Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 513 içerik listeleniyor

  • DİENCEPHALON (ARABEYİN)

    Diencephalon (Arabeyin),beyin sapı ile serebral hemisferler arasında yer alan beyin bölümü olup, sağ-sol yarımı üçüncü ventrikül (Ventriculus tertiusfu sarar. Diencephalon un, talamus, hipotalamus. subtalamus ve epitalamus ol­mak üzere 4 altbölümü vardır. Talamus (Thalamus) : Talamus. diencephaloriun büyük bir bölümünü oluşturan gri madde kitlesıdir. Herbir talamus. üçüncü ventrikülün dışyan duvarının üst bölümünü oluşturur. Talamus. duysal sistemler,...

    https://www.biyologlar.com/diencephalon-arabeyin
  • KRANİAL SİNİRLER (Nervi craniales)

    Beyinin değişik bölümlerine bağlanan 12 çift sinir, nervi craniales (Kranial sinirler CN) olarak adlandırılır. Bu sinirler.kafatası tabanındaki deliklerden geçerek kafatasının içine girerler veya kafatasından dışarı çıkarlar (Kafatasını terketmeyen CN VIII bir istisnadır.) Adlandırılmaları.fonksiyonel ve morfolojik özellikleri dikkate alınarak, numaralanmaları’ ise beyine bağlanış sırasına göre (önden arkaya doğru) yapılmıştır. Oniki çift kranial...

    https://www.biyologlar.com/kranial-sinirler-nervi-craniales
  • DERİ VE EKLENTİLERİ

    Deri ile eklentileri olan kıllar, tırnaklar, deri bezleri ve deride bulunan genel duyu reseptörleri integumentum commune (L. integumentum=örtü) veya İNTEGUMENTER SİSTEM başlığı altında ele alınır. Deri ve eklentilerini ayrı ayrı inceliyeceğiz. a.DERİ (Cutis) : Deri, insan vücudunun en büyük organı olup, yaklaşık alanı 1,5 – 2 m2, ortalama kalınlığı 1-2 mm (Göz kapaklarının derisi 0,5 mm, sırtın üst bölüm derisi 5 mm kalınlığında) ‘dir. Vücudu,...

    https://www.biyologlar.com/deri-ve-eklentileri
  • Gen Tedavisi ve Kök Hücreler

    Halen ABD’de yapılan hücre programlanması ve gen tedavisi çalışmalarının üçte birinde, kök hücreler kullanılmaktadır. Vücut dışında programlanan kök hücrelerde birçok hastalığı tedavi etmek mümkündür. Kök hücrelerin en büyük avantajı, kendilerini sürekli olarak yenileyebilmeleridir. Böylece, programlanmış olan diğer hücreleri defalarca hastaya verilmesi yerine kök hücrelerinin bir kez verilmesi mümkün olmaktadır. Örneğin, hastanın kan kök...

    https://www.biyologlar.com/gen-tedavisi-ve-kok-hucreler
  • İDRAR VE ÜREME SİSTEMİ

    Embriyolojik ve fonksiyonel ortaklık (özellikle erkek idrar ve üreme organlarında) nedeniyle iki grup sistemi bu konu (İdrar ve üreme sistemi-Systema ürogenitale) içinde inceleyeceğiz. Systema ürogenitale’deki fonksiyonlardan biri idrarın yapılması ile iletilip dışarı atılmasıdır ki bu işi yapan organlara organa urinaria (İdrar organları-üriner organlar) denir. Üriner organlar birçok anatomist tarafından idrar sistemi (Systema renale) başlığı altında ele...

    https://www.biyologlar.com/idrar-ve-ureme-sistemi-1
  • Manyetik Alanın İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkisi

    İnsan vücudunun manyetik alanla olan dengesini bozan etkenlerden birisi de kimyasal kirleticiler, haberleşme frekansları, elektrik güç taşımalarından gelen sinyallerle çevrenin kirlenmesiyle ortaya çıkar. Toksik madde radyasyon gibi kirleticilerden gelen sinyaller canlının elektromanyetik dengesini bozmaktadır, (Widgery, 2002). Araştırmacıların insan tarafından yapılan elektromanyetik kirlilik veya smog olarak bilinen elektromanyetik alanın birikimli olduğunu ve genel...

    https://www.biyologlar.com/manyetik-alanin-insan-sagligi-uzerindeki-etkisi
  • DNA’nın FONKSİYONLARI

