Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 1895 içerik listeleniyor

  • Bakteriyel Konjugasyon

    Bakteriyel konjugasyon hücre teması yoluyla bakteriler arasında genetik malzeme aktarımıdır. Transformasyon ve transdüksiyon gibi bu da bir yatay gen transferi mekanizmasıdır. Bakteriyel konjügasyona, çoğu zaman hatalı olarak cinsel birleşmenin veya üremenin bir benzeri olarak değinilir. Oysa bu süreç cinsel değildir, çünkü eşey hücrelerinin birleşip bir zigot oluşturmasıyla ilişkisi yoktur. Olay verici bir hücreden alıcı bir hücreye genetik malzeme...

    https://www.biyologlar.com/bakteriyel-konjugasyon
  • SALİVA (TÜKRÜK)

    Bütün tükrük bezlerinin salgılarının karışımı olan salivanın toplam miktarı 24 saatte 1,2 litreye kadar ulaşabilir. Çok az bir kısmı gingival sulkusun, tonsiller kriptaların ve oral kaviteyi döşeyen epitelin sızıntılarından kaynaklanır. Saliva diğer sindirim salgılarından 40 kat daha fazla hacme sahiptir. Saliva yapışkan (visköz) bir sıvı olup su, müsin, proteinler, tuzlar ve amilaz, maltaz, lizozim, RNAaz, DNAaz gibi enzimleri içerir. Tükrük içerisinde...

    https://www.biyologlar.com/saliva-tukruk
  • Besiyerleri ve Tanıtımları

    Besiyerleri ve Tanıtımları

    İnsan ve hayvanlarda çeşitli mikroorganizmalar hastalık oluştururlar. Bu mikroorganizmaların izolasyonu, tanımlanması ve üretilmesinde besiyerleri kullanılır. Besiyerleri canlı ve cansız ortamlar olarak ikiye ayrılırlar.

    https://www.biyologlar.com/besiyerleri-ve-tanitimlari
  • SİNDİRİM YOLLARI TABAKALARI

    Sindirim kanalı özofagus proksimalinden anal kanal distaline kadar uzanan içi boş bir tüptür. Bu sindirim yollarının her bir bölümü aynı organizasyona sahiptir. Ancak bu tabakaların yapı ve kalınlıkları gördükleri fonksiyonlardan dolayı değişik bölgelerde farklılık gösterir ve esas olarak 4 tabakadan oluşur. İçten dışa doğru genel sindirim yolları tabakaları: 1- Tunika mukoza (müköz membran) 2- Tunika submukoza (submukoza) 3- Tunika muskularis (muskularis...

    https://www.biyologlar.com/sindirim-yollari-tabakalari
  • Hücresel evrim nedir

    Kimyasal maddelerden bir canlı meydana getirmeye yönelik ilk çalışma Rus biyokimyacı Aleksandr Ivanoviç Oparin (1894-1980) tarafından denenmiştir. Oparin, elektriksel olarak zıt yüklere sahip olan arapzamkı ve jelatin kökenli mikroskobik yapılar arasında meydana getirdiği birlik içinde, kimyasal reaksiyonların meydana gelebildiğini ve birliği kuşatan zarın su absorbe edebildiğini göstermiştir. 1930 lu ve 1940 lı yıllarda kimyasal evrim ve canlılığın ortaya...

    https://www.biyologlar.com/hucresel-evrim-nedir
  • Bakteriler Hakkında Bilgi

    Bakteriler Hakkında Bilgi

    Canlıların yaygın ve önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen mikroorganizmaların besin üretiminde kullanılanları ve hastalık yapanları dışında büyük çoğunluğu tanımlanamamıştır.

    https://www.biyologlar.com/bakteriler-hakkinda-bilgi-1
  • Atmosferde oksijen konsantrasyonunun artışı ve sonuçları

    Kimyasal maddelerden bir canlı meydana getirmeye yönelik ilk çalışma Rus biyokimyacı Aleksandr Ivanoviç Oparin (1894-1980) tarafından denenmiştir. Oparin, elektriksel olarak zıt yüklere sahip olan arapzamkı ve jelatin kökenli mikroskobik yapılar arasında meydana getirdiği birlik içinde, kimyasal reaksiyonların meydana gelebildiğini ve birliği kuşatan zarın su absorbe edebildiğini göstermiştir. 1930 lu ve 1940 lı yıllarda kimyasal evrim ve canlılığın ortaya...

