Ürin Konsantrasyonu ve Dilusyonu
Vücut su dengesi, konsantre ürinin atılması veya dilue ürin yapımı ve fazla suyun atılması ile korunabilir. Bu olay böbrekte olmaktadır ve Henle kulpunda karşıt akım çoğaltıcı sistem ve vasa rekta ile toplayıcı duktuslarda karşıt akım değişim sistemini içerir.
Daha önce de belirtildiği gibi ürin proksimal kıvrıntılı tübülde konsantre olmaktadır (suyun % 85’i ve sodium klorid resorbe olmaktadır), fakat volüm azalsa da osmolarite değişmemektedir. Kortekstekinin aksine, papilla ve dış renal medullada interstisyel sıvı kan plazmasına oranla hiperosmotiktir, sodyum iyonları medullada tutulmaktadır. Henle kulpunda inen kısım (ince bölümü) duvarı sodyum ve suya geçirgendir, fakat çıkan kısımda (kalın bölümü) sodyum ürinden interstisyuma aktif şekilde iletilir (sodyum pompası) dolayısı ile interstisyumun osmotik konsantrasyonu artmış olur. Yine de, su çıkan kısımda tutulmaktadır, sodyum kaybı ile birlikte suyun tutulması sonucu çıkan kısımdaki sıvı distal kıvrıntılı tübüle doğru gittikçe hipotonik hale geçer. İnen kısım medullar interstisyum içerisinden geçer (hiperosmotiktir) bu esnada suyunu interstisyuma bırakır ve sodyum da pasif diffüzyonla tübül içerisine geçer, ürin konsantre olur. Dolayısı ile ürin inen kısımda aşağı doğru ilerledikçe giderek hipertonik hale geçer, fakat çıkan kısımda yukarı doğru ilerledikçe önce izotonik ve sonra da hipotonik olur. Distal kıvrıntılı tübülde, buraya gelen ürin hipotoniktir ve volümü azalmıştır, fakat bu kısımda ADH’nin etkisi ile su resorbe olur ve ürin tekrar izotonik hale geçer. Ürin toplayıcı duktusa geçtiğinde daha fazla su kaybedilir (Medullanın hipertonik interstisyumuna geçer); dolayısı ile de toplayıcı duktusları terk eden ürin hipertroniktir. Eğer ADH seviyesi düşükse distal kıvrıntılı tübül ile toplayıcı duktusun geçirgenliği daha azdır ve çok az su sistemi terkeder. Neticede çok fazla miktarda dilute ürin atılacaktır.
Renal medullanın düz kan damarları (vasa rekta) birbirleri ile keskin kıvrımlar ile birleşen paralel, çıkan ve inen damarlar şeklinde düzenlenmiştir, dolayısı ile kan iki kısımda zıt yönlerde ilerlemektedir. Bu şekilde her iki damarda (inen ve çıkan damarlar) kanın konsantrasyonunun eşitliği sağlanmış olur. Sonuç olarak medullanın osmotik derecesi bozulmamış olur.
Histoloji
-
Endosülfan ve okratoksin-A’nın birlikte sıçanlarda toksisitesi: histopatolojik değişiklikleri
-
Histoloji Pdf Ders Notları
-
DEKALSİFİYE EDİLMEMİŞ KESİTLERİN HAZIRLANIŞI
-
DEKALSİFİKASYONU TEST ETMEK
-
KELATLAMA AJANLARI
-
ELEKTROLİTİK DEKALSİFİKASYON
-
ASİT DEKALSİFİKASYON SIVILARI
-
Histopatoloji nedir ?
-
KEMİK DOKUSU VE DEKALSİFİKASYON
-
MSS’DE DEJENERE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
MARKSCHE’DEN BOYASI (Spielmayer, Benda)
-
MSS‘DE MİYELİNİN GÖSTERİMİ
-
KARIŞIK OLAN TEKNİK
-
BİELSCHOWSKY TEKNİĞİ
-
GÜMÜŞ ÇÖKTÜRME YÖNTEMLERİ