Nesli Tükenen Bitki ve Hayvanlar
Bilim çevrelerinin en iyimser tahminlerine göre, 20-30 yıl içinde dünyadaki canlı türlerinin beşte biri, soylarının tükenme tehlikesi altında bulunuyor.
İnsanoğlunun, modernleştikçe doğanın eski ev sahiplerini tüketmesinin yaratacağı sonuçları, bilim insanları bile kestiremiyor. Modern insanın yol açtığı tür katliamlarının, yakın jeolojik devirlerde gözlenen kayıplardan 400 kat daha hızlı olduğu ifade ediliyor.
Canlıların Azalmasının Nedenleri
Bilinçsiz Avlanma:
Canlı Türlerinin Korunması amacıyla her yıl Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından süreli ya da süresiz Av yasakları getirilmektedir. Ancak bu yasaklar yeterli olmamakta, türler bu yüzden yok olmaya devam etmektedir
Tarım İlaçları:
Özellikle tarımda kullanılan ilaçlar bazı canlılar için ölümcül nitelik taşımakta, bu canlıların yok olmasına neden olabilmektedir. Sadece tarımda değil günlük hayatta kullandığımız birçok kimyasal madde doğal yaşamı tehdit etmektedir.
Dğal Yaşam Alanlarının Azalması:
Kimi canlılar sadece belli özellikleri taşıyan çevrelerde hayatlarını sürdürebilirler. Habitat olarak da tanımlanabilen doğal yaşam alanının yok olması o bölgeye özgü canlıların tükenmesine neden olmaktadır.
Orman ve Su Kaynaklarındaki Azalmalar:
Bilindiği gibi orman ekosistemi milyonlarca çeşit canlı türünün yuvasıdır. Ormanların zarar görmesi tüm bu canlıların yaşamını, geleceğini ve soyunun devamını etkiler. Her yıl hektarlarca orman bilinçsizliğimizden dolayı yok olmaktadır. Bu da ormanlarla beraber birçok canlının da yok olmasını beraberinde sağlamaktadır.
Su kaynaklarının yok olması birçok canlının en doğal gereksinimi olan su ihtiyacını karşılaması önünde engel oluşturmaktadır.
İklim Değişikliği:
Canlı türlerinin yaşayabildikleri belirli iklim koşulları vardır. Günümüzde küresel ısınma, ozon tabakasının delinmesi, bitki örtüsünün bozulması ve diğer nedenlerden dolayı iklim yapısı değişen birçok bölge vardır. Dolayısıyla bu bölgede yaşayan kimi canlılarında bu sebepten dolayı nesilleri tehlike altındadır.
Nesli Tükenme Tehlikesi Altındaki Canlılar İçin Neler Yapılıyor?
Türleri Yaşatma Komisyonu (Species Survival Commission - SSC); türleri, neslinin tükenmesi risk potansiyeli açısından sınıflandırmak amacıyla, çeşitli tehdit kategorileri oluşturmuştur. ‘Bu kategorilerden herhangi birine ait olma’ kriterini taşıyan türler; Kırmızı Bültenlere ve Kırmızı Veri Kitaplarına (kırmızı-alarm verilen türler için) dahil edilmektedir. Bu çalışmaların amacı, tehdit altındaki türlere ait veri-tabanını geliştirmek, türlerin koruma öncelikleri için temel bir oluşum hazırlamak ve kurtarma çabalarının etkinliğini izlemektir.
Yeni kategoriler, 1994 yılında geliştirilmiştir. Bu kategori, 10 adet bölüm altında ele alınmaktadır:
- Nesli tükenmiş, - Yaban Örtenimde Nesli Tükenmiş, - Hassas,
- Nesli Tehlikede, - Kritik Olarak Nesli Tehlikede, - Korumaya Bağımlı,
- Tehlikeye Yakın, - Az İlgi Duyulan, - Eksik Veri,
- Değerlendirilmemiş Veri.
Kritik Olarak Nesli Tehlikede, Nesli Tehlikede olan ve Hassas kategorileri için, detaylı kriterler oluşturulmuştur.
Her bir kategori, aşağıda verilen ayni 5 kriteri kullanmaktadır:
- Popülâsyon ve Habitat Azalması,
- Habitat Alanı,
- Popülasyon Bölünmesi veya Ayrılması,
- Popülasyon sayısı
- Popülasyon Yaşam Analizi.
