Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 91 içerik listeleniyor

  • Kene İle Bulaşan Hastalıklar

    ÖZET Parazitlerin neden olduğu hastalıklar önemli sağlık problemidir. Endoparazit ve ektoparaziter hastalıklar mevcuttur. Kenelerle bulaşan hastalıklar en sık görülen vektör kaynaklı hastalıklardır. Keneler bakteri, virüs spiroket, protozoa, nematod ve toksinler gibi patojenleri yayabilir ve böylece ektoparaziter kaynaklı hastalıklara sebep olurlar. Ülkemizde keneler için iklim koşulları, bitki örtüsü ve yüzey şekli bakımından uygun koşullar vardır. Bu...

    https://www.biyologlar.com/kene-ile-bulasan-hastaliklar
  • SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ

    Solunum kelimesi iki anlamda kullanılabilir. Hücresel düzeyde, hücresel oksidatif Matabolizma anlamındadır. Organizma düzeyinde ise, gaz değişim yüzeylerinin, yani akciğerlerin atmosfer havası ile havalanması demektir. Solunum sistemi, dolaşım sisteminin atmosferle olan bağlantısını sağlar. Amfibian denilen kurbağa gibi hem karada hem de suda yasayan canlılarda ¤¤¤¤bolizma düşük olduğu için cilt solunumu yeterlidir. Eğer insanlarda kurbağalar gibi cilt solunumu...

    https://www.biyologlar.com/solunum-sistemi-fizyolojisi
  • Bazı organ ve dokular için özel Preparasyon hazırlama yöntemleri

    1-ADRENAL: Adrenalde ölümden hemen sonra otolitik değişiklikler oluşur. Otopside bez yarı – sıvı döküntü içeren ince bir kortikal kapsülde bulunur. Bazı enzimler uzun süre değişmeden kalmasına rağmen, hücresel ayrıntı için adrenaller ölümden sonraki 1-2 saat içinde tespit edilmelidir. Kan damarları adrenal çevresinde dallanır. Bez etrafındaki yağlar uzaklaştırılmalıdır. 2-SİNDİRİM KANALI: Fiksasyon en önemli problemdir. Mide mukozasında otolitik...

    https://www.biyologlar.com/bazi-organ-ve-dokular-icin-ozel-preparasyon-hazirlama-yontemleri-1
  • 2. Kromozom

    2. Kromozom

    2. kromozom toplamda 22 çift olan otozomal insan kromozomlarından ondördüncüsüdür. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur.  242 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının  %8 ine sahiptir  2. kromozom  muhtemelen  1200 ile 1300 gen içermektedir.  Her bir kromozomdaki genlerin belirlenmesi, aktif bir genetik araştırma alanıdır. Araştırmacılar, her kromozomdaki gen sayısını tahmin etmek için farklı yaklaşımlar kullandıklarından, tahmini gen sayısı...

    https://www.biyologlar.com/2-kromozom
  • Bazı organ ve dokular için özel Preparasyon hazırlama yöntemleri

    1-ADRENAL: Adrenalde ölümden hemen sonra otolitik değişiklikler oluşur. Otopside bez yarı – sıvı döküntü içeren ince bir kortikal kapsülde bulunur. Bazı enzimler uzun süre değişmeden kalmasına rağmen, hücresel ayrıntı için adrenaller ölümden sonraki 1-2 saat içinde tespit edilmelidir. Kan damarları adrenal çevresinde dallanır. Bez etrafındaki yağlar uzaklaştırılmalıdır. 2-SİNDİRİM KANALI: Fiksasyon en önemli problemdir. Mide mukozasında otolitik...

    https://www.biyologlar.com/bazi-organ-ve-dokular-icin-ozel-preparasyon-hazirlama-yontemleri
  • KALP TULUMUNUN OLUŞUMU

    Kalp, başlangıçta, perikardiyal boşlukta bulunan düz bir tüp şeklindedir. İntraperikardiyal kısım, gelecekteki bulboventriküler kısımdır. Atrial kısım ve sinus venosus hala çifttir ve septum transversum mezenşimindeki perikardiyum dışında uzanır. Kalp tüpü uzamaya devam eder ve kıvrılmaya başlar. Tüpün sefalik parçası ventral ve kaudal yönlerde ve sağa doğru kıvrılırken, kaudal atrial kısmı ise dorsokraniyal yönde ve sola doğru taşınarak kalp tulumu...

