Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

  • [protected email address]

Toplam 90 içerik listeleniyor

  • YAĞ DOKUSU HAKKINDA BİLGİ

    Yağ dokusu, yağ hücrelerinden (adipositler) oluşan zengin kan damarı ve sinir içeren bir dokudur. Erkeklerde vücut ağırlığının % 15-20’ sini, dişilerde % 20-25’ ini oluşturur. Yağ hücreleri, nötral yağların depolanması ve ısı üretilmesi için özelleşmiş hücrelerdir. Memelilerde beslenme aralıklı, enerji tüketimi sürekli olduğundan enerji deposu olarak önemli fonksiyon üstlenir. Travmalara karşı yastık görevi yanısıra ısı yalıtımını da...

    https://www.biyologlar.com/yag-dokusu-hakkinda-bilgi
  • Programlı hücre ölümü

    Sorunuzun Cevabı burada var. www.biyologlar.com/index.php?option=com_...atid=25&id=1881#2266 Animasyon: Apoptosis: Overview www.promega.com/paguide/animation/selector.htm?coreName=apop01 Apoptosis: Intrinsic Triggers www.promega.com/paguide/animation/selector.htm?coreName=apop02   Apoptozis hakkında bilgiler Programlanmış hücre ölümü Programlanmış hücre ölümü (PHÖ veya PCD), herhangi bir hücrenin, hücre içi bir programla ölmesinin planlaması ve...

    https://www.biyologlar.com/programli-hucre-olumu
  • Medikal Biyolojiye Giriş

    HÜCRE BİLİMİ En ilkel yapılı hücre prokaryotik hücredir.Nukleus zarı bulunmaz. DNA hücre sitoplazmasında bulunur.Organellere sahip değildir. Örnek bakteri hücresi verilebilir. İleri yapı göstaeren hücreler eukaryotik hücrelerdir.DNA materyali nukleus zarı ile çevrelenmiştir.Çok değişik organelleri mevcuttur. Örnek insan hücresi verilebilir. HÜCREYİ İNCELEME YÖNTEMLERİ DOKU KÜLTÜRLERİ VİTAL BOYAMA HÜCRE ORGANELLERİNİN AYRILMASI YÖNTEMİ TESPİT YÖNTEMİ...

    https://www.biyologlar.com/medikal-biyolojiye-giris
  • Mantarların Sınıflandırılmaları ve İsimlendirilmeleri

    Mantarların Sınıflandırılmaları ve İsimlendirilmeleri

    Mantarlar kök, gövde, yaprak, çiçek ve klorofile sahip olmayan ökaryotik, heterotrofik çok hücreli organizmalardır.

    https://www.biyologlar.com/mantarlarin-siniflandirilmalari-ve-isimlendirilmeleri
  • IMSI Nedir?

    Intrasitoplazmik morfolojiye göre seçilmiş sperm injeksiyonu (IMSI); konvansiyonel IVF mikroskopları ile karşılaştırıldığında özel büyütme teknikleri kullanarak spermlerin incelemesine imkan sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde, kullanılan büyütmeler 6000 ve üzerine çıkarak morfolojik olarak en iyi spermlerin seçilmesine imkan sağlamaktadır. Bu gelişmiş yöntem sayesinde sperm hücresinde bulunan ve kromatin stabilizasyonunu bozduğu bilinen vakuol (etrafı zarla...

    https://www.biyologlar.com/imsi-nedir
  • Algler

    Algler, gerek yapısal olarak gerekse de dış görünüşleri bakımından oldukça farklı görünümdedirler. Yapısal olarak eukaryotik (gelişmiş hücre tipi) ve prokaryotik (basit yapılı hücre tipi) olmak üzere iki büyük gruba ayrılırlar. Buna göre Mavi-Yeşil algler göstermiş oldukları hücre organizasyonları bakımından prokaryot hücre özelliği taşımaktadırlar. Belirgin bir hücre çekirdeğinin olmaması ve çok basit olan kromatofor yapısındaki pigmentlerin...

    https://www.biyologlar.com/algler-2
  • METABOLİZMA FİZYOLOJİSİ

    SU METABOLİZMASI: •Bitkilerin organlarında farklılık göstermesine rağmen ortalama olarak yapılarının % 75 su ve % 25 kuru ağırlıktır. Bu kuru maddenin % 90’ ı organik % 10’ u ise inorganiktir. •Susuz hayat olmaz sözü bitki için çok daha önemlidir. Çünkü bitkiler beslenme, iletim, enzim, hormon etkileri gibi tüm faaliyetler su ile mümkün olmaktadır. •Su metabolizması ile, suyun topraktan alınımı, bitkide taşınımı, bitkideki etkileri ve bitkiden...

