Uçan Sincaplar hakkında birkaç ilginç bilgi
Uçan sincaplar çoğunlukla geceleri bazende gün ışığında ortaya çıkarlar. Çin'deki Foping Ulusal Doğa Koruma Bölgesi'ndeki bu kırmızı-beyaz dev uçan sincap gibi (Petaurista alborufus) (Fotoğraf: Burrard-Lucas Fotoğrafları)
Orman dostu sincaplar ağaçlık, ormanlık bölgeler, parklar ve koruluklarda yaşarlar. Kış uykusuna yatmazlar ancak soğuk havalarda birkaç gün süren uyuşukluk dönemleri olur. Çiftleşme dönemi dışında yalnız yaşayan sincaplar çok iyi tırmanma ve sıçrama gibi özelliklere sahiptirler, hemen hemen bütün zamanlarını ağaçların üzerinde geçirirler. Ormanların gelişmesinde ve ağaçların çoğalmasında oldukça etkilidirler.
İğne yapraklı ağaçların tohumlarını dişleri ile kozalakları ısırarak serbest bırakırlar. Meşe palamutları, ceviz, badem, fındık, tomurcuklar, mantarlar, taze ağaç kabukları, böcekler, salyangozlar ve kuş yavruları ile beslenirler. Tohumları ve kabuklu yemişleri tek tek toprağa gömerek saklarlar veya kovuklarda depolarlar.
Sincaplar sakladıkları tohumların bir kısmını unuturlar ve bulamazlar. Toprak altında unutulan bu tohumlar, yeni ağaç fidanlarının yetişebilmesine yardımcı olur.
Sincapgiller familyası 5 alt familya, 51 cins ve 278 türe ayrılır.
Uçan Sincaplar
Yarasalar, gerçekten yeryüzünde uçabilen tek memelidir, ancak akşam karanlıkta havada uçurduklarını kendileri göremezler.
Uçan sincaplar - aslında kayarlar, uçmazlar - Uçan sincaplar Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'da yayış gösterirler ve tespit edilen 43 türü mevcuttur. Ön ve arka ekstremitenin arasında özel bir zardan yapılmış kanatlara sahiptirler. Bu kanatlar sayesinde ağaçtan ağaca yelken açarlar.
Ay ışığı altında ağaçlar boyunca kayarak bir yerden başka bir yere kolayca ulaşırlar, Bu hayvanlar hayalet gibi görünebilir.
İnsanlar doğal olarak bu canlıların sevimliği ve güzelliğine kapılırlar, bu yüzden koruma uzmanları sık sık sorunlu ekosistemleri ve bu ekosistemlere bağımlı olan sevimli canlıları korumak zorunda kalırlar.
Bu memeli canlıları vahşi hayatta nadiren görüyor olsak bile, hala var olduklarını bilmek hoşumuza gidiyor, kendi türlerimizden çok daha önce olduğunu bildiğimiz bu canlılar ilkel ormanda devriye geziyorlardı. Bu canlıların gelecekleri ormanların sağlığına bağlıdır. Bu hayvanları değerlendirebilen herkes ormanların ne kadar önemli olduğu bilincine de sahiptir. Her ikisine de biraz ışık tutmak için, uçan sincapların gizli dünyasına daha yakından bir göz atalım:
Büyük yuvarlak güzel gözler, uçan sincapların insanlara sevimli görünmesinin bir nedeni de bu güzel gözleridir. Uçan sincaplar daha iyi gece görüşüne sahip olmak için bu büyük gözlere ihtiyaç duyarlar, birçok gece hayvanı tarafından paylaşılan bu özellik ( büyük gözlülük) baykuşlardan lemurlara kadar karanlığa adaptasyonu gösterir.
Uçan sincapların ön ve arka ekstremiteleri arasında tüylü, paraşüt benzeri bir yapı mevcuttur. Bu yapı "patagium" (çoğul: patagia) olarak bilinir. Bu kanatlar sincabın havada tutar ve düşürmek yerine canlıyı ileriye ve aşşağıya doğru iter. Ancak bu kanat benzeri yapının yeteri kadar hava yakalamasını sağlamak için uçan sincapların kollarında bir özellik daha var: her bilekte kıkırdak bir yapı yer alıyor ve neredeyse fazladan bir parmak gibi uzatılabilirken, “patagia” sincabın kendi küçücük kollarından daha fazla uzayarak kanat genişliğini uzatmış oluyor. Bu durum sincabın havada kalma süresini uzatıyor.
Uçan bir sincap, atlama mesafesinin ötesinde bir ağaca ulaşmak istediğindei cesurca sıçrar. Daha sonra kol bileklerini de içeren ekstremitelerini uzatır. Bununla birlikte patagia uzayarak havada kayma başlar.
Hedef ağacının gövdesinde bulunan ağaç kabuğunu pençeleriyle kavrar ve aşağıya kayma engellenmiş olur.
