Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 281 içerik listeleniyor

  • BİTKİSEL DOKULAR

    I ) BİTKİSEL DOKULAR: A-) BÖLÜNÜR DOKU= Hücreleri küçük, çekirdekleri büyük, sitoplazmaları fazla, kofulları küçük ve az sayıda, hücre arası boşluk yok, hücre çeperleri ince, devamlı bölünebilen hücrelerdir, metabolizmaları hızlıdır. 1- Birincil Bölünür Doku (Primer Meristerm): Bitkinin kök ve gövde ucunda bulunur. Boyuna uzamayı sağlar. Kökte kaliptra, gövdede genç yapraklar tarafından korunur. Bölünür doku geliştikçe dermatojenden epidermis,...

    https://www.biyologlar.com/bitkisel-dokular-1
  • Popüler Bilim ve Gelecek "Ayna Nöronlar"

    Popüler Bilim ve Gelecek "Ayna Nöronlar"

    Ayna Nöronlar: Beyindeki bu hücreler, sadece bir hareket ortaya koyduğumuzda değil ayrıca aynı hareketin başkaları tarafından gerçekleşmesini gözlemlediğimizde de ateşlenmektedir.

    https://www.biyologlar.com/populer-bilim-ve-gelecek-ayna-noronlar
  • Bitkilerde Su İletimi

    Yukarıda incelenmiş olan temel mekanizmalar ile topraktan su ve mineral madde alarak gene bu mekanizmalarla kabuk parankiması hücrelerine iletirler. Kabuk parankimasında da benzeri mekanizmalarla hücreden hücreye iletilen su ve mineral maddeler merkez silindirdeki cansız ksilem elementlerine, trake veya trakeidlere girerek kılcallık ve özellikle yaprakların stomalarındaki terlemenin sağladığı negatif basınçla, emişle yerüstü organlarına iletilir. Ancak uyku dönemi...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-su-iletimi
  • LİKENLERİN ZARARLI ETKİLERİ

    Epifitik ototroflar olarak likenler ağaçlar üzerinde zararlı etkiler meydana getirebilirler. Rizinleri geniş biçimde kabuk, korteks, iç kabuk ve kambiyum tabakasına kadar girebilir. Liken hifleri lentiselleri tıkayabilir, kabuk tabakalarını yatay olarak yarabilir ve kabuktaki gaz değişimini artırarak dolaylı yoldan kabuk hücrelerinin kalınlaşmasına ve suya daha geçirgen olmasına neden olabilirler. Yoğun biçimde likenlerle kaplanan küçük ağaç ve çalıların...

    https://www.biyologlar.com/likenlerin-zararli-etkileri
  • İntiharda Risk Altındakileri Tanımak Önemli

    İntiharda Risk Altındakileri Tanımak Önemli

    İntihar, dünya genelinde önde gelen ölüm nedenlerinden biri iken, ABD'de ergenlerde üçüncü sıralamada karşımıza çıkıyor. New York State Psikiyatri Enstitüsü intihar araştırmacılarından Dr. Victoria Arango, intihar edenlerde, özellikle beynin gözün üst kısmında yer alan ve kendine zarar verme davranışını engelleyebilen orbital prefrontal kortekste tahribat olduğunu bulduklarını belirtiyor. Araştırmacılara göre, intiharla ölen insanların çocukları da...

    https://www.biyologlar.com/intiharda-risk-altindakileri-tanimak-onemli
  • Likenler

    Likenler ya da Lichenes; başlı başına birer organizma değildirler. Mantarlar ve fotosentetik alglerden meydana gelen simbiyotik birlikteliklerdir. Şekil ve yaşayış bakımından kendilerini oluşturan alg ve mantarlardan tamamen ayrı bir yapı gösterirler. Renksiz bir mantar hifinden oluşan tallusun yapısına katılan fotosentetik canlı (fotobiyont), genellikle yeşil alg ya da bir siyanobakteridir; fakat bazı sarı-yeşil alglerden ve kahverengi alglerden de oluştukları...

    https://www.biyologlar.com/likenler-1
  • Canlıların Sınıflandırılması nedir,nasıl yapılır

    CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda yaşamakta olan canlılar incelenirse özelliklerinin çok farklı olduğu gözlenir.Bu farklara rağmen bu canlıları derece derece ve birbirlerine benzeyenleri bir araya toplayarak gruplandırmak mümkündür.Canlıların benzerliklerine göre gruplandırılmasına sınıflandırma (sistematik) denir.Hayvanlar ve bitkiler belirli bir düzen içerisinde sınıflandırılır. SINIFLANDIRMA SİSTEMİNİN GELİŞİMİ Canlılar; monera, protista,...

    https://www.biyologlar.com/canlilarin-siniflandirilmasi-nedirnasil-yapilir
  • Endosporlar

    Endosporlar

    Endospor, bir bakterinin uygun olmayan koşullar altında sitoplazma yüzeyini minimuma indirerek metabolizmasını en düşük halde çalıştırmasıyla ortamın dış etkilerinden korunması amaçlı olarak aldığı haldir.

    https://www.biyologlar.com/endosporlar
  • İnsan Aklının Evrimi

    4.5 milyon yil önceden sonra fosil kayitlari gelistiginde, australopithecinelerin Dogu Afrika’da ve muhtemelen bu kitanin baska herhangi bir yerinde yerlesmis olduklarini görürüz. A. aferensis, hem agaçlar üzerinde hem de karada sürdürülen yasam biçimine saglanan uyumu sergiler. 3.5 ile 2.5 milyon yil önceye ait fosiller, beyin boyutlari açisindan bu dönemin bir denge dönemi oldugunu gösterir. Devamli gelisen bir sosyal zekanin ve bunun sonucu büyüyen beyin yönündeki spiral...

    https://www.biyologlar.com/insan-aklinin-evrimi
  • HANGİ HORMON NEREDEN SALGILANIR

    HORMON                               SALGILANDIĞI YER                              FİZYOLOJİK ETKİLERİ Tiroksin Tiroit bezi Bazal metabolizmayı artırır Triiyodotironin Tiroit bezi Bazal metabolizmayı artırır. Parathormon Paratiroit bezi Kalsiyum ve fosfor metabolizmasını düzenler Kalsitonin Tiroit’in C hücrelerinden Kalsiyum ve fosforu düzenler (parathormonun...

    https://www.biyologlar.com/hangi-hormon-nereden-salgilanir
  • MSS’nin Sitolojik Yapısı

    Medulla Spinalis Omurga kanalı içinde, foramen magnumdan ikinci bel omuru hizasına kadar uzanır. Ortasında dar bir kanal bulunan uzun bir boru biçimindedir. Enine kesitte medulla spinalisin oval bir şekle sahip olduğu görülür. Posteriorda, dorsal median septum vasıtası ile medulla spinalis iki eşit parçaya ayrılır, anteriorda ise anterior (ventral) median fissura adında derin longitidünal bir yarık bulunur. Medulla spinalis tümüyle pia mater ile sarılmıştır. Pia mater...

    https://www.biyologlar.com/mssnin-sitolojik-yapisi
  • Memeliler ( Mammalia)

    Mammaliaları, sıcakkanlı omurgalılar sınıfı olarak tanımlayabiliriz. Dişiler yavrularını yalnız bu gruba özgü yapılar olan meme bezlerinin salgıladığı sütle besler. Memelilerin öbür önemli ayırt edici özellikleri arasında deri türevi olan kıllar, alt çenenin kafatasına eklenme biçimi, kalp ve akciğerleri karın boşluğundan ayıran kaslı bir diyaframın varlığı, yalnız sola dönen aort yayının bulunması, olgunlaşmış alyuvarların çekirdeksiz oluşu...

    https://www.biyologlar.com/memeliler-mammalia
  • BİTKİ ANATOMİSİ ÇALIŞMA NOTLARI

    1-Çimlenmekte olan bitkinin besin gereksinimi kotiledonlarda yada özel dokularda depolanan besinlerden sağlanır. 2-Kök ve gövdenin büyümesi büyüme noktalarındaki meristamatik dokuların yeni hücrelerin oluşması ve büyüme ve farklılaşması ile olur. 3-Yapraksız ve köksüz yapraksı yapıya tallus denir.Bu tür bitkilere detallafita gurubu denir. 4-Tohumlu bir bitki dallanmış eksen içeren bir yapı gösterirse yaprak kök ve gövdeden oluşan yapıya kormus denir.Bu tür...

    https://www.biyologlar.com/bitki-anatomisi-calisma-notlari
  • Primatların Biyolojik Özellikleri