Her bir kategori için, farklı sayısal eşik değerler kullanılmaktadır.
1995 yılında 1500 bilim adamının Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) için yaptığı tahminlere göre dünyada 14 milyon tür bulunmakta ve bunun sadece 1.7 milyonu bilimsel olarak tanımlanmış ve isimlendirilmiş durumda. Henüz tanımlanamayan türlerin çoğunun mikroorganizmalar ve mantarlar olduğu düşünülüyor. Aynı çalışmada 14 milyon türün %5-20 sinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Yeni türlerin ortaya çıkması ve bazı türlerin yok olması aslında doğal bir süreçtir. Günümüzdeyse insan etkisi nedeniyle bu yok olma süresi doğal sürece göre çok daha fazla kısalmıştır.
Türkiye’de Nesli Tükenen Canlılar:
Sırtlan, büyük etoburlar, Anadolu parsı, kelaynak, toy, deniz kaplumbağaları, yırtıcı kuşlar, iç su balıkları, Türkiye’nin orkideleri, Datça hurması, mısır meyve yarasası kelebekler, yunuslar başlıklı yazılarla Anadolu da yaşam alanlarının yok olması nedeniyle nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan canlı türleri ele alınıyor. Anadolu’nun çok daha yüksek sayıda tehlike altındaki türü bir arada barındıran alanları kırmızı Boşluk olarak adlandırılıyor ve bu alanlar harita üzerinde gösteriliyor.
Nesli tükenen memeliler arasında, özellikle kaplan, panter, aslan, Asya fili, yaban öküzü ve çıta, başı çekiyor. Türkiye’de kaplan türü hakkında son kayıt, 1970′de Hakkâri Uludere’deki avlama sonrasında tutuldu. Anadolu’da İ.Ö. 51 yılından beri yaşadığı bilinen parsla ilgili 1946′da İzmir’de kayda alınan fotoğraf, son örnek oldu.
Anadolu’nun Batı, Orta, Güney ve Güneydoğu bölgelerinde 12. yüzyılın sonuna kadar yaşadığı bilinen aslan ise en son 19. yüzyılın ikinci yarısında görüldü.
Asya fili ve yaban öküzü, Anadolu’da, İ.Ö 1. yüzyıl başlarına kadar yaşadı. Güneydoğu Anadolu’da yaşayan çita ise 19. yüzyıldan sonra görülmedi.
Nesli Tükenen Bitkiler:
Bitkilerin durumu da hiç iç açıcı değil. 254 bitkinin de nesli tehlikede. En önemlileri ise kardelen, siklamen, karçiçeği, göl soğanı, orkide, lale soğanı olarak sıralanıyor. Bu bitkiler kaçakçıların gözbebeği… Canlıların yaşam alanları olan sulak alanların 200 bin hektarını da kurutmayı başararak “kurak alanlara” çevrilmiştir.
Kaynak: www.msxlabs.org
İşte size nesli tükenmekte olan bitkilerle ilgili ilginç bilgiler: Bir ağaç türü var ki dünyada çok az bulunuyor; bu türde bilinen sadece iki tane ağaç var. Dahası etle beslenen ve ceset gibi kokan bitkiler de var. Bu bitkilerin ortak özelliği ise ya nadir sayıları ya da benzersizlikleridir.
Nesli tükenen ağaçlar:
Baobab ağacı: Afrika ve Hindistan’da yetiştirilen bu ağaç gittikçe daha çok tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
Maymun çıkmazı ağacı: Şili de yetişen bu ağaç bir fosil kadar yaşlıdır. Ancak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan ağaçlardan birisidir.
Canavar ağacı: Resimde de göreceğiniz ağaç 2000 yaşındadır ve Afrika’da yetişir.
Bois Dentelle ağacı : Bu güzel ve şirin ağaç çok az sayıda vardır. Dünyada bu ağaçtan sadece iki tane kalmıştır.
Bunlar da tükenecek bitkilerden bazıları:
Venüs sinekkapanı: Bu bitki et yemesiyle ünlüdür. Karıncalar ve sinekler bu bitkinin kapanına sıkışırlar. Ama bu ilginç bitkinin de nesli tükenmek üzere.
Rafflesia çiçeği: Bu çiçek dünyanın en büyük çiçeklerinden birisidir. Kokusu hoş olmadığı için bu çiçeğe “et çiçeği” denir.