    Hücre içinde meydana gelen bütün biyolojik olayların tek yöneticisi DNA’dır. DNA bu temel görevleri, kendisinde kodlanan ve türe özgü spesifik genetik (Bilgiler) yardımıyla gerçekleştirir. Diğer bir ifadeyle esas fonksiyonlarını tam ve eksiksiz olarak yürütebilmesi, birçok özel yardımcı moleküller ve proteinlerin(enzim) aracılığıyla olur. Özellikle, olayların gelişmesi, hızlanması ve doğru yönde ilerlemesi için enzimlerin rolleri oldukça önemlidir....

    https://www.biyologlar.com/dnanin-fonksiyonlari
  • Hayvansal Dokular

    Hayvansal dokular, embriyonik dönemde köken aldığı tabakalara göre ; -Ektoderm Kökenli Dokular:Epitel doku ve Sinir Doku -Mezoderm Kökenli Dokular:Bağ, Kan,Yağ, Kıkırdak, Kemik, Kas Doku -Endoderm Kökenli Dokular:Tükrük Bezleri Tiroid bezi,...... olmak üzere üç kısımda incelenir. 1 EPİTEL DOKU: Vücudun dış yüzeyini ve iç yüzeyini örten hücrelerden ve salgı yapabilen bezlerden oluşur.Hücreler arası boşlukları az ,kandamarları ve sinir bulunmaz.Beslenmesini...

    https://www.biyologlar.com/hayvansal-dokular
  • Transpozonlar

    Transpozonlar bİr hücrenin genomunda farklı yerlere, transpozisyon olarak adlandırılan bir süreçle hareket edebilen DNA dizileridir. Bu süreç ile mutasyonlara ve genomdaki DNA miktarının değişmesine neden olurlar. Çeşitli hareketli genetik elemanlar mevcuttur, bunlar transpozisyon mekanizmalarına göre sınıflandırılırlar. Retrotranspozonlar (veya Sınıf I transpozonlar) bir RNA ara ürün aracılığıyla kendilerini kopyalayarak hareket ederler. DNA transpozonları (veya...

    https://www.biyologlar.com/transpozonlar
  • TIP 2 DIYABET

    TIP 2 DIYABET

    Tip 2 diyabet, daha once ‘’insuline bagimli olmayan diyabetes mellitus’’ veya ‘’eriskin diyabeti’’ olarak tanimlanmistir. Bu hastalarda ilerleyen tarzda pankreasdaki insulin salgilayan beta hucrelerinde bozukluk ve insulin direnci vardir.

    https://www.biyologlar.com/tip-2-diyabet
  • Sindirim Sistemi

    Sindirim sistemi veya gastrointestinal sistem, sindirim borusu (''sindirim kanalı'' veya ''gastrointestinal kanal'') ile sindirim bezlerini içeren, çok hücreli hayvanlarda yiyeceğin vücuda alınımı, sindirilmesi, gerekli besin ve enerjinin absorbe edilmesi ve atık maddelerin vücuttan atılması ile ilgilenen organ sistemidir. Sindirim sistemi ve sindirim borusu hayvandan hayvana belirli oranda değişiklik gösterir. Örneğin bazı hayvanlar çok odalı midelere sahiptirler. Çoğu...

    https://www.biyologlar.com/sindirim-sistemi
  • Solunum Sistemi

    Solunum Sistemi

    Solumak, hayatta kalmak için temel ögelerden biridir. Vücutta birikmiş olan karbondioksitin atılması, bunun yerine, oksijen alınması işlemine solunum adı verilir.

    https://www.biyologlar.com/solunum-sistemi
  • PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ

    Sinir sistemi ayrılmaz bir bütün olmasına karşın, öğretim kolaylığı ve topografik ayırım ilkeleri çerçevesinde merkez sinir sistemi ve periferik sinir sistemi olarak iki bölüme ayrılır. MSS’ni oluşturan beyin ve omurilik dışında kalan sinir sistemi bölümü, periferik sinir sistemi (Systema nervosum peripheri cum.PSS.PNS) olarak ele alımır. Periferik sinir sistemi içinde incelenen sinirler. merkez sinir sistemi ile periferide bulunan vücut bölümleri ve organlar...

    https://www.biyologlar.com/periferik-sinir-sistemi-1
  • Sinir Sistemi

    Sinir Sistemi

    Sinir sistemi, bir hayvanın içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir. Beyine sahip olmayan hayvanlarda, sinir sistemi düşünce ve duygu üretmez veya iletmez. Süngerler dışında tüm çok hücreleri hayvanlarda bulunur. Sinir sistemi uyaranların ve...

