Sıtma ve sağlık açısından önemi
Günümüzde sıtma, dünyanın en önemli bulaşıcı hastalıkları arasında yerini korumaktadır. Dünya genelinde her yıl, 100 milyon klinik vaka tespit edilmekte ve bunlar arasında 1 milyondan fazlası ölümle sonuçlanmaktadır (Jetten and Takken, 1994). Bugün dünya üzerinde bu hastalıktan dolayı baskı altında olan 2 milyar insanın, 200 milyondan fazlasının enfekte olduğu tahmin edilmektedir (Najera et al., 1992).
Sıtma baskı grubu içinde bulunan nüfustan, her yıl 160-170 milyon yeni sıtma olgusu çıkmakta, yıllık klinik olgu sayısı toplamı ise 300-500 milyonu bulmaktadır (Akdur, 1997). Dünyada her yıl görülen ölümlerin % 4'ünün nedeni olan sıtma, bulaşıcı hastalık ölümleri arasında dördüncü sırada yer almaktadır.
Sıtma ölümlerinin diğer bir özelliği de bir milyonunun beş yaş altı çocuklarda görülmesidir (Akdur, 1997). Her yıl meydana gelen beş yaş altı çocuk Ölümünün %7-8'inin nedeni sıtmadır. Bu sayılardan da anlaşılacağı gibi sıtma, geçmişte olduğu gibi günümüzde de-en çok görülen ve en çok öldüren ilk on hastalık içindeki yerini korumaktadır. Bir başka deyimle, gelecek 100 yıl içinde dünyanın gelişimine dolaylı ya da dolaysız etki yapma potansiyeli bulunan milyonlarca çocuk risk altında bulunmaktadır.
Birçok ülkede sıtma günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Sahara'nın güneyindeki birkaç ülke hariç tutulursa sıtma, Afrika'da büyük bir problemdir ve Dünya Sağlık Teşkilâtı bile bu kıtadaki sıtmanın eradikasyonu için ümitsizliğe düşmüştür. Güney Amerika ve Asya'nın birçok yerinde son 20 yıl içinde artış göstermiştir. Bu artışın sebebi, kontrol programlarının terk edilmesi, maddi yokluklar, -politik ve sosyal karışıklıklar, sosyo ekonomik sebepler, tarım alanlarının düzensizliği, ekolojik ve klimatik değişiklikler ve insektisitlere karşı direnç gelişimidir (Service, 1992).
Sıtma (malaria) olarak bilinen hastalık, değişik ülkelerde paludism, Roman ateşi, bataklık ateşi, tropikal ateş, kıyı ateşi gibi isimler almaktadır. Ancak, genellikle İngilizce'de olduğu gibi malaria ya da Fransızca paludisme olarak anılır (Belding, 1942; Boyd, 1949). Malaria (sıtma) terimi, ilk kez 1753'de Torti tarafından kullanılmış ve İtalyanca'da kötü anlamına gelen mal ve hava anlamına gelen aria kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşmuştur. Çünkü hastalığın, bataklık alanlardan yükselen kötü kokulu havadan kaynaklandığı düşünülüyordu.
Hipokrat'tan başlayarak günümüze kadar gelen sıtma araştırmalarında, bu tarihsel gelişim içerisinde sıtmanın değişik kaynakları üzerinde durulmuş; ancak, 1890 yılında İngiliz araştırmacı Manşon tarafından, hastalığın sivrisinekler tarafından bulaştırıldığı, araştırmacının enfekte insanlar ve enfekte sivrisinekler üzerinde yaptığı deneyler sonucunda ortaya çıkarılmıştır (Belding,1942). 1912 yılında Bass ve Johns, enfekte insan kanından elde ettikleri sıtma parazitini ilk kez kültüre etmişlerdir.
İnsanda, üç adeti yaygın ve klasik olmak üzere (1, 2, 4) en azından 4 tip sıtma enfeksiyonu tespit edilmiştir:
1 . Vivax; Plasmodium vivax Grassi and Feletti, 1890, tarafından oluşturulmaktadır. Türkiye'de görülen enfeksiyon tipidir.