Titan arum: Bu çiçek dünyanın en büyük çiçeği değildir ancak rafflesia gibi kötü kokar bu nedenle bu bitkiye “ceset çiçeği” denir.
Yarasa çiçeği: Yarasa çiçeği çok ender rastlan güzel bir bitki türüdür.
Yeşim bitkisi (Green jade): Bu da pek nadir rastlanan bir çiçek türüdür. Çiçeğin yaprakları mavi-yeşil renktedir ve ortası koyu mordur.
Kaynak: www.msxlabs.org
Nesli tehlikedeki türler yok olma tehdidi altındaki bitki ve hayvan türleridir. Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) iki yılda bir yayımlanan kırmızı listesinde yer alırlar. Bir türün kırmızı listeye alınması için dünya üzerinde 50'den az yetişkin bireyin kalmış olması gereklidir. Diğer bir kategori hassas türlerdir. Bunun için temel kıstas türün yetişkin popülasyonunun 1000'den az olmasıdır. Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) 2006 raporu insan kaynaklı suistimaller sonucu 784 türün dünya üzerinden tamamen yok olduğunu ve 16.119 hayvan türünün tükenmekte olduğunu göstermekte. Sadece 2006'da listeye 530 türün eklenmiş olması canlı türlerinin ne büyük bir tehdit altında olduğunu gösterir. Tehdit altındaki bazı türler Dünyanın hemen her bölgesindeki bitki ve hayvan türleri arasında nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya gelen ve bir kısmı ne yazık ki dünya üzerinden tamamen silinen binlerce tür bulunmaktadır. Bazıları;
Kutup ayısı (Ursus maritimus) 2006 yılında hassas türden tehlike altındaki tür kategorisine geçti. Kutup bölgesindeki buzulların erimesiyle yaşam alanı tehlike altına girmiştir. Tahminlere göre kutup bölgesindeki bu durum değişmezse önümüzdeki 45 yıl içinde türde yüzde 30'luk bir azalma olacak ve sonunda da tümüyle yok olacak.
Vatoz (Manta birostris) belgesellerden aşina olunan eşsiz bir canlıdır. Suda kanat çırparcasına süzülen bu deniz canlısının türü denizlerdeki kirlenme avlanma vs. nedenlerle tehlike altındadır.
Verreaux’s sifaka lemur (Propithecus verreauxi) Madagaskar'a özgü bir türdür ve kararlı bir orman habitatında yaşayabilmektedir. Kömür üretimi ve orman kesimi ile yaşadığı bölge tehlike altına girmiştir. Aynı zamanda adanın bazı bölgelerinde avlanmaktadır.
Gri balina (Eschrichtius robustus) Kuzeybatı pasik gru balina. Halen 50 yetişkin bireyden daha az kaldığı düşünülmektedir. Bu tür tamamen yok olacak derecede avlanmıştır.
Siyah çizgili albatros (Thalassarche melanophrys) 21 albatros türünün hepsi neslinin tükenmesi tehdidiyle karşı karşıyadır. Balıkçı ağları tür için ciddi tehdit oluşturmaktadır.
Kısa gagalı yunus (Delphinus delphis) Akdeniz alttürüdür. Son 40 yıl içinde türün nüfusu aşırı avlanma ve yaşam alanlarının bozulması sonucu %50 düşmüştür.
Türkiye'de Hayvan türleri:
Akdeniz foku
Deniz kaplumbağası
Kelaynak
Bitki Türleri:
Kardelen
Gölsoğanı
Sıklamen
Karçiçeği
IUCN Kırmızı Liste IUCN Nesli Tükenme Teklikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi ("IUCN Kırmızı liste" ve "Kırmızı Data Listesi" olarakta bilinir) 1963 yılında yaratılmıştır bitki ve hayvan türlerinin dünayadaki en kapsamlı Global Koruma durumu envanteridir. IUCN Kırmızı Liste Uluslararası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından sürdürülmektedir. IUCN Kırmızı Liste kesin ölçüt kullanılarak binlerce tür ve alttürlerin nesillerinin tükenme riskini değerlendirerek oluşturulmaktadır. Bu ölçüt tüm türlerle ve dünyanın her bölgesi ile ilgilidir. Kırmızı liste ile amaçlanan; koruma meselelerine kamunun ve politikacıların dikkatini çekmek ve bununla birlikte türlerin yokoluşunu azaltmak için uluslararası camiaya yardım etmektir. Güçlü bir bilimsel altyapı ile oluşturulan IUCN Kırmızı Liste biolojik çeşitliliğin durumu ile iligli en geçerli rehber olarak kabul edilmektedir.