    14 aile, 55 cins ve 170'e varan tür sayısı ile primat dünyası bize son derece zengin ve çeşitli örnekler sunar. Primatları tanımlarken kullanacağımız biyolojik özelliklerin hepsi kuşkusuz her primatta bulunmaz; varolan özellikler de farklı gelişme dereceleriyle karşımıza çıkar (Schultz, 1972). Primat türleri bedensel irilik açısından geniş bir yelpaze oluşturur. Madagaskar'da yaşayan microcebus'larda (prosimiyen ailesinden) boy 13 cm ve ağırlık 60 gr kadar...

    https://www.biyologlar.com/primatlarin-biyolojik-ozellikleri
  • Beyin ve Dil

    Bir hayvanın beyin yapısı, onun çevresiyle ilgili bilgiyi nasıl edindiğini yansıtır. Lamalar, yaşamlarını otlayarak geçirir. Lamaların beyninde dudakların duyumuna ayrılan yer, öteki duyulara ayrılan yerlerin toplamından daha büyüktür. Yarasalar çevreye yaydıkları sesin geriye dönüşüne ve yankılara kulak kabartmak suretiyle herhangi bir engele çarpmaktan kurtulurlar; bu nedenle de işitsel korteksleri öteki canlılara göre çok daha büyüktür. İnsan beyni,...

    https://www.biyologlar.com/beyin-ve-dil
  • Mantarların işlev ve aktiviteleri

    Mantarların işlev ve aktiviteleri

    Mantarlar beslenme davranışları bakımından parazit ya da saprofit şeklinde, substrat üzerinde kolonizasyonları bakımından da primer ya da sekonder kolonizerler şeklinde gruplandırılabilir.

    https://www.biyologlar.com/mantarlarin-islev-ve-aktiviteleri
  • BİTKİSEL DOKULAR

    Bir hücreli canlılarda hayatsal olayların sürdürülmesinde, organel adı verilen yapılar görev alır.Çok hücreli canlılarda ise belirli görevleri yapmak üzere özelleşmiş hücre toplulukları vardır.Organizmada belirli görevlerini yapan özelleşmiş hücre topluluklarına doku denir.Dokularda özelleşme çok özelleşmiştir.Dokuları inceleyen bilim dalına doku bilimi (Histoloji) denir. Dokular, bitkisel ve hayvansal olmak üzere iki bölümde incelenir. 1.Bitkisel Dokular:...

    https://www.biyologlar.com/bitkisel-dokular-3
  • NASTİLER

    Nastik hareketler, bitki organlarının uyartı yönüne bağlı olmaksızın uyartıya karşı daima aynı yönde yaptıkları hareketlere denir. Nastik hareketler genellikle turgor asimetrisine dayanır. Bazıları da büyüme asimetrisinden kaynaklanır. Büyüme asimetrisine dayanan nastik hareketlere en tipik örnek "epinasti" ve "termonasti" hareketleridir. Turgor asimetrisinden kaynaklananlara ise "niktinasti" ve "tigmonasti" örnek verilebilir. Turgor asimetrisiyle meydana gelen...

    https://www.biyologlar.com/nastiler
  • AZOT METABOLİZMASI

    Bitkiler azotu topraktan NH4 ve NO3 olarak almak zorundadırlar. Bitkilerin azottan faydalanma yolları: 1. Atmosferde şimşek çakması sırasında meydana gelen elektriksel etkiyle N2 gazı parçalanır ve serbest kalan azot atomları O2 ile birleşerek nitrat iyonları (NO3-) oluştururlar. Bu iyonlar yağmur damlalarının oluşmasında çekirdek görevi yaparak yağmurla birlikte toprağa düşerler ve toprak azot gübresi kazanmış olur. Bu şekilde havanın azotu bitkilere ulaşmış...

    https://www.biyologlar.com/azot-metabolizmasi
  • BİTKİLERDE SU ALINIMI

    Su bitkileri tüm yüzeyden osmosla su alırken, kara bitkileri kökleriyle su almaktadırlar. Kara bitkilerinde su alınımının nasıl gerçekleştiği bu bölümde izah edilmeye çalışılacaktır. •Kökler toprak içinde suyun bulunduğu derinliğe ve yöne göre uzama gösterirler. Kök uçları kaliptra sayesinde toprak içinde rahatlıkla ilerleyip ihtiyaca cevap verecek suyu bulmaktadır. •Kök sisteminde suyun en çok alındığı bölge emici tüylerin bulunduğu kısımdır....

