Dang humması nedir? Nasıl bulaşır ?
19. yüzyılın sonlarında Asya'nın tropikal ve subtropikal bölgelerinde tanımlanmıştır. Ancak, Dang humması virüsünün keşfi ve modern bilimsel anlayışı 20. yüzyılın başlarında gerçekleşti. İlk defa 1950'lerde Tayland'da çıkan büyük bir salgın sırasında bu virüs tanımlandı. Virüs, o zamandan beri birçok ülkede rapor edilmiş ve yayılmıştır.
Dang humması, Aedes türü sivrisineklerin yaydığı bir virüs olan dengue virüsü nedeniyle ortaya çıkan bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu hastalık ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, deride döküntü gibi belirtilerle seyreder. Dengue, özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygındır ve ciddi vakalarda kanama, şok ve ölüme neden olabilir. Hastalıktan korunmak için sivrisinek ısırıklarından korunmak önemlidir.
Dang humması, genellikle sıcak ve nemli iklimlerde, özellikle de tropikal ve subtropikal bölgelerde görülür. Bu bölgeler arasında Güneydoğu Asya, Güneydoğu Asya Adaları, Pasifik Adaları, Orta ve Güney Amerika'nın bazı bölgeleri ve Karayipler bulunmaktadır. Sivrisineklerin bulaştırdığı virüs nedeniyle bu bölgelerde enfeksiyon riski daha yüksektir.
İlk Dang humması vakaları, tarihsel olarak 19. yüzyılın sonlarında Asya'nın tropikal ve subtropikal bölgelerinde tanımlanmıştır. Ancak, Dang humması virüsünün keşfi ve modern bilimsel anlayışı 20. yüzyılın başlarında gerçekleşti. İlk defa 1950'lerde Tayland'da çıkan büyük bir salgın sırasında bu virüs tanımlandı. Virüs, o zamandan beri birçok ülkede rapor edilmiş ve yayılmıştır.
Dang humması virüsü, farklı bölgelerde ve zamanlarda çeşitli adlarla anılmıştır. Örneğin, Hindistan'da "dengue", Tayland'da "dang", ve İspanya'da "breakbone fever" gibi farklı isimlerle bilinir. Ancak, bilimsel olarak "Dengue virus" olarak adlandırılır.
Dang humması genellikle ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, bulantı, kusma, deride döküntü gibi belirtilerle kendini gösterir. Ağır vakalarda ise kanama, trombosit düşüklüğü, dolaşım bozuklukları gibi daha ciddi semptomlar da ortaya çıkabilir. Bu semptomlar genellikle enfeksiyondan sonra 3 ila 7 gün içinde ortaya çıkar.
Dang ateşinin belirtileri nelerdir?
1. **Ateş:** Dang ateşi genellikle yüksek ateşle başlar. Ateş genellikle 39-40°C arasında olabilir.
2. **Baş ağrısı:** Şiddetli baş ağrıları, Dang ateşinin belirgin bir semptomudur.
3. **Kas ve eklem ağrıları:** Özellikle sırt, bel, bacaklar ve eklem bölgelerinde yaygın kas ve eklem ağrıları hissedilebilir. Bu ağrılar oldukça rahatsız edici olabilir.
4. **Gözlerde ağrı:** Gözlerde ağrı, özellikle göz hareketleriyle veya ışığa duyarlılıkla birlikte olabilir.
5. **Bulantı ve kusma:** Hastalar genellikle bulantı hissederler ve bazıları kusabilir.
6. **İştahsızlık:** Dang ateşi olan kişilerde iştahsızlık ve genel bir halsizlik hissi yaygındır.
7. **Deride döküntü veya kızarıklık:** Döküntüler, vücudun çeşitli bölgelerinde yayılabilir ve bazen kaşıntılı olabilir.
8. **Kanamalı dişeti veya burun kanaması:** Dang ateşi ağır vakalarda iç kanamalara neden olabilir, bu da dişetlerinde veya burun gibi alanlarda kanamalara yol açabilir.
9. **Baş ağrısı:** Sık sık baş ağrısı olabilir ve bazen şiddetli olabilir.
10. **Genel halsizlik ve yorgunluk hissi:** Dang ateşi olan kişiler genellikle halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik hissederler.
Bu belirtiler, Dang ateşi olan kişilerde farklı yoğunluklarda görülebilir ve her hasta için farklılık gösterebilir. Ayrıca, bazı hastalarda belirtiler hafif seyrederken, diğerlerinde daha ciddi olabilir.