    https://www.biyologlar.com/metabolizma-fizyolojisi
  • MİNERAL (İYON) METABOLİZMASI

    Bitkilerin kimyasal kompozisyonu: Bitkilerin % 75 su ve % 25 kuru madde Kuru maddenin % 90’ ı organik % 10’ u inorganik Organik maddelerin başlıcalarını karbonhidrat, yağ ve protein olduğu, yağ ve karbonhidratların C, H, O ve N’ dan oluştuğu yani organik maddelerin 4 temel elementten meydana geldiği bilinmektedir. Bu 4 elementi sırasıyla P, S, K, Ca ve Mg izler. Yapılan analizlerde bitkilerde 60’ dan fazla elementin bulunduğu test edilmiştir. Bunlardan 16 elementin...

    https://www.biyologlar.com/mineral-iyon-metabolizmasi
  • FLOEMDE ORGANİK MADDE TAŞINIMI

    Bu taşınım da iki ayrı mekanizmadan söz edilir. Kitle akımı : Bu görüşe göre organik maddelerin sentezlendiği doku ile taşınacağı doku arasında mevcut olan osmotik basınç farkı gradiyentine bağlı olarak organik maddeler hareket ederler. Aşağıdaki şekildeki modelde de görüleceği üzere A ve B kapları birbirlerine bağlıdırlar. Bu iki kap içerisine yerleştirilen yine A ve B osmometreleri birbirlerine boru ile bağlanmıştır. B osmometresine çok yoğun şeker...

    https://www.biyologlar.com/floemde-organik-madde-tasinimi
  • Tohumsuz Bitkiler

    Bitkiler, fotosentez yapan ökaryotik organizmalar olarak tanımlanırlar. Bitkiler Alemi'nin şekil, büyüklük, yapı, organizasyon, ekolojik istekler açısından büyük farklılıklar gösteren çok sayıda üyesi bulunur. Bitkiler Alemi, Tohumsuz Bitkiler (Cryptogamae) ve Tohumlu Bitkiler (Spermatophyta) olmak üzere iki büyük gruba ayrılır. Tohumsuz Bitkiler, diğerlerinden daha ilkel olarak nitelendirilirler ve sporlarla çoğalmaları nedeni ile Sporlu Bitkiler olarak da...

    https://www.biyologlar.com/tohumsuz-bitkiler
  • Alglerin içerikleri ve insanlar üzerine etkileri

    ALGLERİN EKONOMİK VE EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ, SINIFLANDIRILMASI VE ÜREME TİPLERİ

    https://www.biyologlar.com/alglerin-icerikleri-ve-insanlar-uzerine-etkileri
  • Klorofilin Asitlerdeki Durumu

    Begonia sp. yaprağının yarısını sıcak suya batırıldığında bu kısmın kahverengi olduğu görülür. Sıcak suda hücreler ölür, vakuol etrafındaki tonoplast semipermeabilitesini kaybederek permeabl olur ve vakuolde bulunan oksalik asidin hidrojeni sitoplazmadaki kloroplastların klorofilinin magnezyumu ile yer değiştirerek feofitin denilen ................... madde meydana gelir. Aynı deney klorofil extresi üzerine 1-2 damla HCl damlatılarak...

    https://www.biyologlar.com/klorofilin-asitlerdeki-durumu
  • Alveoller

    Alveoller polihedral veya hegzagonal şekillidir ve tek duvara sahiptir. Bu duvar, solunum bronşiolleri, duktus alveolaris, atrium veya alveolar keselere açılarak havanın akışına izin verir. Yan yana bütün alveoller açıldığında yaklaşık 150 m 2 genişliğinde gaz değişim alanı oluştururlar. Alveoller sıkıca paketlenmişlerdir ve her bir alveolün duvarı tam değildir. Bunun yerine komşu alveoller birbirlerinden interalveolar septum ile ayrılmışlardır. Herbir alveol...

    https://www.biyologlar.com/alveoller
  • Alveolar Makrofajlar

    Alveolar makrofajlar (alveolar fagositler veya toz hücreleri – dust cell) sadece interalveolar septumun interstisyumunda bulunmazlar, aynı zamanda alveolar yüzey ve alveolar boşlukta da bulunabilirler. Oldukça geniş olan bu hücreler 15-40 µm çapa sahiptir. Düzensiz şekilli olan bu hücreler düzensiz bir çekirdek ve bir çekirdekçik içerirler. Sitoplazmaları granüler veya vakuollü (köpüksü) görülebilir. Bilinen organellere ilaveten belirgin bir Golgi kompleksi, primer...

    https://www.biyologlar.com/alveolar-makrofajlar
  • Fotosentezde kullanılan klorofil a(koyu yeşil rekli pigment) ve klorofil b(açık yeşil renkli pigment) pigmentleri birbirlerinde dönüşebilirler mi?

