Varroa Hastalığı - Arı akarı - Parazit Akarlar
Varroa adı verilen parazit akar koyu kahve rengindedir ve uzunluğu 1.3 mm. civarı, eni ise 1.6 mm. civarındadır. Varroa’nın, vücudunun çevresinde 4 çift bacağı vardır. Varroalar, arılarının kanını emerek beslenirler.
Varroa adı verilen bu parazitin dişi ve erkek bireyleri mevcuttur. Erkek bireyler, dişi ile çiftleşme sonrasında ölürler. Kışı yalnızca dişi erginler geçirir. Hastalığın bulaştığı kovanda; yavru arılar gelişemez, ergin arılar ise güçsüzdürler ve uçamazlar. Huzursuzdurlar, kurtulmaya çalışırlar ama kendi çabaları ile bunu gerçekleştiremezler. Arı kolonileri güçsüz kaldıkları için, çiftleşme yetenekleri azalır. Kovandaki arı sayısı gittikçe azalmaya başlar.
Varroa (Arı akarı), bal arılarının larva, pupa ve ergin bireyleri üzerinde yaşayan tehlikeli bir dış parazittir. Hastalık, dünyada arıcılık yapan her ülkede görülmektedir.
Ülkemizdeki arılarda ilk kez 1978 yılında görülen Varroa 4-5 yıl gibi kısa bir sürede tüm ülkeye yayılarak binlerce koloninin sönmesine neden olmuştur. Bu arı akarı bugün arıcılığımızın en önemli sorunlarından birisidir.
Varroa uzun zaman dikkati çekecek klinik bir semptom göstermez. Kısa zamanda çoğalarak kolonilerde ciddi zararlara yol açar. Arının hemolenfini (kanını) emerek çoğalır ve beslenir. Parazitin üremesi petek gözleri içerisinde olur. Ana arı petek gözlerine ilkbaharda yumurta bırakmaya başladıktan sonra dişi akarlar da faaliyete geçer. Bunlar gelişmekte olan 5-6 günlük larvalı petek gözleri içine gözler kapatılmadan 1-2 gün önce girerler. Larvalar üzerinde bir hafta kadar hemolenf emerek beslenir. Bunların yalnız dişileri arıların hemolenfini emerler.
Erkek akarlar, çiftleştikten sonra kapalı petek gözleri içerisinde öldükleri için, ergin arılar üzerinde pek görülmez.
Dişi akarlar kışı petek gözleri arasında geçirirler. 8 ay kadar yaşayabilirler. Yazın ise ömürleri en çok 2-3 aydır. Olgun arı veya larva yoksa parazitlerin ömrü 2-3 güne kadar inebilir.
Varroa ile mücadele gerçekten zordur. Varroa ile fiziksel, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemleri mevcuttur.
Varroa'nın Başlıca Yayılma ve Bulaşma Nedenleri :
a. Bulaşık kolonilerden sağlıklı kolonilere yavru ve genç işçi arı verilmesi.
b. Kolonilerin kontrolsüz birleştirilmeleri veya yeni oğul kovanlarının oluşturulması
c. Bulaşık arıların kovanlarını şaşırarak diğer kovanlara girmeleri, özellikle erkek arıların kovanlarını şaşırmaları.
d. Oğul kontrolü için gerekli önlemlerin yeterince alınmaması ve başı boş çıkan oğulların kaçması.
e. Arılık içerisinde ve arılık arasında zayıf koloniler nedeniyle sık sık yağmacılık yapıl-ması.
f. Etkili olamayan yöntemlerle zararlıya karşı yapılan mücadeleden iyi sonuç alınama-ması.
g. Zararlının bulaşık olduğu yerlerden kontrolsüz ana arı ve arı kolonisi satın alınması.
h. Gezginci arıcılığın denetimsiz bir şekilde yapılması.
i. Bulaşık arılıklarda ve bölgelerde iç karantina önlemlerinin alınmaması ve sağlık kural-larına uyulmaması.
Yılın başında parazit sayısı düşüktür. Arıların yumurtlama (kuluçka ) faaliyetleri arttıkça özellikle erkek arı beslenme döneminde parazit sayısı düzenli olarak artar. En yüksek sevi-yeye yaz sonu ve sonbaharda ulaşır. Yazın bir arı ortalama 30-35 gün yaşar, halbuki bir arı gelişme döneminde iki adet Varroa paraziti ile bulaşmış ise ömrü sadece 9 gündür.