Son Yayım En son güncelleme 2006 Kırmızı Listes 4 May 2006 tarihlidir. 40168 türü ve buna ek olarak 2160 alttürü sualtı nesillerini alt nüfusu bir bütün olarak değerlendirir. Bir bütün olarak incelenen türlerden 16118 tanesi tehlike altında olarak belirlenmiştir. Bunlarda 7725 tanesi hayvanlar 8390 tanesi bitkiler ve üç tanesi küf ve mantarlardır. Bu yayımda 2004 yılındaki yayım üzerinde bir değişiklik yapılmadan 784 türün İsadan sonra 1500 yılından itibaren neslinin tükenmesini listelemektedir. Bu 2000 yılındaki listenin (766) 18 fazlasıdır. Her yıl az sayıda nesli tükenmiş türler ya yeni bulunmakta ya fosil türüne dönüşmekte ya da üzerinde yeterli bilgi bulunmayan katagorisine alınmaktadırlar. 2002 yılında nesli tükenmiş olanlar listesi 759 türe kadar düşmüş ancak o zamandan bugüne artış sergilemektedir.
Katagoriler Katagoriler 6 grupta tasnif edilmiştir bu tasnifte tükenme hızı nufüs büyüklüğü coğrafi dağılım alanları ve nüfüs ve dağılım derecesi kriterleri dikkate alınmıştır.
EX: (extinct): Şüpheye yer bırakmayacak delillerle soyu tükenmiş olduğu ispatlanan türler.
EW: (extinct in wild): Vahşi yaşamda soyu tükenmiş fakat diğer alanlarda (yetiştirme veya sergileme amaçlı) varlığını sürdüren türler.
CR: (critically endangered): Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi had safhada (extreme) olan türler.
EN: (endangered): Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi çok büyük olan türler.
VU: (vulnerable): Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi büyük olan türler.
NT: (near threatened): Şu anda tehlikede olmayan fakat yakın gelecekte VU EN veya CR kategorisine girmeye aday olan türler.
LC: (least concern): Yaygın bulunan türler.
DD: (data deficient): Üzerinde yeterli bilgi bulunmayan türler.
NE: (not evaluated): Şimdiye kadar yukardaki kriterlere uygunluğu değerlendirilmemiş türler.
1994 yıllı eski tasnif sekiz katagori içermekteydi. Az Risk "Lower Risk" katagorisi 3 alt katagori içermekteydi: "Near Threatened" şu anda tehlikede olmayan fakat yakın gelecekte VU EN veya CR kategorisine girmeye aday olan türler "Least Concern" yaygın bulunan türler ve "Conservation Dependent" şu anda tehlikede olmayan fakat yakın gelecekte VU EN veya CR kategorisine girmeye aday olan türler. IUCN Kırmızı Liste tartışılırken "threatened" (tehlike altında olan) resmi terimi üç katagoriyi içine alır:
Critically Endangered: Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi had safhada (extreme) olan türler
Endangered: Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi çok büyük olan türler
Vulnerable: Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi büyük olan türler
Büyük yokoluş kutuplardan çöllere artarak sürüyor..
Gezegenimiz üzerinde bilim insanları tarafından belirlenen her beş canlı türünden ikisinin soyu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya!.. Son dünya raporu yeryüzünün hemen her köşesinde giderek çok daha fazla sayıda canlı türünün yeryüzünden silinme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösterdi.
Gezegenimiz üzerinde bilim insanları tarafından belirlenen her beş canlı türünden ikisinin soyu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya! Bu çarpıcı saptama Dünya Doğal Varlıkları Koruma Birliği (IUCN) tarafından kısa bir süre önce yayımlanan "Soyları Tehlikede Olan Canlılar ile ilgili Kırmızı Liste" verilerinden kaynaklanıyor.
Yeryüzündeki toplam 16119 hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Her 8 kuş 4 memeli ve 3 ikiyaşamlı canlı türünden birinin soyu yok olmaya yüz tutmuş durumda. Kayıtların tutulmaya başlanmasından bu yana 784 canlı türünün yeryüzünden silinip yok olduğu belirtiliyor. IUCN genel başkanı Achim Steiner "Biyolojik çeşitlilik artacağına giderek azalıyor" diyor. Bunun başlıca nedenlerinden biri her zaman olduğu gibi biz insanlar. İnsanoğlu yeryüzündeki bitey ve direyi hem doğruda hem de dolaylı olarak etkiliyor. Avcılık ve yetişme ortamlarının (habitat) yok olması canlı türlerini olumsuz etkilerken küresel ısınma da ciddi bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor.