    Çimen, ısırgan otu gibi çeşitli bitkilerden ekstraksiyonla elde edilen yağda çözünen pigmentlerdir. Mg içeriğine bağlı olarak zeytin yeşilinden koyu yeşile kadar değişen renk tonlarında bulunurlar. Klorofil yeşil sebzelerin, meyvelerin ve yaprakların karakteristik özelliğini oluşturmaktadır. Klorofil, bütün yeşil bitkilerde fotosentez sonucu oluşan pigmentlerdir. Bunlar, bitki hücrelerinin fotosentezini gerçekleştiren organel olan kloroplastların membranında...

    https://www.biyologlar.com/fotosentezde-kullanilan-klorofil-akoyu-yesil-rekli-pigment-ve-klorofil-bacik-yesil-renkli-pigment-pigmentleri-birbirlerinde-donusebilirler-mi
  • Proksimal Kıvrıntılı Tübül (Tubulus Contortus Proximalis)

    Bir renal cisimciğin üriner kutbundan başlayan proksimal kıvrıntılı tübül (tübülüs proksimalis kontortus) yaklaşık 14 mm uzunluğa sahiptir ve toplam tübül çapı duvar kalınlığı ile birlikte 50-60 mikron kadardır. Adından da anlaşılacağı üzere kıvrıntılı bir şekilde seyreder ve pek çok minor bükülmeler ve kıvrılmaları yanında böbrek kapsüler yüzeyine doğru geniş bir viraj alır. Düzleşerek sonlanır ve en yakın medullar ışına girerek burada...

    https://www.biyologlar.com/proksimal-kivrintili-tubul-tubulus-contortus-proximalis
  • Makula Densa

    Distal tübülün özelleşmiş bölgesi olana makula densa, juksta glomerüler kompleksin (apparatus) de bir parçası olup, afferent ve efferent arterioller arasında, kısa bir bölümden oluşur. Bu bölgede makula densa hücreleri, JG hücreler ve ekstraglomerular mesangial hücreler (Lacis hücreleri) ile komşudurlar. Tübülün afferent arteriole değdiği bölgede distal tübül hücreleri birbirlerine paralel tarzda sıkıca paketlenmişlerdir. Bu hücrelerin çekirdekleri koyu...

    https://www.biyologlar.com/makula-densa
  • Hücre zedelenmesinin nedenleri ve zedelenmeye karşı hücrenin verdiği uyum yanıtları nelerdir; hasara uğrayan dokunun onarılması nasıl gerçekleşir?

    Hücre Zedelenmesinin Nedenleri Hücre zedelenmesinde pek çok etken söz konusudur. Trafik dahil pekçok kazanın neden olduğu gözle görülen fiziksel travmalardan, belli bazı hastalıklarda neden olabilen defektli enzimleri oluşturan gen mutasyonlarına kadar sıralanabilir. Zedeleyici etkenler aşağıdaki gibi, sınıflanabilir. Oksijen Kayıpları: Hipoksi (oksijen azlığı- oksijen yetersizliği), hücre zedelenmesi veya ölümünün en önemli ve en çok görülen nedenidir....

    https://www.biyologlar.com/hucre-zedelenmesinin-nedenleri-ve-zedelenmeye-karsi-hucrenin-verdigi-uyum-yanitlari-nelerdir-hasara-ugrayan-dokunun-onarilmasi-nasil-gerceklesir
  • Dentin Doku

    Dentin kemiğe benzer bir dokudur, ancak büyük oranda (%80) kalsiyum tuzlarını içermesi nedeniyle daha serttir. Mine ve sementumun derininde yer almaktadır. Dentinde hidroksiapaptit oranı mineden az olmasına (yaklaşık %70) rağmen, kemik ve sementumdakinden fazladır. Kalsiyum tuzları hidroksiapatit kristalleri şeklinde bulunur. Dentin dişin depolanabilir ilk mineralize edilmiş komponenti olup Odontoblastlar tarafından üretilir. Dentinin en dış kısmı olan dentin kabuğu...

