Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 56 içerik listeleniyor

  • Doku Kültürü Histoloji

    Canlıdan alınan hücreleri uygun ortamda invitro olarak yaşatıp üretmek ve bunlar üzerinde inceleme yapmak esasına dayanır. Kültür ortamı olarak fizyolojik sıvılarla beraber kan plazması ya da embriyonal doku sıvıları kullanılır. Doku kültürü lamlarının ortası oyuk olup kültür sıvısı ve taze doku parçası buraya konur. Koyduğumuz doku içindeki canlı hücreler kültür sıvısında, 37°C ısıda canlılıklarını korurlar ve kısa bir süre sonra üremeye...

    https://www.biyologlar.com/doku-kulturu-histoloji
  • HİSTOLOJİDE KULLANILAN MİKROSKOP TÜRLERİ VE MİKROSKOBİK YÖNTEMLERİ

    Klasik ışık mikroskobunun bulunmasından bu yana bilim ilerledikçe yeni mikroskop türleri histolojinin hizmetine girmiştir. Elektron mikroskoptan sonra daha da hızlı gelişen yöntemlere yenileri eklenmekle beraber eski yöntemler ve mikroskop türleri hala kullanılmaktadır. 1. Işık Mikroskobu İmmersiyon yönteminin yardımına rağmen büyültmesi ikibinin altında olan optik cihazlardır. Mekanik kısım büyütülmüş görüntünün foküsünü yapmak için optik tüpü ya da...

    https://www.biyologlar.com/histolojide-kullanilan-mikroskop-turleri-ve-mikroskobik-yontemleri
  • HİSTOLOJİDE KULLANILAN MİKROSKOP TÜRLERİ VE MİKROSKOBİ YÖNTEMLERİ

    Klasik ışık mikroskobunun bulunmasından bu yana bilim ilerledikçe yeni mikroskop türleri histolojinin hizmetine girmiştir. Elektron mikroskoptan sonra daha da hızlı gelişen yöntemleri yenileri eklenmekle beraber eski yöntemler ve mikroskop türleri hala kullanılmaktadır.Işık Mikroskobuİmmersiyon yönteminin yardımına rağmen büyültmesi ikibinin altında olan optik cihazlardır. Mekanik kısım büyütülmüş görüntünün foküsünü yapmak için optik tüpü ya da...

    https://www.biyologlar.com/histolojide-kullanilan-mikroskop-turleri-ve-mikroskobi-yontemleri
  • Doku Kültürü

    Canlıdan alınan hücreleri uygun ortamda invitro olarak yaşatıp üretmek ve bunlar üzerinde inceleme yapmak esasına dayanır. Kültür ortamı olarak fizyolojik sıvılarla beraber kan plazması ya da embriyonal doku sıvıları kullanılır. Doku kültürü lamlarının ortası oyuk olup kültür sıvısı ve taze doku parçası buraya konur. Koyduğumuz doku içindeki canlı hücreler kültür sıvısında, 37°C ısıda canlılıklarını korurlar ve kısa bir süre sonra üremeye...

    https://www.biyologlar.com/doku-kulturu
  • BAZI ÖZEL HİSTOLOJİK PREPATATLARIN YAPIMI

    1-KAN PREPARATI: Omurgalı kanı iki türlü incelenir.a-Canlı olarak b-Tespit edilmiş ve boyanmış olaraka.Canlı olarak preparat hazırlanması: Doğrudan doğruya parmaktan lama alınan kan incelenir veya % 0.9’luk fizyolojik su içine kan damlatılıp , incelenir. Eritrositler birbirinden ayrıldığı için iyi görülür.Ayrıca 300 mg Ruj.nötr 100 cm3 saf suda eritilir. Bir damla lam üzerine konur sonra diğer bir lamın kısa kenarı ile bu sıvı lam üzerine yayılır ve...

    https://www.biyologlar.com/bazi-ozel-histolojik-prepatatlarin-yapimi-1
  • HİSTOLOJİ BOYAMA YÖNTEMLERİNİN BİLİMSEL KONTROLU

    Histolojik boyamanın kesin kimyasal reaksiyonlarla başarılabildiği gösterilmiştir, fakat daha az kesinlik kazanmış kimyasal ve fiziksel proceslerle başarılmaktadır. Bu; boyama yöntemlerinin çok sayıdaki farklı faktörlere göre oldukça değişeceği anlamına gelmektedir. Bu aynı zamanda geliştirilen boyama tekniklerinin çokluğunun nedenini ortaya koymaktadır. Fakat her histoloğun bu yöntemlerde başarısızlığa uğradığı olmuştur. Bunun nedenleri şunlar...