    https://www.biyologlar.com/kalp-tulumunun-olusumu
  • KALP SEPTUMLARININ OLUŞUMU

    Kalbin büyük septumlarının oluşumu gelişimin 27. ve 37. günleri arasında şekillenir. İki aktif olarak büyüyen doku kütlesi kaynaşıncaya kadar birbirlerine doğru büyürler ve lümeni 2 ayrı kanala ayırırlar. Septum, tek bir doku kütlesinin lümenin zıt tarafına ulaşıncaya kadar aktif büyümesiyle de oluşabilir. Doku kitlelerinin oluşumu ekstraselüler matriksin sentezlenmesi, depolanması ve hücre çoğalmasına bağlıdır. Endokardiyal yastıkçıklar olarak...

    https://www.biyologlar.com/kalp-septumlarinin-olusumu
  • ATRİUMUN BÖLMELENMESİ

    4. hafta sonunda orak biçimli membranöz bir yapı, atriumun tavanından lümene doğru büyümeye başlar. Bu yapı septum primumun ilk parçasıdır. Bu septumun 2 kolu atrioventriküler kanaldaki endokardiyal yastıkçıklara doğru büyür. Septum primumun alt ağzı ile endokardiyal yastıkçıklar arasındaki açıklık ostium primumdur. Gelişimin ilerlemesi ile, superior ve inferior endokardiyal yastıkçıklar septum primum kenarları boyunca büyürler ve yavaş yavaş ostium primumu...

    https://www.biyologlar.com/atriumun-bolmelenmesi
  • ATRİUMUN İLERİ FARKLANMASI

    Primitif sağ atrium, sağ sinus boynuzunun katılımı ile genişlerken, primitif sol atrium bir miktar daha genişler. Başlangıçta tek bir embriyonik pulmoner ven septum primumun hemen solunda, posterior sol atrial duvarın dışarı doğru büyümesi olarak gelişir. Bu ven gelişen akciğer tomurcuğunun venleri ile bağlantı kurar. Gelişim ilerlerken, primitif pulmoner ven ve giderek artan dalları sol atriuma katılarak erişkin sol atriumunun geniş düz duvarlı kısmını...

    https://www.biyologlar.com/atriumun-ileri-farklanmasi
  • TRUNCUS ARTERİOSUS ve CONUS CORDİS’TEKİ SEPTUM OLUŞUMU

    5. hafta sırasında, truncusun sefalik parçasında bir çift sırt ortaya çıkar. Truncus yastıkları olan bu kabartılar sağ arka duvarda ve sol alt duvarda yerleşiktir. Sağ üstteki distal olarak ve sola doğru büyürken, sol alttaki distale ve sağa doğru büyür. Aortik keseye doğru büyürken, yapılar birbiri etrafında kıvrılır ve gelecekteki septumun ilk spiral görünümünü yansıtır. Tam kaynaşmadan sonra, aorticopulmoner septum olarak adlandırılan bir septum...

    https://www.biyologlar.com/truncus-arteriosus-ve-conus-cordisteki-septum-olusumu
  • SEMİLUNAR KAPAKLAR

    Truncus bölmelenmesi hemen hemen tamamlandığında, semilunar kapak öncülleri küçük çıkıntılar olarak görülmeye başlar. Bu çıkıntılar esas truncus şişkinlikleri üstündedir ve her biri sırasıyla pulmoner ve aortik kanalları oluşturacaktır. Kaynaşmış truncus şişkinliklerinin karşısında 3. tüberkül her iki kanalda ortaya çıkar. Giderek tüberküller üst yüzeylerinden çökerek semilunar kapakları oluştururlar. Bu süreç, 16 mm lik evrede iyi...

    https://www.biyologlar.com/semilunar-kapaklar
  • KALP POZİSYONU ANOMALİLERİ

    En sık görülen dekstrocardiada kalp sağdadır ve genellikle total ya da kısmi situs inversusla birliktedir. Nadir anomali olan ektopik kalpte, kalp toraksta bulunur. Yüzeye açık olabilir (infeksiyon nedeni ile ölüm olabilir). Problem yoksa deri ile kapatılır. Kalp, diyaframdan abdomene uzanabilir. Bu malformasyon, embriyonun orta hatta kapanamamasından (sternal yarık) olabilir. Hipoplastik sol kalp sendromunda sol ventrikül küçük ve işlevsizdir. Sağ ventrikül, hem pulmoner...