    https://www.biyologlar.com/atmosferde-oksijen-konsantrasyonunun-artisi-ve-sonuclari
  • İki Yaşamlılar - Amphibia

    Hem suda hem de karada yasadiklarindan iki yasamlilar anl..... Amphibia adi verilmistir. Gerek anatomi ve gerekse fizyolojik açidan baliklarla sürüngenler arasinda bir özellik gösteren Amphibia sinifi, omurgalilarin su disinda yasayan ilk grubunu olusturmaktadir. Devonien'in sonlarina dogru meydana gelen kuraklik nedeniyle, akcigerli baliklarin bazi populasyonlari yasadiklari ortamlardan çikarak karadan diger sulara geçmislerdir. Daha sonra da tüm sularin kurumasiyla zamanlarinin...

    https://www.biyologlar.com/iki-yasamlilar-amphibia
  • Gastrik Bezler

    Gastrik bezler midede en geniş alanı kapsayan bezlerdir ve midenin çoğu enzimleri ile HCL’yi salgılamaktadırlar. Gastrik çukurlar bu bezlerde oldukça kısadır, mukozanın yaklaşık olarak 1/4 üne kadar uzanırlar ancak basit dallı tübüler olan bezler oldukça uzun ve düzdürler. Bezlerdeki epiteli asit, enzimler, müküs ve hormonları içeren gastrik sıvıyı salgılayan çeşitli tipte uzun ömre sahip hücrelerden oluşmuştur (Pariyetal, zimojenik, müköz boyun,...

    https://www.biyologlar.com/gastrik-bezler
  • Hücrede aktif ve pasif taşıma

    Hücrede aktif ve pasif taşıma

    Hücre, canlılarda yapı ve görev bakımından en küçük birimdir. Bütün canlılar hücrelerden yapılmıştır. Yeni hücreler, daha önce var olan bir hücrenin bölünmesi sonucu oluşurlar. Yüksek organizasyonlu hayvanlar şekil, büyüklük ve işlevleri farklı olan pek çok hücreden oluşurlar. Hücrelerin şekillerinin çok değişik olması nedeni ile bütün hücreleri içeren bir hücre şekli göstermek olanaksızdır. Bununla beraber bütün hücrelerde mikroskobik yapı...

    https://www.biyologlar.com/hucrede-aktif-ve-pasif-tasima
  • Midenin Epitelyal Hücreleri

    Midenin Epitelyal Hücreleri

    1-Yüzey prizmatik hücreler: Mide tek tip uzun, prizmatik hücrelerden meydana gelmiş epiteli ile diğer sindirim yolları bölgelerinden ayırt edilir. Mide epiteli kardiada özefagusun stratifiye yassı epiteline bitişik ve keskin şekilde başlar ve pilorusta barsak epiteli ile devam eder. Prizmatik hücreler koruyucu görevinin yanısıra çözünmez yapıdaki musini de salgılarlar, salgılanan nötral mukopolisakkarit materyal, içerdiği bikarbonat ve potasyum konsantrasyonuyla...

    https://www.biyologlar.com/midenin-epitelyal-hucreleri
  • Omurgalıların karaya geçişi

    Canlıların evriminde önemli basamaklardan biri hiç kuşkusuz onların, kara ortamına da uyum sağlayarak yaşama alanlarını genişletmiş olmalarıdır. Ancak, kara ortamına uyma konusunda canlıların önemli problemlerle karşılaşmış olmaları gerekmektedir. Çünkü, su ortamının kaldırma kuvveti olarak bilinen avantajına karşılık, karada yaşayan canlılar ağırlıklarını taşımak zorunda kalmışlardır. Bu nedenle, karasal organizmalar sucul organizmalara oranla...

    https://www.biyologlar.com/omurgalilarin-karaya-gecisi
  • Bitkilerde Yaprak Dökümü Nasıl Gerçekleşir?

