Balığın Anatomik Yapısı
Balık: Yalnız su içerisinde yaşayan solunum için gerekli oksijeni solungaçları yardımı ile sudan alan yumurtlamayla üreyen derisi çoğunlukla pullarla örtülü genellikle hava kesesi bulunan ve kalpleri iki gözlü omurgalı canlılardır.
Balıkların sınıflandırılması:
BALIKLAR;PİSCES
1.Üst sınıf:Agnatha (çenesizler)
Sınıf: Cephalopidomorphi
Altsınıf: Cyclostomata (yuvarlak ağızlılar)
2. Üst sınıf: Gnathostomata (çeneliler)
1.Sınıf: Chondrichthyes (kıkırdaklı balıklar)
1. alt sınıf :Holocephali (tüm başlılar-deniz kedileri)
2.alt sınıf :Elasmobranchii (keski solungaçlılar-Köpek balıkları-Vatozlar)
2.Sınıf : Osteichthyes (Kemikli balıklar)
1.Alt sınıf :crossopterygii (saçak yüzgeçliler)
2.Alt sınıf ipnoi (çift solunumlular-akciğerli balıklar)
3.Alt sınıf :Actinopterygii (diken ve ışın yüzgeçliler)
External Anatomy
BALIKLARIN DIŞ ANATOMİK YAPILARI
1:Balıklarda gövde şekli:
Balıklar gelişme süreçleri içerisinde farklı şekilleri girebildikleri gibi yaşama biçimleirne görede çevreye uyum sağlamışlardır.
a- yuvarlak ve torpido gövde şekliorso ventral kesitleri yuvarlak dorsal ve lateral görünümleri ise iğ veya torpidoya benzer.Palamut,orkinos,uskumru
b- yanlardan basık gövde şekli: Yanlardan her iki taraftan da az veya çok bastırılmış görünümdedir levrek
c- Üstten basık gövde şekli: Dorso ventral olarak basık yani yassı görünümdedir yayın
d- Üstten ve alttan kesikli gövde şekli: çütre
e- İnce ve uzun gövde şekli: Az ince ve uzun olanlara köpek balıkları normal ince ve uzunlukta oalanlara zargana çok ince ve uzun olanlarda yılan balıkları
2:Yüzgeçler (pinna)
A:Tek yüzgeçler (median yüzgeçler) Dengeyi sağlarlar ve manevra yapmada rol oynarlar sayıları birden fazla olamakla birlikte gövdenin iki yanında yer almamaları nedeniyle tek yüzgeçler adını alır
1- sırt yüzgeci (pinna dorsalis): Sırt bölgesinde median çizgi üzerinde yer alır balıklara göre sayıları değişir
2- Anal yüzgeç (pinna analis): Genellikle anüsle kuyruk yüzgeçi arasında yer alır vatoz balıklarında ve deniz iğnelerinde bulunmaz
3- Kuyruk yüzgeci (pinna caudalis): Gövdenin son bölümünde dikey olarak yer alır genellikle bir tanedir yuvarlak kesik uçlu çatal yarım ay çentikli ve sivri olan kuyruk yüzgeci köpek ve mersin balıklarında asimetrik şekilde olabilir
4- Yağ yüzgeci (pinna adiposa):Genellikle alabalıkgillerde bulunur ve çok küçüktür sırt yüzgeci ile kuyruk yüzgeci arasında yer alır
5- Yalancı yüzgeç (pinnule): hem sırt yüzgeci ile kuyruk yüzgeci arasında hemde anal yüzgeçle kuyruk yüzgeci arasında yer alır çok sayıdadır.
B:Çift yüzgeçler:
Median çizginin her iki yanında bilateral (simetrik) olarak yer alır
a-göğüs yüzgeci (pinna pectoralis):Solungaç açıklığının hemen gerisinde yer alır uçan ve kırlangıç balıklarında çok iyi gelişmiştir
b-Karın yüzgeçi (pinna ventralis):Gövdenin alt tarafında baş ile anal yüzgeçler arasında yer alır.Karın durumlu (abdominal) göğüs durumlu (thoracal)ve boyun durumlu (jugular) isimlerini alır.