    https://www.biyologlar.com/dentin-doku
  • Kırmızı Algler ve Mantarlar

    Kırmızı algler ya da Rhodophyta, (Yunancada rhodos ve phytos = kırmızı bitki); deniz alglerinin büyük bir kısmını oluşturan bir Protista âlemi şubesidir. Bu alem, yediğimiz şapkalı mantarları ve diğer organizmalarla birlikte yaşayan cıvık mantarları içerir. Bazı mantarlar, alglerle bir araya gelerek “liken” adı verilen toplulukları oluştururlar. Bazı türler de, bitkilerin köklerinde simbiyont olarak yaşarlar. Bitkilerin %90′ı, köklerinde simbiyont mantar...

    https://www.biyologlar.com/kirmizi-algler-ve-mantarlar
  • Brunner’in Duodenal Bezleri

    Duodenumun submukozal bezleri bileşik tübüler veya tubuloalveolar tip olup koyu, düzleşmiş, bazal çekirdek ve berrak, vakuollü sitoplazmaya sahip uzun, kübik hücrelerden meydana gelmiştir. Bezsel kısım alçak boylu kübik hücreler ile döşenmiş duktuslar ile devam eder. Duktuslar muskularis mukozayı delerek intestinal bezlere açılır. Muskularis mukoza çoğunlukla bezlerin üzerinde bütün bir tabaka oluşturmaz ve düz kas şeritleri glandular ünitler arasındaki bağ...

    https://www.biyologlar.com/brunnerin-duodenal-bezleri
  • PANKREASIN HİSTOLOJİK YAPISI

    PANKREASIN HİSTOLOJİK YAPISI

    Büyük, yassı bir organ olan pankreas duedonumun konkavitesi içerisinde yerleşmiştir. Posterior abdominal duvar peritonu arkasında sola doğru dalağın hilumuna ulaşacak şekilde uzanır

    https://www.biyologlar.com/pankreasin-histolojik-yapisi
  • KARACİĞERİN HİSTOLOJİK YAPISI

    Yumuşak kıvamlı olan karaciğer vücutta bulunan en ağır bezdir. Ağırlığı 1,5 kg veya daha fazla olabilen karaciğer üst abdomende, diaframın altında yerleşmiştir. Taze iken koyu kırmızı veya kırmızımsı kahverengidir; bu renkten başlıca karaciğere olan zengin kan akımı sorumludur. Karaciğer kanını çölyak (celiac) arterden köken alan arterlerden ve portal ven yolu ile intestinal yollardan alır. Venöz boşaltım inferior vena kavaya olduğundan karaciğer...

    https://www.biyologlar.com/karacigerin-histolojik-yapisi
  • İnterstisyum

    Lobuli testis içerisinde interstisyel doku seminiferöz tübüller arasında yer alır. İnterstisyel dokuda kollajen lifler, kan ve lenf damarları, sinir lifleri ve pek çok tip hücreler bulunur. Hücreler başlıca fibroblast, makrofaj, mast hücreleri, undifferansiye mezenşimal hücreler ve testise özgü Leydig hücreleridir. Kan damarları ve sinirler organa mediastinumdan girer ve gene buradan organı terk eder. Leydig hücreleri genellikle tübüller arasındaki üçgen şeklindeki...

    https://www.biyologlar.com/interstisyum
  • Bitkiler ve Mikroorganizmalar arasındaki ilişkiler

    Olumlu ve olumsuz etkileşimler sadece mikroplar arasında olmazlar aynı zamanda bitkiler ve mikroplar arasında da gerçekleşirler. Rizosfer, bitkiler ve mikroplar arasındaki kommensal ve mutualistik etkileşimlerin görüldüğü bölgeye verilen addır. Ekto ve endomikorizal mantarlar bitkilerin mineral madde ve suyun fotosentez ile geri dönüşümünü sağlarlar. Çok ekstrem koşullar altında bitkinin hayatını devam ettirmesi için temel olan mutualistik birleşmeler yapmasıdır....

    https://www.biyologlar.com/bitkiler-ve-mikroorganizmalar-arasindaki-iliskiler
  • OMURGASIZ HAYVANLAR SİSTEMATİĞİ

    Canlılarla ilgili problemler ele alındığında organizmalar sınıflandırmak ve onları gruplara ayırmak zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Yeryüzünde milyonlarca canlı varlık vardır ve bunun yanı sıra geniş ölçüde bir çeşitlilik de görülür. Sınıflandırmanın Tarihçesi İnsanlar yaradılışlarından itibaren çevrelerinde bulunan bitki ve hayvanları öğrenmeye çalıştılar. İlk insanlar, bitki ve hayvanları kendileriyle olan ilişkisine göre...