    https://www.biyologlar.com/sinir-sistemi-3
  • Pipetleme ve DNA Kalıbı

    Pipetlemeye su ile (ilk olarak) başlanmak daha iyi olur. Daha sonra sırasıyla diğer bileşenler pipetlenir. PCR reaksiyon bileşenleri farklı bir sırada pipetlenirse sonuçlarda pek farklılık görülmez. DNA kalıbına primer bağlanma ihtimalini azaltmak ve ilk denatürasyon basamağından önce polimerazın çalışmasını engellemek amacıyla; reaksiyon bileşenlerinin pipetlenmesi buz üzerinde yapılır ve tüpler de buz içinde tutulur. Plazmidler laboratuvarda kullanılıyorsa;...

    https://www.biyologlar.com/pipetleme-ve-dna-kalibi
  • Dünyanın En İyi Korunan Veri Bankası: DNA

    Lineer kromozomların sonlarında, tekrar eden DNA dizilimleri vardır. Bu dizilimlere, Telomeres adı verilir. Telomeres’lerin önemli bir fonksiyonu bulunur. Savunmasız kromozom sonlarını, moleküler saldırılardan korurlar. Ancak, telomereslerin kendilerinin de bir korumaya ihtiyaçları vardır. Telomeresler, düzensiz genom parçacıklarına benzerler. Ancak, onları bir arada tutan bir protein vardır. Bu protein DNA replikasyonunun kromozom sonuna kadar kusursuz bir şekilde...

    https://www.biyologlar.com/dunyanin-en-iyi-korunan-veri-bankasi-dna
  • Hücre Fizyolojisi

    Hücreler yaşayan organizmaların yapısal ve fonksiyonel birimleridir. Hücreler küçük fakat kompleks yapılardır. Yaşamın bu temel birimi hakkında ayrıntılı bilgiler ilk kez 17. Yüzyılda ışık mikroskobunun geliştirilmesi ile edinildi. Bir müze müdürü olan İngiliz Robert Hooke 1663 yılında mantar ve diğer bitki örneklerini bir jiletle keserek mikroskop altında 30 kat büyüterek inceledi. Bu incelemeler sonucunda bitkilerin "hücre" adını verdiği küçük...

    https://www.biyologlar.com/hucre-fizyolojisi-1
  • DNA’da Şifreleme Nasıl Yapılır?

    DNA’da Şifreleme Nasıl Yapılır?

    İnsan fizyolojisi, oldukça sistematik ve kusursuz bir şekilde yaratılmıştır. Çok düzenli bir şekilde işleyen sistemde, çok çeşitli maddelerden oluşan her yapının bir görevi vardır ve bu yapılar görevlerini kusursuz olarak yerine getirirler.Bu fizyolojik yapı, her organizmada aynı şekilde işlerken, organizmalar arasındaki çeşitliliği DNA denilen yapı meydana getirmektedir. Bilim dünyasındaki açılımı Deoksiribo Nükleik Asit olan DNA, bir nevi canlıların...

    https://www.biyologlar.com/dnada-sifreleme-nasil-yapilir-1
  • Doku Mühendistliği

    İnsanda ilk implantasyon materyallerinin geliştirilmesi,1960’larda gerçekleşmiştir. Bu materyaller, biyolojik olarak “inert” kabul edilirler, yani belirgin doku yanıtı uyarmamaktadırlar. Cronin ve Gerow ‘un ilk kez tanıttıkları silikon jel meme implantları bunlara örnek olarak verilebilir. İkinci kuşak biyomateryaller, ekstrasellüler matrix ile kimyasal olarak etkileşebilecek şekilde tasarlanmaktadır. Bu materyaller ilk kez 1970’li yıllarda tasarlanmıştır,...

    https://www.biyologlar.com/doku-muhendistligi
  • T hücresi

    T hücreleri, lenfositlerin bir alt kümesini oluşturur ve bağışıklık yanıtında önemli bir yere sahiptir. 'T' kısaltması timüsden gelmektedir ki timüs bu hücrelerin son olgunlaşma evrelerinin geçtiği organdır. Sitotoksik T hücreleri (CD8+) enfekte hücreleri yok eder. Bu hücreler 'öldürücü' veya sitotoksik hücrelerdir, zira tanıdıkları antijenler gösteren belirli hücreleri hedef alır, yok ederler. Yardımcı T hücreleri (CD4+) bağışıklık yanıtında 'aracı'...