    Bitkiler için, özellikle de besin üretiminin yapıldığı yapraklar için güneş ışığı çok önemlidir. Sonbaharın gelmesiyle birlikte havalar soğumaya, gündüzler kısalmaya başlar ve Dünya’ya gelen güneş ışığında azalma meydana gelir. Bu azalma, bitkilerde bazı değişikliklere sebep olur ve yapraklarda “yaşlanma programı” olarak da nitelendirebileceğimiz yaprak dökümü başlar. Yaprak dökümü ağaçlar için bir zorunluluktur. Çünkü soğuk havalarda...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-yaprak-dokumu-nasil-gerceklesir
  • Kırmızı Algler ve Mantarlar

    Kırmızı algler ya da Rhodophyta, (Yunancada rhodos ve phytos = kırmızı bitki); deniz alglerinin büyük bir kısmını oluşturan bir Protista âlemi şubesidir. Bu alem, yediğimiz şapkalı mantarları ve diğer organizmalarla birlikte yaşayan cıvık mantarları içerir. Bazı mantarlar, alglerle bir araya gelerek “liken” adı verilen toplulukları oluştururlar. Bazı türler de, bitkilerin köklerinde simbiyont olarak yaşarlar. Bitkilerin %90′ı, köklerinde simbiyont mantar...

    https://www.biyologlar.com/kirmizi-algler-ve-mantarlar
  • Enterobacteriaceae

    Enterobacteriaceae, Salmonella ve Escherichia coli gibi ünlü hastalık etkenlerini de içeren büyük bir bakteri ailesidir. Genetik araştırmalar, bu aileyi, Proteobacteria şubesine koyar. Enterobacteriales takımının içinde yer alan tek familyadır. Bu familyanın içinde enfeksiyon hastalıklarına yol açan zararlı cinslere rastlandığı gibi gıda ve ilaç endüstrilerinde kullanılan yararlı cinsler de vardır. Bazı cinsler organik maddelerin doğada çürümesine yardım...

    https://www.biyologlar.com/enterobacteriaceae
  • İNCE BARSAKLARIN HİSTOLOJİK YAPISI

    İnce barsak, mide ile birleştiği pilorik orifisten başlar, kalın barsak olarak devam ettiği ileoçekal kavşağa kadar uzanır. Yaklaşık 7,2 metre uzunlukta sindirim kanalının en uzun komponenti olan ince barsak abdominal kavite içerisinde oldukça kıvrıntılı bir şekilde seyreder ve 3 kısımda incelenir; 1- Duodenum: Yalnızca 20 cm uzunlukta olan duodenum, ince barsağın ilk kısmı olup abdominal duvarın posterioruna tesbit edilmiştir ve uzunluğunun büyük bir kısmında...

    https://www.biyologlar.com/ince-barsaklarin-histolojik-yapisi
  • Gen Düzenleyen Protein

    Bilim insanları gen-düzenleyen protein yapısını keşfettiler. Iowa State Üniversitesi Bitki Patolojisi ve Mikrobiyoloji Bölümü’nde Prof. Adam Bogdanove ile aynı bölümün eski mezunlarından Matthew Moscou iki buçuk yıl içinde bitki patojen bakterilerin bir çeşit proteininin, bitki genomundaki özel dizileri tanıyıp bu dizilere nasıl bağlandığını keşfetti. Araştırmacılar bu keşifleri ile isimlerini dünya çapında duyurdular. Iowa State Üniversitesi eski...

    https://www.biyologlar.com/gen-duzenleyen-protein
  • İnce Bağırsak Epiteli

    İntestinal mukoza epiteli basit prizmatik tiptir, fakat bir hücre tipinden daha fazla hücre içerdiği için mide yüzey epitelinden farklıdır. İntestinal mukoza epitelini çizgili kenarlı absorptif prizmatik hücreler, paneth hücreleri, goblet hücreleri, enterokromaffin hücreler ve diğerleri oluşturur. a- Prizmatik Absorptif Hücreler – Enterositler: İnce bir bazal lamina üzerine oturmuş olan uzun, silindirik hücrelerdir. Çekirdek ince-uzun ve ovoid olup, tabana yakın...

    https://www.biyologlar.com/ince-bagirsak-epiteli
  • Mutasyonlar

    Evrim Mekanizmaları yazı dizimiz içerisindeki bu yazımızda, çok çeşitli yönüyle mutasyonlara değineceğiz ve evrimsel biyoloji ile ilgili bazı noktaları tam olarak anlayabilmek açısından belki de en önemli makalelerimizden biri olacaktır. Çünkü ne yazık ki günümüzde bazı bilim dışı kaynaklar ve bilimsel gerçekler yerine bu kaynakları benimseyen eğitim kurumları sebebiyle mutasyonlar, Evrim Kuramı'nın merkezine yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Üstelik...