    https://www.biyologlar.com/kalp-pozisyonu-anomalileri
  • KALBİN İLETİM SİSTEMİNİN GELİŞİMİ

    Önceleri, kalbin pacemaker'i sol kardiyak tüpün kaudal kısmındadır. Daha sonra sinüs venosus bu işlevi üstlenir ve sinüs venosus sağ atriuma katıldığında pacemaker dokusu vena kava superiorun açılma yeri yakınındadır. 5.hafta sırasında sinoatrial nod gelişir. Atrioventriküler nod ve demet (His demeti), sinüs venosusun sol duvarındaki hücreler ve atrioventriküler kanalın duvarındaki hücreler olmak üzere iki kaynaktan gelişir. Sinus venosus, sağ atriuma...

    https://www.biyologlar.com/kalbin-iletim-sisteminin-gelisimi
  • FETAL DOLAŞIM NEDİR

    FETAL DOLAŞIM NEDİR

    • O2'den zengin kan plasentadan umbilikal venle çıkar. • Plasentadan gelen kanın yaklaşık ½’si hepatik sinüzoidlerden, geri kalan kısmı karaciğeri by-pass ederek duktus venosus içinden Vena cava inferiora gider. • Duktus venosus’taki kan akışı umbilikal vene yakın bir sfinkter ile düzenlenir. Sfinkter gevşediğinde duktustan daha fazla kan; sfinkter kasıldığında ise portal sinus portal ven hepatik sinüzoid yoluyla akar. Sfinkter, umbilikal vende venöz akış...

    https://www.biyologlar.com/fetal-dolasim-nedir
  • NEONATAL DOLAŞIM NEDİR

    • Plasenta bağlantısı yok ve akciğerler artık fonksiyoneldir. • Artık foramen ovale’ye, ductus arteriosa, duktus venosusa ihtiyaç yoktur. • Duktus venosus’taki sfinkter sıkışır ve tüm kan hepatik sinüzoidlerden geçer. • Plasental dolaşımın kapanması, vena cava inferior ve sağ atriumdaki kan basıncında ani düşüşe yol açar. • Pulmoner kan akışında artış, pulmoner arter duvarlarında giderek incelme gözlenir. • Akciğer hacmi birkaç nefesten sonra...

    https://www.biyologlar.com/neonatal-dolasim-nedir
  • DOLAŞIM SİSTEMİ HİSTOLOJİSİ

    Dolaşım sistemi, kardiyovasküler sistem ve lenfatik vasküler sistem olmak üzere 2 ayrı fakat birbirleriyle ilişkili bileşene sahiptir. Kardiyovasküler sistemin işlevi, dokular ve kalp arasında 2 yönde kanı taşımaktır. Lenfatik vasküler sistemin işlevi ise ekstraselüler sıvının fazlası olan lenfi toplamak ve kardiyovasküler sisteme geri getirmektir. Bu yüzden lenfatik sistem tek yönlü iletim sağlarken; kardiyovasküler sistem çift yönlü taşıma yapar....

    https://www.biyologlar.com/dolasim-sistemi-histolojisi
  • KAN DAMARLARININ GENEL YAPISI

    Birçok damar, bazı farklılıklar olmasına rağmen benzer özellikler gösterir ve farklı şekillerde sınıflandırılırlar. Örneğin yüksek basınçlı damarların duvarları (subclavian arterler), düşük basınçta kan ileten damarlardan (subclavian venler) daha kalındır. Arteriyel damarların çapları her dallanmada azalmasına rağmen venlerin çapları her katılımda artar. Kapiller ve venüller gibi küçük damarlarda duvar yapısı daha basitleşmesine rağmen...

    https://www.biyologlar.com/kan-damarlarinin-genel-yapisi
  • ARTERLERDEKİ ÖZELLEŞMİŞ DUYSAL YAPILAR