    https://www.biyologlar.com/t-hucresi
  • VASKÜLER DOKU MÜHENDİSLİĞİ

    Otolog damar grefti kullanımı ilk kez yirminci yüzyılın başlangıcında gerçekleşmiştir. Günümüzde otolog damarların 10 yıllık patensleri %50-60 oranındadır. Ne var ki vasküler by-pass cerrahisi gereken hastaların %60’dan fazlasında greft olarak kullanılmak üzere uygun damar bulunmamaktadır. Bu hastalar için sentetik vasküler greft geliştirmeye ihtiyaç duyulmuştur ve ilk kez 1950’lerde sentetik vasküler greftler kullanıma girmiştir. Günümüzde en yaygın...

    https://www.biyologlar.com/vaskuler-doku-muhendisligi
  • Tek gen bozukluklarının tespiti

    Mutasyonlar iki tip olabilir: nükleotid substitüsyonları ve nükleotidlerin daha geniş parçalarını içeren mutasyonlar, yani insersiyonlar ve delesyonların sebep olduğu nokta mutasyonları. Bunların örnekleri tablo 4.1’de gösterilmiştir. Delesyonların bazılarının bitişik genlere uzandığı ve kesinlikle bunların sebep olduğu hastalıkların tek gen bozukluğu olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bir gendeki tek nükleotid değişikliklerinin tümü fenotipik...

    https://www.biyologlar.com/tek-gen-bozukluklarinin-tespiti
  • Tek gen bozukluklarının tedavisi

    Bugün, monogenik bozuklukların tedavisi genellikle defektif proteinin değiştirilmesine, fonksiyonunu iyileştirmeye veya eksikliğinin sonuçlarını minimize etmeye dayanmaktadır. Ne yazık ki, bozuklukların %80’ninden fazlasının tam etkin terapisi mümkün değildir. Bu tatmin edici olmayan durumun birkaç sebebi vardır. İlki, araştırmalar göstermiştir ki, eğer temel biyokimyasal defekt biliniyorsa ve patogenezi tam olarak anlaşılmışsa, tedavinin başarıya ulaşma...

    https://www.biyologlar.com/tek-gen-bozukluklarinin-tedavisi
  • Monogenetik hastalıklar için genler bulmak ve gen fonksiyonunu belirlemek

    Önceden bahsedildiği gibi, genetik hastalıkların etkili tedavisi problem olan mutasyonun sebep olduğu biyokimyasal defekti anlamayı gerektirir. Bu, sırasıyla defektif genin izolasyonunu ve bunun fonksiyonunun belirlenmesini gerektirir. Genleri izole etmek kromozomal yerleşim bilgilerini gerektirir. Bu nedenle, pratikte, bir kişi ilgilenilen geninin segregasyon gösterdiği pedigreelerin toplanması ile başlar. Bu aileler kromozomal lokasyon için kanıt elde edene kadar çoklu...

    https://www.biyologlar.com/monogenetik-hastaliklar-icin-genler-bulmak-ve-gen-fonksiyonunu-belirlemek
  • Pozisyonel Klonlama Nedir

    Bir gen, bir kromozomun bir bölgesine haritalanırsa, bunun tam lokasyonu ve fonksiyonu iki yaklaşımdan biri ile belirlenir: pozisyonel klonlama ve aday gen metodu. Pozisyonel klonlamanın iyi bir örneği müsküler distrofi (DMD) geninin izolasyonu ve karakterizasyonudur. Bu örnekte, genin izolasyonu hastalığın genin kısmi delesyonuna veya translokasyonuna bağlı olmasından dolayı etkilenmiş bireylerin mevcudiyeti ile kolaylaşmıştır. Delesyonlara sahip hastaların mevcut...

    https://www.biyologlar.com/pozisyonel-klonlama-nedir
  • Doğal Biyomateryaller

    Biyomateryaller, herhangi bir nedenle yaralanan/kaybolan doku/organ fonksiyonunu geçici veya sürekli olarak yerine getiren, doğrudan kullanılan veya bu amaçla geliştirilen sistemlerde yer alan materyallerdir. Biyomateryaller, sözü edilen kaybı karşılayacak kimyasal, fiziksel, mekanik, vb. özelliklere sahip ve biyouyumu olmalıdır. Biyouyumlu olmayan materyaller, vücutta bir çok önemli olumsuz etkiler yapabilir; örneğin, hafiften serte doğru, irritasyona yol açabilir, alerjik...