    https://www.biyologlar.com/mutasyonlar-2
  • Arkelerin Biyolojik Ekonomik önemi

    Arkelerin Biyolojik Ekonomik önemi

    1970'lerde yapılan çalışmalarda arkeler farklı bir yaşam biçimine sahip canlılar olarak kabul edilmişti.

    https://www.biyologlar.com/arkelerin-biyolojik-ekonomik-onemi
  • Brunner’in Duodenal Bezleri

    Duodenumun submukozal bezleri bileşik tübüler veya tubuloalveolar tip olup koyu, düzleşmiş, bazal çekirdek ve berrak, vakuollü sitoplazmaya sahip uzun, kübik hücrelerden meydana gelmiştir. Bezsel kısım alçak boylu kübik hücreler ile döşenmiş duktuslar ile devam eder. Duktuslar muskularis mukozayı delerek intestinal bezlere açılır. Muskularis mukoza çoğunlukla bezlerin üzerinde bütün bir tabaka oluşturmaz ve düz kas şeritleri glandular ünitler arasındaki bağ...

    https://www.biyologlar.com/brunnerin-duodenal-bezleri
  • Bakterilerin Biyoteknolojide Kullanım Alanları

    Bakterilerin Biyoteknolojide Kullanım Alanları

    Son on yılda biyokimya, moleküler biyoloji ve bakteriyolojideki ilerlemeler, bakterilerin antikanser ajan olarak kullanımının yanı sıra, antikanser ilaçların verilmesinde kemoterapiye duyarlı ajan ve gen tedavisi için vektör olarak kullanımına kadar kullanışlı bir çok yönlerini ortaya koymuştur.

    https://www.biyologlar.com/bakterilerin-biyoteknolojide-kullanim-alanlari
  • KALIN BARSAKLARIN HİSTOLOJİK YAPISI

    Kalın barsaklar yaklaşık olarak 1,8 metre uzunluğundadır, çekum (ileoçekal kapakçıkta ileum ile devam eder), appendiks (çekumdan ayrılan küçük bir divertikülüm), kolon (çekum ile devam eder ve çıkan-assending, transvers, inen-dessending ve sigmoid kısımlara ayrılır), rektum ve anal kanaldan oluşur. Anal kanal vücut yüzeyinde anüs olarak sonlanır. Gıda maddeleri çekuma yarı sıvı halde girer; kolonda yarı katı hale gelir. Kalın barsakların fonksiyonlarını...

    https://www.biyologlar.com/kalin-barsaklarin-histolojik-yapisi
  • Arkelerde Sistematik Yapı

    Üst alem: Archaea Bölüm / Sınıf Crenarchaeota Euryarchaeota Korarchaeota Nanoarchaeota Arkeler, Arkea (Yunanca αρχαία, "eskiler" 'den türetme; tekil olarak Arkaeum, Arkaean, veya Arkaeon), veya Arkebakteriler, canlı organizmaların bir ana bölümüdür. Yabancı literatürde bu gruptaki canlılar Archaea veya Archaebacteria, grubun tek bir üyesi ise tekil olarak Archaeum, Archaean, veya Archaeon olarak adlandırılır Arkeler, Ökaryotlar ve Bakteriler, üç-saha sisteminin...

    https://www.biyologlar.com/arkelerde-sistematik-yapi
  • Mutasyon Örnekleri Nelerdir

    1) Kılsız Köpekler Köpeklerde kıllar üzerinde etkili FOXI3 isimli bir gen bulunur. Science dergisinin Eylül 2008 sayısında yayınlanan bir makaleye göre (bkz: kaynaklar), kromozom 17 üzerinde bulunan bu gende meydana gelen 7 ekleme tipi mutasyon sonucunda eskiden kıllara sahip olan köpekler kıllarını dökmektedirler. FOX genlerinin memelilerde genel olarak embriyonik gelişimi kontrol ettiği bilinmektedir. 2) Atlardaki overo Geni Atlarda eşey hücrelerinin çalışmasından...

    https://www.biyologlar.com/mutasyon-ornekleri-nelerdir
  • Barsaklarda Emilim (Absorbsiyon)

    İntestinal lümen içerisindeki gıda maddelerinin sindirimi gıdanın içerisindeki maddelerin moleküler ölçülere redüksiyonunu da içerir. Bu olay ana sindirim bezleri salgısı (Pankreas ve Karaciğer) ve başlıca intestinal bezler (Lieberkühn bezleri) tarafından salgılanan intestinal sıvı ile sağlanır. Karaciğerden salgılanan safra lipidleri trigliseridlere redükte eder. Pankreatik sıvı, lipolitik, proteolitik ve karbonhidratları parçalayıcı enzimlere sahiptir....