    Arterlerde 3 tip özelleşmiş duysal yapı bulunur. Bunlar karotid sinuslar, karotid cisimler ve aortik cisimlerdir. Karotid sinusler: A.carotis communis'in çatallanma yerinin hemen distalinde, internal karotid arter duvarında yerleşik bir baroreseptördür. Bu alanda damarın adventisyası biraz kalındır ve glossofarengeal sinirden zengin duysal sinir sonlanmaları alır. Bu bölgedeki media incedir ve kan basıncı artışında gerginleşir; bu gerginlik sinir sonlanmalarını uyarır....

    https://www.biyologlar.com/arterlerdeki-ozellesmis-duysal-yapilar
  • VENLER (Kapasitans Damarları)

    Ven ve venüller, homolog arter ve arteriyollerinden daha ince duvarlı, daha geniş lümen ve çaplıdır. Venler, arterlerden çoktur. Total kan hacminin %70’i venöz damarlardadır. Duvarları ince ve esneklikleri arterlere göre az olduğundan kesitlerde venler genellikle büzülür, lümeni düzensiz izlenir. Aynı ebattaki, hatta aynı vende bile venlerin yapısı unifom değildir. Duvarlarında 3 tabaka vardır. Muskuler ve elastik tabakalar iyi gelişmemiş olmasına karşın bağ...

    https://www.biyologlar.com/venler-kapasitans-damarlari
  • KALP İSKELETİ

    Kalp yapılarını destekleyen, kalp kası ve kalp kapaklarının bağlandığı fibröz sıkı bağ dokusu yapısıdır. Yaşlılarda kalp iskeleti kireçlenebilir, hatta bazen kemikleşebilir. 3 bölümden oluşur. Septum membranaceum: İnterventriküler septumun üst fibröz kısmıdır. Kollajen lifler paralel düzenlenmiştir.. Trigonum fibrosum: Anulusların arasını, Os.atrioventiculare sinistrum ile aorta arasındaki aralığın sol köşesini dolduran üçgen biçimli bölümdür....

    https://www.biyologlar.com/kalp-iskeleti
  • AKCİĞERLERİN ÖZELLİKLERİ

    Akciğerler bir çift organ olup toraks boşluğunun her iki tarafında yer alır. Toraks boşluğu ince bir mezotelyal membran ile örtülüdür ve bu örtü parietal plevra adını alır. Parietal plevra akciğerin kökü olan hilumda içe doğru dönüş yaparak akciğerleri visseral plevra olarak örter. Parietal ve visseral plevralar arasındaki boşluk ince, sulumsu, seröz bir mayi ile doldurulmuştur; bu boşluğa plevral kavite denir. Dolayısı ile akciğerler mediastinuma çok...

    https://www.biyologlar.com/akcigerlerin-ozellikleri
  • Bronşlar

    Ekstrapulmoner (akciğer dışı) bronşlar yapısal yönden trakeyi andırırlar, trakeden farklılıkları yalnızca daha küçük bir çapa sahip olmalarıdır. Ana bronşlarda kıkırdak halkaları hala tam değildir ve posterior boşluk düz kas lifleri ile doldurulmuştur. İntrapulmoner (akciğer içi) bronşlar ise ekstrapulmoner bronşlardan birkaç temel özellik yönünden farklıdır; inrapulmoner bronşlar yuvarlaktır ve dolayısı ile posterioru düzleşmemiştir (trake ve...

    https://www.biyologlar.com/bronslar
  • Alveoller

    Alveoller polihedral veya hegzagonal şekillidir ve tek duvara sahiptir. Bu duvar, solunum bronşiolleri, duktus alveolaris, atrium veya alveolar keselere açılarak havanın akışına izin verir. Yan yana bütün alveoller açıldığında yaklaşık 150 m 2 genişliğinde gaz değişim alanı oluştururlar. Alveoller sıkıca paketlenmişlerdir ve her bir alveolün duvarı tam değildir. Bunun yerine komşu alveoller birbirlerinden interalveolar septum ile ayrılmışlardır. Herbir alveol...

    https://www.biyologlar.com/alveoller
  • Alveolar Makrofajlar

    Alveolar makrofajlar (alveolar fagositler veya toz hücreleri – dust cell) sadece interalveolar septumun interstisyumunda bulunmazlar, aynı zamanda alveolar yüzey ve alveolar boşlukta da bulunabilirler. Oldukça geniş olan bu hücreler 15-40 µm çapa sahiptir. Düzensiz şekilli olan bu hücreler düzensiz bir çekirdek ve bir çekirdekçik içerirler. Sitoplazmaları granüler veya vakuollü (köpüksü) görülebilir. Bilinen organellere ilaveten belirgin bir Golgi kompleksi, primer...