Çift yüzgeçlilerin en önemli işlevi su içerisinde yüzeye doğru çıkma dipe doğru inme durma ve dönme gibi manevraların yanı sıra denge sağlamada azda olsa rol oynarlar
3-Gövde açıklıkları: ağız solungaç yarığı ve anüstür balıklarda burun delikleri gerçek açıklık olmayıp birer çukur şeklindedir ve kapalıdır
a-Ağız:yaşayış ve beslenme şekillerine göre balıklarda ağzın konumu üç değişik şekilde görülür bunlar yukarıbakan (süperior)ortada yer alan uç durumlu (terminal) üst çene alt çeneye göre biraz daha uzamış ve aşağı durumlu(inferior)
b-solungaç açıklığı(apertura branchialis):balıklar aldıkları suyu solungaçlardan geçirdikten sonra solungaç yarığından dışarı verirler kemikli balıklarda birer adet kıkırdaklı balıklarda beşadet bulunur
Solungaç kapağı(opeculum):
Kemikli balıklarda solungaç boşluklarını örten ağız ve gözlerin her iki yanında yer alan ve 4 parça kemikten oluşmuş solungaç kapağı yer alır kıkırdaklı ve çenesiz balıklarda solungaç kapağı bulunmaz
c-anüs ve üregenital bölge:genellikle anal yüzgecin önünde yer alan anüs sindirim kanalının dışarı açılan son bölümüdür üregenital açıklık ise sidik ve üreme organlarının dışarı açılan son bölümüdür ve anüsün hemen gerisinde yer alır
4-Duyu organları:
a- Gözler: Baş bölgesinde bulunan gözler median çizginin iki yanında göz çukurlarında yer alır kalkan ve dil balığı gibi yassı dip balıklarında gözler tek taraflı (monolateral)olrak asimetrik şekilde yer alırlar
gözlerişn büyüklüğü ve dış görünümleri de balıkların bulundukları ortama ve yaşayış biçimlerine göre değişir
b- Burun: kıkrdaklı balıklarda başın ventralinde yer alır herhangi bir organla birleşmemiş olan burun delikleri küçük birer çukur halindedir koku alma işlemi ilgili sinirler yardımıyla sağlanmış olur kara hayvanlarında olduğu gibi solunumla alakası yoktur
c- Deri: Birkaç balık grubu dışında pullarla örtülüdür derini yüzeyi üst deriden salgılanan sümüksel bir madde ile kaplıdır bu madde deriyi koruduğu gibi kokusunu da verir gövdenin yüzeyini kaygan hale getirmesi nedeniyle sürtünmeyi azalttığı gibi ozmoz yoluyla suyun girişini engeller balığın üzerinde biriken zararlı organizmalar ve tahriş edici maddeler mukusun atılmasıyla gövdeden uzaklaşır.
Internal Anatomy
Tatlı su veya tuzlu su da yaşayan balıkların hepsinin vücut anatomisi aynıdır sadece balina ve yunus bunun dışında kalır onlarda solunumları itibari ile farklılık gösterirler onun dışında vücutlarındaki bütün organlar aynıdır. Balıklar su içerisinde yaşamlarını sürdürdükleri için vücut yapıları da buna uyumludur.
Balık, solungaçları ile solunum yapan, vücut ısıları çevreye bağlı olarak değişen, soğukkanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen, suda yaşayan omurgalı hayvanların genel adı.
Bir kulakcık ve karıncıktan meydana gelen yüreklerinde daima kirli kan bulunur. Yürekten çıkan kirli kan solungaçlarda temizlendiğinden, vücutta temiz kan dolaşır. Ağızdan alınan su, solungaçlardan dışarı atılırken suda çözülmüş oksijen, osmozla kana verilir. Bu arada suda bulunan besinler ise yutulur. Köpek balıklarında su hem ağızdan hem de ilk solungaç yarığından alınır. Tuzlu su balıkları su içtikleri halde, tatlı su balıkları su içmezler. Gerekli su ihtiyaçlarını solungaç zarlarından osmozla alırlar. Deniz balıkları içtikleri suyun tuzunu böbrekle değil, solungaçları ile ayırır. Balıklarda göğüs ve karın yüzgeçleri çift, sırt, kuyruk ve anal yüzgeçleri tektir. Tek yüzgeçler nadiren birden fazla olsalar da simetrik çiftler meydana getirmezler.
Uçan balıklar çok gelişmiş olan göğüs yüzgeçlerini açarak bir-iki dakika su üstünde uçabilirler. Yaşadığı yerlerde su kuruduğu zaman balçığa gömülüp akciğer solunumu yapabilen, sürünerek gölden göle geçebilen, kısa bir süre havada uçabilen, elektrik ve ışık üretebilen çeşitli balık türleri mevcuttur. Balıkların pulları birbirleri üzerine kiremit gibi dizilmiş, kemiksi, kaygan ve antiseptiktir. Antiseptik mukus salgısı, üzerine yapışan bakteri ve sporları yok eder.
