OMURGALI EMBRiOLARININ ERKEN VE GEC EVRELERiNiN KARSILASTIRILMAS
HAECKEL KURAMI
Evrim için embriyonik kanıtların önemi DARWiN ve bu konunun babası sayılan ERNST HAECKEL tarafından ortaya atılmıştır.HAECKEL, 1866'da şu kuramı ortaya attı.Her canlı gelişimi sırasında evrimsel kademelerini kısa periotlarla gösterir, buna "Evrimin Tekrarı" denir.Örneğin, bütün canlılar genel olarak bir hücre görünümüne sahip gametlerin birleşmesiyle zigot, yani gerçek bir hücre meydana getirirler.Bölünme esnasında2,4,8,... blastomerli, gastrula .... evreleri meydana gelir.Kademeler ilerledikçe hayvan grupları, daha sonra türler birbirinden ayrılmaya başlar.Ama başlangıçta fevkalede bir benzerlik görülür.Örnegin gerek omurgalı embriyosunu, gerek balık gerek tavuk , gerek domuz olsun, erken evrelerinde birbirinden ayırmak olanaksızdır.Bu evrimsel öykü birkaçgün, hafta veya ay içerisinde kademe kademe tekrar edilirken , birçogu ilerleyen evrelerde kaybolmaya, onun yerine daha iyi uyum saglayacak yeni yapılar ortaya çıkmaya başlar.
Memelilerde embriyo gelişimi rahim içerisine alındıgından, yumurta içerisinde gelişenlerden temelde ayrı gibi gözüken bazı farklılıklar gösterir.Eskinin tekrarı çok defa noktası noktasına olmaz da sadece bir hatırlama şeklinde geçiştirilir.
EMBRIYOLOJIDEN ELDE EDILEN KANITLAR
Evrim için embriyolojik kanıtların önemi DARWIN ve bu konunun babası sayılan ERNST HAECKEL tarafından ortaya atılmıştır.HAECKEL, 1866’da şu kuramı ortaya attı : Her canlının gelişimi sırasında evrimsel kademelerini kısa peryotlarla göstermesine “EVRIM TEKRARI” denir.Örneğin , bütün canlılar genel olarak birhücreli görünümüne sahip gametlerin birleşmesiyle zigotu, yani gerçek birhücreliyi meydana getirirler.Bölünme sırasında 2, 4, 8, 16, .....blastomerli, gastrula.... evreleri meydana gelir.Kademeler ilerledikçe hayvan grupları, daha sonra türler birbirinden ayrılmaya başlar.Bunun kanıtını resimlerden sizlerde görüyorsunuz.Başlangıca gittikce fevkalade bir benzerlik gorulur.Örneğin, omurgalı embriyosunu, gerek balık, gerek tavuk, gerek domuz olsun, erken evrelerinde birbirinden ayırmak olanaksızdır.Bu evrimsel öykü birkaçgün, hafta veya ay içerisinde kademe kademe tekrar edilirken; ilerleyen evrelerde birçoğu kaybolmaya, onun yerine daha iyi uyum sağlayacak yeni yapılar ortaya çıkmaya başlar.
Memelilerde embriyo gelişimi rahim içerisine alındıgından, yumurta içerisinde gelişenlerden temelde ayrı gibi gözüken bazı farklılıklar gösterir.Eskinin tekrarı çok defa noktası noktasına olmaz da sadece bir hatırlama şeklinde geçiştirilir.
EMBRIYONIK GELISIM ILE AKRABALIK SAPTANMASI
Embriyonik gelişim üzerindeki çalışmalar evrim ve sistematik biyoloji konusunda büyük bir aşama olmuştur.Biz, birçok hayvan grubunun gelişmiş halini hangi sınıfa sokacagımızıbilemeyiz; çünkü yapıları ikincil olarak değişime uğramıştır.(Bitin kanadı, birçok parazitin hareket organlarını ve diğer bazı yapılarını kaybetmesi gibi)
Sacculina , fevkalade değişime uğramış bir yengeçtir.Öyleki diğer yengeçlerin içine girerek onların hücre aralarına kök şeklinde yayılmıştır.Tamamen şekilsizdir.Yalnız herhangi bir hayvanın içine girmeden önce geçirmiş olduğu nauplius larva evresi bunların kabuklarından olduğunu gösterir.
Çıplak sümüklü böcekler, kabuklu sümüklü böceklerle aynı embriyolojik gelişimi gösterir.Fakat ergin evrede derinin içine gömülmüş durumda çok küçük bir kabuk kalır.Bu çıplak sümüklü böceklerin, kabuklu bir atadan geldiğini ve kabuğun adım adım köreldiğini gösterir.
Denizyıldızları radyal simetri gösteren oldukça özelleşmiş hayvanlardır.Dolayısı ile bilateral hayvanlarda olduğu gibi bir sağı ve bir solu yoktur.Yalnız larvası bilateral simetriktir ve başkalaşım (metamorfoz) geçirirken radyal simetrik olur.Bu da denizyıldızlarının bilateral atadan geldiğini gösterir.
Birçok böcek larvası yapı olarak segmentli Annelid‘lere (halkalı solucanlara) benzer. Bu da böceklerle halkalısolucanların yakın akraba olduklarını gösterir.Evrimsel gelişim böceklerin erginini büyük ölçüde değiştirmesine karşın, aynı değişikliği bir çeşit embriyonik gelişim olan larvalarında göstermemiştir.