    https://www.biyologlar.com/histoloji-boyama-yontemlerinin-bilimsel-kontrolu
  • Fonksiyonlarına Göre Hücrelerarası Bağlantılar

    Tutturucu Bağlantılar: Hücrelere mekanik kuvvet sağlayan bağlantılardır ( Zonula adherens ,desmozom, hemidesmozom )Geçirgen olmayan bağlantılar: Hücreler arasında geçirgen olmayan bir bariyer oluşturur (zonula occludens ).İletişim sağlayan bağlantılar: Moleküllerin hücreler arasında geçişini sağlar (Gap junction ).EPİTEL DOKUSUÖrtü (Koruyucu), Bez (salgı) ve Duyu Epiteli (nöroepitel) olmak üzere 3 tipi bulunur.ÖRTÜ EPİTELİVücut iç ve dış yüzeylerini ve...

    https://www.biyologlar.com/fonksiyonlarina-gore-hucrelerarasi-baglantilar
  • HİSTOLOJİ PREPARATLARI BOYAMA TEKNİKLERİ VE BOYALAR

    Belki de alınmamaktadır. Negatif boyamada yapıların şekilleri boyanın penetre olrnasından değil boya ile çevrelendiğinden gösterilmektedir. Bazen boyalar yenir. Daha kusursuz olarak, boya reaktifleri organizmanın fizyolojik aktivitelerine bağlı olan değişik yollarla canlı hücre içine alınabilir. Bu ise vital boyama ve supra-vital boyama olarak adlandırılır.Daha da genellersek, boya alınımı, boya-doku veya reaktif-doku affiniteleri nedeniyledir. Bazı doku...

    https://www.biyologlar.com/histoloji-preparatlari-boyama-teknikleri-ve-boyalar
  • FİKSATİFLER VE HAZIRLANIŞLARI

    Fiksatifler kullanımlarına göre iki gruba ayrılabilir.l-Mikro-anotomik fiksatifler: Bu fiksatifler doku tabakaları arasındaki bağlantıları ve geniş hücre kümelerinin diğeri ile bağlantılarını tam olarak korumak amaçlandığında kullanılır. Normal ve patolojik histolojinin rutin çalışmalarının çoğu bu tip fiksatiflerle yapılmaktadır. 2-Sitolojik fiksatifler: Hücreyi oluşturan elementleri korumak istendiğinde kullanılırlar. Penetre olma gücü, büyük doku...

    https://www.biyologlar.com/fiksatifler-ve-hazirlanislari-1
  • MAKROFAJ SiSTEMi (Mononükleer Fagositik Sistem)

    Ortak fonksiyonları fagositoz ve pinositoz ile vücut savunması ve çöpçülük; kökenleri kemik iliği kanda monosit bağ dokularında makrofaj olan ve ortak morfoloji olarak bol lizozom, GER, iyi gelişmiş Golgi kompleksi ve pseudopodlara sahip hücrelerin oluşturduğu bir sistemdir. Bu sistemin hücreleri normalde bağ dokularında histiyosit , aktive olduklarında aktive edilmiş makrofaj şeklinde bulunurlar. Hücreleri; *Karaciğerde Kuppfer hücreleri *MSS’de mikroglia...

    https://www.biyologlar.com/makrofaj-sistemi-mononukleer-fagositik-sistem
  • Histolojide Kullanılan Yöntemler

    1-Preparasyon Yöntemleri Taze hücre ve dokular: Kan ve lenf gibi sıvısal örnek hücreleri, derialtı bağ dokusu hücreler direkt olarak incelenebilir. Doku kalın veya katı bir organ halindeyse tuz çözeltisi içinde diderek veya ayırarak hücrelerin birbirinden ayrılması sağlanır. Taze preparatlarda hücreler gerçek morfolojilerini yitirmeden incelenir. Ancak kontrast azlığından dolayı vital boyama uygulanmalı ya da faz-kontrast mikroskop kullanarak incelenmelidir.Canlı ve...

    https://www.biyologlar.com/histolojide-kullanilan-yontemler-1
  • Histolojide Kullanılan Yöntemler

    1-Preparasyon Yöntemleri Taze hücre ve dokular: Kan ve lenf gibi sıvısal örnek hücreleri, derialtı bağ dokusu hücreler direkt olarak incelenebilir. Doku kalın veya katı bir organ halindeyse tuz çözeltisi içinde diderek veya ayırarak hücrelerin birbirinden ayrılması sağlanır. Taze preparatlarda hücreler gerçek morfolojilerini yitirmeden incelenir. Ancak kontrast azlığından dolayı vital boyama uygulanmalı ya da faz-kontrast mikroskop kullanarak incelenmelidir.Canlı...

    https://www.biyologlar.com/histolojide-kullanilan-yontemler
  • FİKSATİFLER VE HAZIRLANIŞLARI