    https://www.biyologlar.com/alveolar-makrofajlar
  • Kist Hidatik (Kistik Ekinokokkoz)

    Kistik ekinokkozis, ülkemizde, özellikle hayvanlarda çok yaygın olması nedeniyle, önemli halk sağlığı sorunlarına neden olan ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan zoonotik karakterli bir hastalıktır. Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen bu hastalığın etkeni, Echinococcus granulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak, sıklıkla köpeklerdir. Parazit köpeklerin ince barsaklarında yaşar....

    https://www.biyologlar.com/kist-hidatik-kistik-ekinokokkoz
  • Kan-Hava Bariyeri

    Alveol içerisindeki hava ile pulmoner kapiller içerisindeki kan arasında bulunan yapıları içerir ki bu yapılar kat edilerek gaz değişimi meydana gelir. Kan ve alveollerdeki hava arasında oldukça incelmiş olan bu engeli (bariyer) oluşturan yapılar; 1- Pulmoner yüzey epiteli üzerindeki ince surfaktant, 2- Tip I alveolar hücreler, 3- Birleşmiş pulmoner epitel bazal laminası ve kapiller endotelinin bazal laminası, 4- Kapiller endotel hücreler (hücreler oldukça incelip...

    https://www.biyologlar.com/kan-hava-bariyeri
  • Akciğer Lobülü

    Daha önce de açıklandığı gibi akciğer lobülü akciğerin yapısal ünitidir. Bir lobül piramidal şekilli olup genellikle tabanı akciğerin plevral yüzeyine ve tepesi hiluma yöneliktir. Apekste, bir bronşiol, akciğer lobülüne pulmoner arter dalı ile birlikte girer. Pulmoner arter venöz kanı solunum dokusuna taşımaktadır. İnsanlarda lobüller zayıf ve tam olmayan bir şekilde bağ dokusu tabakası tarafından sarılmışlardır ve 1 cm genişliğinde tabana, 2 cm...

    https://www.biyologlar.com/akciger-lobulu
  • Kan Damarları

    Akciğerde ikili bir kan akımı vardır. Sağ ventrikülden çıkan oksijensiz kan akciğerlere pulmoner arterler aracılığı ile getirilir. Pulmoner arterler geniş çaplı elastik arterlerdir. Pulmoner arter dalları respiratuar bronşiollere kadar bütün bronşial ağaç dallarına eşlik eder. Bu son kısımda terminal arterioller dallanarak alveoller arasındaki interalveolar septada zengin kapiller ağ oluştururlar. Pulmoner arter dallarından ayrılan diğer damarlar akciğer...

    https://www.biyologlar.com/kan-damarlari
  • Lenfatikler

    Akciğerlerde, aralarında seyrek bağlantılar olan iki seri lenfatik damar bulunur. Yüzeysel veya plevral seri plevrada bulunur ve nispeten geniş lenfatikler akciğer lobüllerini akciğer yüzeyinde sınırlandırır. Bu lenfatikler çoğunluğu, hava ile alınan karbondan (özellikle şehirlerdeki hava kirliliği yönünden) dolayı gözle de görülebilecek şekilde siyahlaşır. Daha küçük lenfatikler lobüllerin dış sınırlarında ince ağ oluştururlar. Bu seri akciğer...

    https://www.biyologlar.com/lenfatikler
  • Bradipne Nedir?

    Bradipne Nedir?

    Basitçe yavaş nefes anlamına gelen bradipne, tiroid bozuklukları, beyinde sorunlar ve kalp problemleri gibi geniş bir yelpazedeki tıbbi durumlar ile bağlantılı olmuştur. Bu makalede bradipnenin belirtileri ve olası nedenlerini açıklamaya çalışacağız.Biliyor Muydunuz?12 ve 50 yaşları arasındaki her sağlıklı birey dakikada 12-20 kez solur.Bradipne solunum hızının belirgin olarak düştüğü tıbbi bir durumdur. Kişi çok yavaş nefes aldığından solunum hızı...

