Kan Yapımı (Hematopoez)
Yaşam süreleri hayli kısa olan kan hücrelerinin hematopoetik organlardan sürekli üretilmeleri gerekir. Embriyogenezin erken dönemlerinde vitellüs kesesinin mezoderminden üretilen kan hücreleri, daha sonraki dönemde karaciğer ve dalaktan, fetal dönemin sonunda ise kemik iliğinden üretilir.Kök hücreler bir daha geri dönüşümü olmayacak şekilde farklılaşabilme yeteneğine sahip hücrelerdir. Tüm kan hücreleri kemik iliğindeki tek bir hücreden gelişmiştir. Bunlara pluripotent kök hücreler denir. Bunlar lenfoid ve myeloid hücreleri oluştururlar. Myeloid hücreler kemik iliğinde gelişerek eritrosit, granülosit, monosit ve megakaryosit oluştururken; lenfoid hücreler dalak ve timusa göç ederek lenfositleri oluşturur.
Kırmızı kemik iliği, kan hücreleri ve bunları yapan hücreleri renginden dolayı bu adı almıştır. Sarı kemik iliği ise yağ hücreleri yönünden zengindir. Yeni doğanda tüm kemik iliği kırmızı iliktir, yaşlandıkça sarı ilik artar. Hipokside ve kanamada sarı ilik tekrar kırmızı iliğe dönüşebilir. Kırmızı iliğin görevi; kan hücrelerini üretmenin yanında, eritrositlerin makrofajlarca yıkılmasıyla hemoglobinden ayrılan demirin depolanmasıdır.
Bazı Kan Hücrelerinin Farklılaşması
Eritrosit Olgunlaşması (Eritropoez)
Proeritroblast > Bazofilik eritroblast > Polikromatofilik eritroblast > Normoblast(Nukleus hücreden atılır) > Retikülosit > Eritrosit
Granülosit Olgunlaşması (Granulopoez)Myeloblast > Promyelosit > Myelosit > Metamyelosit >
GranulositTrombositler
Megakaryoblast > Megakaryosit > Trombosit(Megakaryosit>Trombosit geçişinde, megakaryositteki membranla bölünmüş parçalar ayrılarak trombositleri oluşturur.)
Eritrositler. Sayıları, 1 mm3 kanda kadınlarda ortalama 4.8 milyon, erkeklerde 5.4 milyondur. Görünüşleri bikonkav disk (orta bölgeleri alt ve üstten basık) biçiminde olup, kolayca şekil değiştirebilme özelliğine sahiptirler (Şekil 1). Kolayca şekil değiştirebilme yetenekleri sayesinde en dar çaplı kılcal damarlardan kolayca geçebilirler. Kan dolaşımında bulunan eritrositler çekirdek taşımazlar ve dolaşımdaki ömürleri ortalama 120 gün kadardır. Toplam kan hacminin yaklaşık yarısına yakınını oluşturan eritrositlerin ana görevi içlerindeki hemoglobin sayesinde akciğerlerden aldıkları oksijeni dokularımıza taşımaktır. Sayıları azaldığında anemi (kansızlık) dan söz edilir. Bu hücrelerin ömrü yaklaşık 120-130 gün kadardır. Yaşlı alyuvarlar karaciğerde, dalakta ve kemik iliğinde ölürler. Ölen alyuvarların yerine de sürekli yeni alyuvarlar üretilir. Her saniye 10 milyon alyuvar ölür ve yerine her gün 200 milyar yeni hücre oluşturulur ve bu şekilde vücudun tüm alyuvarları yaklaşık dört ayda bir tamamen yenilenmiş olur.1 mm3 kanda 4.6 milyon-6.2 milyon adet alyuvar vardır.
Şekil 1 Eritrositlerin yandan ve üsten görüntüleri ve kılcal damarlardaki bükülmeleri·
Trombositler Kemik iliğindeki dev megakaryosit hücrelerinden oluşurlar. Sayıları 1 mm3 kanda 300000 civarındadır. Damar yaralanmalarında, kanamanın durmasında ve pıhtı oluşmasında görev alan hücrelerdir. Kümeler oluşturarak küçük, kılcal damar duvarlarındaki gedikleri tıkarlar. Sayıları çok azaldığında deride morluklar, çürükler, burun ve dişeti kanamaları gibi kanamaya eğilim belirtileri görülür. Ömürleri yaklaşık 2 hafta kadardır.1 mm3 yaklaşık 200.000 -400.000 adet trombosit vardır.
Lökositler. Vücudumuzu çeşitli mikroplara ve yabancı maddelere karşı savunan lökositler farklı işlev ve yapıya sahip alt gruplara ayrılır: nötrofiller, monositler, lenfositler, eozinofiller ve bazofiller.
Şekil 2 LökositlerVücuda giren mikroorganizmalara karşı koruyucu özellikte olan hücrelerdir.
Protein sentezleyebilirler. Ömürleri yaklaşık 4 ay kadardır. Lökositler granulositler ve agranulositler olmak üzere iki grupta incelenir. 1mm3 kanda 5.000- 10.000 adet lökosit bulunur.
Granulositler : Sitoplazmalarında granüllerin bulunduğu lökositlerdir. Kemoterapiden sonra geçici olarak sayıları azalır. Aşırı azalmalarda infeksiyon hastalığına bağlı ateş görülür.
• Nötrofil : Mikroorganizmaları ya da yabancı maddeleri fagositozla yok ederler. Sitoplazmalarındaki granüller, mikroorganizmaları sindiren enzimlere sahiptirler.
• Eozinofil : Allerjik reaksiyonlar da rol alırlar ve parazitik infeksiyonlara karşı koruma sağlayan hücrelerdir.
• Bazofil: Lökositlerin içinde miktar olarak en az bulunan tiptir. Belirli allerjik reaksiyonlara katılan beyaz küre hücrelerinden biri. KML’de bu hücreler kan ve kemik iliğinde artar.
Agranulositler: Sitoplazmalarında sadece birkaç lizozom granülü bulunur.
• Monosit : En büyük kan hücresidir. Monositler kemik iliğinden sonra geçtikleri dolaşım sisteminde kısa süre kalıp sonra dokulara geçerek doku makrofajlarına dönüşürler. Makrofajlar kendilerinden büyük yapıları sindirebilme özelliğine sahiptirler.
• Lenfosit : T ve B hücreleri olmak üzere iki farklı tipi vardır. B lenfositler kemik iliğinde oluşurlar ve lenfoid dokularda toplanırlar. T lenfositler timusta aktifleşir. T ve B lenfositler vücudun savunma sistemini oluştururlar. Erişkin bir insanda yaklaşık 1012(~ 1 trilyon) lenfosit bulunur ve hergün 109 (~ 1 milyar) lenfosit yapılarak kana verilir.
Genel Biyoloji
-
Protista Alemi ve Genel Özellikleri
-
Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar
-
Ses Nedir ? Ses Nasıl Oluşur?
-
Kültürü Yapılan Fitoplankton Türleri Nelerdir?
-
Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü Nedir?
-
Ribozom ve Protein Sentezi
-
Mikrotübüller ve İplikçikler
-
Hücre Zarları
-
Lipid Çift-Katmanın Keşfi
-
Biyoreaktör
-
Telomerler ve İnsan Telomerinin Kristalik Yapısı
-
Hücre Biyolojisinin Tarihsel Gelişimi
-
Hücre biyolojisi nedir ?
-
Biyolojik Çeşitlilik Nedir ?
-
Sinir Sistemi Yapısında Bulunan Hücre Tipleri ve Özellikleri Nelerdir?