Geri dönüşü yok
Steiner bu eğilimin artık geriye dönüşü olmadığına bu yüzden de korumanın işe yarayabileceğine dikkat çekiyor. 1990’larda sürdürülen koruma çalışmaları beyaz kuyruklu kartal (Haliaeetus albicilla) sayısının iki katına çıkmasını sağladı. Hint Okyanusu’ndaki Noel Adaları’na özgü bir kuş türü olan ve sayıları gerek yaşam ortamının yok olması gerekse bölgeyi sarı deli karıncaların (Anoplolepis gracilipes) basması yüzünden her geçen gün azalmaya başlayan Papasula abbotti’ler artık yeniden çoğalıyorlar. Bu kuşlar şimdi durumları kritik canlılar arasında değil tehlikede olan türler arasında yer alıyor. Steiner yeryüzündeki biyolojik çeşitliliğin salt çevrecilerin çabalarıyla kurtarılamayacağına güç ve kaynaklara sahip herkesin bu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğine inanıyor.
Kutup Bölgeleri: Kutup Ayılarının sayısı azalıyor
Kutup ayıları öylesine güçlü yüzücüler ki dirimbilimcilerin büyük bir bölümü bunların karadan çok denizde yaşayan canlılar kapsamında ele alınmaları gerektiğine inanıyor. Ne var ki küresel ısınma Kuzey Kutbu’ndaki buzulları erittikçe bu hayvanların büyük bir çoğunluğu açlıktan ölecek ya da sularda boğulup yok olacak. Kutup ayıları: Kutup ayılarının bel bağladığı yaz mevsimindeki deniz buzları her geçen günhızla azalıyor. Yapılan ölçümler buzulların yüzölçümünün önümüzdeki yüzyıl içinde en az yarı yarıya azalacağını hatta tümden yok olabileceğini ortaya koyuyor. IUCN Kırmızı Liste ofisi görevlilerinden Craig Hilton-Taylor bu durumun kutup ayıları üzerinde feci bir etki yaratacağına parmak basara "Bunlar yılın büyük bir bölümünü buzun üzerinde avlanarak geçiriyorlar. Buzların erimesi durumunda kutup ayıları nüfusunun önümüzdeki 45 yılda 25 binden 1500’e düşmesi bekleniyor" diyor. Uyarı sinyalleri: Uyarı sinyalleri şimdiden geliyor. Alaska’nın kutuplara açılan kıyısında kısa bir süre önce havadan yapılan bir inceleme sonucunda Beaufort Denizi’nde yüzen dört ölü kutup ayısına tanık olundu. A.B.D İçişleri Bakanlığı Maden Araştırma Bölümü yetkililerinden Charles Monnett 16 yıldır yapılan bu tür incelemelerde ilk kez cansız kutup ayılarına rastlandığına dikkat çekiyor. Monnett çoğu kişinin ayıların buzlardan kıyıya yüzerken güçten düşüp boğulduklarına inandığını ancak kendisinin bu görüşe katılmadığını belirtiyor. Açık sularda yaşam koşullarının giderek güçleşmesinin bunda çok daha etkili olabileceği sanılıyor. Uzmanlar kutup ayısının (Ursus maritimus) geleceğinin görünüşe bakılırsa buz denizinin geleceğiyle yakından bağlantılı olduğunu düşünüyorlar. IUCN Kırmızı Liste’ye göre son on yılda nüfusunun yaklaşık %80’i yok olan dama ceylanlarının günümüzdeki sayısı 300’ü bile bulmuyor. Şimdi yok olma tehlikesi ciddi boyutta olan türler arasında yer alan dama ceylanlarının bir zamanlar 12 Sahel ülkesi ve çevresinde çok yaygın oldukları belirtiliyor. Bir antilop türü olan kılıç boynuzlu oryx’in soyu yeryüzünden artık tükendiği gibi bir zamanlar Moğolistan’dan Orta Asya’ya Türkiye’den Arap yarımadasına dek uzanan topraklarda yaşayan en yaygın canlı türlerinden biri olan guatrlı antilopların sayıları da hızla azalıyor. IUCN antilop uzmanlarından ve Manchester Metropolitan Üniversitesi görevlilerinden David Mallori bu durumun öncelikle avcılık ve habitat yitiminden kaynaklandığına dikkat çekiyor. Antilop avcılığının bir bölümü geçim amaçlı olsa da büyük bir bölümünün eğlence amaçlı olduğu belirtiliyor. Mallori Körfez ülkelerinden buralara akın eden insanların düzenledikleri kitlesel av eğlencelerinin bölgenin doğal dengesini altüst ettiğine parmak basıyor.