Belirtiler :
Varroa parazitinin hem ergin arıların ve hem de larvaların kanını emerek beslendiğinden, larva ve ergin arılara zarar verir. Arılardan hemolenf emdiği için arılar güçsüz düşerler.Arı ailesindeki erkek arı sayısının belirli bir şekilde azalmış olması dikkati çeker. Erkek arıların cinsel aktiveleri zayıflar. Mühürlenmiş gözlerdeki parazitli larvalar rahatsızdır. Çok hareket
etmeleri nedeniyle petek gözünden dışarıya, kovan dip tahtasına düşerler. Üzerinde 4-6 pa-razit bulunan larvalar gelişme devrelerini tamamlarlar. Fakat daha fazla parazitli olanlar gelişemezler. Gelişebilenlerde kanatsızlık, tek kanatlılık, gelişmemiş kanatlar, eksik bacak veya kısa karın gibi anomaliler görülür. Petek gözlerinde ölü larva sayısı fazla ise, arılar bunları dışarı atamazlar. Gözlerde kuruyarak Avrupa Yavru Çürüklüğüne benzer belirtiler görülür. Yalnızca koku yoktur. Aşırı yiyecek tüketimi dizanteriye yol açar. Arılar huzursuz oldukları için kış salkımı oluşturmakta güçlük çekerler. Ana arının yumurtlama yeteneği azalır. İlk parazitin girişinden itibaren tedavi edilmezse arı kolonisi birkaç yıl sonra söner.
Varroa ile bulaşık kolonilerde hastalığın gelişmesinde genellikle 3 dönem görülür. Birinci dönemde kolonide herhangi bir hastalık belirtisi görülmez. Bu dönem 1-3 yıl sürer ve para-zitler az sayıda olmaları nedeniyle kolonide Varroa'ya pek rastlanmaz. Dolayısıyla bu dönem-de koloninin ilaçlanarak hastalığın durdurulması büyük önem taşır. İkinci dönem ise yaklaşık 1 yıl sürer kolonideki parazit sayısı biraz artmıştır. Koloniler zayıflamış ve verimleri fark edilir bir şekilde düşmüştür. Üçüncü dönemde ise şiddetli bir bulaşma vardır. Gerek kovanda gerekse arılar üzerinde çok sayıda Varroa bulunur. Arıların ve larvaların ölümü yüksektir. Eğer tedavi edilmezlerse böyle koloniler genellikle söner.
Teşhis :
Teşhis için, kovanın dip tahtası temizlenerek beyaz bir karton ile kaplanır. Kovanda bal bulunmadığı dönemde, etkili bir ilaç uygulanır. İlaçlama akşam tarlacı arılar kovana döndükten sonra yapılmalıdır. Bir gün sonra dip tahtası üzerine konan kâğıt üstüne düşen akarlar toplana-rak incelenir.
Bulaşmanın en yoğun olduğu yaz döneminde kapanmamış petek gözleri üzerinden 200–250 arı toplanarak boş bir kavanoza konur. Kavanozun içine biraz eter püskürtülür ve kavanoz 5–10 dk çalkalanır. Arılarda bulunan parazitler ayrılırlar ve bir kısmı kavanozun iç yüzeyine yapışır. Ölen arılar beyaz kağıt üzerine çıkarılır. Arılar ve varroa'lar sayılarak arı başına düşen akar sayısı hesaplanır.
Diğer bir yöntemde, 150-200 adet arı, içinde sıcak su (50 oC) bulunan kavanoza konur, arada bir çalkalanır. Yaklaşık 10 dk. sonra arılar kavanozdan alınır. Kalan tortu paraziter yönünden kontrol edilir.
Larvanın incelenmesinde ise metot olarak erkek arı larvası, yoksa işçi arı larvası incelenir. Petek gözleri ince uçlu bir pensle kaldırılarak varroa'nın yaygınlık derecesi gözlenebilir. Petek gözleri kaldırıldığında varroa yumurtaları beyaz noktalar halinde görülür. Parazitin yumurta-ları petek gözlerinin duvarında bulunur. Aksi taktirde petek alt tabanı yada larvaların üzerinde parazit aranmalıdır. Gerektiği durumlarda Veteriner Hekim tarafından laboratuvara numune gönderilir.
Birinci dönem; Kolonide çok az sayıda parazit vardır ve herhangi bir hastalık belirtisi görülmez.
