-yasa-midir
  • Kist Hidatik (Kistik Ekinokokkoz)

    Kistik ekinokkozis, ülkemizde, özellikle hayvanlarda çok yaygın olması nedeniyle, önemli halk sağlığı sorunlarına neden olan ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan zoonotik karakterli bir hastalıktır. Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen bu hastalığın etkeni, Echinococcus granulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak, sıklıkla köpeklerdir. Parazit köpeklerin ince barsaklarında yaşar....

    https://www.biyologlar.com/kist-hidatik-kistik-ekinokokkoz
  • Kan Damarları

    Akciğerde ikili bir kan akımı vardır. Sağ ventrikülden çıkan oksijensiz kan akciğerlere pulmoner arterler aracılığı ile getirilir. Pulmoner arterler geniş çaplı elastik arterlerdir. Pulmoner arter dalları respiratuar bronşiollere kadar bütün bronşial ağaç dallarına eşlik eder. Bu son kısımda terminal arterioller dallanarak alveoller arasındaki interalveolar septada zengin kapiller ağ oluştururlar. Pulmoner arter dallarından ayrılan diğer damarlar akciğer...

    https://www.biyologlar.com/kan-damarlari
  • Phylum : Mollusca

    Tür sayısı bakımından eklembacaklılardan sonra en zengin 2. omurgasız hayvan grubunu oluşturur. Mevcut olan 65000 türe ilaveten 35000 dolayında fosil formu vardır. Mikroskobik olanların yanında boyu 1 metre üzerinde olan türleri de vardır. Denizlerde tatlı sularda ve karada yaşarlar. Larvaları modifikasyona uğramış Tracophora larvası tipindedir. Vücutları genel olarak baş kaslı yapıda bir ayak ve iç organları kitlesi (Visserel kütle) olmak üzere 3 bölgeye...

    https://www.biyologlar.com/phylum-mollusca
  • Lenfatikler

    Akciğerlerde, aralarında seyrek bağlantılar olan iki seri lenfatik damar bulunur. Yüzeysel veya plevral seri plevrada bulunur ve nispeten geniş lenfatikler akciğer lobüllerini akciğer yüzeyinde sınırlandırır. Bu lenfatikler çoğunluğu, hava ile alınan karbondan (özellikle şehirlerdeki hava kirliliği yönünden) dolayı gözle de görülebilecek şekilde siyahlaşır. Daha küçük lenfatikler lobüllerin dış sınırlarında ince ağ oluştururlar. Bu seri akciğer...

    https://www.biyologlar.com/lenfatikler
  • 22. Ulusal Biyoloji Öğrenci Kongresi

    22. Ulusal Biyoloji Öğrenci Kongresi

    Ankara Üniversitesi, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet devrimlerinin dayanaklarını oluşturmak, bu ilke ve devrimleri yurt genel...ine yaymak, kökleştirmek ve çağdaşlığın, bilimin ve aydınlığın ifadesi olan bu değerlerin yılmaz savunuculuğunu yapmak üzere, temeli bizzat yüce Atatürk tarafından atılmış bir üniversitedir. Tüm üniversitelerin olduğu gibi, Ankara Üniversitesinin görevi de, evrensel bir bakışla bilim ve sanat alanlarında topluma yön...

    https://www.biyologlar.com/22-ulusal-biyoloji-ogrenci-kongresi
  • Apoptozis ve kaspazlar

    Apoptozis, organizma tarafından düzenlenen enerji bağımlı hücre ölümüdür. Programlı hücre ölümü olarak da adlandırılan bu süreç, doku homeostazının korunmasında kritik bir role sahip olduğu gibi, fetal gelişim ve erişkin dokulardaki pekçok fizyolojik olayda da önemli rollere sahiptir. Apoptozis terimi ilk kez 1972 yılında Kerr ve arkadaşları tarafından kullanılmıştır (1). Kerr, fizyolojik olarak ölen hücrelerin çekirdeklerinde yoğunlaşmış kromatin...

    https://www.biyologlar.com/apoptozis-ve-kaspazlar
  • Bradipne Nedir?