    https://www.biyologlar.com/bradipne-nedir
  • Kalp Kapakçıkları ve Kalp Sesleri

    Kalp Kapakçıkları ve Kalp Sesleri

    Kalbin her iki tarafında, ritmik kasılmaları tek yönlü bir kan akışına dönüştüren ikişer kapakçık bulunur. Bu kapakçıklar, kanın geri akışına neden olabilecek bir basınç farkı oluştuğunda, anatomik yapıları gereği otomatik olarak kapanırlar. Bu kapanma ise dışarıdan duyulabilir biçimde titreşimlere neden olurlar (kalp sesleri). Kalbin her iki yanındaki atriyum ve ventriküller arasında bulunan atriyoventriküler (AV) kapakçıklar, ventriküllerin...

    https://www.biyologlar.com/kalp-kapakciklari-ve-kalp-sesleri
  • Kalp

    Kalp

    Kalbin ana görevi kanı pompalama görevidir. İnsan, kuş ve memelilerde kalp birbirlerinden bölme ile tamamen ayrılmış dört boşluktan oluşur.

    https://www.biyologlar.com/kalp
  • Hücre zedelenmesinin nedenleri ve zedelenmeye karşı hücrenin verdiği uyum yanıtları nelerdir; hasara uğrayan dokunun onarılması nasıl gerçekleşir?

    Hücre Zedelenmesinin Nedenleri Hücre zedelenmesinde pek çok etken söz konusudur. Trafik dahil pekçok kazanın neden olduğu gözle görülen fiziksel travmalardan, belli bazı hastalıklarda neden olabilen defektli enzimleri oluşturan gen mutasyonlarına kadar sıralanabilir. Zedeleyici etkenler aşağıdaki gibi, sınıflanabilir. Oksijen Kayıpları: Hipoksi (oksijen azlığı- oksijen yetersizliği), hücre zedelenmesi veya ölümünün en önemli ve en çok görülen nedenidir....

    https://www.biyologlar.com/hucre-zedelenmesinin-nedenleri-ve-zedelenmeye-karsi-hucrenin-verdigi-uyum-yanitlari-nelerdir-hasara-ugrayan-dokunun-onarilmasi-nasil-gerceklesir
  • Karaciğer Transplantasyonu

    İnsanda karaciğer transplantasyonu ilk kez 1963 yılında Amerika’da Starzl tarafından Denver-Cora-lado’da gerçekleştirilmiş ve başarısız olan bu girişi­mi yine başarısız bir dizi vaka izlemiştir. Bu ilk va­kaların başarısız olması çalışmaların deneysel alan­da yoğnulaştırılmasma ve böylece immnolojik bir dizi olayın anlaşılmasına, organ alımı ve organ prezervasyonunun (saklanması) ve tekniğin geliştiril­mesine neden olmuştur. Bu çabaların sonucu...

    https://www.biyologlar.com/karaciger-transplantasyonu
  • PARAGANGLİONLAR (KROMAFFİN SİSTEM)

    Paraganglionlar terimi pek çok yönden suprarenal bezlerin medullar hücrelerine benzeyen ve dağınık vaziyette bulunan hücre gruplarını kapsar. Hücre grupları çoğunlukla retroperitoneal yerleşmiştir ve sıklıkla sempatetik ganglionlar ile ilişkilidir. En büyük paraganglion hücre grubu çift veya birleşmiş halde bulunan Zuckerkandl’ın paraaortik cisimcikleridir. Bu cisimcik abdominal aortanın bifurkasyon yaptığı bölgede yerleşmiştir. Buna benzer hücre toplulukları...

    https://www.biyologlar.com/paraganglionlar-kromaffin-sistem
  • Patojenik Mantarların Immunolojisi

    Mantarlardan ileri gelen infeksiyonlarda vücut, mantar elementlerine karşı immunolojik bir yanıt verir. Bu cevap, bakteriyel antijenlere oranla zayıf olmakla beraber, kendini humoral ve sellüler tarzda belli eder. Mantar elementlerinin vücuda girmesi ile lenfoid sisteme ait retikuloendotelyal sistem (RES) aktivite kazanır veya uyarılır. Hücresel veya sıvısal yanıtın derecesi ve bunlardan birine ait öncelik sırası, infeksiyonun türüne göre değişir. Bazı hastalıklarda ilk...