Okyanuslar
Deniz ürünlerine ve suya duyduğumuz açlığın giderek yoğunlaşması gezegenimizde yaşayan su canlıları için giderek ciddi bir tehlike oluşturuyor. Sığ suda yaşayan balık türleri azaldıkça balıkçılar da gözlerini derin sulara dikiyorlar ve böylece oralarda yaşayan canlıların geleceğini tehlikeye sokuyorlar. IUCN’nin son listesinde en az %20’sinin soyu tükenmekte olan 547 köpekbalığı ve vatoz türü yer alıyor. IUCN köpekbalığı uzmanı Sarah Valenti bu türlerin çok yavaş büyüyüp olgunlaştıkları için özellikle duyarlı olduklarına dikkat çekiyor. Söz gelimi yaklaşık 16 yılda olgunluğa erişen dişi köpekbalığı türü nüfusunun aşırı avlanma nedeniyle kimi bölgelerde %95 oranında azaldığını belirtiyor. Tatlı su balıklarının durumu ise biraz daha iyi. Akdeniz ülkelerinde içme suyu ve sulama amaçlı su kullanımının yanı sıra kimi öldürücü canlı türlerinin ortaya çıkması yüzünden bu balıkların yaşam ortamları giderek yok oluyor. Yöreye özgü türlerin yaklaşık %53’ünün tükenme tehlikesiyle karşı karşıya oldukları belirtiliyor. Afrika’da içme suyuna duyulan gereksinimin daha nice canlı türünün de geleceğini tehlikeye atması bekleniyor. Uzmanlar bu bölgelerde köklü önlemlerin alınmaması durumunda balık kaynaklarının ve bunların sağladığı besinlerin de giderek yok olacağına dikkat çekiyorlar.
Çöller: Çöl Canlıları zor durumda
Yeryüzündeki çöller giderek genişlese de bu çöllerde ya da yakınlarında yaşayan hayvanların durumu hiç de iç açıcı değil. Çöl ort***** elverişli beden yapıları ve metabolizmalara sahip çok sayıda ceylan ve antilop türü şimdilerde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Soyu tükenen canlılar
Kurbağa türleri gibi hem karada hem suda yaşayabilen amfibiler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda bu tür canlıların yüzde 30’unun soyunun tükenmek üzere olduğu 2004’ün en önemli ekolojik çalışmalarından biri olarak gösteriliyor. Bu sonuca ilk kez küresel bağlamda ortaklaşa çalışan 500 sürüngen araştırmacısı amfibiler üzerindeki incelemeleriyle ulaştı. Uluslararası verilere göre tür sayısı 5 bin 700 olarak belirlenen amfibilerin önümüzdeki yüzyılda nesillerinin yarı yarıya azalacağı öngörülüyor. Ekolojik çalışmalar yalnızca amfibilerle sınırlı değil. Bitki kuş ve böcek türleri üzerinde sürdürülen araştırmalar da çok kötü sonuçlar veriyor. Örneğin İngiltere’de her yıl 10 km’lik bir alanda yapılan araştırmalar sonucunda kelebek türlerinde yüzde 13 azalma olduğu ortaya çıktı. Bitki türlerinde de yüzde 28 azalma görüldü. Türlerin sayıları azalırken iklim değişikliklerine bağlı olarak örneğin bitkilerin daha erken çiçek açtığı kuşların göç alışkanlıklarını değiştirdiği anlaşıldı. 27 Temmuz 2004 — Frozen Ark (Nuh’un Dondurulmuş Gemisi) adı verilen proje ile hayvanların soyu tükense dahi genetik kodları donuk olarak gelecek kuşaklara aktarılabilecek. Nottingham Üniversites Londra Natural History Museum ve Londra Zooloji Cemiyeti tarafından desteklenen proje gelecekte soyu tükenen hayvanların yeniden canlandırılmasına olanak verecek.