    https://www.biyologlar.com/omurgasiz-hayvanlar-sistematigi
  • Kromofil Hücreler

    A- Asidofiller (Alfa hücreleri): Toplam hücrelerin %40’ını oluşturur. İyi şekilde boyanabilen asidofiller normal preparatlarda kolaylıkla tanınırlar. Kromofoblardan daha büyük olup (14-20 mikron) hücre sınırları belirgindir. Sitoplazmalarında oldukça fazla bulunan küçük özel granülleri pek çok asidik boyalarla (eozin, asit fuksin, orange G ve azokarmin gibi) ile boyanabilirler. Seçici boyama metodları ve immunositokimya ile iki tip asidofil ayırt edilir. 1-...

    https://www.biyologlar.com/kromofil-hucreler
  • TİROİD BEZİ

    Boynun ön bölgesinde yer alan tiroid bezi birbirleri ile dar olan isthmus aracılığı ile birleşmiş iki lateral lobdan meydana gelmiştir. İsthmus 2. ve 4. trakeal kıkırdaklar arasında yer alır. Yaklaşık 5 cm boyunda 2,5 cm genişliğinde 20-30 gr ağırlığında olan lateral loblar ise trakenin üst kısmı ile larinksin inferioru arasında yerleşim gösterirler. Çoğunlukla bu iki tiroid yan loblarına ilaveten bir üçüncü piramidal lobdan bahsedilir. Bu 3. lob isthmusun...

    https://www.biyologlar.com/tiroid-bezi
  • Bitki Dokuları

    Aynı menseyden gelen, belirli bir görevi yapmak üzere toplu bir sistem olusturan, aynı sekil ve yapıdaki hücre gruplarına "doku" denir. Baslıca 2 ana gruba ayrılır: A ) Meristem Doku: Bölünme yeteneği olan hücrelerden olusmustur. Primer meristem ve sekonder meristem olmak üzere iki sekilde meydana gelir. B ) Sürekli Doku: Meristem hücrelerinin gelismesi ve farklılasması sonucu meydana gelir. Hücrelerin çeperleri değisik sekillerde kalınlasmıstır. Sürekli doku...

    https://www.biyologlar.com/bitki-dokulari
  • BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER, SUPRARENAL BEZLER)

    Her bir böbreğin üst kutbuna birer adet olarak yerleşen, yağ doku içine gömülmüş suprarenal ya da adrenal bezler kabaca piramit şekilli yassılaşmış organlardır. Her biri 5 cm. uzunluğunda, 3 cm. genişliğinde ve 1 cm’den daha az kalınlıkta ve 7-10 gr. ağırlıktadır. Adrenal bezler steroid hormonları ve kateşolaminleri salgılarlar. Organın arterior yüzeyinde içeri doğru çöküntü şeklinde hilum görülür. Taze bir organın enine kesitinde iki bölge ayırt...

    https://www.biyologlar.com/bobrek-ustu-bezleri-adrenal-bezler-suprarenal-bezler
  • Bakterilerin Yapısı ve Sınıflandırılması

    Mikrobiyoloji – Mikrobik Dünya Ökaryotlar ( > 2 mikrometre ) : a) Algler b) Protozoonlar c) Mantarlar Prokaryotlar ( 0.2 – 5 mikrometre) : a) Arkebakteriler b) Siyanobakteriler (mavi-yeşil algler) c) Bakteriler Virüsler, viroidler ve prionlar ise bir hücre morfolojisine sahip olmayan yapılardır. Virüsler konak hücreye girerek onun genetik yapısındaymış gibi davranan kendisi için gerekli yapı taşlarını sentezletip hücreye zarar veren yapılardır. Yaklaşık 200-400...

    https://www.biyologlar.com/bakterilerin-yapisi-ve-siniflandirilmasi
  • Bitkilerde Su ve Bitki Hücrelerinde Suyun Rolü