    https://www.biyologlar.com/dogal-biyomateryaller
  • HÜCRE SİKLUSU VE KANSER

    Hülya CABADAK Marmara Ün. Tıp Fakültesi, Biyofizik AD, İSTANBUL, TÜRKİYE Anahtar Kelimeler: Hücre siklusu, siklinler, siklin bağımlı kinazlar, tümör baskılayıcı gen, kanser Organizma/organ/doku gelişimi, hücrelerin büyüme ve çoğalmalarını içerdiği gibi hücre ölümlerini de sağlar. Hasarlı dokuların onarımı somatik hücrelerin ve destek dokunun çoğalması ile gerçekleşmektedir1. Hücre büyümesi, farklılaşması ve çoğalmasında rolü olan...

    https://www.biyologlar.com/hucre-siklusu-ve-kanser
  • Omurgalılarda Boşaltım yapıları

    Omurgalılarda üç tip böbrek yapısı vardır. 1-Pronefroz tip: Boşaltım birimi nefridyumdur.Boşaltım maddeleri glomerulus denen kılcal damar yumağından silli huni ile başlayan nefridyuma geçerler.Nefridyumlar segmantal diziliş gösterirler.Bu tip böbrek yapısı bütün omurgalıların embriyonal döneminde ve kıkırdaklı balıkların ergin döneminde görülür.Nefridyumlar ayrı ayrı wolf kanalına açılır.(Pronefroz kanal) 2-Mezonefroz tip: Boşaltım birimi glomerulus...

    https://www.biyologlar.com/omurgalilarda-bosaltim-yapilari
  • DNA Replikasyonunda Rol Alan Enzimler

    DNA molekülünün replikasyonunda, DNA zincirinin uzatılmasını DNA polimerazlar katalizlemekle birlikte, replikasyonda rol alan başka enzimler de bulunmaktadır. Bu enzimler ve özellikleri ise: i. DNA Primaz: Replikasyon sırasında, DNA polimerazın DNA zinciri sentezini başlatabilmesi için kullandığı RNA primerleri, DNA primaz adı verilen özel RNA polimerazlar tarafından sentezlenir (bkz. kısım 4.3). Bu enzim çoğunlukla DNA’ya bağlanır, fakat kalıp olmaksızın da...

    https://www.biyologlar.com/dna-replikasyonunda-rol-alan-enzimler
  • İnsan telomerleri 1000 nükleotit uzatılarak yaşlanma geciktirildi

    İnsan telomerleri 1000 nükleotit uzatılarak yaşlanma geciktirildi

    Gençlerde uzunluğu 8-10 bin nükleotit kadar olan telomerler her hücre bölünmesinde bir miktar kısalarak en sonunda hücrenin bölünmeyerek ölmesine neden olur. Stanford Tıp Fakültesi’nden bilim insanları yeni bir metotla insan telomerlerini 1000 nükleotit daha uzatarak yaşlanmayı geciktirdiler. Stanford Tıp Fakültesi’nden bilim insanları tarafından geliştirilen yeni bir metot sayesinde kromozomların sonlarındaki koruyucu kapak görevi yapan telomerlerin uzunluğu...

    https://www.biyologlar.com/insan-telomerleri-1000-nukleotit-uzatilarak-yaslanma-geciktirildi
  • Kök Hücre ve Yenileyici Tıp Nedir Hangi Tedavilerde Kullanılır.

    Kök Hücre ve Yenileyici Tıp Nedir Hangi Tedavilerde Kullanılır.

    Günümüzde çok popüler olan kök hücre uygulamaları aslında tedavide bilinenden çok daha eski olarak ‘kemik iliği transplantasyonu’ adı altında yapılagelen tedavilerdir.Vücudumuzda neredeyse her dokunun kendi içinde bir yedek parça deposu olarak barındırdığı kök hücreler en çok kordon kanı, kemik iliği ve yağlarda bulunmaktadır. Bulunduğu bölgede birçok dokuya dönüşme ve kendini çoğaltabilme yeteneği bulunan hücreler olarak bulunan kök hücreler, kendi...

    https://www.biyologlar.com/kok-hucre-ve-yenileyici-tip-nedir-hangi-tedavilerde-kullanilir-
  • Kalp Kapaklarında Biyoprotez Kapak Dönemi

    Kalp Kapaklarında Biyoprotez Kapak Dönemi

    St. Jude Medical'in dünyanın bir çok ülkesinde lansmanını gerçekleştirdiği ve ülkemizde de merakla beklenen yeni biyoprotez kalp kapağı Trifecta'nın kullanımı yaygınlaşıyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Civelek, biyoprotez kapaklarla ilgili sorularımızı yanıtladı. MT: Kalp kapağı ameliyatlarında güncel tedavi yöntemlerinden bahsedebilir misiniz? Günümüzde 2 temel tedavi yöntemi...