Yeşil Ekonomi / Doğa Düzeni
Endüstriyel kapitalizmin ilk dönemleri gıda barın giyim temel altyapı gibi vazgeçilmez unsurlarda elle tutulur bir iyileşme ve bolluk getirmişti. Bu iştahla doğal kaynaklar kullanılmaya başlandı. Ancak göz ardı edilen bir gerçek sonu yaklaştırıyordu. Yerküre doğal kaynakları kısıtlı olan kapalı bir kutuydu. Ekonomi kaynağını görmeli onun aynası ile yeşil olmalıdır. Yeşil ekonomi kuramı yeni şeyler söylemenin bir zorunluluk olduğu çağımızda zümrüt gibi parlıyor harekete geçmek için insanın uyanmasını bekliyor. Toy / Bozkırda Aşk
Doğal bozkırların kadim sakini son yurdu tarım alanlarında çiftçiyle dost yaşıyordu. Ama artan tarım faaliyetleri her geçen gün toyların yaşam alanını daraltıyor. Hayatta kalıp bozkırdaki aşkını sürdürebilmek için yurttaşlarından bir el bekliyor. Anadolu'nun Bukalemunları / Tendeki Cümbüş
Değişebilen renkleri vücut boyları ile aynı uzunluktaki dilleri farklı yönlere doğru hareket edebilen gözleriyle bukalemunlar Türkiye coğrafyasının en sıradışı canlılarından biri. Akdeniz ve Ege bölgelerinin denize yakın ve nemli makilik alanlarında yaşıyorlar. Doğadan toplanması ve yaşadığı alanların yok edilmesi gibi nedenlerle bukalemunların nesli tehlike altında. Türkiye'nin Önemli Memeli Alanları / Son Sığınaklar
Türkiye'nin memeli hayvanları bu toprakların en az bilinen canlı topluluklarından biri. Büyük bir kısmının nesli tehlike altında olmasına rağmen onların korunması ve araştırılması için yalnızca bir avuç çalışma yürütülüyor. Türkiye'nin Önemli Memeli Alanları çalışması bu güzel varlıkların Anadolu topraklarından silinmemesi için atılmış en somut adımlardan biri. Kanadanın Kuzeyinde yapılan çalişmalarda Kuzey Kanada kurtlarının geyiklerin neslinin tükenmesine neden oldukları gerekçesi ile hükümet tarafından av yasağı kaldırılarak kurtların tamamen ortadan kaldırılması kararı alınır.Sonuç ilginçtirçünki yok olan kurtlardan sonra okadar çok geyik türerki geyiklerin beslenme arzularından dolayı dogal bitki örtüsü tamamen yok olur ve geyikler bu kez açlıktan ölmeye başlar. İnsanlar yaptıkları hatanın farkıkna varırlarve kurt neslinin gelişimi için tekrar kolları sıvarlar.Uzun ve zor geçen çalişmalardan sonra (10-15 yıl)ekoloji dengeye gelir.... İNSANOĞLU ne diyeceksin..
Kurtarılmayı bekleyen hayvanlar 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla NG KIDS dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde nesli tehlike altında olan hayvan türlerine yer verdi. Çünkü bu canlılara sağlıklı yaşam alanları sunamazsak çoğu tıpkı dinozorlar gibi artık dünyamızda olmayacaklar.
Kaynak: www.msxlabs.org
BİYOLOJİ ÖDEV YARDIM
-
Mercanlar ve Mercan resifleri hakkında bilgi
-
Kulak Nedir? Kulağın Yapısı ve Görevleri Nelerdir?
-
Göz nedir ? Gözün görevleri nelerdir ? Canlılarda göz ve görme organı
-
Boğaz nedir ? Boğazın kısımları nelerdir ?
-
Omurga, columna vertebralis nedir ? Görevleri nelerdir ?
-
Doğal gübreler nelerdir
-
Kimyasal (yapay) gübreler nelerdir
-
Kortizol Nedir
-
Semantik Nedir ?
-
Karasal Ve Sucul Biyomların Özellikleri Nelerdir ?
-
Kaç çeşit biyom vardır
-
Bitki Ve Hayvanların Yeryüzündeki Dağılımını Etkileyen Faktörler Nelerdir?
-
Bitkisel dokular hakkında bilgi
-
Ekosistemde besin zinciri ve besin ağının önemi nedir ?
-
Genetik Algoritmalar