    Su dünya üzerindeki yaşamın olmazsa olmazı ,yasamın ta kendisi su....Su tüm canlılarda olduğu gibi bitkiler içinde canlılık faaliyetleri için gerekli hava ile birlikte birincil maddedir.Bitkilerde dokuların %80-95 sudur.Marul,havuç ve pancar gibi sebzelerde ise su oranı %85-95 i bulur. Tohumlarda ise su oranı %5-15 arasındadır.Suyun bitki yaşamında çok çeşitli görevleri vardır.Su bitki hücreleri içinde ve hücreler arası alanda meydana gelen biyokimyasal olaylarda...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-su-ve-bitki-hucrelerinde-suyun-rolu
  • Suyun Kök Tarafından Emilimi(Absorbsiyonu) ve Mobilizasyonu

    Bitkiler su ihtiyaçlarını kök aracılığı ile karşılarlar.Suyun kökten emiliminde asil faktörler toprağın yapısı,kök ve kök yüzey alanıdır.Bitkiler kökleri ile daha fazla ve daha verimli su emilimi yapmak için ana kökten yanal(lateral) pozisyonda çıkan yan kökler ve kök epiderma hücreleri tarafından geliştirilen kök tüyleri sayesinde kök yüzey alanını genişlemesini sağlarlar.Geliştirilen bu mekanizmalar sayesinde bitkinin su emilim(Absorbsiyonu) kapasitesi...

    https://www.biyologlar.com/suyun-kok-tarafindan-emilimiabsorbsiyonu-ve-mobilizasyonu
  • Başlıca Plasmidler ve Özellikleri

    Bakterilerde, karakterleri çok değişik olan doğal plasmidler bulunmaktadır. Taşıdıkları özel genlere dayalı olarak bunları 6 grup altında incelemek mümkündür. 1) F plasmidi (fertilite faktörü, F faktörü, seks faktörü) 2) Rezistenslik plasmidleri (R plasmidleri, R faktörleri) 3) Virulens plasmidleri 4) Bakteriyosin plasmidleri 5) Metabolik plasmidler 6) Büyük plasmidler F plasmid (F Faktörü, Seks Faktörü) F faktörü (fertilite faktörü) en iyi E. coli K 12...

    https://www.biyologlar.com/baslica-plasmidler-ve-ozellikleri
  • Peroksizom Nedir?

    Hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan,0,3-1,5 mikron çaplarında ,tek katlı bir zarla çevrili,küremsi yada oval vakuol benzeri organellere ''Peroksizom'' adı verilir .Peroksizomlarda bitki ve hayvan hücrelerinde herhangibir nedenle varolan toksik(zehirli) etkili maddeleri inaktive edip yok eden katalaz(=parçalayıcı) enzimleri taşır.Katalaz enzimlerine örnek olarak glikolat oksidaz,aminoasit oksidaz ve peroksidaz verilebilir.

    https://www.biyologlar.com/peroksizom-nedir
  • Meristemlerin Sınıflanması

    I. Bitki yapısındaki yerlerine göre meristemler üçe ayrılır: a) Apikal (uç) meristemler. Apikal meristemler vaskular bitkilerin ana ve yan gövdelerinin, köklerinin ve genellikle yapraklarının uçlarında bulunur. Bu bölgeler genel olarak “büyüme noktaları” olarak isimlendirilir. Bu meristemlerin etkinlikleri ile organların uzunlukları artar. b) Lateral (enine, yanal) meristemler. Bu meristemler yalnız bir yönde yüzeye paralel olarak bölünen inisyallerden (taslak...

    https://www.biyologlar.com/meristemlerin-siniflanmasi
  • Meristemlerin Sitolojik özyapıları ve Farklılaşma

    Meristematik hücreler ince çeperli, daha çok isodiametrik şekilli ve protoplasmaca zengindir. Genellikle meristematik hücrelerin protoplastları depo gereçlerden ve kristallerden yoksundur, ayrıca plastidleri de proplastid dönemdedir. Bununla birlikte, bir sekonder meristem olan fellogen protoplastları bu yapıları içerebilir. Meristematik hücrelerde vakuoller çok küçüktür, fakat pteridofitier ve birçok spermatofitlerde apikal meristemlerin bazıları belirgin vakuoller...

    https://www.biyologlar.com/meristemlerin-sitolojik-ozyapilari-ve-farklilasma
  • Aktif taşıma ve Osmoz

    Aktif taşıma Hücreler canlı organizmalardır. Canlılıklarını sürdürebilmek için çeşitli maddelere ihtiyaç duyarlar. Bu maddeleri çevrelerinden alıp kullanırlar. Kullanım sırasında oluşan atık maddeleri de hücreden dışarıya atarlar. Tüm hücrelerde hücreyi çepeçevre saran Akışkan-Mozaik Zar yapısındaki hücre duvarı bulunur. Bu zar canlı bir yapı olduğu için seçici geçirgendir ve ancak belirli maddelerin geçişine izin verir. Küçük moleküller hücre...