İkinci dönem; Nispeten daha kısa sürelidir ve bu dönemde tek tük Varroa'lar görülmeye başlar, ancak bu durum kovanda çok sayıda parazit olabileceğini gösterir. Kolonide huzursuzluk, verimde düşüklük, kanatlarda atrofi, karında siyahlaşma gibi belirtiler dikkati çekmeye başlar.
Üçüncü dönem; Artık ileri bir enfestasyon ve hastalık tablosu söz konusudur. Hemen hemen her arıda bir veya daha fazla sayıda parazit mevcuttur. Yavru ve erginlerde ölüm yüksek oranda görülür. Bu durumdaki koloniler genellikle sönerler.
Mücadele ve Korunma Yolları :
Kovandaki ergin arıların üzerinde veya kapalı yavru gözlerinin içinde bulunan Varroa'nın tamamen yok edilmesi, günümüzde uygulanmakta olan metotlarla mümkün olmamaktadır. Azalan Varroa yoğunluğu için sürekli tedavi uygulamak gerekmektedir. Asıl amaç kolonideki mevcut Varroa'nın sayısını zarar vermeyecek düzeye indirmek olmakta, bunun için fiziksel, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemlerinin uyum içinde bir arada kullanılması gerekmek-tedir.
Biyolojik Mücadele:
Bilindiği gibi dişi varroalar ilkbahar döneminde yumurta atmak için erkek arı gözlerini tercih ederler. Bu dönemde kolonilere üzerinde erkek arı gözü bulunan petekler verilerek dişi varroaların erkek arı gözlerinde toplanması sağlanır. Bu gözler kapandıktan sonra kovandan çıkartılarak imha edilir. Böylece dişi varroanın bu dönemde attığı yumurtalar ve kendisi erkek arı pupaları ile birlikte yok edilmiş olur. Bu dönemde koloniye yarısı kesilmiş petekli çerçeve verildiğinde, arılar peteğin alt kısmına erkek arı gözlü yeni petek örerek tamamlarlar. Varroalar erkek arı gözlerinde çoğalmayı tercih ettiklerinden gözlerin kapanmasından hemen önce bu gözlere girerler. Bu gözlerin kapanmasından sonra erkek arı gözlü petek kesilerek imha edilir. Bu yöntemle kolonideki varroa miktarını azaltmak mümkündür. Ancak aynı zamanda işçi arı gözlerinde de çoğalan varroalar etkinliğini sürdürür.
Bir başka mücadele yöntemi, nektar akımı döneminde işçi arı gözleri içerisine bırakılan varroa yumurtalarını yok etmeye yönelik çalışmadır. Bu yöntemde, koloninin ana arısı ana arı ızgarası kullanılarak bir çerçeveye hapsedilir ve böylelikle bütün varroa yumurtalarının bir petekte toplanması sağlanır. Bu petek kapalı yavru döneminde kovandan çıkartılarak imha edildiğinde kovandaki varroa yumurtalarının tamamı yok edilmiş olur. Bu yöntemin dezavantajı her dönemde uygulanamaması ve koloni gelişimini kısmen engellemesidir.
Varroa'nın erkek yavru gözlerini tercih etme özelliği dikkate alınarak, uygulanan bir yöntemdir. Bu metot yavrulu çerçevelerin kovanlardan çıkarılması yolu ile Varroa'nın birlikte yok edilmesi olarak açıklanabilir. Bu amaçla, bulaşık koloninin ortasına, üst kısmından 5-6 cm. kadar petek parçası bırakılmış yarısı boş 1 veya 2 çerçeve yerleştirilir. Bu yarım çerçevelere işçi arılar hemen erkek yavru gözü örmeğe başlarlar. Ana arı buralara döllenmemiş yumurta yumurtlar. Aynı gözlere dişi Varroa'lar 6-25 arasında yumurta bırakır. Gözler içine bırakılan yumurtalardan çıkan arı larvaları 6 günlük olup, petek gözleri kapatıldığında, bu sonradan konan iki çerçeve alınarak ortadan kaldırılır. Petekler olduğu gibi yakılır veya 1000 C sıcaklıkta eritilerek, elde edilen balmumu değerlendirilir. Boş çerçeveler, tekrar aynı şekilde kovan ortasına yerleştirilir. Bu uygulamanın, aynı mevsimde, 3-4 kez yapılması halinde Varroa sayısı kovanda önemli oranda azaltılmış olur.