    Bradipne Nedir?

    Basitçe yavaş nefes anlamına gelen bradipne, tiroid bozuklukları, beyinde sorunlar ve kalp problemleri gibi geniş bir yelpazedeki tıbbi durumlar ile bağlantılı olmuştur. Bu makalede bradipnenin belirtileri ve olası nedenlerini açıklamaya çalışacağız.Biliyor Muydunuz?12 ve 50 yaşları arasındaki her sağlıklı birey dakikada 12-20 kez solur.Bradipne solunum hızının belirgin olarak düştüğü tıbbi bir durumdur. Kişi çok yavaş nefes aldığından solunum hızı...

    https://www.biyologlar.com/bradipne-nedir
  • Sistematik Sınav Soruları

    1. Bazı fotosentik bakteriler fotosentez yaparken yeşil bitkilerden farklı olarak H2O yerine H2S kullanırlar. Buna göre, bu fotosentik bakterilerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Karbon kaynağı olarak CO2 yi kullanırlar B ) Fotosentez sonucunda glikoz sentezlerler C) Fotosentez sonucu O2 açığa çıkarırlar D) Klorofilli ve ototrof organizmalardır E) Fotosentez sonucu kükürt biriktirirler 2. I.Bir hücreli olma II.Zarlı organel taşıma III.Ototrof...

    https://www.biyologlar.com/sistematik-sinav-sorulari
  • Sinir Sistemi Fizyolojisi Refleks ve Reaksiyon süresi

    Hücre, doku ve organlarda, çeşitli fonksiyonların sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için, bu yapıların gerek kendi aralarında gerekse çevrelerinden gelen uyaranları değerlendirmeleri gerekmektedir. Sinir sistemi, bir canlının gerek vücudu içinden, gerekse çevresinden gelen uyartıları almaçları ile (Reseptörler) alıp, bu verilere dayanarak çeşitli organlarını (Effektör organlar) harekete geçirmesini sağlayan bir sistemdir. Hayvanlar aleminde sinir sisteminin...

    https://www.biyologlar.com/sinir-sistemi-fizyolojisi-refleks-ve-reaksiyon-suresi
  • Pluvialis apricaria - Altın Yağmurcun
  • Darwin ve Moleküler Evrim

    Doğal seçilim aslında bir genetik kuramı. Çünkü doğal seçilim süreci genetik çeşitliliğin varlığını gerektiriyor. Bu çeşitlilik ortamında, Darwin'in deyimiyle "varolma mücadelesi"nde, avantajlı özelliklere sahip bireyler varlıklarını sürdürebiliyor ve bu özelliklerini bir sonraki kuşağa aktarabiliyorlar. Ancak Darwin, genetik süreçlerin nasıl işlediğini özelliklerin bir kuşaktan diğerine nasıl aktarıldığını- bilmiyordu. Ebeveynler ve yavrular...

    https://www.biyologlar.com/darwin-ve-molekuler-evrim
  • Genotipik Varyasyonlar (Mutasyonlar)

    Mutasyonlar, genellikle polinukleotid iplikçiklerinin (DNA) yapısını oluşturan nukleotidlerdeki bazların, bakteri türüne veya cinsine özgü olan, dizilişlerindeki değişiklikler veya bu bazlarda meydana gelen kimyasal bozukluklar, kopmalar, zedelenmeler, v.s. sonu oluşurlar. Aynı tür içinde bulunan mikroorganizmaların DNA'larında, nitrojen bazları belli ve sabit bir sıra içinde bulunurlar ve böyle fertlerin DNA'ları birbirinin homologudurlar. Bu nedenle, aynı tür içinde...

    https://www.biyologlar.com/genotipik-varyasyonlar-mutasyonlar
  • Kan-Beyin Bariyeri