Balıkların hareket etmesinde önemli rol oynayan değişik kuyruk tipleri mevcuttur. Çatallanmış kuyruk tipine “difiserk”, çatallı olup eşit parçalı olana “homoserk”, köpek balıklarında olduğu gibi çatalları eş olmayan kuyruk tipine de “heteroserk” denir.
Balıklar omurgalı canlılar içerisinde sayıca en fazla olanıdır. Çalışmalarda balık türünün 40.000 kadar olduğu söylenmektedir.
Balıkların günümüzde sportif ve akvaryumdaki değeri yanında büyük bir protein kaynağı olması ticari değerini arttırmaktadır. Balıkların yeryüzündeki dağılımları o kadar geniştir ki, Antartika sularında, sıcak tropikal sularda, acı sularda, tatlı sularda, ışığın ulaştığı dağ derelerinde veya insanların henüz ulaşamadığı oldukça derin ve karanlık sularda yaşayabilmektedir. Üç türlü beslenme görülür: Herbivor (otçul), karnivor (etçil) ve omnivor (hem et hem de bitkisel besin yiyenler). Yalnız çenelerinde değil, bütün ağız boşluklarında ve yutaklarında sıralanış ve şekil olarak birbirinden farklı birçok diş bulunur. Bu genelde beslenme şekillerine göredir. Bazılarında farinks (yutak) dişleri gelişmiştir. Yalnız Mersin balıklarında ve Demetsolungaçlılarda diş bulunmaz.
Duyu Organları
Görme organları
Balıklarda gözler yüksek omurgalılara benzer. Kornea daha düz ve mercek daha yuvarlaktır. Kornea, merceğin önünde koruyucu bir görev yapar. İris; kırmızı, siyah, portakal rengi, mavi, yeşil olabilir. Balıklarda göz yapısı, yaşadıkları çevreye uygun bir özellik arz eder. Işığın kolay geçtiği temiz sularda yaşayanlar iyi görür ve renkleri ayırt ederler. Derinde yaşayanlarda gözler oldukça büyük olup, ışığın zayıf olarak ulaştığı daha derinlerde teleskop gözlü olanlarına da rastlanır. Bulanık sularda yaşayan balıklarda ise gözler küçülmüştür. Kör mağara balıklarında gözler görev yapmaz. Işık olmadığından gözlere ihtiyaç duymazlar. Balıklarda gözyaşı bezi ve gözkapağı bulunmaz. Yalnız Raja balıklarında üstten gelen ışığa karşı gözü korumak için üzeri pullu kalın bir kapak vardır. Balıklar dinlenme halinde yakını görür, uzak için uyum yapar. Memelilerde durum tersinedir. Bazı dişli sazanlarda gözler yatay bir bantla ikiye ayrılmıştır. Üstteki kısım havada, alttaki kısım suda görmeye yarar. Böyle balıklara "dört gözlü" denir.
Tat alma organı
Balıklarda tat alma cisimcikleri dudaklarda, farinkste, burun epitelyde baş derisinde bıyıkların uçlarında yerleşmiş olduğu gibi bazılarında da ağız içinde yerleşmiştir. Balıklarda dil yoktur. Olanlarında da gelişmemiştir. Sazanların ağzı içinde çok kalın kastan yapılmış yastık şeklinde bir yapı bulunur. Bu organ tat almaya yarar. Balıklar bazı maddeleri memelilerden daha iyi ayırt edebilirler. Sazanlar tatlı, tuzlu, acı suyu ve asitli ortamı ayırt edebilirler.
Dokunma duyusu
Dokunma duyusunda bıyıkların rolü büyüktür. Bıyıklar tat almada etkili olduğu gibi, besin bulma ve dokunma organı olarak da görev yaparlar.
Balıkların baş, gövde ve yüzgeç derileri üstünde tomurcuk veya çukurcuklar halinde küçük duyu organları mevcuttur. İçlerinde sinir uçları dallanmış haldedir. Görevleri; yaklaşan düşmanı, sıcaklık değişimini, besin ve tuzluluğu hissetmektir. Duyuda yan organın da etkisi önemlidir. Bazı derin deniz balıklarının yüzgeç ışınlarında uzamış olan bazı kısımlarında duygu organları yer almıştır.