    https://www.biyologlar.com/barsaklarda-emilim-absorbsiyon
  • PANKREASIN HİSTOLOJİK YAPISI

    PANKREASIN HİSTOLOJİK YAPISI

    Büyük, yassı bir organ olan pankreas duedonumun konkavitesi içerisinde yerleşmiştir. Posterior abdominal duvar peritonu arkasında sola doğru dalağın hilumuna ulaşacak şekilde uzanır

    https://www.biyologlar.com/pankreasin-histolojik-yapisi
  • ANTİBİYOTİK KULLANIMINDA GENEL PRENSİPLER

    Antibiyotikler tedavide en çok kullanılan ve kullanımında en çok hata yapılan bir ilaç grubudur. İnsan vücudunun her organında enfeksiyon gelişebileceğinden her daldaki hekimin antibiyotik kullanımını iyi bilmesi gerekir. Antibiyotiklere direnç gelişimi ve tedaviye yeni antibiyotiklerin girmesi gibi nedenlerle de bilgilerin devamlı yenilenmesi zorunludur. Antibiyotik kullanımında dikkat edilmesi gereken kuralları şöyle sıralayabiliriz.1. Antibiyotik kullanma...

    https://www.biyologlar.com/antibiyotik-kullaniminda-genel-prensipler
  • KARACİĞERİN HİSTOLOJİK YAPISI

    Yumuşak kıvamlı olan karaciğer vücutta bulunan en ağır bezdir. Ağırlığı 1,5 kg veya daha fazla olabilen karaciğer üst abdomende, diaframın altında yerleşmiştir. Taze iken koyu kırmızı veya kırmızımsı kahverengidir; bu renkten başlıca karaciğere olan zengin kan akımı sorumludur. Karaciğer kanını çölyak (celiac) arterden köken alan arterlerden ve portal ven yolu ile intestinal yollardan alır. Venöz boşaltım inferior vena kavaya olduğundan karaciğer...

    https://www.biyologlar.com/karacigerin-histolojik-yapisi
  • Aminoglikozidler

    Duyarlı organizmalara karşı konsantrasyona bağlı bakterisidal aktivite gösterirler.Bazısı P.aeriginosa ve diğer Gr(-) basillere,bazısı Mycobakterilere etkilidir.Paramomisin kolonun protozea enfeksiyonlarında,Spektinomisin N.gonorhae tedavisinde kullanılmıştır.Aerob Gr(-) basil ve Gr(+) koklara etkisi Penisilinler veya Sefalosporinlerle additif veya sinerjistik olabilir.Rezistans az düzeydedir ve tedavi sırasında ortaya çıkışı nadirdir. Nefrotoksisite,ototoksisite ve...

    https://www.biyologlar.com/aminoglikozidler
  • Genetik Şifre Nasıl Evrilmiştir ?

    Okyanusların derinliklerinde kemosentez yaparak yaşayan bakterilerden tutun, insana kadar bütün canlı varlıkların paylaştığı genetik şifrenin kökeni nedir? Birden fazla moleküler kökeni olmasına rağmen yaşam dünyada, yalnız bir kerede ortaya çıkmıştır. Başka bir deyişle, her ne kadar yaşamı başlatan molekül türü birden fazla ise de, onların karşılıklı tepkileşmesi ile ortaya çıkan yaşam, kökeni dört milyar yıl değişmeden günümüze kadar...

    https://www.biyologlar.com/genetik-sifre-nasil-evrilmistir-
  • Çeşitli Toprak Parametrelerinin Mikroorganizmalarla İlişkisi

    1. Toprak nemi Yağmur suları topraktan yıkandıktan sonra toprak porları yeniden havayla dolar. Drenajı takiben toprak nemi, toprak partiküllerinin tutma kuvveti ile yerçekimi arasında oluşan denge sonucu daha stabil hale gelir. Gerek bitki gerekse mikroorganizmaların ideal nem koşullarını gösteren bu denge düzeyine tarla kapasitesi denir. Toprak kurudukça içerdiği nem, bitki ve pek çok mikroorganimanın yararlanamayacağı bir düzeye kadar azalır ki bu noktaya solma...