    Kan ile MSS arasında birçok madde hızlı bir geçişe sahiptir ancak bazı maddeler MSS’ne geçemezler. MSS kapillerleri belli makromoleküllere karşı azalmış bir permeabilite gösterir. Kan-beyin bariyeri kan damarları endotelinde bulunur. Endotel hücreleri arasında yer alan zonula okludens tipi sıkı bağlantıları hücreler arası transportu bloke ederler. Ayrıca MSS’de kapillerlerin endotel bazal laminası nöroglial hücreler (çoğunlukla Astrositler) ve bu hücrelerin...

    https://www.biyologlar.com/kan-beyin-bariyeri
  • Mutasyonların Başlıca Nedenleri

    Mutasyonların meydana gelmesine neden olan başlıca faktörler şöyle sıralanabilirler: 1- Polinukleotid iplikçiklerindeki normal baz sıraları arasına bir baz çiftinin çıkması (delasyon) veya baz sıraları arasına bir baz çiftinin girmesi (insersiyon) (nokta mutasyonları). 2- Bir baz çiftinin yerini diğer baz çiftinin alması (transisyonel ve transversiyonal mutasyonlar). 3. Aynı polinukleotid iplikçiği üzerinde yan yana bulunan pirimidin bazları arasında özel...

    https://www.biyologlar.com/mutasyonlarin-baslica-nedenleri
  • Beyincik (Serebellum)

    Sağ hemisfer, sol hemisfer ve merkezi vermisten oluşan beyincik transvers fissuralar aracılığı ile lobcuklara (lobül) ayrılmıştır. Her bir lobül, hemisferlere lateral olarak kanat gibi uzantılar gönderen vermisin bir parçasına sahiptir. Hemisferlerin yüzeyinde ana fissuralara paralel dizilmiş sayısız katlantılar ya da folialar görülür; bu şekilde sagittal kesitte, pek çok dallar içeren merkezi sap görünümüne sahiptir (arbor vitae). Serebellum gri cevheri yüzeyde...

    https://www.biyologlar.com/beyincik-serebellum
  • Nükleik asitlerin biyolojik fonksiyonları

    Nukleik asitlerin hücre içindeki en önemli görevlerinden birisi de, kuşkusuz, DNA'nın replikasyonu ve bu sayede genetik bilgilerin nesillere aktarılması ile genlerin ekspresyonu (transkripsiyon ve translasyon)'dur. 02. DNA Replikasyonu Hücreler, tek kromozomlu (prokaryotik) veya çok kromozomlu (ökaryotik) olsunlar, DNA'lar genetik bilgileri taşıdıklarından, her hücre bölünmesinde, bunların da çok az hata ile replike olması ve yeni sentezlenen DNA'nın kardeş hücrelere...

    https://www.biyologlar.com/nukleik-asitlerin-biyolojik-fonksiyonlari
  • Mutajenik Maddeler (Mutajenler)

    Bakterilerde mutasyon oluşturan etkenler, genellikle, fiziksel, kimyasal ve biyolojik karakterdedirler. Bunlar da, 04.01. Fiziksel Mutajenler Isı: Eğer bakteriler 100°C 'ye kadar yavaş yavaş ısıtılırsa iplikçikler arasındaki karşılıklı hidrojen bağları çözülür ve iki iplikçik birbirinden ayrılır (denatürasyon). Isı yavaş yavaş azaltılırsa iki iplikçik hemen birleşir. Bu olay, hibridizasyonda işe yarar. Bilinen baz sıralarına sahip test DNA'sı ile bilinmeyen...

    https://www.biyologlar.com/mutajenik-maddeler-mutajenler
  • İskelet Kası: Genel Bilgi

    İskeletimiz vücudumuza destek ve eklemleri sağlar. Kemikler de destek elemanları olarak görev yaparken, eklemler kaldıraç noktaları olarak işlev görürler. İskelet kasları veya çizgili kaslar, kemiklere ya doğrudan, yahut da tendon denen yoğun kollajen lif demetleri ile bağlanırlar. İki veya daha fazla kas genellikle karşıt (antagonist) olarak çalışır. Bu düzenleme sayesinde, kasın birinin kasılması, diğerinin gevşemesine ve gerilmesine neden olur İskelet...