    Fiksatifler kullanımlarına göre iki gruba ayrılabilir. l-Mikro-anotomik fiksatifler: Bu fiksatifler doku tabakaları arasındaki bağlantıları ve geniş hücre kümelerinin diğeri ile bağlantılarını tam olarak korumak amaçlandığında kullanılır. Normal ve patolojik histolojinin rutin çalışmalarının çoğu bu tip fiksatiflerle yapılmaktadır. 2-Sitolojik fiksatifler: Hücreyi oluşturan elementleri korumak istendiğinde kullanılırlar. Penetre olma gücü, büyük doku...

    https://www.biyologlar.com/fiksatifler-ve-hazirlanislari
  • PREPARAT BOYAMA TEKNİKLERİ VE BOYALAR

    Belki de alınmamaktadır. Negatif boyamada yapıların şekilleri boyanın penetre olrnasından değil boya ile çevrelendiğinden gösterilmektedir. Bazen boyalar yenir. Daha kusursuz olarak, boya reaktifleri organizmanın fizyolojik aktivitelerine bağlı olan değişik yollarla canlı hücre içine alınabilir. Bu ise vital boyama ve supra-vital boyama olarak adlandırılır.Daha da genellersek, boya alınımı, boya-doku veya reaktif-doku affiniteleri nedeniyledir. Bazı doku...

    https://www.biyologlar.com/preparat-boyama-teknikleri-ve-boyalar
  • BOYAMA YÖNTEMLERİNİN BİLİMSEL KONTROLU

    Histolojik boyamanın kesin kimyasal reaksiyonlarla başarılabildiği gösterilmiştir, fakat daha az kesinlik kazanmış kimyasal ve fiziksel proceslerle başarılmaktadır. Bu; boyama yöntemlerinin çok sayıdaki farklı faktörlere göre oldukça değişeceği anlamına gelmektedir. Bu aynı zamanda geliştirilen boyama tekniklerinin çokluğunun nedenini ortaya koymaktadır. Fakat her histoloğun bu yöntemlerde başarısızlığa uğradığı olmuştur. Bunun nedenleri şunlar olabilir: ...

    https://www.biyologlar.com/boyama-yontemlerinin-bilimsel-kontrolu
  • BAZI ÖZEL HİSTOLOJİK PREPATATLARIN YAPIMI

    1-KAN PREPARATI: Omurgalı kanı iki türlü incelenir. a-Canlı olarak b-Tespit edilmiş ve boyanmış olarak a.Canlı olarak preparat hazırlanması: Doğrudan doğruya parmaktan lama alınan kan incelenir veya % 0.9’luk fizyolojik su içine kan damlatılıp , incelenir. Eritrositler birbirinden ayrıldığı için iyi görülür. Ayrıca 300 mg Ruj.nötr 100 cm3 saf suda eritilir. Bir damla lam üzerine konur sonra diğer bir lamın kısa kenarı ile bu sıvı lam üzerine yayılır...

    https://www.biyologlar.com/bazi-ozel-histolojik-prepatatlarin-yapimi
  • KAN DAMARLARININ GENEL YAPISI

    Birçok damar, bazı farklılıklar olmasına rağmen benzer özellikler gösterir ve farklı şekillerde sınıflandırılırlar. Örneğin yüksek basınçlı damarların duvarları (subclavian arterler), düşük basınçta kan ileten damarlardan (subclavian venler) daha kalındır. Arteriyel damarların çapları her dallanmada azalmasına rağmen venlerin çapları her katılımda artar. Kapiller ve venüller gibi küçük damarlarda duvar yapısı daha basitleşmesine rağmen...

    https://www.biyologlar.com/kan-damarlarinin-genel-yapisi
  • VENLER (Kapasitans Damarları)

    Ven ve venüller, homolog arter ve arteriyollerinden daha ince duvarlı, daha geniş lümen ve çaplıdır. Venler, arterlerden çoktur. Total kan hacminin %70’i venöz damarlardadır. Duvarları ince ve esneklikleri arterlere göre az olduğundan kesitlerde venler genellikle büzülür, lümeni düzensiz izlenir. Aynı ebattaki, hatta aynı vende bile venlerin yapısı unifom değildir. Duvarlarında 3 tabaka vardır. Muskuler ve elastik tabakalar iyi gelişmemiş olmasına karşın bağ...

    https://www.biyologlar.com/venler-kapasitans-damarlari
  • Bronşlar

    Ekstrapulmoner (akciğer dışı) bronşlar yapısal yönden trakeyi andırırlar, trakeden farklılıkları yalnızca daha küçük bir çapa sahip olmalarıdır. Ana bronşlarda kıkırdak halkaları hala tam değildir ve posterior boşluk düz kas lifleri ile doldurulmuştur. İntrapulmoner (akciğer içi) bronşlar ise ekstrapulmoner bronşlardan birkaç temel özellik yönünden farklıdır; inrapulmoner bronşlar yuvarlaktır ve dolayısı ile posterioru düzleşmemiştir (trake ve...