    https://www.biyologlar.com/cesitli-toprak-parametrelerinin-mikroorganizmalarla-iliskisi
  • Spermiogenezis

    Yeni meydana gelmiş spermatid merkezi yerleşim gösteren bir çekirdek, bunun yakınında gelişmiş bir Golgi apparatus, çok sayıda mitokondriyonlar ve bir çift sentriole sahiptir. Spermiogeneziste bütün bu hücresel oluşumlarda belirgin değişiklikler görülür. Spermiogenezis 4 evrede özetlenebilir: 1- Golgi evresi: İlk önce Golgi bölgesinde bulunan pek çok sayıdaki küçük vesiküller içerisinde küçük granüller görülür, bunlar tek büyük bir granül olan akrozomu...

    https://www.biyologlar.com/spermiogenezis
  • Mikroorganizmaların Toprak Ekosistemindeki İşlevleri

    1. Topraktaki dirençli bitki ve hayvan dokularının ayrıştırılması 2. Bitki dokuları ve yaprak döküntülerinin çeşitli formlara dönüştürülmesiyle humus oluşumu 3. Yeşil gübrelerin kompost ve hayvan gübresi yığınlarının olgunlaşması ve transformayonu 4. Toprak kökenli bitki hastalıklarının oluşması. Örneğin; patates uyuzu ve leke hastalığı (S. scabies, S. ipomoeae) 5. Bazı insan ve hayvan enfeksiyonları. Örnek; Nocardia asteroides, N. otitidis-caviarum)...

    https://www.biyologlar.com/mikroorganizmalarin-toprak-ekosistemindeki-islevleri
  • Olgun Sperm

    60 µm uzunluğundaki olgun insan spermatoozonu baş, orta parça ve kuyruktan oluşur. 4.5 µm uzunluğunda, 3 µm genişliğinde, 1 µm kalınlığındaki baş kısmı yoğunlaşmış bir çekirdek ve anterior kenarlarında dens akrozom içeren baş şapkasından meydana gelmiştir. Baş içerisinde DNA ya da genetik materyal bulunur. Akrozom; hyaluronidaz enzimine sahiptir. Spermin oosit ile teması sonucu akrozom reaksiyonuyla akrozom enzimleri salınır. Hyaluronidaz enzimi fertilizasyona...

    https://www.biyologlar.com/olgun-sperm
  • Bitkiler ve Mikroorganizmalar arasındaki ilişkiler

    Olumlu ve olumsuz etkileşimler sadece mikroplar arasında olmazlar aynı zamanda bitkiler ve mikroplar arasında da gerçekleşirler. Rizosfer, bitkiler ve mikroplar arasındaki kommensal ve mutualistik etkileşimlerin görüldüğü bölgeye verilen addır. Ekto ve endomikorizal mantarlar bitkilerin mineral madde ve suyun fotosentez ile geri dönüşümünü sağlarlar. Çok ekstrem koşullar altında bitkinin hayatını devam ettirmesi için temel olan mutualistik birleşmeler yapmasıdır....

    https://www.biyologlar.com/bitkiler-ve-mikroorganizmalar-arasindaki-iliskiler
  • Helicobacter pylori

    Helicobacter pylori (Helikobakter pilori- Hp) mide ve duodenum'um çeşitli alanlarında yerleşen, gram (-), mikroaerofilik bir bakteridir. Yerleştiği yerlerde kronik enflamasyona neden olur. Bu kronik enflamasyon sonucunda duedenum ülseri, mide ülseri ve mide kanseri gelişebilir. Önceleri Campylobacter pylori olarak adlandırılan bu bakteri, yapılan birçok araştırmanın sonucunda 1989 yılında Camplobacter ailesine ait olmadığına karar verilmiş ve kendi adıyla anılan...

    https://www.biyologlar.com/helicobacter-pylori
  • Evrim Teorisi ile İlgili 5 Soru 5 Yanıt

    Charles Darwin’in meşhur “Türlerin Kökeni” isimli yapıtının yayınlanmasının üzerinden bir buçuk yüzyıl geçti. Bu süre içinde evrim kuramı sürekli sorgulandı. Darwin genetik ve moleküler biyoloji konusunda hiçbir şey bilmemesine rağmen modern biyoloji bu büyük bilim adamının şaşırtıcı fikirlerini hep doğruladı. Ne var ki bugün evrim biyolojisinin hâlâ yanıtlayamadığı sorular var. Saygın bilim dergisi New Scientist bunların içinden önemli...