    https://www.biyologlar.com/iskelet-kasi-genel-bilgi
  • Chondrichthyes Kıkırdaklı Balıklar

    Kıkırdaklı balıklar ya da Chondrichthyes; karmaşık yapılı çiftleşme organları ve pulları olan balıklardır. Tamamen kıkırdak yapıdaki iskeletleri, dentin kökenli hiçbir eleman içermez. Vücutları yüzmeye yardımcı olmak üzere füze veya mekik şeklinde bir yapı kazanmıştır. Bazı gruplarda vücudun alt-üst yönünde (dorsoventral) yassılaştığı görülür. Derileri bol miktarda mukus bezi içerir. Vücut üzerindeki pullar sert olup, plakoid tiptedir. Tek veya...

    https://www.biyologlar.com/chondrichthyes-kikirdakli-baliklar
  • Mutasyonların Tamiri Nasıl Olur ?

    Spontan olarak veya mutajenik maddelerin etkisiyle oluşan mutasyonlar, bakterilerde özel mekanizmalar tarafından tamir edilebilir ve düzeltilebilir. Ancak, bu işlem, oluşan bozukluğun büyüklüğüne ve önemine göre değişebilir. Nokta mutasyonları genellikle ve kolayca giderilebilirse de, bir genin kaybolması ve kromozomda oluşan kopmalar kolayca tamir edilemez ve ölümle son bulurlar. Mutasyonların tamir mekanizması, DNA'da oluşan bozuklukların karakterine göre değişir....

    https://www.biyologlar.com/mutasyonlarin-tamiri-nasil-olur-
  • Henle Kulpu

    Henle kulpu inen ayakta proksimal tübülün düz kısmı, inen ve çıkan ayaklarda ince bölüm ve çıkan ayakta distal tübülün düz kısmından meydana gelmiştir. İnen ve çıkan ayaklar birbirlerine çok yakın olmak üzere böbrek içerisinde radyal düzenlenmişlerdir. İnsanlarda Henle kulpunda bazı farklılıklar görülmektedir. Juxtamedullar nefronların Henle kulpları uzun olup medullar papillanın apeksine kadar uzanabilir. Subkapsüler nefronların Henle kulpları daha...

    https://www.biyologlar.com/henle-kulpu
  • İlk plazmid nasıl oluşmuştur

    *Plazmidler, çoğu bakteri türünde bulunan,ancak her suşta bulunmayan halkasal veya süper sarmallı DNA molekülleridir. *Plazmitler, küçük moleküllerdir; bu açıdan bir karşılaştırma yapılırsa, bakteriyel kromozomun %20’si ile %4′ü arasında büyüklüklerde olduğu görülür. *Plazmidler, bazı üreme koşullarında konakçı hücre için mutlaka taşınması gereken yapılar değildir. Bununla birlikte, pek çok plazmid, özel koşullara uyum sağlamak için önemli...

    https://www.biyologlar.com/ilk-plazmid-nasil-olusmustur
  • Renal İnterstisyum

    Böbrek korteksinde bağ dokusu az olup, daha çok kan damarları çevresinde ince kollajen lif demetleri şeklinde gözlenir. Fibroblast benzeri hücreler bağ dokusu içerisinde gözlenir. Bu hücreler düzensiz şekillidirler ve komşu hücrelerle temas edebilen uzun sitoplazmik uzantılara sahiptirler. Bu hücreler az sayıda lipid damlacıkları içerirler. Bağ dokusu içerisinde az sayıda fagositik karekterde mononüklear hücreler gözlenir. Muhtemelen fibroblast benzeri hücreler...

    https://www.biyologlar.com/renal-interstisyum
  • Hücre zedelenmesinin nedenleri ve zedelenmeye karşı hücrenin verdiği uyum yanıtları nelerdir; hasara uğrayan dokunun onarılması nasıl gerçekleşir?