    https://www.biyologlar.com/bronslar
  • Duktus Alveolaris

    Duktus alveolarisler koni şekilli, ince duvarlı tüpler olup yassı epitel ile döşelidir. Bu epitel ışık mikroskobu ile ayırt edilemeyecek kadar incedir. Epitelin dış tarafında, duvar fibroelastik dokudan oluşmuştur. Alveolar duktustan çevreye çok sayıda alveolar kesecikler açılır. Özellikle alveollerin ve alveolar keseciklerin ağızlaşma gösterdiği yerlerde olmak üzere düz kas lifleri oldukça belirgindir. Şüphesiz alveolar duktuslardan köken alan alveollerin...

    https://www.biyologlar.com/duktus-alveolaris
  • BÖBREK

    Üst abdomenin posterior kısmında, üst lumbar vertebraların her iki yanında, retroperitoneal boşlukta yerleşmiş olan böbrekler, fasulye şeklinde olup, yaklaşık 10-12 cm uzunluğa, 5 cm genişliğe ve 4-5 cm kalınlığa sahiptir. Her bir böbrek dıştan bir kapsülle sarılıdır. Kapsülün dış kısmında fibroblast ve kollajen lifler, iç kısımında ise miyofibroblastlar bolca bulunur. Kapsül, böbreğin iç kısımlarına septum vermediği için parankimadan kolayca...

    https://www.biyologlar.com/bobrek
  • NEFRON

    Her bir böbrekte 1-2 milyon arası nefron bulunmaktadır. Her bir nefron basitçe, epitel ile döşeli uzun bir tüp olup, kör bir şekilde başlar ve bir boşaltıcı duktus ile birleşerek sonlanır, fakat nefronların oldukça kıvrıntılı olması onların kesitlerde şekilleri hakkında açık bir fikre sahip olunmasını önlemektedir. Nefronların şekilleri hakkında bilgi ya seri kesitlerle veya maserasyon sonucu ferdi nefronları böbrekten izole ederek elde edilebilir. Her bir...

    https://www.biyologlar.com/nefron
  • Proksimal Kıvrıntılı Tübül (Tubulus Contortus Proximalis)

    Bir renal cisimciğin üriner kutbundan başlayan proksimal kıvrıntılı tübül (tübülüs proksimalis kontortus) yaklaşık 14 mm uzunluğa sahiptir ve toplam tübül çapı duvar kalınlığı ile birlikte 50-60 mikron kadardır. Adından da anlaşılacağı üzere kıvrıntılı bir şekilde seyreder ve pek çok minor bükülmeler ve kıvrılmaları yanında böbrek kapsüler yüzeyine doğru geniş bir viraj alır. Düzleşerek sonlanır ve en yakın medullar ışına girerek burada...

    https://www.biyologlar.com/proksimal-kivrintili-tubul-tubulus-contortus-proximalis
  • Distal Kıvrıntılı Tübül (Tübülüs Contortus Distalis)

    Nefron makula densa bölgesinden distal kıvrıntılı tübül olarak devam eder. Bu tübül kortekste oldukça kıvrıntılı bir şekilde kısa bir müddet seyreder ve toplayıcı duktus ile birleşerek bir medullar ışın yakınında sonlanır. Distal kıvrıntılı tübül proksimal kıvrıntılı tübülden kısadır ve dolayısı ile kesitlerde daha az sayıda görülürler. Dış çapı daha azdır; hücreleri daha küçüktür, kübiktir ve çizgili sınıra sahip değildir. Enine...

    https://www.biyologlar.com/distal-kivrintili-tubul-tubulus-contortus-distalis
  • Hücre zedelenmesinin nedenleri ve zedelenmeye karşı hücrenin verdiği uyum yanıtları nelerdir; hasara uğrayan dokunun onarılması nasıl gerçekleşir?