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-su-alinimi
  • Azot Fiksasyonu

    Atmosferde bol miktarda bulunan moleküler azotun amonyum formlarına indirgenerek yarayışlı duruma geçmesine azot fiksasyonu denir.

    https://www.biyologlar.com/azot-fiksasyonu
  • EKOLOJİ

    Canlıların çevreyle ve birbiriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.Çevre ise bir canlının yaşaması ve neslini sürdürebilmesi için uygun ortamdır.Yandaki şekle baktığımız zaman canlının metabolizma iklimden ağır gelirse canlı adapte olmuş anlamına gelir.Eğer tam tersi gerçekleşirse bu sefer seleksiyon olur.Bireysel baktığımız zaman canlı yaşlandığı için daima iklim galip gelecektir.Tüm canlılar ortamın müşterek etkisi altında belli bir...

    https://www.biyologlar.com/ekoloji-1
  • GİBERELLİNLER : Bitki Boyu Düzenleyicileri

    Giberellinler Japonya’da 2. Dünya Savaşı yıllarında keşfedilmiştir, fakat bu sırada batı ile ilişkiler kopuk olduğundan batı bu keşfi 1950’lerde öğrenmiştir. Yüzyıl önce, Asya‟daki çiftçiler çeltik tarlalarındaki pirinç fidelerinin aşırı ölçüde boylandıklarını ve ince kaldıklarını gözlediler. Bu durumda, fideler olgunlaşmadan ve çiçek oluşturmadan önce, ince ve cılız oluyor ve bu sebepten dik duramayıp erkenden ölüyordu veya verim...

    https://www.biyologlar.com/giberellinler-bitki-boyu-duzenleyicileri
  • BİYOKİMYA DERSİ ÇALIŞMA SORULARI ( 445 soru )

    1) Biyokimyanın tanımı nasıldır? Canlı hücrelerin kimyasal yapı taşlarını ve bunların katıldığı reaksiyonları inceleyen bilim dalı… 2) Biyokimyanın amacı nedir? Canlı hücrelerle ilgili kimyasal olayların moleküler düzeyde tam olarak anlaşılmasını sağlamak 3) Biyokimyanın konuları nelerdir? Hücre bileşenlerinin doğası hakkındaki bilgilerin toplanması Hücre içinde sürekli olarak meydana gelen kimyasal dönüşümlerin incelenmesi 4) Canlı...

    https://www.biyologlar.com/biyokimya-dersi-calisma-sorulari-445-soru-
  • Omurgalı Ve Omurgasız Hayvanlar Hakkında Ayrıntılı Bilgi

    Omurgalılarda kıkırdaktan, kemikten ya da her ikisinden oluşan ve hiçbir hayvan grubunda rastlanmayan bir iç iskelet sistemi vardır. Bu iskelet gelişim boyunca vücuda destek sağlayarak büyümenin sınırlarını genişletir. Bu nedenle omurgalıların çoğu, omurgasızlara göre daha iri yapılıdır. İskelet en ilkel türlerin dışında kafatası, omurga ile kol ve bacak uzantı çiftlerini kapsar. Omurga ile omurgaya bağlanan kol ve bacak kemikleri vücudu destekler.Hareket...

    https://www.biyologlar.com/omurgali-ve-omurgasiz-hayvanlar-hakkinda-ayrintili-bilgi
  • Bakterilerin endospor durumu, endospor meydana gelişi

    Bakterilerin endospor durumu, endospor meydana gelişi

    Endospor, bir bakterinin uygun olmayan koşullar altında sitoplazma yüzeyini minimuma indirerek metabolizmasını en düşük halde çalıştırmasıyla ortamın dış etkilerinden korunması amaçlı olarak aldığı haldir.

    https://www.biyologlar.com/bakterilerin-endospor-durumu-endospor-meydana-gelisi
  • Bitkilerde Su İletimi

    Yukarıda incelenmiş olan temel mekanizmalar ile topraktan su ve mineral madde alarak gene bu mekanizmalarla kabuk parankiması hücrelerine iletirler. Kabuk parankimasında da benzeri mekanizmalarla hücreden hücreye iletilen su ve mineral maddeler merkez silindirdeki cansız ksilem elementlerine, trake veya trakeidlere girerek kılcallık ve özellikle yaprakların stomalarındaki terlemenin sağladığı negatif basınçla, emişle yerüstü organlarına iletilir. Ancak uyku dönemi...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-su-iletimi-1
  • Bradipne Nedir?