    Hücre Zedelenmesinin Nedenleri Hücre zedelenmesinde pek çok etken söz konusudur. Trafik dahil pekçok kazanın neden olduğu gözle görülen fiziksel travmalardan, belli bazı hastalıklarda neden olabilen defektli enzimleri oluşturan gen mutasyonlarına kadar sıralanabilir. Zedeleyici etkenler aşağıdaki gibi, sınıflanabilir. Oksijen Kayıpları: Hipoksi (oksijen azlığı- oksijen yetersizliği), hücre zedelenmesi veya ölümünün en önemli ve en çok görülen nedenidir....

    https://www.biyologlar.com/hucre-zedelenmesinin-nedenleri-ve-zedelenmeye-karsi-hucrenin-verdigi-uyum-yanitlari-nelerdir-hasara-ugrayan-dokunun-onarilmasi-nasil-gerceklesir
  • İNSAN EN GELİŞMİŞ YADA EN ÜSTÜN YARATIK MIDIR?

    Çoğumuzun buna cevabı "elbette biz en üstün yaratıklarız" olacaktır. "Çünkü bizim diğer canlılardan farklı olarak gelişmiş bir beynimiz ve üstün bir zekamız var. Ve bu özelliklerimizden dolayı çevreye çok iyi uyum sağladık, sayımız inanılmaz ölçülere ulaştı, tüm dünyayı kapladık, uzaya açıldık. Kısacası çok başarılı olduk." Bu görüş insanı tümüyle diğer canlılardan ayırmakta, onu ayrı bir yere koymaktadır ve özünde insan merkezli bir...

    https://www.biyologlar.com/insan-en-gelismis-yada-en-ustun-yaratik-midir
  • ANTİBİYOTİK GRUPLARI

    1.SULFANOMİDLER Etki mekanizması, Bakterilerin metabolizması için gerekli olan para amino benzoik asit (PABA)’in ,üreme döneminde kullanılmasını engelleyerek bakteriostatik etki yaparlar. Bu olgunun bakteri türüne göre değişik çeşitleri vardır. Sulfanomidlerden etkilenenler: a. folik asit biyosentezinde PABA‘yı yapıtaşı olarak kullanan ve bunu üremekte olduğu besi çevresinden sağlamak zorunda olanlar. b. Kendileri PABA sentezi yapan ve folik asit sentezinde ara...

    https://www.biyologlar.com/antibiyotik-gruplari
  • Antibiyotikler ve Sağlığa Etkileri

    Her canlı yaşamını sürdürebilmek için dış etkilerden korunmak zorundadır. Mikroorganizmalarda birer canlı olduklarından bu kurama uymuşlar, kendilerini yok etme niteliğinde olan antibiyotiklere direnç mekanizmalarını geliştirmeye başlamışlardır. Bakterilerdeki rezistans üç biçimde belirir. 1. Bazı bakterilerde belirli antibiyotiklere karşı doğal bir direnç vardır. Örneğin gram negatif bakterileri penisilin, ve diğer birçok bakterileri, antimikotik preparatlar...

    https://www.biyologlar.com/antibiyotikler-ve-sagliga-etkileri
  • Pelvis ve Üreter

    Bilindiği gibi üreterin üst genişlemiş kısmı olan pelvis, böbrek hilumunda yerleşmiştir ve majör ve minör kalikslere ayrılır. Her bir minör kaliks de bir medullar papillanın etrafını şapka şeklinde örter. Pelvis duvarı üreterin duvarından daha incedir ve boşaltıcı yolların duvar kalınlığı başlangıçtan sonlandığı yere doğru giderek artar. Peritonun arkasında posterior abdominal duvar içerisinde yer alan üreterin uzunluğu 25-30 cm kadardır ve idrar...