    https://www.biyologlar.com/patojenik-mantarlarin-immunolojisi
  • Kimyasal Silahlar ve Kimyasal Silahlardan Korunma Yöntemleri

    Korunma: Kimyasal Silahlara karşı korunma, dört ana köşe taşı üzerine kuruludur; Fiziksel Korunma:Vücut korunması, solunum sistemi korunması, Bir kimyasal saldırı sırasında solunum yolları aerosol ve gazlara karşı, vücut ise sıvı ve katı partiküllere karşı korunmalıdır. Çocuklarda maske yerine hem solunum organlarını hem de vücudu koruyan özel ceketler kullanılması sıvı kimyasal ajanlar için daha uygundur. 12 aylıktan küçük bebekler koruyucu örtüler...

    https://www.biyologlar.com/kimyasal-silahlar-ve-kimyasal-silahlardan-korunma-yontemleri
  • Nozokomiyal Enfeksiyonlar Nelerdir

    Nozokomiyal Enfeksiyonlar Nelerdir

    Hastane kökenli (nozokomiyal) enfeksiyonlar, hastanın hastaneye yatış süresinin üzerinden en az 48-72 saat sonra ortaya çıkan, bazı durumlarda da taburcu olduktan sonra ki 10 gün içinde görülen enfeksiyonlar olarak adlandırılır.

    https://www.biyologlar.com/nozokomiyal-enfeksiyonlar-nelerdir
  • Kapalı Dolaşım nedir ve Hangi Canlılarda Görülür

    Kapalı Dolaşım nedir Kanın kalp ve damarlardan oluşan kapalı bir sistem içerisinde dolaşmasıdır. Omurgasızlardan halkalı solucanlarda, bazı yumuşakcalarda, (ahtapot ve mürekkep balığı) ilkel kordalılarda ve bütün omurgalılarda görülür. Bu hayvanlar akçiğer veya solungaç solunumu yaptıkları için kanın önemli görevlerinden birisi de solunum organlarıyla alınan O2 yi dokulara taşımak ve dokularda oluşan CO2 yi solunum organlarına taşımaktır. Kapalı...

    https://www.biyologlar.com/kapali-dolasim-nedir-ve-hangi-canlilarda-gorulur
  • Fenilketonüri'de Erken Teşhis Önemli

    Akraba evliliği, eşler arasında kan bağı bulunması yani aynı atadan gelme durumudur. Kanbağı olan akrabalar, toplumun genelinde görülen ortak gen yüzdesinin dışında, ayrıca akraba oldukları için ve bunun derecesine göre daha da fazla ortak genleri vardır. Akraba evlilikleri genetik danışmanlık hizmetinin verilmesini gerektirir. Genetik danışmanlıkta ise önemsenmesi gereken üç önemli konu vardır: 1. Çiftler arasındaki akrabalığın doğru olarak saptanması ve...

    https://www.biyologlar.com/fenilketonuride-erken-teshis-onemli
  • Atardamar

    Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücüda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar. Dolaşım sistemi hayatın devam etmesi için son derece önemli bir sistemdir. Tam olarak hücrelere oksijen ve besin taşınması fonksyonun yanı sıra, karbondioksit ve atık ürünlerin taşınması, pH düzeyinin düzenlenmesi ve plazma, protein ve immün sistem akışkanlınğının sağlanması gibi fonksyonlar da vardır....

    https://www.biyologlar.com/atardamar
  • Wolf-Hirschhorn Sendromu

    Wolf-Hirschhorn Sendromu

    1960’lı yıllardan beri bilinen bu hastalığın 1/50.000-100.000 gibi bir sıklıkta görüldüğü tahmin edilmektedir. Prenatal ve postnatal büyüme geriliği, mikrosefali, ciddi gelişme geriliği, hipotoni ve nöbetler ile birlikte yüzde yüksek alın, belirgin alın, hipertelorizm, strabismus, belirgin burun kökü ve kısa filtrum nedeniyle ortaya çıkan “Yunan miğferi” profili karakteristiktir. Kaşlar yay şeklinde ve medialde seyrek, üst dudak kalın ve ortası...

    https://www.biyologlar.com/wolf-hirschhorn-sendromu
  • Solunum Sistemi

    Solunum Sistemi

    Solumak, hayatta kalmak için temel ögelerden biridir. Vücutta birikmiş olan karbondioksitin atılması, bunun yerine, oksijen alınması işlemine solunum adı verilir.