Gerçekten uçamayabilirler, ancak uçan sincaplar havadaki etkileyici ve uzun bir mesafeyi sörfçü edası ile hızlı bir şekilde geçebilirler. Kuzey Amerika'daki Zooloji Müzesi'ndeki yetkililere göre, kuzeydeki bir sincapın (Glaucomys sabrinusis) yaklaşık 65 fit (20 metre) kayabilirler. Hatta gerekirse daha da uzağa gidebilirler, kayma değerleri 295 fit (90 metre) kadar kaydedilebilir. Yani 11 inçlik (28 cm) kuzey uçan sincap bir futbol sahasının neredeyse tam uzunluğu kadar uçabilir. Aynı zamanda keskin dönüşler yapmak için bacaklarını, kuyruk ve patagia kaslarını kullanırlar. Bu uzuvları sayesinde havada tam yarım daireler çizebilecek kadar çeviktirler.
Vahşi uçan sincaplar üç kıtada yaşamaktadır, ancak eşit olarak dağıtılmamaktadır. Bahsedilen 43 türün büyük çoğunluğu Asya'ya özgüdür; Bu, gezegenin geri kalanı kısmı ise bilinen üç türe ait.
Uçan sincaplar, çöller, çayır ve tundra gibi seyrek treed yerlerin yanı sıra, Kuzey ve Orta Amerika'nın büyük sahili boyunca yayılış gösterebilirler. Honduras'dan Quebec'e, Florida'dan Alaska'ya kadar çok farklı iklimlerde geniş bir orman yelpazesine adapte olmuşlardır.
Kulakları doğumdan iki ila altı gün sonra açılır ve yaklaşık bir hafta sonra kürkleri gelişir. Gözleri en az üç hafta açılmaz ve birkaç ay annelerine bağımlı olarak yaşarlar. Dişi bireyler yuvalarında genç bireylerle ilgilenirler ve, yavrularını 65 gün boyunca emzirirler.
Kanada, Finlandiya ve Sibirya gibi bölgelerdeki soğuk ormanlardaki zor ve soğuk yaşama rağmen, uçan sincaplar kış uykusuna yatmaz. Bunun yerine, soğuk havalarda daha az aktif olurlar, soğuk kış şartlarında yuvalarında daha fazla zaman geçirirler ve stokladıkları yiyeceklerini tüketirler.
Ayrıca bu hayvanların birlikte yardımlaşarak zorlu kış ve zorlu hava koşullarıyla başa çıktığı biliniyor. Sincaplar, bu zor geçen kışlardan dolayı bir birlerine yakın yuva yaparlar. SREL'e göre, enerji tasarrufu için metabolik hızlarını ve vücut ısısını azaltabilirler ve birbirlerinin ısılarından yararlanabilirler. Aslında, uçan sincapların yuvalarını yarasalar ve hatta bayağı baykuşlar gibi diğer yaban hayatı türleriyle paylaştığı bilinir, sıcaklık için toplanmak bu canlılar için önemlidir.
Uçan sincaplar, bilinen en küçük ve en büyük ağaç sincapları da dahil olmak üzere aralarındaki fark birkaç cm geçmez.
Kaynak: http://www.mnn.com/earth-matters/animals/blogs/flying-squirrel-facts
Çeviren ve Derleyen: Yavuz AYDIN
Zooloji Haberleri
-
Komodo Dişleri, Theropod Dinozorların Dişleriyle Çok Benziyor
-
Biyologlar yeni kaplan böceği türünü ortaya çıkarıyor: Eunota houstoniana
-
Bilim insanları yeni bir geko türünü ortaya çıkardı
-
CT taramalarında ortaya çıkan tuhaf yılan benzeri solucanların sırları
-
Dev kaplumbağalar yok edildikten 600 yıl sonra Madagaskar'a geri döndü
-
Hindistan kaplanları iklim ve insan baskısı arttıkça yükseklere tırmanıyor
-
Kitlesel Yok Oluşlardan Kurtulan Memeliler, ‘Genel Yiyici’ Değildi
-
Avrupa’da Bilinen Son Timsah 4,5 Milyon Yıl Önce Yaşamıştı
-
Ağaç kesimi ve iklim değişikliği dağ kuşlarını tehdit ediyor
-
Biyologlar, istilacı, etobur kurbağaların artık Georgia'da ürediğini söylüyor
-
Myanmar'da yeni bir çukur engereği türü keşfedildi.
-
Çin'de yeni bir iguana türü keşfedildi
-
Dev Dinozor Leşleri, Yırtıcılar İçin Önemli Bir Besin Kaynağıydı
-
Yarasalar 50 Milyon Yıl Önce de Ekolokasyon Kullanıyordu
-
Anadolu parsı aylar sonra yeniden görüntülendi