    Hücre Zedelenmesinin Nedenleri Hücre zedelenmesinde pek çok etken söz konusudur. Trafik dahil pekçok kazanın neden olduğu gözle görülen fiziksel travmalardan, belli bazı hastalıklarda neden olabilen defektli enzimleri oluşturan gen mutasyonlarına kadar sıralanabilir. Zedeleyici etkenler aşağıdaki gibi, sınıflanabilir. Oksijen Kayıpları: Hipoksi (oksijen azlığı- oksijen yetersizliği), hücre zedelenmesi veya ölümünün en önemli ve en çok görülen nedenidir....

    https://www.biyologlar.com/hucre-zedelenmesinin-nedenleri-ve-zedelenmeye-karsi-hucrenin-verdigi-uyum-yanitlari-nelerdir-hasara-ugrayan-dokunun-onarilmasi-nasil-gerceklesir
  • İDRAR KESESİ (Mesane)

    Kesitlerde, idrar kesesi üreter görünümüne sahiptir. Transizyonel epitel daha kalındır ve boş idrar kesesinde epitel 6-8 tabakadan oluşmuştur. Fakat kese dolu iken bu tabakaların sayısı 2-3’e iner. Elektron mikroskobide, yüzeysel hücrelerin apikalinde, membran ile örtülü düzleşmiş vesiküllerin bulunduğu görülür. Bu vesiküller dolu mesanede artan hücre yüzeyine yayılırlar. Özellikle üreterik ve üretral orifislerin yakınında olmak üzere lamina propria...

    https://www.biyologlar.com/idrar-kesesi-mesane
  • Tad Tomurcukları

    Tad duyusundan sorumlu olan tad tomurcukları sirkumvallat, foliate ve fungiform papillaların epiteli içerisinde ve bunların arasındaki yüzey epiteli içerisinde yerleşmişlerdir. Aynı zamanda damak (palate) ve epiglottiste de (küçük dil) birkaç tad tomurcuğu bulunmaktadır. Kesitlerde, düşük büyütmede koyu boyanan epitel içerisinde, soluk, fıçı şekilli cisimcikler olarak görülür. Tad tomucuğunun apeksinde epitel yüzeyine açılan küçük bir tad poru bulunmaktadır....

    https://www.biyologlar.com/tad-tomurcuklari
  • Dentin Doku

    Dentin kemiğe benzer bir dokudur, ancak büyük oranda (%80) kalsiyum tuzlarını içermesi nedeniyle daha serttir. Mine ve sementumun derininde yer almaktadır. Dentinde hidroksiapaptit oranı mineden az olmasına (yaklaşık %70) rağmen, kemik ve sementumdakinden fazladır. Kalsiyum tuzları hidroksiapatit kristalleri şeklinde bulunur. Dentin dişin depolanabilir ilk mineralize edilmiş komponenti olup Odontoblastlar tarafından üretilir. Dentinin en dış kısmı olan dentin kabuğu...

    https://www.biyologlar.com/dentin-doku
  • SİNDİRİM YOLLARI TABAKALARI

    Sindirim kanalı özofagus proksimalinden anal kanal distaline kadar uzanan içi boş bir tüptür. Bu sindirim yollarının her bir bölümü aynı organizasyona sahiptir. Ancak bu tabakaların yapı ve kalınlıkları gördükleri fonksiyonlardan dolayı değişik bölgelerde farklılık gösterir ve esas olarak 4 tabakadan oluşur. İçten dışa doğru genel sindirim yolları tabakaları: 1- Tunika mukoza (müköz membran) 2- Tunika submukoza (submukoza) 3- Tunika muskularis (muskularis...

    https://www.biyologlar.com/sindirim-yollari-tabakalari
  • Midenin Epitelyal Hücreleri

    Midenin Epitelyal Hücreleri

    1-Yüzey prizmatik hücreler: Mide tek tip uzun, prizmatik hücrelerden meydana gelmiş epiteli ile diğer sindirim yolları bölgelerinden ayırt edilir. Mide epiteli kardiada özefagusun stratifiye yassı epiteline bitişik ve keskin şekilde başlar ve pilorusta barsak epiteli ile devam eder. Prizmatik hücreler koruyucu görevinin yanısıra çözünmez yapıdaki musini de salgılarlar, salgılanan nötral mukopolisakkarit materyal, içerdiği bikarbonat ve potasyum konsantrasyonuyla...

    https://www.biyologlar.com/midenin-epitelyal-hucreleri
  • PANKREASIN HİSTOLOJİK YAPISI

    PANKREASIN HİSTOLOJİK YAPISI

    Büyük, yassı bir organ olan pankreas duedonumun konkavitesi içerisinde yerleşmiştir. Posterior abdominal duvar peritonu arkasında sola doğru dalağın hilumuna ulaşacak şekilde uzanır

    https://www.biyologlar.com/pankreasin-histolojik-yapisi
  • KARACİĞERİN HİSTOLOJİK YAPISI

    Yumuşak kıvamlı olan karaciğer vücutta bulunan en ağır bezdir. Ağırlığı 1,5 kg veya daha fazla olabilen karaciğer üst abdomende, diaframın altında yerleşmiştir. Taze iken koyu kırmızı veya kırmızımsı kahverengidir; bu renkten başlıca karaciğere olan zengin kan akımı sorumludur. Karaciğer kanını çölyak (celiac) arterden köken alan arterlerden ve portal ven yolu ile intestinal yollardan alır. Venöz boşaltım inferior vena kavaya olduğundan karaciğer...