    https://www.biyologlar.com/kalp-kapaklarinda-biyoprotez-kapak-donemi
  • Hücre görüntüleme teknikleri

    Temel tıp bilimleri ve biyolojide sistem, organ ve doku fonksiyonu hakkında bugün eriştiğimiz bilgi düzeyinin temeli, fonksiyonel birim olan hücre ve yapıları hakkındaki bilgilerimiz nedeniyledir. Bu nedenle bilim insanları tarih boyunca, gözle göremedikleri bu mikro evrendeki yapıları görünür hale getirip, deneysel bilgiler toplayabilmek için farklı büyütme araçları, mikroskoplar üretme çabasında olmuşlardır. Her ne kadar Janssen’in 16. yüzyılda ürettiği...

    https://www.biyologlar.com/hucre-goruntuleme-teknikleri
  • Serum Protein Analizleri

    Proteinler azot, karbon,oksijenin yani sira fosfat,kukurt ve diger bazi elementleri de tasiyan organik bilesiklerdir.Hucrenin kuru agirliginin ¾ unu olustururlar.Enzimatik aktivite, savunma,tasima,depolama,mekanik hareket,mekanik destek,biyolojik sinyal,buyume ve farklilasma iletimi gibi fonksiyonlarinin yani sira yapisal bilesen olarak da davranirlar. Proteinler,amino asit polimerleridir.Protein yapisinda yer alan aminoasitlerin belirli sayi ve sirada dizilisi ve daha sonra uc boyutlu...

    https://www.biyologlar.com/serum-protein-analizleri
  • Glikoproteinlerin Yapısı ve Fonksiyonları

    Glikoproteinler, bakteriden insana kadar pek çok canlıda bulunur ve farklı işlevlere sahiptir. Kısa oligosakkarit zincirlerine sahip bu proteinler pek çok hücresel olayda hormonlar, virüsler ve başka maddeler tarafından hücre yüzeyinin tanınmasında görev alırlar. Ayrıca hücre yüzey antijenleri, hücre dışı matriksin elemanı, gastrointestinal ve ürogenital yolun müsin salgısı olarak görev yaparlar. Bunların yanında albümin hariç plazmadaki globuler proteinlerin...

    https://www.biyologlar.com/glikoproteinlerin-yapisi-ve-fonksiyonlari
  • Proteinler - Protein Nedir - Protein çeşitleri - Proteinin yapısı

    Proteinler - Protein Nedir - Protein çeşitleri - Proteinin yapısı Protein Nedir ? Amino asitlerin belirli türde, belirli sayıda ve belirli diziliş sırasında karakteristik düz zincirde birbirlerine kovalent bağlanmasıyla oluşmuş polipeptitlerdir. Amino asitlerin polimerleridirler. Canlı hücrelerin ana Maddesini oluşturan, genellikle sülfür, Oksijen ve karbon öğeleri bulunan amino Asit birleşiminden oluşmuş, yumurta akı, et, süt vb. yiyeceklerde bulunan, karmaşık...

    https://www.biyologlar.com/proteinler-protein-nedir-protein-cesitleri-proteinin-yapisi
  • Periferik Sinirde İleti Deneyi

    Periferik Sinirde İleti Omurgalılarda periferik sinir sistemi, beyin ve omurilikten çıkan sinirlerin oluşturduğu bir sistemdir. Afferent (duyu) ve efferent (motor) olmak üzere öncelikle iki bölüme ayrılır. Motor bölüm de kendi içinde somatik ve otonom olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Somatik bölüm, iskelet kaslarımıza kasılma emirleri götürerek kol, bacak, beden ve başımızın hareketini sağlar. Periferik sistemin otonom bölümü iç organlarımızın...

    https://www.biyologlar.com/periferik-sinirde-ileti-deneyi
  • ORGANİK MADDELER - ORGANIK BİLEŞİKLER

    Organik madde bilgisi biyoloji eğitiminin temelini oluşturmaktır.Bütün biyoloji konuları ile ilişkili olan ve onlar için bağlayıcı rol üstlenen bu konunun iyi anlaşılması; biyolojide bilgi birikimi için esastır. Bu nedenle organik madde çeşitlerini, özelliklerinin, görevlerini, benzerlik ve farklılıklarını kavramak ders ve ÖSS için yeterli olacaktır. ORGANIK BİLEŞİKLER KARBONHİDRATLAR: A-Monosakkaritler: Genel Özellikleri 1-Hücre zarından geçerler ...