    Bradipne Nedir?

    Basitçe yavaş nefes anlamına gelen bradipne, tiroid bozuklukları, beyinde sorunlar ve kalp problemleri gibi geniş bir yelpazedeki tıbbi durumlar ile bağlantılı olmuştur. Bu makalede bradipnenin belirtileri ve olası nedenlerini açıklamaya çalışacağız.Biliyor Muydunuz?12 ve 50 yaşları arasındaki her sağlıklı birey dakikada 12-20 kez solur.Bradipne solunum hızının belirgin olarak düştüğü tıbbi bir durumdur. Kişi çok yavaş nefes aldığından solunum hızı...

    https://www.biyologlar.com/bradipne-nedir
  • Beyincik (Serebellum)

    Sağ hemisfer, sol hemisfer ve merkezi vermisten oluşan beyincik transvers fissuralar aracılığı ile lobcuklara (lobül) ayrılmıştır. Her bir lobül, hemisferlere lateral olarak kanat gibi uzantılar gönderen vermisin bir parçasına sahiptir. Hemisferlerin yüzeyinde ana fissuralara paralel dizilmiş sayısız katlantılar ya da folialar görülür; bu şekilde sagittal kesitte, pek çok dallar içeren merkezi sap görünümüne sahiptir (arbor vitae). Serebellum gri cevheri yüzeyde...

    https://www.biyologlar.com/beyincik-serebellum
  • Beyin (Serebrum)

    Serebral hemisferlerde, gri cevher serebral korteks olarak yüzeyde ve ganglion ya da çekirdek (nukleus) olarak da beyaz cevherle çevrili vaziyette merkezi yerde bulunur. Hemisferlerin yüzeyi yüzeysel alanın genişlemesini sağlayacak şekilde kıvrıntılar gösterir. Katlantıların yüzeye doğru olan uzantıları gyrus, içe doğru olan çöküntüleri ise sulkus adını alırlar. Korteks yüzeyi yaklaşık 200.000 mm2’dir. Korteks kalınlığı ise 1,5 ile 4 mm arasında değişir....

    https://www.biyologlar.com/beyin-serebrum
  • BÖBREK

    Üst abdomenin posterior kısmında, üst lumbar vertebraların her iki yanında, retroperitoneal boşlukta yerleşmiş olan böbrekler, fasulye şeklinde olup, yaklaşık 10-12 cm uzunluğa, 5 cm genişliğe ve 4-5 cm kalınlığa sahiptir. Her bir böbrek dıştan bir kapsülle sarılıdır. Kapsülün dış kısmında fibroblast ve kollajen lifler, iç kısımında ise miyofibroblastlar bolca bulunur. Kapsül, böbreğin iç kısımlarına septum vermediği için parankimadan kolayca...

    https://www.biyologlar.com/bobrek
  • NEFRON

    Her bir böbrekte 1-2 milyon arası nefron bulunmaktadır. Her bir nefron basitçe, epitel ile döşeli uzun bir tüp olup, kör bir şekilde başlar ve bir boşaltıcı duktus ile birleşerek sonlanır, fakat nefronların oldukça kıvrıntılı olması onların kesitlerde şekilleri hakkında açık bir fikre sahip olunmasını önlemektedir. Nefronların şekilleri hakkında bilgi ya seri kesitlerle veya maserasyon sonucu ferdi nefronları böbrekten izole ederek elde edilebilir. Her bir...

    https://www.biyologlar.com/nefron
  • Böbrek Kan Akımı

    Her bir böbrek direkt olarak abdominal aortadan bir dal alır. Renal arter adındaki bu damar, hilumdan girerek 3 ana dal verir. Bunlardan ikisi renal pelvisin anteriorunda, diğer biri de posteriorunda seyreder. Her ana dal, çok ender olarak tekrar dallanma gösterir. Bu ana arterler arasında ya çok az anostomozlaşma vardır ya da hiç yoktur ve her biri 3-4 medullar piramit ve bunlarla ilgili kortikal maddeyi besler. Bir ana renal arter dalının beslediği tüm bölgeye renül denir. Bu...