    https://www.biyologlar.com/karacigerin-histolojik-yapisi
  • YARDIMCI GENİTAL BEZLER

    Testislerin duktus sistemleri ile ilişkili olan bezler seminal vesiküller, prostat ve bulbouretral bezlerdir (Cowper bezleri). Seminal Vesiküller Seminal veziküller, ampullar bölgede mezonefrik (Wolffian) kanalın evaginasyonuyla gelişir. Prostat bezinin posteriorunda yerleşim gösteren seminal vesiküllerin her biri duktus deferensin sonlanma kısmı olan ampullar bölgeye paralel seyreden, kıvrıntılı, ince, uzun bir divertikülümdür. Vesikülün alt kısmı dar, düz bir duktus...

    https://www.biyologlar.com/yardimci-genital-bezler
  • HİDTOLOJİDE KULLANILAN FİKSATİFLER

    Fiksatifler kullanımlarına göre 2 gruba ayrılır. 1-Mikro-anatomik fiksatifler: Bu fiksatifler dokular arasındaki bağlantıları ve geniş hücre kümelerinin diğeri ile bağlantılarını tam korumak amaçlandığında kullanılır. 2-Sitolojik fiksatifler: Hücreyi oluşturan elementler korunur. HİSTOLOJİDE EN ÇOK KULLANILAN FİKSATİFLER % 10’luk Formalin Formaldehit 100 cc Çeşme suyu 900 cc % 10’luk Formal-Salin Formaldehit 100 cc NaCl 8.5 g Çeşme suyu 900 cc % 10’luk...

    https://www.biyologlar.com/hidtolojide-kullanilan-fiksatifler
  • SİNİR DOKUSU İNCELEME YÖNTEMLERİ

    Sinir dokusu, protein sentezinin yoğun gerçekleştirildiği nöronları içerdiği için bazik boyalarla; uzantılı hücrelerden oluştukları için uzantıları gösterebilmek için ise metalik çöktürme yöntemleri ile (Bielchowsky, Cajal ve Golgi teknikleri) incelenirler. Ayrıca, immünositokimyasal, immünohistokimyasal ve immünofloresans teknikler de uygulanmaktadır. A-MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ:Metalik çöktürme yöntemleri nörohistolojide çok kullanılmaktadır. Rutin...

    https://www.biyologlar.com/sinir-dokusu-inceleme-yontemleri
  • JB-4 KESİTLERDE GLİKOJEN İÇİN PAS REAKSİYONU TEKNİĞİ

    1-% 1’ lik periyodik asit 5 dakika 2-Yıkama 1 dakikadan fazla olmasın 3-Schiff reaktifi 15 dakika (oda ısısı) 4-Akarsu 15 dakika 5-Gills Hematoksileni 2 dakika 6-Suda çalkalama 7-Alkollerde dehidrasyon 8-Ksilollerde şeffaflandırma 9-Kapatma Sonuç:Glikojen partikülleri pembe boyanır. Kontrol Kesit Kullanımı:Her 1 cc distile su için 1 mg amylase kullanılır. Kesitleri 37 0C’ de > amylase’ da en az 3 dakika (saatler) bırakılır. PAS reaksiyonunu uygula. Amilaz...

    https://www.biyologlar.com/jb-4-kesitlerde-glikojen-icin-pas-reaksiyonu-teknigi
  • KEMİK DOKU PREPARATLARININ

    Preparasyon 2 teknikle yapılabilir. 1-Yumuşatma tekniği : Gerekli maddeler varsa daha kolay ve uygun bir tekniktir. 2-İnceltme tekniği :Daha çok el becerisine dayanır. a-Kemiğin yumuşatılarak preparat hazırlanması: Uzun kemik parçasının üzerindeki yağ ve kas kısımları bistüri ile temizlenir. Kemiği dekalsifiye etmek için % 5 veya % 7.5’luk nitrik asit (100 cc % 65’lik HNO3 +1200 cc distile su) içine konur. 24-48 saat bırakılır. Sık sık çalkalanır. Beş saatte...

    https://www.biyologlar.com/kemik-doku-preparatlarinin
  • PROTEİNLERİN GÖSTERİMİ

    Proteinler organizmada ya saf proteinler olarak veya karbohidratlar veya lipidlerle kombine olarak bulunurlar. Hayvansal dokulardaki proteinler basit proteinler ve konjuge proteinler olarak ikiye ayrılır. Basit proteinler Globuler Proteinler: Albumin, globulin, histonlar Fibröz Proteinler: Kollajen, retikülin, elastin, keratin, fibrin Konjuge proteinler:Nükleroproteinler, gikoproteinler ve lipoproteinler Tüm basit proteinler, hidroliz ile aminoasitlerine ayrılırlar. Proteinler...