    https://www.biyologlar.com/organik-maddeler-organik-bilesikler
  • Görme Olayı ve Deneyleri

    Göz hem ışık reseptörü, hem de uzaklık reseptörüdür. Değişik hayvan grupları değişik dalga boylarındaki ışığa karşı duyarlılık gösterir. Örneğin insanda infrakırmızı ışık enerjisinin düşük olması nedeniyle uyarı gerçekleşmezken, yılanlar infrakırmızı ışığa duyarlı reseptör taşırlar. Göz algıladığı objeyi kornea (mercek) aracılığı ile ters (başaşağı) olarak retina üzerine ulaştırır. Ayrıca göze gelen ışık şiddeti...

    https://www.biyologlar.com/gorme-olayi-ve-deneyleri
  • Genetiğin Dünya da ve Türkiye de Tarihsel Gelişimi

    Dünyada hayatın başladığı kabul edilen 4.6 milyar yıl önce, DNA(deoksiribonükleikasit) yaşamın hücresel metabolik aktivasyonlarını ortaya koyan genetik yapı olarak hizmet etmiştir. "Gen" terimi 1900. yıllara kadar kullanılmamasına rağmen genin fonksiyonu ile olan araştırma 1800 lü yıllarda başlamıştır. Gregor Mendel, Avusturyalı din adamı, manastırının bahçesinde yıllarca çalıştı, farklı bezelye varyetelerini melezlemiştir. Dikkatli kayıtlar tutarak,...

    https://www.biyologlar.com/genetigin-dunya-da-ve-turkiye-de-tarihsel-gelisimi
  • DNA’nın FONKSİYONLARI

    Hücre içinde meydana gelen bütün biyolojik olayların tek yöneticisi DNA’dır. DNA bu temel görevleri, kendisinde kodlanan ve türe özgü spesifik genetik (Bilgiler) yardımıyla gerçekleştirir. Diğer bir ifadeyle esas fonksiyonlarını tam ve eksiksiz olarak yürütebilmesi, birçok özel yardımcı moleküller ve proteinlerin(enzim) aracılığıyla olur. Özellikle, olayların gelişmesi, hızlanması ve doğru yönde ilerlemesi için enzimlerin rolleri oldukça önemlidir....

    https://www.biyologlar.com/dnanin-fonksiyonlari-1
  • Hücre Yüzeyinde Etki Gösteren Hormonlar

    1 - Hipotalamik Hormonlar Hipotalamustan salgılanan düzenleyici faktörler büyüklük ve kimyasal yapı bakımından birbirlerinden farklıdır. Bu hormonların hepsinde de karboksil ucu bloke edilmiştir. Hepsi hipotalamusta sentezlendikten sonra hipotalamo-hipofizer portal dolaşımla hipofize gelirler. Bu hormonların yarı ömürleri birkaç saniye kadardır. Bu gruptaki hormonlar kontrol ettikleri hipofizer hormonlarla birlikte aşağıda incelenmiştir. 2 - Hipofiz Hormonları -...

    https://www.biyologlar.com/hucre-yuzeyinde-etki-gosteren-hormonlar
  • Ayın Fotğrafı Mayıs Böceği Açık Bilim

    Ayın Fotğrafı Mayıs Böceği Açık Bilim

    Mayısböceği, dünyanın hemen her yerinde çok sık rastlanan,  Ephemeroptera takımından gelen Palaeoptera grubundan bir böcek. Aynı grupta yer alan yusufçuklarla da yakın akraba olan bu böcek, hayatının büyük bir kısmını nimfa olarak tatlı su birikintilerinde geçiriyor. Suda geçirdiği bir yıla yakın sürenin ardından, erişkin haline dönen mayısböceklerinin ömrü çok kısa. Alt türe göre değişiklik göstermekle birlikte, erişkin hale geldikten sonra birkaç...

    https://www.biyologlar.com/ayin-fotgrafi-mayis-bocegi-acik-bilim
  • DNA’da Şifreleme Nasıl Yapılır?