    https://www.biyologlar.com/bobrek-kan-akimi
  • Renal Cisimcik ( Corpusculum Renales Malpighi )

    Nefronun epitel ile döşeli genişlemiş kısmı olan Bowman kapsülü kapiller yumak tarafından işgal edilmiştir, kapiller yumak glomerulus adını almaktadır. Renal cisimcik bu şekilde çift duvarlı bir fincan şeklini kazanmış olur. Kapiller yumağı sıkıca saran Bowman kapsülünün dış ya da parietal yaprağı (kapsüler epitel) ile iç ya da visseral yaprağı (glomerular epitel) arasında dar bir boşluk (kapsüler boşluk) bulunur. Bütün renal cisimcik (Bowman kapsülü +...

    https://www.biyologlar.com/renal-cisimcik-corpusculum-renales-malpighi-
  • Jukstaglomerular Apparatus

    Afferent arteriol glomerulusa ulaştığında tunika mediasındaki düz kas hücreleri “epiteloid” karakter kazanırlar. Çekirdekleri yuvarlaklaşır ve sitoplazmalarında granüller oluşur. Granüller sıradan hematoksilen-eozin preperasyonlarında gösterilemezler, fakat PAS, metilen mavisi ve bazik fuksin boyamalarından sonra görülebilirler. Jukstaglomerular (JG) hücreler adını alan bu hücrelerde iyi gelişmiş granüler endoplazmik retikülüm, belirgin bir Golgi apparatus ve...

    https://www.biyologlar.com/jukstaglomerular-apparatus
  • Proksimal Kıvrıntılı Tübül (Tubulus Contortus Proximalis)

    Bir renal cisimciğin üriner kutbundan başlayan proksimal kıvrıntılı tübül (tübülüs proksimalis kontortus) yaklaşık 14 mm uzunluğa sahiptir ve toplam tübül çapı duvar kalınlığı ile birlikte 50-60 mikron kadardır. Adından da anlaşılacağı üzere kıvrıntılı bir şekilde seyreder ve pek çok minor bükülmeler ve kıvrılmaları yanında böbrek kapsüler yüzeyine doğru geniş bir viraj alır. Düzleşerek sonlanır ve en yakın medullar ışına girerek burada...

    https://www.biyologlar.com/proksimal-kivrintili-tubul-tubulus-contortus-proximalis
  • Henle Kulpu

    Henle kulpu inen ayakta proksimal tübülün düz kısmı, inen ve çıkan ayaklarda ince bölüm ve çıkan ayakta distal tübülün düz kısmından meydana gelmiştir. İnen ve çıkan ayaklar birbirlerine çok yakın olmak üzere böbrek içerisinde radyal düzenlenmişlerdir. İnsanlarda Henle kulpunda bazı farklılıklar görülmektedir. Juxtamedullar nefronların Henle kulpları uzun olup medullar papillanın apeksine kadar uzanabilir. Subkapsüler nefronların Henle kulpları daha...

    https://www.biyologlar.com/henle-kulpu
  • BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ VE HORMONLARI

    BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ VE HORMONLARI

    Böbreküstü Bezinin Görevleri Böbreküstü bezleri nelerdir, nerede bulunur? Böbreküstü bezlerinin salgıladığı hormonlar nelerdir, ne işe yarar, görevleri. Böbreküstü bezleri, adından anlaşılacağı gibi böbreklerin üstünde yer alır. Kabuk ve öz diye iki bölümde incelenirler. Kabuk bölgesinden “kortizol” hormonu salgılanır. Bu hormon aminoasitlerden glikoz sentezini uyarır. Kana yeterli kortizol salgılanmazsa deride renk maddelerinin sayısı artar ve garip...

    https://www.biyologlar.com/bobrek-ustu-bezleri-ve-hormonlari
  • Makula Densa

    Distal tübülün özelleşmiş bölgesi olana makula densa, juksta glomerüler kompleksin (apparatus) de bir parçası olup, afferent ve efferent arterioller arasında, kısa bir bölümden oluşur. Bu bölgede makula densa hücreleri, JG hücreler ve ekstraglomerular mesangial hücreler (Lacis hücreleri) ile komşudurlar. Tübülün afferent arteriole değdiği bölgede distal tübül hücreleri birbirlerine paralel tarzda sıkıca paketlenmişlerdir. Bu hücrelerin çekirdekleri koyu...