    https://www.biyologlar.com/evrim-teorisi-ile-ilgili-5-soru-5-yanit
  • Bakterilerin Üremelerine Etkili Faktörler

    Mikroorganizmalar bulundukları ortamlarda (kültürler de dahil), optimal koşullar altında, cins ve türlerinin genetik karakterine göre, iyi bir üreme ve gelişme gösterirler. Ancak, bu uygun şartlar, aynı durumda uzun bir süre devam etmez ve belli bir zaman sonra, mikroorganizmaların üremeleri sınırlanır ve durur. Eğer, olumsuz koşullar değiştirilmezse veya iyileştirilmezse, mikroorganizma populasyonunda ölümler başlar, giderek artar ve canlı mikroorganizma sayısında...

    https://www.biyologlar.com/bakterilerin-uremelerine-etkili-faktorler-1
  • Douglas Futuyma ile Evrim Kuramı’na dair söyleşi

    Douglas Futuyma evrimsel biyoloji alanında çalışan bilim insanlarının ismini sıkça duyduğu, bitki böcek etkileşimleri üzerine çalışan, bilim yapmayı ve anlatmayı kendine yaşam biçimi edinmiş bir bilim insanı. ABD'deki Cornell Üniversitesi'nden lisans derecesini aldıktan sonra yüksek lisans ve doktora ünvanlarını 1969'da Michigan Üniversitesi'nden kazanıyor. Bitki yiyen böcekler ve onların konakçıları olan bitkilerin evrimi üzerine olan akademik...

    https://www.biyologlar.com/douglas-futuyma-ile-evrim-kuramina-dair-soylesi
  • Ribotiplendirme (Ribotyping)

    Bakterilerde, ökaryotlarda ve arkelerde bulunan rRNA moleküllerinin birçoğunun moleküler evrimin gidişatında çok az değişmiş olduğu görülmektedir bundan dolayı bu sekanslara spesifik problar bakterilerin geniş bir sınıflandırmasını, benzer rRNA sekanslarıyla belirleyebilmektedir. Diğer prob tipleri ise belirli türler veya tür içinde sınırlı kalmaktadır. Ribotiplendirmede total genomik DNA bir restriksiyon enzimiyle daha küçük fragmentlere parçalanmakta ve bu...

    https://www.biyologlar.com/ribotiplendirme-ribotyping
  • YARDIMCI GENİTAL BEZLER

    Testislerin duktus sistemleri ile ilişkili olan bezler seminal vesiküller, prostat ve bulbouretral bezlerdir (Cowper bezleri). Seminal Vesiküller Seminal veziküller, ampullar bölgede mezonefrik (Wolffian) kanalın evaginasyonuyla gelişir. Prostat bezinin posteriorunda yerleşim gösteren seminal vesiküllerin her biri duktus deferensin sonlanma kısmı olan ampullar bölgeye paralel seyreden, kıvrıntılı, ince, uzun bir divertikülümdür. Vesikülün alt kısmı dar, düz bir duktus...

    https://www.biyologlar.com/yardimci-genital-bezler
  • Bakterilerin Genel Özellikleri

    Monera alemini oluşturan prokaryot canlıların en yaygın ve en çok bilinen grubu bakterilerdir. O kadar yaygındır ki bugün dünyamızda bakterinin bulunmadığı yer yoktur diyebiliriz. En çok organik atıkların bol bulunduğu yerlerde ve sularda yaşarlar. Bununla beraber, -90 0C buzullar içinde ve +80 0C kaplıcalarda yaşayabilen bakteri türleri de vardır. Hava ile ve su damlacıkları ile çok uzak mesafelere taşınabilirler. Deneysel olarak ilk defa 17. yüzyılda bakterileri...

    https://www.biyologlar.com/bakterilerin-genel-ozellikleri
  • ENDOKRİN SİSTEM

    Endokrin sistem, başlıca köken aldıkları epitel ile ilişkilerini kaybetmiş bezlerden meydana gelmiştir. Bu bezlerin duktusları olmayıp salgılarını (hormonlar) direkt olarak ya kan ya da lenf dolaşımına boşaltırlar; dolayısı ile bu tip bezlere duktussuz bezler veya iç salgı bezleri denir. Vücudun endokrin salgı yapan dokuları üç ayrı şekilde görülür: 1- Bağımsız ayrı bezler halinde; bu tip bezler saf endokrin fonksiyona sahiptirler. Örneğin hipofiz, tiroid,...

