Su Kontrolünde Planlayıcı Yaklaşımlar
Sıvı ve katı atıkların çevreye zararsız hale getirilebilmesi için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Atıksuların fiziksel, biyolojik ve kimyasal yöntemlerle arıtılması konusunda bazı bilgiler daha önce özetlenmiştir. Bu arıtma işlemlerinin ötesinde, arıtılmış suların kapalı devre olarak tekrar kullanılıp kullanılmayacağı etüd edilmelidir. Bu şekilde, bir yandan arıtılmış atıksuların içerdiği kalan kirlilik unsurlarının alıcı ortamlara bir kirlilik yükü getirmesi önlenmiş olacağı gibi, su kaynaklarının niceliksel açıdan kısıtlı olduğu yerlerde arıtılmış atıksular sınırlı olan su arzını genişletmeye katkıda bulunabilir. Subtropik iklim kuşağında olan ülkemizin çeşitli yörelerinde bu yaklaşımın gelecekte ekonomik olacağı düşünülebilir. Kapalı devre kullanımların yanısıra, arıtılmış atıksuların tarımsal sulama, yeraltısuyu beslenmesi gibi amaçlarla tekrar değerlendirilmesi de uygulanabilecek yaklaşımlar arasındadır.
Yüzeysel ve yeraltı sularında kirlenmelere neden olabilecek katı artıklar için de çeşitli önleme yöntemleri geliştirilmiştir. Su kirliliği kontrolü açısından yapılacak çalışmalarda, su toplama havzalarında bulunan katı artık ve çöp depolama alanları da değerlendirilmelidir. Katı artık ve çöplerin zararsız hale getirilmesi ve önlenmesi için geliştirilmiş olan yöntemlerin başlıcaları;
• Arazide düzenli depolama,
• Kompostlama,
• Piroliz
• Yakmadır.
Yukarıda bahsedilen atıksular için belirtilenlere benzer şekilde, katı artık önlemleri de tamamen veya kısmen değerlendirmenin ve bu atıkların ekonomiye tekrar geri kazandırılmasının mümkün olup olmadığı de etüd edilmelidir.
Su kirliliğini önlemek için alınabilecek diğer bir önlem grubu, alıcı ortamların durumunun iyileştirilmesidir. Buna en tipik örnek, kurak dönemlerde debisi çok azalan ve seyreltme kapasitesini kaybeden akarsuların, memba kesimlerinde kurulan barajlarla debilerinin düzenlenmesi ve kritik kurak dönem akışlarının artırılmasıdır. Benzer şekilde, su değişim potansiyeli düşük olan koy ve körfezlerde alınabilecek bazı önlemlerle (örneğin akıntıları engelleyen bariyerlerin kaldırılması gibi) su sirkülasyonu arttırılarak kirleticilerin daha hızlı bir şekilde seyreltilmesi mümkün olabilir. Yeraltısuyu haznelerinin (aküferlerin) korunması için, yer altına geçirgen olmayan perdeler inşa edilmesi veya yapay besleme gibi yöntemler yaygın bir biçimde uygulanmaktadır.
Gelişmekte olan ekonomilerde, su kirliliği kontrolü uygulamalarında değerlendirilmesi gereken en önemli hususlardan biride alıcı su ortamlarının seyreltme ve doğal arıtma potansiyelidir. Kıt kaynaklarla ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmeye çalışan ülkemizde, bu potansiyelin en iyi bir biçimde değerlendirilmesi gerekmektedir.Yukarıdaki bölümlerde işaret edildiği gibi, oldukça yüksek ekonomik maliyetleri olan atıksu arıtım yöntemlerinin uygulanmasından önce, bu tesislerin alternatiflerinin olup olmadığı incelenmelidir. Örneğin, açık deniz kıyılarında olduğu gibi, alıcı ortamların çok yüksek seyreltme kapasitesine sahip olduğu durumlarda, basit bir mekanik arıtma işleminden sonra, derin deniz deşarjları, uygun bir atıksu önleme yöntemi olabilir. Nitekim Ege ve Akdeniz kıyılarımızda pek çok beldemizin atıksuları bu şekilde uzaklaştırılmaktadır.
Ekoloji
-
Ekosistem hizmetleri
-
Biyoremediasyon Nedir ? Biyoremediasyon Teknikleri Nelerdir ?
-
Enerji Bağımsızlığı Nedir ?
-
İklim Araştırmaları
-
Sera Etkisi - Atmosferdeki karbondioksitin sera gazı etkisindeki yeri nedir?
-
CO2 Salımları
-
İklim Bilimi - İklimi Nasıl Değiştiriyoruz
-
Ağır Metallerin Sağlık Üzerine Etkileri
-
Küresel Isınmanın Sonuçları
-
Asit Yağmurlarının Çevre Üzerine Etkileri
-
Tür Çeşitliliğinin Korunması
-
Biyolojik Mücadele Kavramı
-
Atık Suların Kullanım Alanları
-
Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır? Kaynak: Sera gazı ile küresel ısınma arasında nasıl bir ilişki vardır?
-
Canlı Türlerinin Yok Olmasının Doğal Dengeye Etkisi