Kordanın ve onunla ilgili olarak omurganın oluşumu değişik gruplarda oldukça iyi araştırılmıştır.Kordası olupta omurgası olmayan hayvanların, özellikle prokardatların larvaları ile derisi dikenlilerin larvaları arasında büyük benzerlik vardır.Her ikisinin larvası da aynı şekilde yumurtadan gelişir, yakın fizyolojik ve yapısal benzerliklere sahiptirler.Bu da kordalılar ile derisi dikenlilerin akrabalığını ortaya koyar.
ORGANLARIN GELISIMINDEKI BENZERLIKLER
Blastula evresinde çok hücrelilerin (Metazoa’nın) atası ortaya çıkmış olur.Sölenterler ile daha yüksek hayvan gruplarının ayrılma noktası gastrula’dır.Çünkü bunlar iki tabakalıdır ve ilkel sindirim kanalı dışarıya blastopar denen ilkin ağızla açılır.Gastrulasyondan sonra gelişim iki kol üzerinden yürür.Derisi dikenlilerde (Echinodermata) ve sırtiplilerde (Chordata) blastopor anüs olur.Halkalı solucanlarda, yumuşakçalarda ve eklembacaklılarda balstopor ağız olarak kalır.Her ikisinde de mezoderm, ektoderm ve endoderm arasında oluşur.Derisi dikenlilerde sırtiplilerde, mezoderm, kısmen ilk bağırsak keselerinden oluşmasına karşın, diğerlerinde gelişimin başlangıcında ayrılan özel hücrelerden meydana gelir.Bütün sırtiplilerde mezoderm oluştuktan sonra, dorsal tarafta bir sinir kordonu çukuru görülür ve aynı zamanda faranjiel keseler ortaya çıkar.Bu evredeki insan embriyosu balık embriyosuna benzer ; çünkü balıklardaki gibi solungaç yarıklarına, bir çift aort köküne, balıklardakine benzer birtek kulakçıklı (atriumlu) ve karıncıklı (ventrikullu) kalbi, ilkel balık böbreğine iyi gelişmiş ve kaslarla hareket erttirilebilen bir kuyruğa sahiptir.Kısa bir zaman sonra insan embriyosu sürüngen embriyosuna benzemeye başlar; solungaç yarıkları körelir, omurga kemikleri hareketli bir şekilde birbirine bağlanır; yeni bir boşaltım sistemi gelişir (mezonefroz ) ; eski boşaltım sistemi (pronefroz) kaybolur ya da yeni sistemin yapısına katılır.Kulakçık sağ ve sol odacıklara ayrışır.gelişmenin daha sonraki evresinde, memelilere özgü kalbin dörde bölünme işlemi tamamlanır ve üçüncü tip boşaltım sistemi gelişir (metanefroz); yedi aylık gelişim sürecinde, insan embriyosu, vücut üzerindeki kılları ile, oransal büyüklüğü ile ve üyelerinin şekli ile gelişmiş bir insandan çok bir maymun yavrusuna benzer.
ORTAK GENLER
Hergün ilerleye Fizyoloji ve Genetik bilimi bize bu geçmişi hatırlamanın işleyişini göresel olarak açıklamaya başlamıştır.Bütün sırt iplilerde (chordata) genel olarak belirli sayıdaki gen, gelişmenin ilk evrelerini denetler.Bizim atalarımız balıktan, Amfibi’den sürüngenden geçtiğine göre, bu grup hayvanlarda bulunan genleri içermemiz olasıdır.Dolayısıyla baslangıçtan beri, genler, sırası ile etkisini göstermektedir ve bizim embriymuz gelişirken ....balık, amfibi, sürüngen.... ve insan, sırası ile temsil edilmiş olur.Sürüngen evresinden sonra diğer primatlarla ortak olan genlerin etkisi altına girer ve genlerdeki esas ağırlık merkezini de bu primatlarla olan ortak genler oluşturur.Insansı maymunlar, bizimle en yakın ataya dolayısı ile en benzer gen sistemine sahiptir.Bu hayvanlar, insanlardan pek az farklılıklarla ayrılır.Bir domuz veya farenin de bizimle ortak olan bir atası vardır.Gen benzerliği bu ortak atadan önceki evreler için söz konusudur.Ortak atadan sonra gen benzerlikleri dolayısıyla gelişimdeki olaylar ve sonuç olarak fenotip, birbirinden ayrılır.Gelişmenin sistematik yönden de ilginç tarafları vardır.Çünki embriyo, sistematikte en büyük kategoriden başlamak suretiyle türe kadar giden ve birbirini izleyen bir seri gelişim kademesine sahiptir.Örneğin, embriyo, ilk defa şube, daha sonra sınıf, takım, familya, cinsve en son tür özelliğini gösterir.Tür özelliğini gösterdiği zaman artık gelişim aşağı yukarı (eşeysel organlar ve bunların olgunlaşması hariç) tamamlanmış demektir.O halde başlangıçtan sona doğru gidildikçe bir özelleşme göze çarpar.
Embriyoloji
-
İndüklenmiş pluripotent kök hücreler
-
HAYVANLARDA ÜREME
-
OMURGALILARDA ÜREME SİSTEMLERİ
-
OMURGALI HAYVANLARDA ÜREME
-
OMURGASIZ HAYVANLARDA ÜREME
-
Embriyo nedir?
-
GAMETLERİN OLUŞUMU
-
Zigotun Yarıklanması
-
KAN DAMARLARININ ve DOLAŞIMIN OLUŞUMU ( anjiogenezis )
-
GELİŞME ve BÜYÜME
-
İNSANDA ÜREME SİSTEMİ
-
Fetal Fizyolojisi
-
Emriyoloji Sunumu
-
Sperm Morfolojisi
-
İNSANDA EMBRİYOLOJİK GELİŞİM