    https://www.biyologlar.com/solunum-sistemi
  • Williams-Beuren Sendromu (7q11.2)

    Williams-Beuren Sendromu (7q11.2)

    Williams sendromu 7q11.23 bölgesinde 21 geni içeren yaklaşık 1.5 Mb büyüklüğündeki mikrodelesyonla ortaya çıkan ve 10.000’de bir görülen bir hastalıktır.

    https://www.biyologlar.com/williams-beuren-sendromu-7q11-2
  • Williams-Beuren Sendromu (7q11.2)

    Williams-Beuren Sendromu (7q11.2)

    Williams sendromu 7q11.23 bölgesinde 21 geni içeren yaklaşık 1.5 Mb büyüklüğündeki mikrodelesyonla ortaya çıkan ve 10.000’de bir görülen bir hastalıktır.

    https://www.biyologlar.com/williams-beuren-sendromu-7q11-2
  • Alagille Sendromu (Del 20p11.2)

    Alagille Sendromu (Del 20p11.2)

    Alagille Sendromu yüksek oranda hepatik, kardiak ve renal tutulumun gözlendiği kompleks multisistemik bir hastalıktır. Otozomal dominant kalıtım gösteren Alagille sendromu 100.000 canlı doğumda bir gözlenmektedir ve olgular genellikle ilk altı aydan sonra semptomatik hale gelmektedir. Klinik özelliklerin aynı aile içerisinde dahi yüksek oranda değişkenlik gösterebildiği bu sendromda en sık gözlenen klinik tablo kolestazdır. İntrakardiak lezyonlarla da birlikte...

    https://www.biyologlar.com/alagille-sendromu-del-20p11-2
  • Alagille Sendromu (Del 20p11.2)

    Alagille Sendromu (Del 20p11.2)

    Alagille Sendromu yüksek oranda hepatik, kardiak ve renal tutulumun gözlendiği kompleks multisistemik bir hastalıktır. Otozomal dominant kalıtım gösteren Alagille sendromu 100.000 canlı doğumda bir gözlenmektedir ve olgular genellikle ilk altı aydan sonra semptomatik hale gelmektedir. Klinik özelliklerin aynı aile içerisinde dahi yüksek oranda değişkenlik gösterebildiği bu sendromda en sık gözlenen klinik tablo kolestazdır. İntrakardiak lezyonlarla da birlikte...

    https://www.biyologlar.com/alagille-sendromu-del-20p11-2
  • TROMBOSİTLER

    Nukleusları yoktur. 2-4 µm çapında, disk biçimli partiküllerdir. Periferik kanda mm3 te 250.000-400.000 trombosit bulunur. Trombositler, megakaryositlerden köken alırlar. Kanın pıhtılaşmasını uyarıp, kan damarlarındaki çatlakların onarılmasını sağlar ve kanın damar dışına çıkışını engellerler. Dolaşımda 14 günden az yaşarlar. Merkezi bölümleri granülomer (kromomer); periferik bölümleri ise hyalomer olarak adlandırılır. Trombositlerin hücre zarları...

    https://www.biyologlar.com/trombositler
  • PERFÜZYONİSTİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

    Görev Ekstra Korporeal Sirkülasyon ve Mekanik Yaşam desteği gerektiren kalp, büyük damar ve organ nakillerinde yapılacak müdahalelerde ekipteki cerrah ve anestezi uzmanı ile işbirliği yaparak operasyonun yapılabilmesi için kardiyopulmoner sistemini izole edip kalp akciğer makinesini kullanarak perfüzyon görevini üstlenmektir. Perfüzyonist; Cerrah ve Anestezi Uzmanına ameliyat sırasında veya gereksinim halinde post-operatif dönemde perfüzyon konusunda yardım etmek,...

    https://www.biyologlar.com/perfuzyonistin-gorev-ve-sorumluluklari
  • Perfüzyonist Kimdir?

    Perfüzyonist Kimdir?

    Sağlık Bakanlığı tarafından verilmiş '' Perfüzyonistlik Yetki Belgesi '' olanlar ve 26 Nisan 2011 yılında resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren kanuna göre;

    https://www.biyologlar.com/perfuzyonist-kimdir
3WTURK CMS v8.1