İşitme ve yan organ (Yanal çizgi)
Balıklarda dış ve orta kulak yoktur. İşitme organı bir kapsül içinde bulunan iç kulaktan ibaret olup, sudaki ses titreşimlerini idrak eder. Bu işitme organına “labirent” denir. İşitmede etkili olduğu gibi, dengenin sağlanmasında, ağırlık ve yerçekimi tespitinde de önemli rol oynar. İçlerinde kalsiyum karbonattan yapılmış “otolit” adı verilen cisimcikler de bulunur. Bazı balıklarda hava kesesinin ön kısmının her iki yanında iç kulakla ilişkili dörder adet kemikcik bulunur. “Weber cihazı” adını alan bu sistem ses dalgalarını ve basınç değişimini iç kulağa ileterek daha iyi işitmeğe yardım eder. Küçük frekanslı titreşimler, yanal çizgi sistemiyle idrak edilir. Bu, vücudun yanlarında derinin altında uzanan içi mukus dolu bir çift kanaldır. Belirli aralıklarla bu kanalı pulların arasından veya ortasından dışarı bağlayan yollar, bu yolların ucunda içinde sıvı ve sinir hücreleri bulunan bir torba vardır. Sudaki titreşimler bu sıvıya geçerek sinir hücreleri tarafından idrak edilir. Mesaj daha sonra sinirler vasıtasıyla beyne iletilir.
Bir başka balığın hareketinin doğurduğu titreşimleri, yanındaki balık bu yolla duyar. Yan organ çok alçak frekanslı titreşimleri idrak edip işitmeye yardımcı olduğu gibi, su akıntısının yönünü, sıcaklık ve soğukluk farklarını da tesbit eder. Yan organ işitmede de yardımcı olur. Ses ve basınç dalgalarını tesbit edebilir. Kemikli balıklarda, vücudun her iki yanında solungaçlardan kuyruk yüzgecine kadar uzanır.
Balıklarda burun (nostril), solunum için değil, suda çözünmüş kimyasal maddeleri koklamaya yarayan bir duyu organıdır. Koku alma kapsülleri üst çene üzerinde bulunan bir çift (veya bir adet) burun çukuruna yerleşmiştir. Koku maddelerini taşıyan su burun deliklerine girip çıkarken, koklama kapsüllerini yalayarak sinirleri uyarır. Bu duyu köpek balıkları gibi bazı balıklarda çok kuvvetlidir. Köpek balıkları kan kokusunu yüzlerce metre uzaktan alabilirler.
Yüzme kesesi
Balıkların suda batmadan durmasını sağladığı için önemlidir. Sindirim kanalının bir uzantısı olup, sırt tarafta torba şeklindedir. İçi CO2, O2 ve azot gazları ile doludur. Balığın yoğunluğunu, suyun yoğunluğuna göre ayarlar. Balık suda batmadan durmak için, içindeki gazı artırarak keseyi şişirir. Yüzerken havasını azaltır. Bazı balıklarda yüzme kesesi ikiye ayrılmıştır. Yüzme kesesi solunum, hidrostatik görev, ses meydana getirme ve bazı uyartıları hissetmede de etkilidir. Bütün balıklarda hava kesesi bulunmaz. Böyle balıklarda yağlı vücut ve göğüs yüzgeçleri batmalarına mani olur. Dip balıklarında ise zaten gereksizdir.
Üreme
Yumurtlama zamanlarında dişi balık, bir kaç saat içinde dibe binlerce yumurta bırakır. Erkek, yumurtalar üzerine sperm ihtiva eden sıvısını püskürterek yumurtaları döller. Böyle döllenmeye vücut dışında cereyan ettiğinden “dış döllenme” denir. Yumurtadan çıkan yavrular, etraftaki “plankton” denen küçük organizmaları yiyerek gelişirler. Köpek balığı gibi bazı balıklarda döllenme, dişinin vücudunda olur. Yumurtalar vücud içinde açıldığından doğuruyormuş hissini verir. Böyle doğurucu balıklara “ovovivipar” denir. Zaman zaman bazı balıklar hermofrodit (erkek ve dişi organa sahip) olurlar. Uskumru, sazan ve alabalıklarda bu duruma rastlanır
Alıntıdır...
Anatomi
-
Beyin Sapı İşlevi
-
Pupiller Refleks Yolları
-
Amygdala
-
Hipokampus Anatomisi
-
Kanatlı Hayvanlarda Solunum Sistemini Oluşturan Organların Özellikleri
-
Hayvanlarda Solunum Tipleri
-
Hayvanlarda Solunum Mekaniği Nedir?
-
Hayvanlarda Akciğerler (Pulmones)
-
Soluk Borusu (Trake, Trachea)
-
Gırtlak (Larinks, Larynx)
-
Bölgelere Göre Omurların Özellikleri Nelerdir?
-
Omurganın yapısı ve görevleri nelerdir?
-
İskeletin (Kemiklerin) Görevleri Nelerdir ?
-
Kemik gelişimini etkileyen faktörler nelerdir?
-
Kemikleşme (Ossificasyon) Nedir ?