    https://www.biyologlar.com/endokrin-sistem
  • Örümceğimsiler ( Arachnida )

    Arachnidalar, Arthropoda (eklembacaklılar) filumunun, başta örümcekler, akrepler, akarlar, keneler ve uyuz böcekleri olmak üzere, 70 bin kadar etçil ve karada yaşayan omurgasız türüdür.. Arachnida üyelerinin en belirgin özellikleri, iyi gelişmiş bir baş bölümü ile sert (kitinleşmiş) bir dış iskeletten oluşan bölütlü gövde yapısı ve çift sayıdaki eklemli gövde uzantılarıdır. Büyüme sürecinde birkaç kez kabuk (dış iskelet) değiştiren bu hayvanların...

    https://www.biyologlar.com/orumcegimsiler-arachnida-
  • BAKTERİLERİN BESLENMELERİ

    Bazı bakteriler ototrof olup, fotosentez veya kemosentez yaparlar. Çoğunluğu ise heterotrof olup, saprofit veya parazit yaşarlar. a. Saprofit Bakteriler: Bakterilerin çoğunluğunu oluşturur. Besinlerini bulundukları ortamlardan hazır sıvılar olarak alırlar. Nemli, ıslak ve çürükler üzerinde yaşarlar. en çok amino asit, glikoz ve vitamin gibi besinleri ortamdan alırlar. Bu tür bakteriler dış ortama salgıladıkları enzimlerle bitki ve hayvan ölülerini daha basit...

    https://www.biyologlar.com/bakterilerin-beslenmeleri
  • OMURGASIZ HAYVANLAR SİSTEMATİĞİ

    Canlılarla ilgili problemler ele alındığında organizmalar sınıflandırmak ve onları gruplara ayırmak zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Yeryüzünde milyonlarca canlı varlık vardır ve bunun yanı sıra geniş ölçüde bir çeşitlilik de görülür. Sınıflandırmanın Tarihçesi İnsanlar yaradılışlarından itibaren çevrelerinde bulunan bitki ve hayvanları öğrenmeye çalıştılar. İlk insanlar, bitki ve hayvanları kendileriyle olan ilişkisine göre...

    https://www.biyologlar.com/omurgasiz-hayvanlar-sistematigi
  • REKOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ , KLONLAMA VE VEKTÖRLER

    KathleenDannave DanielNathanstarafından 1971’de yayınlanan bir makale, rekombinant DNA çağının başlangıcını işaret etmiştir. Makale, bir bakteri suşundanbir enzimin ayrıştırılmasını ve enzimin viral DNA’yı, özgül nükleotitdizilerinden kesmek için kullanılışını tanımlar. Bu proteinler “restriksiyon enzimleri” olarak adlandırılır. Devamı

    https://www.biyologlar.com/rekombinant-dna-teknolojisi-klonlama-ve-vektorler
  • REKOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ , KLONLAMA VE VEKTÖRLER

    Bu teknolojinin bilimsel temeli olan çeşitlenme (rekombinasyon) genetik bir olaydır ve doğada canlılar arasında görülen çeşitliliğin önemli nedenlerinden birini oluşturur. Rekombinasyon, farklı genotipteki bireyler arasında eşleşmeler söz konusu olduğunda, ana-babaya ait kalıtsal özelliklerin dölde değişik gruplanmalar halinde bir araya gelmesine yol açan olaylar dizisidir. Bu olay moleküler düzeyde, farklı nükleotid dizilerine sahip iki DNA molekülünün homoloji...

    https://www.biyologlar.com/rekombinant-dna-teknolojisi-klonlama-ve-vektorler-1
  • TİROİD BEZİ

    Boynun ön bölgesinde yer alan tiroid bezi birbirleri ile dar olan isthmus aracılığı ile birleşmiş iki lateral lobdan meydana gelmiştir. İsthmus 2. ve 4. trakeal kıkırdaklar arasında yer alır. Yaklaşık 5 cm boyunda 2,5 cm genişliğinde 20-30 gr ağırlığında olan lateral loblar ise trakenin üst kısmı ile larinksin inferioru arasında yerleşim gösterirler. Çoğunlukla bu iki tiroid yan loblarına ilaveten bir üçüncü piramidal lobdan bahsedilir. Bu 3. lob isthmusun...

    https://www.biyologlar.com/tiroid-bezi
3WTURK CMS v8.1