    https://www.biyologlar.com/aktif-tasima-ve-osmoz
  • PARENKİMA (ÖZEKDOKU )

    Parenkima bitkilerde çeşitli fizyolojik ve biyokimyasal etkinlikle ilgili, canlı hücrelerden oluşmuş bir dokudur. Para=etrafı ve enchyma=dökülmüş sözcüklerinden türevlenmiş, yarı sıvı bir madde katı bir ortamda bulunan diğer dokuların etrafına dökülmüş anlamım içermektedir. Daha çok bitkilerde bir “dolgu doku” olarak rol oynar. Filogenetik olarak, çok hücreli ilkel bitki yapısı yalnız parenkimadan oluştuğundan bu doku ilkel olarak göz önüne alınır....

    https://www.biyologlar.com/parenkima-ozekdoku-
  • Kollenkimaların Kökeni ve Yaşam Süresi

    Kollenkima, vaskular dokularla beraber prokambiyumdan kökenlenir ya da ayrıca temel meristemden gelişir. Genellikle korteks kollenkiması ve prokambiyum aynı meristemden kökenlenir. umbelli ferae ‘ den Apium graveolens’ de (Ke­reviz) kollenkima gelişmesi şekil de aşamalı olarak gösteri İmiştir. Gelişmenin erken evresinde petiyolün dış bölgelerinde salgı kanalı ve epidermis arasında boyuna bölünmeler başlar, bunların bazıları prokambiyumu, diğerleri korteksi...

    https://www.biyologlar.com/kollenkimalarin-kokeni-ve-yasam-suresi
  • Epidermisin Yapısı

    Epidermis gördüğü ayrımlı işlevlerden dolayı oldukça değişik hücre tipleri içerir. Genellikle epidermis hücreleri tek sıralı tabakalar oluşturur ve az derinliğe sahiptir. Epidermis yapısı. Enine (1,2) ve yüzeysel (3,4) kesitlerde capsella (Çoban çantası) perikarpının dış (1,3) ve iç. (2,4) epidermisleri. Sambucus (Mürver) gövdesin­de (5) ve Helleborus (Çöpleme) yaprağında (6) kutikulalı epidermis. Hücre şekli. Daha çok dikdörtgen seklinde olan epidermal...

    https://www.biyologlar.com/epidermisin-yapisi
  • Epidermisin Görevi

    Toprak üstünde kalan bitki bölümlerinin epidemisinin normal işlevleri arasında terle me, mekaniksel koruma, stomalarla gaz alış verisi, su ve metabolik ürünlerin depo edilme­si sayılabilir. Epidermisin fotoperyodismi hızlandıran ve günlük yaprak hareketlerinde rol oynayan ışığın algılandığı bir yer olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Epidermisin yardımcı işlevleri arasında ise fotosentez, salgı ve absorpsiyon (em­me) süreçleri sayılabilir. Epidermis su depo...

    https://www.biyologlar.com/epidermisin-gorevi
  • STOMA (GÖZENEK) NEDİR

    Epidermisin bitkinin dış ortamı ile ilişkili hücre tabakası olduğu kanıtlandıktan sonra yine epidermisle ilgili olan ve gaz alış verişini sağlayan stomaları da incelemek gerekmektedir. Epidermis dokusunda bitkilerin gaz alış verişinde önemli olan, yaprak dokusundan su buharının geçişini hızlandıran (terleme) ve epidermis hücrelerinden ayrımlı olarak klorofiili, böbrek (fasulye) seklindeki iki hücrenin aralarında açıklık bırakarak oluşturdukla­rı yapıya...

    https://www.biyologlar.com/stoma-gozenek-nedir
  • Bitkilerde Terleme ve Stoma

    Bitkilerde Terleme ve Stoma

    BİTKİLERDE TERLEME Bitkilerde başlıca transpirasyon organları yapraklardır. Yapraklarla yapılan transpirasyonun büyük bir kısmı (%90) stomalar yardımıyla yapılır. Ancak çok az bir kısmı (%10) epidermis hücrelerinin üzerini örten kütiküla yoluyla gerçekleşmektedir. Bu terleme biçimde su buharı kütiküla üzerindeki çatlak ve yarıklardan geçerek atmosfere karışır. Otsu bitkilerin çoğunda gövde, çiçek ve meyvelerinde stoma bulunduğundan terleme bu organlar...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-terleme-ve-stoma
  • PROTOZOA (Bir hücreliler)