    https://www.biyologlar.com/makula-densa
  • Distal Kıvrıntılı Tübül (Tübülüs Contortus Distalis)

    Nefron makula densa bölgesinden distal kıvrıntılı tübül olarak devam eder. Bu tübül kortekste oldukça kıvrıntılı bir şekilde kısa bir müddet seyreder ve toplayıcı duktus ile birleşerek bir medullar ışın yakınında sonlanır. Distal kıvrıntılı tübül proksimal kıvrıntılı tübülden kısadır ve dolayısı ile kesitlerde daha az sayıda görülürler. Dış çapı daha azdır; hücreleri daha küçüktür, kübiktir ve çizgili sınıra sahip değildir. Enine...

    https://www.biyologlar.com/distal-kivrintili-tubul-tubulus-contortus-distalis
  • Renal İnterstisyum

    Böbrek korteksinde bağ dokusu az olup, daha çok kan damarları çevresinde ince kollajen lif demetleri şeklinde gözlenir. Fibroblast benzeri hücreler bağ dokusu içerisinde gözlenir. Bu hücreler düzensiz şekillidirler ve komşu hücrelerle temas edebilen uzun sitoplazmik uzantılara sahiptirler. Bu hücreler az sayıda lipid damlacıkları içerirler. Bağ dokusu içerisinde az sayıda fagositik karekterde mononüklear hücreler gözlenir. Muhtemelen fibroblast benzeri hücreler...

    https://www.biyologlar.com/renal-interstisyum
  • Ürin Konsantrasyonu ve Dilusyonu

    Vücut su dengesi, konsantre ürinin atılması veya dilue ürin yapımı ve fazla suyun atılması ile korunabilir. Bu olay böbrekte olmaktadır ve Henle kulpunda karşıt akım çoğaltıcı sistem ve vasa rekta ile toplayıcı duktuslarda karşıt akım değişim sistemini içerir. Daha önce de belirtildiği gibi ürin proksimal kıvrıntılı tübülde konsantre olmaktadır (suyun % 85’i ve sodium klorid resorbe olmaktadır), fakat volüm azalsa da osmolarite değişmemektedir....

    https://www.biyologlar.com/urin-konsantrasyonu-ve-dilusyonu
  • Hücre zedelenmesinin nedenleri ve zedelenmeye karşı hücrenin verdiği uyum yanıtları nelerdir; hasara uğrayan dokunun onarılması nasıl gerçekleşir?

    Hücre Zedelenmesinin Nedenleri Hücre zedelenmesinde pek çok etken söz konusudur. Trafik dahil pekçok kazanın neden olduğu gözle görülen fiziksel travmalardan, belli bazı hastalıklarda neden olabilen defektli enzimleri oluşturan gen mutasyonlarına kadar sıralanabilir. Zedeleyici etkenler aşağıdaki gibi, sınıflanabilir. Oksijen Kayıpları: Hipoksi (oksijen azlığı- oksijen yetersizliği), hücre zedelenmesi veya ölümünün en önemli ve en çok görülen nedenidir....

    https://www.biyologlar.com/hucre-zedelenmesinin-nedenleri-ve-zedelenmeye-karsi-hucrenin-verdigi-uyum-yanitlari-nelerdir-hasara-ugrayan-dokunun-onarilmasi-nasil-gerceklesir
  • Böbrek Lenfatikleri

    Böbrekte kapsül içerisinde ve renal damarlar ile ilişkili olmak üzere iki grup lenfatik kapillerler ağı bulunur. Bunlar birbirlerine bir miktar anostomotik kanallar ile bağlıdır. Korteks ve medulla içinde bulunan lenfatik kanalların yaygınlığı hakkındaki bilgiler çelişkilidir, fakat glomerüllerde lenfatiklerin bulunmadığı kesindir. Medullar piramitler içerisinde küçük longitidunal kanallar bulunur. Bunlar apeks yakınlarında kör bir şekilde başlar, kortekse doğru...