    https://www.biyologlar.com/proteinlerin-gosterimi
  • Türkiye'de Su Kirliliği Sorunları

    Büyük bir su potansiyeline sahip olan ülkemizde düzensiz kentleşme ve endüstrileşme sonucu su kirliliği hızla yayılma göstermektedir. Arıtma tesislerinin bulunmaması, çevre sağlığı görevini ve kontrollerini tamamiyle yüklenen bir organizasyon olmaması nedeniyle kirliliğin boyutları farkında olunamayan ciddi boyutlarda gelişme göstermektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, su kaynaklarımızın ne kadarının doğal kriterler bakımından sağlıklı bir düzeyde olduğunu...

    https://www.biyologlar.com/turkiyede-su-kirliligi-sorunlari
  • ARGİROFİL GÜMÜŞ TEKNİKLERİ

    Tüm gümüş boyama tekniklerinde kullanılan gümüş tuzu önce doku kompenentlerine tutunur ve sonradan bağ hücrenin kendinde var olan bir indirgeyici madde ile (argentaffin teknik) ya da dışardan eklenen bir indirgeyici ajanın ( hidrokinon veya formalin) (argirofil tekniği) indirgenmelidir. Argirofil teknikler yarı-spesifik tekniklerdir. Görüntüleme amacı için önemli bir değeri vardır. Uygulanan fiksatifdeki ve gümüş tuzundaki farklılıklar, farklı sonuçlar doğurur ve...

    https://www.biyologlar.com/argirofil-gumus-teknikleri
  • KEMİK VE KEMİK İLİĞİNİN BOYANMASI

    Erlich Hematoksilen, kıkırdağın heteropolisakkarit içeriğini ve kemiğin sement çizgilerini, nukleusları boyamaktadır. Eozin zıt boyası ile birlikte kemik histolojisinde rutin yöntemdir. Ancak, Erlich hematoksileni Paget hastalığında sement çizgilerinin karekteristik ya¬pısını göstermede özel bir değeri varsa da, kıkırdak-şekillenen tümörlerdeki bazofil materyelin kuvvetli boyanması bazen nüklear ayrıntıyı baskılıyabilir. Böyle vakalarda Gole, Mayer veya...

    https://www.biyologlar.com/kemik-ve-kemik-iliginin-boyanmasi
  • DEKALSİFİYE DOKUDA OSTEOlD'İN GÖSTERİMİ

    Tespitte absolü alkol önerilmektedir fakat nötral formal-salin de kullanılmaktadır. Ancak gümüş nitrat çözeltisine aktarılma¬dan önce distile suda serbest formaldehitin uzaklaştırılması için yıkanmalıdır. İnce, 1-2 mm'lik kemik parçaları gerekli¬dir. Teknik Doku birçok değişimler yaparak distile suda 4 saat yıkanır. % 2'lik sulu gümüş nitrat içinde tamamen karanlıkta 4-8 saat tutulur. Üç değişim distile suda herbirinde 15-20 saniye çalkalanır. Dört saat...

    https://www.biyologlar.com/dekalsifiye-dokuda-osteoldin-gosterimi
  • NÜKLEİK ASİTLER VE NÜKLEOPROTEİNLER

    Nükleoproteinler, nükleik asitlerin ve bazik proteinin kombinasyonlarıdır. DNA esas nükleer bileşendir diğeri ise RNA' dır ve hem çekirdekte hem de sitoplazmada bulunur. RNA kromozomlarda çok az bulunur. Nükleolusda ve ribozomda bulunur. Boyama yapılmış kesitlerde, ışık mikroskubunda RNA bazofilik granüller şeklinde görülebilir. Hücrelerin çoğunun sitoplazması kuvvetli asidofiliktir fakat plazma hücreleri çok fazla RNA içeriklerinden amphofilik (hem bazofilik, hem...

    https://www.biyologlar.com/nukleik-asitler-ve-nukleoproteinler
  • MSS’DE DEJENERE MİYELİNİN GÖSTERİMİ

    Sinir fibrillerinin haraplanması ve nörolojik hastalıklar miyelinin dejenerasyonuna yol açmaktadır. Bu da miyelindeki lipid yapısının yıkımı ile hatta fagositoz ile uzaklaştırılmasıyla sonuçlanmaktadır. Bu oluşmadan önce dejenere miyelin pozitif boyanarak gösterilebilir. • Swank ve Davenport yöntemi • 0smiyum tetroksit-alfa naphthylamin (otan) yöntemi MSS‘de Nöroglia Hücre ve Fibrillerinin Gösterimi • Cajal'ın astrositler için altınklorür-sublimat yöntemi:...