    - KINGDOM (Alem): PROTIS 2 Yıl, 2 Ay önce Karma: 7 Protozoa (Protista) üyelerinin tek ortak özelliği, bir hücreli oluşlarıdır. Bir protozoan hücresi, bir metazoan hücresinden çok daha karmaşık yapılı olabilir. Çünkü protozoa'da hücrenin kendisi bir organizmadır. Protozoa'nın sınıflandırılması, vücut içi organelleri ve hareket organellerine göre yapılır. Hemen hemen tüm Protozoa üyeleri hücre duvarına sahip değillerdir, aerobik solunum yaparlar ve su olan her...

    https://www.biyologlar.com/protozoa-bir-hucreliler
  • FENOLİK BİLEŞİKLER

    Bitkiler, yapısında fenol grubu (aromatik halkasında işlevsel bir hidroksil grup içeren kimyasallar) taşıyan çok çeşitli sekonder ürünler üretirler. Bu kimyasallar fenolik bileşikler olarak sınıflandırılır­lar. Bitkisel fenolik’ler yaklaşık 10.000 çeşit bileşiğin yer aldığı kimyasal olarak heterojen bir gruptur. Bazı­ları sadece organik çözücülerde çözünürken, diğerleri karboksilik asit ve glikozitleri sayesinde suda çözü­nürler. Son grup ise...

    https://www.biyologlar.com/fenolik-bilesikler
  • AZOTLU BİLEŞİKLER

    Bitkisel sekonder metabolitlerin çoğunun yapısında azot bulunur. Bu grupta bulunan bileşikler arasında, insanlara toksisiteleri ve tıbbi özellikleri nedeniyle hayli ilgi çekici olan alkaloitler ve siyanojenik gliko­zitler ilk akla gelenlerdir. Bu bileşikler, aynı zaman­da, herbivorlara karşı savunma elemanları olarak da bilinir. Azotlu sekonder metabolitlerin pek çoğunun biyosentezi genel amino asitlerden gerçekleşir. Bu bölümde, alkaloitler, siyanojenik glikozitler,...

    https://www.biyologlar.com/azotlu-bilesikler
  • BİTKİLERDE KRİSTALLER ve GÖREVLERİ

    Kristaller: Pek çok bitki, metamölizma sonucu oluşan ve tekrar kullanılmayan klorür, fosfat, karbonat, silikan anhidritleri ve sülfatlar gibi birçok mineral asit tuzlarını (anorganik tuzlar) hücrelerinde depo ederler. Örneğin, metabolizma sonucu oluşan oksalik asit bitki için zararlıdır. Bu asit bitkinin köklerinden gelen kalsiyum ile birleşerek kalsiyum oksalat kristaline dönüşür ve hücreler için zararsız hale gelir. Sırasıyla koful (vakuol), sitoplazma. Hücre...

    https://www.biyologlar.com/bitkilerde-kristaller-ve-gorevleri
  • PİNOSİTOZ NEDİR?

    Pinositoz (Eski Yunanca pino içmek sito hücre demektir.) hayvansal hücrelerin sıvı haldeki maddeleri vezikül oluşturarak sitoplazmalarına almalarına verilen isim. Hücre zarının içeri doğru çökmesi ile oluşan küçük cepler daha sonra zarın kapanması ile içi sıvı dolu pinositotik vakuollere dönüşür. Bu yolla hücre iyonları ve küçük molekülleri sıvı ile birlikte bünyesine alır. 1) Zardan geçemeyen sıvı haldeki moleküllerin hücreye alınmasını sağlar....

    https://www.biyologlar.com/pinositoz-nedir
  • FAGOSİTOZ ve FAGOSİTİK AKTİVİTENİN BELİRLENMESİ

    Fagositoz sözlük manasıyla Hücre yemesi demektir. Hayvansal hücrelerin katı besin maddelerini vezikül oluşturacak biçimde sitoplazmalarına almaları. Fagositoz hayvansal hücrelerin kendilerine gerekli maddeleri almalarında en önemli yollardan birisidir. Vücudun tabii müdafaa sisteminin üyeleri olan bazı hücrelerin dışarıdan giren bakteriyi içlerine alıp öldürmeleri. Bu hücrelerin en mühim olanları parçalı çekirdekli akyuvarlar ve monositlerdir. Gerçekte Fagositoz...

    https://www.biyologlar.com/fagositoz-ve-fagositik-aktivitenin-belirlenmesi
3WTURK CMS v8.1