    İnsan fizyolojisi, oldukça sistematik ve kusursuz bir şekilde yaratılmıştır. Çok düzenli bir şekilde işleyen sistemde, çok çeşitli maddelerden oluşan her yapının bir görevi vardır ve bu yapılar görevlerini kusursuz olarak yerine getirirler. Bu fizyolojik yapı, her organizmada aynı şekilde işlerken, organizmalar arasındaki çeşitliliği DNA denilen yapı meydana getirmektedir. Bilim dünyasındaki açılımı Deoksiribo Nükleik Asit olan DNA, bir nevi canlıların...

    https://www.biyologlar.com/dnada-sifreleme-nasil-yapilir
  • AMİNO ASİTLER ve PROTEİNLER

    I. Amino Asitler: Proteinler, DNA tarafından kodlanan 20 farklı α-amino asitten meydana gelen, lineer ve dallanmamış polimerlerdir. Proteinlerin enzimatik kataliz, hormonal regülasyon, transport ve depolama, kontraksiyon, deri ve kemiklerin yapıtaşını oluşturma ve immün savunma gibi çok önemli fonksiyonları vardır. Amino asitler, proteinlerin monomerik birimleri veya yapıtaşlarıdır ve özel bir tip kovalen bağ olan peptid bağlarıyla birbirlerine bağlanırlar. Doğada...

    https://www.biyologlar.com/amino-asitler-ve-proteinler
  • KAN DOKUSU

    Kan, parlaktan koyu kırmızıya renkte, viskoz, hafifçe alkali (pH=7.4) dir. Vücut ağırlığının yaklaşık % 7’sini oluşturur. Kan dokusu, elementler ( Eritrosit % 42-47, lökosit % 1 ve trombosit) ile plazma olarak da adlandırılan sıvı hücrelerarası maddeden (%52-57) oluşan özelleşmiş bir bağ dokusudur. Erkekte 5-5.5 litre, kadında 4-4.5 litre kan bulunur. Kan, vasküler ağaçta bir bozulma durumunda akışını durduracak olan sıvı durumu koruyucu bir mekanizma olan...

    https://www.biyologlar.com/kan-dokusu-1
  • DNA'nın yapısı nasıl çözüldü?

    1950 yılından itibaren DNA yapısının kısa süre içinde çözüleceği kuvvetle tahmin ediliyordu. Bilimle uğraşanlara göre bu işi başaracak kişi Linus Pauling’ten başkası olamazdı. Zira Pauling, moleküllerin birbirleriyle ilişkisi ve dizilişleri konusunda dünya çapında uzmandı. Ancak ününe ün katmasını önleyen şey,bilimsel yönden sabit fikirliliği oldu. DNA yapısının üçlü sarmal şeklinde olduğunu kabul etmişti ve bu noktada yoğunlaşmıştı. *...

    https://www.biyologlar.com/dnanin-yapisi-nasil-cozuldu
  • TROMBOSİTLER

    Nukleusları yoktur. 2-4 µm çapında, disk biçimli partiküllerdir. Periferik kanda mm3 te 250.000-400.000 trombosit bulunur. Trombositler, megakaryositlerden köken alırlar. Kanın pıhtılaşmasını uyarıp, kan damarlarındaki çatlakların onarılmasını sağlar ve kanın damar dışına çıkışını engellerler. Dolaşımda 14 günden az yaşarlar. Merkezi bölümleri granülomer (kromomer); periferik bölümleri ise hyalomer olarak adlandırılır. Trombositlerin hücre zarları...

    https://www.biyologlar.com/trombositler
  • Spektrofotometre

    Spektrofotometre, moleküler biyolojide sıkça kullanılan bir çeşit fotometredir. Çözelti içeriğindeki maddenin miktarının bulunmasında kullanılır. Temel mantığı, hazırlanan çözeltiden belirli spektrumlarda ışık geçirilmesi ve bu ışının ne kadarının çözelti tarafından absorblandığını bulması esasına dayanır. Çözeltinin içerdiği madde miktarı ne kadar fazla ise daha fazla ışın, çözelti tarafından soğurulur. Spektrofotometre, çözeltinin...

    https://www.biyologlar.com/spektrofotometre
  • BİYOKİMYA LABORATUVARI BAZI TANI TESTLERİ

    Birçok hastalığın teşhisinde, hastanın genel durumu hakkında bilimsel veriler toplayabilmek için istenilen kan ve idrar tetkikleri vücudumuzun genel durumu hakkında hekime tıbbi dille bilgi veren en güvenilir araçlardır. SGOT-AST-SGPT-ALT-GGT: Kısaltmalar ile gösterilen bu testler karaciğer fonksiyon testleri anlamına gelir. Karaciğerin etkilendiği düşünülen hastalıklarda hekim tarafından istenilir. Örneğin alkol bağımlılarında, bu testler bakıldığında...

    https://www.biyologlar.com/biyokimya-laboratuvari-bazi-tani-testleri
3WTURK CMS v8.1