2. Quartan (ya da Malariae); Plasmodium malarlae, Grassi and Feletti, 1890, tarafından oluşturulmaktadır.
3. Ovale; Plasmodium ovale, Stephens, 1922, tarafından oluşturulmaktadır.
4 . Falciparum; Plasmodium falciparum, Welch, 1897, tarafından oluşturulmaktadır.
Plasmodium vivax, dünya üzerinde 60° kuzey enleminden 30° güney enlemine kadar çok geniş bir bölümde yayılmıştır. Bulunduğu bölgelerde, özellikle kıyı şeritleri boyunca ve sonrasında çöl ve dağlık arazilerde yayılım gösterir. Ilıman kuşağın sıtma açısından en önemli türüdür. Türkiye'de ılıman kuşağın son ülkesi konumunda olduğundan, bu tür parazitin ülkemiz halk sağlığı için büyük önemi vardır.
Piasmodium malariae, aslında geniş bir yayılım göstermekle birlikte büyük patlamalar yaptığı lokal bölgeler bulunmaktadır. Sıcak kuşağın en önemli türüdür. Özellikle Doğu Asya ile birlikte, Avrupa kıtasında Akdeniz bölgesinde, Doğu ve Güney Asya'da, Afrika, Filipin Adaları, Yeni Gine, Bati Hindistan, Brezilya, Panama ve Amerika Birleşik Devletlerinin güney kısmında yaygındır.
Piasmodium falciparum genellikle subtropikal ve tropikal kuşağın yaygın türüdür. Genel olarak birçok tropik ülkede bulunur ve ayrıca Avrupa'nın en güneyinde de tespit edilmiştir. Ekstrem olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin güney kısmında da bulunmuştur.
Piasmodium ovale'nin dağılımı tam olarak bilinmemektedir. Ancak bu tür, Doğu Afrika, Güney Rodezya, Kongo, Nijerya Batı Afrika'da, Filipin Adalarında, Güney Amerika'nın batı kıyısında saptanmıştır
Sıtma, Anopheles (Diptera:Culicidae) cinsine bağlı sivrisinekler aracılığı ile bulaştırılır. Ancak, her Anopheles türü sıtma etkenlerini bulaştırmaz; bunun için bu cinse bağlı dişilerin insanı sokma eğilimi, kan emme alışkanlığı, endofili eğilimi, yaşam süresi, plasmodiumların erginde yerleşme olasılığı, sivrisineğin etkinlik yeri ve süresi gibi etkenler önemlidir. Bugün, yaklaşık olarak 400 Anophelinae türü tespit edilmiş; ancak, bunlar arasında 60 kadarının doğal koşullarda sıtma etkeni bulaştırdığı belirlenmiştir (Bruce-Chwatt, 1985). Avrupa kıtasında sıtmanın en önemli taşıyıcısı Anopheles maculipennis komplekse bağlı türlerdir. An. algeriensis, An. claviger, An. hispanioia, An. sergentii ve bazen An. superpictus Avrupa'da sıtma taşıyabilen diğer olası türler arasındadır. Türkiye'de ise sıtma hastalığının en önemli taşıyıcılığı An. sacharovi tarafından yapılmaktadır.
Parazitoloji
-
Parazitizm tipleri nelerdir ?
-
Parazitlerin vücuda giriş yolları nelerdir?
-
Parazitlerin bulaşma yolları nelerdir ?
-
Parazitliğin (parasitismus’un) çeşitleri
-
TATARCIK MÜCADELESİ
-
Tatarcıkların Biyoekolojisi Üzerine Bilgiler
-
Tatarcıkların Genel Entomolojik Özellikleri
-
Türkiye'de Bulunan Tatarcık Türleri
-
Leishmania ve sağlık açısında önemi
-
TATARCIKLAR ÜZERİNE GENEL BİLGİLER
-
Parazit Vektör Ekolojisi ve İlişkili Faktörler
-
Türkiye'de sıtmanın durumu
-
Avrupa'da sıtmanın durumu
-
Sıtmanın biyolojisi ve epidemiyolojisi
-
Sivrisineklerin Sağlık Açısından Önemi