    https://www.biyologlar.com/pelvis-ve-ureter
  • İnfeksiyonun Mekanizması

    Doğada çok yaygın olarak bulunan mikroorganizmalardan ancak çok az bir bölümü insan ve hayvanlar için hastalık yapıcı niteliktedirler (patojenik mikroorganizmalar). Geri kalan büyük bir bölümü ise infeksiyon veya hastalık oluşturamamaktadırlar (apatojenik mikroorganizmalar). Ancak, genellikle hastalık oluşturmadığı bilinen bazı etkenler de, fazla stres nedeniyle konakçının direncinin kırıldığı hallerde veya bazı özel durumlarda, (immun yetmezlik...

    https://www.biyologlar.com/infeksiyonun-mekanizmasi
  • Eremophila alpestris kumerloevi - Kulaklı Toygar
  • SİNDİRİM SİSTEMİ

    Sindirim sistemi, sindirim kanalı ve sindirime yardımcı organlardan (dil, dişler, tükrük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesi) oluşur. Sindirim kanalı ağızdan başlayıp anüste sonlanan uzun bir tüptür. Besin, sindirim kanalından geçişi sırasında vücudun absorbe edeceği şekilde fiziksel ve kimyasal olarak ayrışır. Bu tüp; sindirim ve absorbsiyon yönünden özelleşmiş, farklı bölümler içermesine karşın her bir bölümü histolojik olarak aynı temel...

    https://www.biyologlar.com/sindirim-sistemi-1
  • Sosis Ve Kanser ilişkisi

    Sosis Ve Kanser ilişkisi

    Çocukluğumda sosisli sandviçe bayılırdık! Okuldan sonra sadece mikrodalgaya atılıp sandviçin arasına biraz sos koyarak hazırlanan ve hazırlaması gerçekten çok pratik ve çabuk bir yiyecektir. Ayrıca gerçekten de lezzetlidir!Tabii pikniklerde de mangalların vazgeçilmezidir. Evet, sosis bu kadar lezzetli bir üründür. Fakat madalyonun diğer yüzünü bilmek de çok önemli. Sağlık boyutunu!Amerika’’da bir gazetede yayınlanan bir makalede, kanser araştırma...

    https://www.biyologlar.com/sosis-ve-kanser-iliskisi
  • Ribozom evrim çalışmaları RNA Dünyası hipotezine meydan okuyor!!

    Uzun zamandır kabul gören ve yaşamın ortaya çıkışını anlatan RNA Dünyası hipotezine göre, hücrenin protein üretim merkezi olan ribozomun ortaya çıkışından önce, ortamda RNA adını verdiğimiz ve hücrede hayati görevler yürüten ribonükleik asitler vardı. Ancak yeni yapılan bir analize göre ise, ribozomun protein sentezi için gerekli birçok çalışan parçası bir araya getirilmeden önce, proteinler zaten ortada vardılar ve RNA ile etkileşim halindeydiler. Bu...

    https://www.biyologlar.com/ribozom-evrim-calismalari-rna-dunyasi-hipotezine-meydan-okuyor
  • BİLİMSEL ÇALIŞMA VE BİYOLOJİNİN ALT BİLİM DALLARI

    Bilim , tarafsız yapılan gözlem ve deneyler sonucu elde edilen bilgidir. Bilim , gercekleri bulma yolunda yapılan gözlem, dusunme ve arastirma yöntemidir. Bilim ,özünde bir arayıştır; gerçeği bulmaya , olgusal dünyayı açıklamaya yönelik bilişsel bir arayış! Bilimsel gelişme karmaşık bir süreçtir : ne salt bireysel atılımlara ya da kendi iç dinamizmine , ne de salt sosyal ya da ekonomik koşulların etkisine indirgenebilir.Bilimsel gelişmeyi tek boyutlu...

    https://www.biyologlar.com/bilimsel-calisma-ve-biyolojinin-alt-bilim-dallari
3WTURK CMS v8.1