    https://www.biyologlar.com/bobrek-lenfatikleri
  • Böbrek Embriyolojisi

    Gelişme sırasında böbrek posterior abdominal duvar içerisinde bulunan ara mezodermden doğar. Primitif nefronlar mezenşimal hücre sütunlarından gelişir ve bir lümene kavuşur, nefronun kör genişlemiş ucu (gelecekteki Bowman kapsülü) bir kapiller yumak ile işgal edilmiştir. Bir divertikülüm olan üreterik tomurcuk mezonefrik ya da Wolfian duktustan doğar, gelişen böbrek yığını ya da metanefroz, içerisine doğru büyür. Mezonefrik duktus sonradan genital duktus ile...

    https://www.biyologlar.com/bobrek-embriyolojisi
  • Bakterilerde Okaryotik Prokaryotik Hucre

    Mikroorganizmaların Hücre Yapıları Ökaryötik Hücre Nedir; Ökaryötik yapılı canlı hücresinin (alg, maya, mantar, protozoon, ve gelişmiş canlılar) temel özelliği, genetik şifreleri taşıyan DNA’nın bir zarla çevrili olan çekirdekte bulun­masıdır. Prokaryotik Hücre Nedir; Prokaryotik yapıdaki hücrelerde (Bakteriler) ise hücre duvarların kompleks olması ve tek kromozomdan ibaret olan genetik materyalin sitoplazma içerisinde dağınık bir şe­kilde...

    https://www.biyologlar.com/bakterilerde-okaryotik-prokaryotik-hucre
  • Bakterilerde spor

    Bakterilerde spor, zor çevre şartlarından kendi neslini koruma için geliştirdiği bir form değişikliği olup, bakteri sporlu iken üreyip çoğalamaz ancak yıllarca (örneğin B. anthracis’te 2500 yıl) sonra bile vejetatif hale gelebilecek şekilde, korunabilmektedir. Aerobik bakterilerden Bacillus cinsi (B. anthracis, B. subtilis, B. ccreus, B. megatarium) ile anaerobik bakterilerden Clostridium cinsi (Cl. tetani, Cl botulinum, Cl. perfiringens, Cl. septicum, vs) bakterilerde...

    https://www.biyologlar.com/bakterilerde-spor
  • Bitkiler ve Mikroorganizmalar arasındaki ilişkiler

    Olumlu ve olumsuz etkileşimler sadece mikroplar arasında olmazlar aynı zamanda bitkiler ve mikroplar arasında da gerçekleşirler. Rizosfer, bitkiler ve mikroplar arasındaki kommensal ve mutualistik etkileşimlerin görüldüğü bölgeye verilen addır. Ekto ve endomikorizal mantarlar bitkilerin mineral madde ve suyun fotosentez ile geri dönüşümünü sağlarlar. Çok ekstrem koşullar altında bitkinin hayatını devam ettirmesi için temel olan mutualistik birleşmeler yapmasıdır....

    https://www.biyologlar.com/bitkiler-ve-mikroorganizmalar-arasindaki-iliskiler
  • Evrim Teorisi ile İlgili 5 Soru 5 Yanıt

    Charles Darwin’in meşhur “Türlerin Kökeni” isimli yapıtının yayınlanmasının üzerinden bir buçuk yüzyıl geçti. Bu süre içinde evrim kuramı sürekli sorgulandı. Darwin genetik ve moleküler biyoloji konusunda hiçbir şey bilmemesine rağmen modern biyoloji bu büyük bilim adamının şaşırtıcı fikirlerini hep doğruladı. Ne var ki bugün evrim biyolojisinin hâlâ yanıtlayamadığı sorular var. Saygın bilim dergisi New Scientist bunların içinden önemli...

    https://www.biyologlar.com/evrim-teorisi-ile-ilgili-5-soru-5-yanit
  • ENDOKRİN SİSTEM

    Endokrin sistem, başlıca köken aldıkları epitel ile ilişkilerini kaybetmiş bezlerden meydana gelmiştir. Bu bezlerin duktusları olmayıp salgılarını (hormonlar) direkt olarak ya kan ya da lenf dolaşımına boşaltırlar; dolayısı ile bu tip bezlere duktussuz bezler veya iç salgı bezleri denir. Vücudun endokrin salgı yapan dokuları üç ayrı şekilde görülür: 1- Bağımsız ayrı bezler halinde; bu tip bezler saf endokrin fonksiyona sahiptirler. Örneğin hipofiz, tiroid,...

    https://www.biyologlar.com/endokrin-sistem
3WTURK CMS v8.1