Fiziksel Mücadele :
Varroa'nın içinde yaşadığı uygun çevre koşulları belirli bir süre ortadan kaldırılarak parazitin bu ortamdan uzaklaşması sağlanır. Bazı özel kovanlarda kovan sıcaklığı yapay şekilde kontrollü olarak 46-48 0C'ye yükseltildiğinde ergin arılar üzerinde bulunan akarlar arıları terk
etmektedir. Ancak bu yöntem uygulamasının zor ve riskli olması ayrıca özel kovana ihtiyaç göstermesi nedeniyle fazla tercih edilmemektedir.
Diğer bir fiziksel korunma yöntemi de kovanların yerden 15-20 cm yükseklikte sehpalar üzerine yerleştirilmesidir. Böylece kovan önünde ölen arılar üzerindeki Varroa'ların tekrar kovana dönmeleri önlenir.
Kimyasal mücadele :
Kimyasal mücadeleye başlama zamanı ile arı ailesindeki gelişim, çiçeklenme ve bal üretim periyodu arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Bu nedenle kolonilere ilaç uygulanması kolonideki yavru faaliyetlerinin en az olduğu aylarda yapılmalıdır. Arılığın bulunduğu coğrafi bölgenin iklim durumuna göre arı kolonisindeki larva ve pupa sayısı Şubat, Mart ve Nisan aylarında hızla artar. Çiçeklenme sona ererken azalmaya başlar, kış aylarında ise en düşük seviyeye iner veya hiç bulunmaz. Varroa'ya karşı en uygun ilaçlama zamanı kovanda yavru faaliyetlerinin en az olduğu erken ilkbaharda ve geç sonbaharda yapılmalıdır.
Varroa parazitine karşı Türkiye'de yaygın olarak kullanılan başlıca kimyasallar Coumaphos, Amitraz, Fluvalinate, Formik asit, Flumethrin, Bromopropylat'dır.
Hastalığın Tedavisinde Dikkat Edilecek Hususlar :
-İlaçlamalar hava sıcaklığının 140 C' den fazla olduğu günlerde bütün arıların kovana dönmelerinden sora veya güneş batımında akşam üzeri uygulanmalıdır.
-Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından varroa'ya karşı arıcılıkta kullanılmak için ruhsat verilmiş ilaçlar Veteriner Hekim reçetesi ile ve tarife uygun şekilde kullanılmalıdır.
-Bal hasadı döneminde kesinlikle ilaçlama yapılmamalı, erken ilkbahar ve geç sonbaharda ilaçlama yapılmalıdır.Bu dönemler dışında yapılan ilaçlar balda kalıntıya neden olmakta ve insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. -Varroa paraziti ilaçlara karşı dayanıklılığının kullanılan ilaç miktarı ve bölgeye göre değiştiği bilinmektedir.Varroa ile mücadele tüm kolonilerde ve çevre arıcılarla birlikte aynı anda yapılmalıdır.
-Münavebeli (dönüşümlü) olarak farklı ilaç kullanımının sağlanması, Varroa'nın bu kimyasallara direnç kazanmasının önlenmesi açısından çok önemlidir. Çünkü az sayıdaki akarın dirençliliği bile dirençli parazit soylarının oluşmasına neden olabilmektedir.
Kaynaklar:
http://www.veteriner.cc/ari/varroa_jacobsoni.asp
http://www.bilgiustam.com/varroa-nedir/
http://www.giresunvho.org.tr/haber_detay.asp?haberID=109
Parazitoloji
-
Parazitizm tipleri nelerdir ?
-
Parazitlerin vücuda giriş yolları nelerdir?
-
Parazitlerin bulaşma yolları nelerdir ?
-
Parazitliğin (parasitismus’un) çeşitleri
-
TATARCIK MÜCADELESİ
-
Tatarcıkların Biyoekolojisi Üzerine Bilgiler
-
Tatarcıkların Genel Entomolojik Özellikleri
-
Türkiye'de Bulunan Tatarcık Türleri
-
Leishmania ve sağlık açısında önemi
-
TATARCIKLAR ÜZERİNE GENEL BİLGİLER
-
Parazit Vektör Ekolojisi ve İlişkili Faktörler
-
Türkiye'de sıtmanın durumu
-
Avrupa'da sıtmanın durumu
-
Sıtmanın biyolojisi ve epidemiyolojisi
-
Sivrisineklerin Sağlık Açısından Önemi