Serolojik testler
Dengue ateşi tanısında kullanılan serolojik testler, hastanın kanında dengue virüsüne karşı oluşturduğu antikorları tespit etmeyi amaçlar. Bu testler arasında en yaygın olanı, dengue virüsüne karşı IgM ve IgG antikorlarını saptayan ELISA (Enzim Bağlı İmmün Sorbent Assay) testleridir.
1. **IgM Antikor Testi:** Dengue virüsüne karşı vücut yeni bir enfeksiyonla karşılaştığında, ilk olarak IgM antikorları üretir. Bu test, enfeksiyonun erken evrelerinde, semptomlar başladıktan sonraki ilk birkaç gün içinde IgM antikorlarını saptar. Pozitif bir sonuç, mevcut enfeksiyonun varlığını gösterebilir.
2. **IgG Antikor Testi:** IgG antikorları, enfeksiyonun ilerlemiş dönemlerinde üretilir ve enfeksiyonun daha uzun süreli olduğunu gösterebilir. Bu test, daha önce geçirilmiş bir dengue enfeksiyonunu veya aşının varlığını tespit etmek için kullanılabilir.
Ayrıca, PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) testleri de dengue virüsünün direkt tespitinde kullanılabilir. PCR testi, virüsün genetik materyalini (RNA) doğrudan tespit edebilir ve enfeksiyonun erken dönemlerinde daha hassas bir tanı sağlayabilir.
Dengue ateşi tanısı, semptomlar, hastanın seyahat geçmişi ve laboratuvar test sonuçları gibi bir dizi faktörün birleştirilmesiyle yapılır. Tanı, tipik semptomlar ve uygun laboratuvar testleri ile desteklendiğinde en doğru şekilde konulabilir.
Dengue virüsü, dört farklı serotipi olan bir flavivirüstür: DEN-1, DEN-2, DEN-3 ve DEN-4. Her bir serotipin kendine özgü genetik yapıları vardır, ancak hepsi dengue hastalığına neden olabilir. Dengue virüsü, bir kişiye bulaştığında, bağışıklık sistemi virüse karşı antikorlar üretir. Ancak, bu antikorlar sadece bulaşan serotipe karşı etkili olabilir ve başka bir serotipin tekrar enfeksiyonuna karşı tam koruma sağlamaz. Bu durum, aynı kişinin yaşamı boyunca farklı serotiplerle birden fazla kez enfekte olabileceği anlamına gelir. İkinci bir enfeksiyon, genellikle daha şiddetli belirtilere veya ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, dengue kontrolü ve önlenmesi stratejileri, farklı serotiplere karşı geniş kapsamlı korumayı hedefler.
Dang humması virüsleri, Flaviviridae familyasına ait RNA virüsleridir. Bu virüslerin Latince adı, aynı zamanda bu familyanın adı olan "Flavivirus"tur. Flavivirus, sivrisinekler gibi vektörler aracılığıyla insanlara bulaşabilen birçok patojen virüsü içerir. Bu virüsler arasında dengue virüsü, sarı humma virüsü, Zika virüsü ve batı Nil virüsü bulunmaktadır. Bu virüsler insanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilirler.
Dang humması genellikle sivrisineklerin ısırmasıyla insanlara bulaşır. Ancak, nadir durumlarda, enfekte bir kişiden kan yoluyla veya anneden bebeğe geçebilir. Doğrudan insanlar arasında yayılma, sivrisinek ısırması olmadan, oldukça nadirdir.
Bu makale Chat GPT de yapılan taramalar sonucunda hazırlanmıştır.
Sağlık Haberleri
-
Sivri sineklerin neden olduğu bazı hastalıklar
-
Dang humması nedir? Nasıl bulaşır ?
-
Uyku apnesi nedir?
-
Narkolepsi Nedir?
-
Çiçek Aşısının Keşfi: Tarihte Bir Dönüm Noktası ve Küresel Sağlık Başarısı
-
Çocukluk Döneminin Meydana Getirdiği Sık Görülen Hastalıklar ve Önleyici Sağlık Tedbirleri
-
Salgınların İzinde: Tarihin Dönüm Noktaları ve İnsanlığın Mücadelesi
-
"Kızamık Aşısının Keşfi: Hastalığın Kontrolünde Bir Dönüm Noktası"
-
Siyah Ve Yeşil Çay İçmenin Sağlığımıza Faydaları
-
Beyin ölümü ne anlama geliyor? Bilim, yaşamın sonunu nasıl tanımlıyor?
-
Virüsler hücreler arası iletişimi bozarak bağışıklık sistemini atlatıyor
-
Bağırsak bakterilerinin kilo almayla ilişkisi var mı?
-
Maymun çiçeği virüsü
-
Akciğer Kanseri
-
Kleefstra sendromu del(9q34)