    https://www.biyologlar.com/mssde-dejenere-miyelinin-gosterimi
  • Meristemlerin Sitolojik özyapıları ve Farklılaşma

    Meristematik hücreler ince çeperli, daha çok isodiametrik şekilli ve protoplasmaca zengindir. Genellikle meristematik hücrelerin protoplastları depo gereçlerden ve kristallerden yoksundur, ayrıca plastidleri de proplastid dönemdedir. Bununla birlikte, bir sekonder meristem olan fellogen protoplastları bu yapıları içerebilir. Meristematik hücrelerde vakuoller çok küçüktür, fakat pteridofitier ve birçok spermatofitlerde apikal meristemlerin bazıları belirgin vakuoller...

    https://www.biyologlar.com/meristemlerin-sitolojik-ozyapilari-ve-farklilasma
  • DEKALSİFİYE EDİLMEMİŞ KESİTLERİN HAZIRLANIŞI

    Dekalsifiye edilmemiş kemik kesitlerine 2 temel amaç için gereksinim vardır. 1-Normal kemik yapısını ve kemik mineralinin dağılımını çalışmak için 2-Osteomalazi ve rickets gibi osteoid dokuda bir artışla sonuçlanan normal kalsifikasyon sürecinin bozulduğu metabolik kemik hastalıklarının teşhisi için Rutin olarak dekalsifiye edilmiş, parafine gömülmüş kemik kesitlerindeki osteoidin differansiyel boyaması yeterli derecede güvenilir değildir veya teşhis için...

    https://www.biyologlar.com/dekalsifiye-edilmemis-kesitlerin-hazirlanisi
  • KASLAR VE ÖZELLİKLERİ

    Kas dokusu, hücrelerinde kasılma dediğimiz canlılık olayının ileri derecede geliştiği bir dokudur. İskelete bağlı kasların kasılması sonucunda vücudun bir bütün olarak duruşunun korunması ve anlamlı hareketleri sağlanır. Kalbin devamlı çalışması, solunum, bağırsakların hareketleri gibi yaşam önemi olan birçok olay da kas hücrelerinin kasılmasıyla sağlanır. Kas hücrelerinde, kimyasal enerjinin mekanik işe dönüştürülerek belli bir yönde kısalma...

    https://www.biyologlar.com/kaslar-ve-ozellikleri
  • İSKELET KASI

    Bu doku vertebralı vücüdünda en fazla görülen doku olup kas olarak bildiğimiz yapıları oluştururlar. İsteğimiz dahilinde hareketler yapmamızı sağlarlar. İskelet kasının ışık mikroskobu ile de görülebilen birim yapısı ince uzun biçimi nedeniyle kas lifi de denen çok çekirdekli kas hücresidir. Birbirine paralel olarak düzenlenen fazla sayıda lif , çıplak gözle görülebilen fasikülleri oluşturmak üzere gruplar yapar. Fasiküller de bir araya gelerek kasın...

    https://www.biyologlar.com/iskelet-kasi
  • Epidermisin Yapısı

    Epidermis gördüğü ayrımlı işlevlerden dolayı oldukça değişik hücre tipleri içerir. Genellikle epidermis hücreleri tek sıralı tabakalar oluşturur ve az derinliğe sahiptir. Epidermis yapısı. Enine (1,2) ve yüzeysel (3,4) kesitlerde capsella (Çoban çantası) perikarpının dış (1,3) ve iç. (2,4) epidermisleri. Sambucus (Mürver) gövdesin­de (5) ve Helleborus (Çöpleme) yaprağında (6) kutikulalı epidermis. Hücre şekli. Daha çok dikdörtgen seklinde olan epidermal...

    https://www.biyologlar.com/epidermisin-yapisi
  • Bitkilerde Sürekli Preparatların Hazırlanma Tekniği

    Bitkisel objelerden hazırlanan bir preparatm kalıcı olması, uzun yıllar tekrar kullanılabilmesi için bazı işlemlerden geçirilmesi gerekir. Bu işlemler aşağıdaki sıraya göre yapılır. 1.Kesit alınmak istenen materyal önce 2 -3 cm uzunluğunda küçük parçalara bölünür. 2.Bu materyal sırasıyla % 50, 70, 90 ve 95’lik alkol serilerinde 5- 6 saat (materyalin durumuna göre 12 saatte olabilir ), % 100 alkolde (absolü alkol) 1- 2 saat bekletildikten sonra, sırasıyla...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-surekli-preparatlarin-hazirlanma-teknigi
3WTURK CMS v8.1